BARIŞ İÇİN ELELE
"Gelin BARIŞ'a ve eşitlikçi, özgürlükçü, insan onuruna yaraşır bir dünya özlemine şans tanıyalım. Çoğulcu, demokratik bir toplum özlemimize; Yeni bir Türkiye'ye şans tanıyalım. Ve BARIŞ talebini, hayatımızda ve dünyanın dört bir yanında ilmek ilmek örelim."
Yüzyıllardır acının, gözyaşının, insanın insanı katletmesinin adı olmuştur savaş. İyi, güzel ve doğru olanı yok eden, doğayı ve çevreyi tahrip eden, insani değerlerin en büyük düşmanı olmuştur savaş. İyiyi, güzeli, insanca yaşamayı savunanların çığlığında doğmuştur BARIŞ!
1 Eylül 2001, bütün dünyada BARIŞ talebinin bir kez daha yükseldiği; savaşların yarattığı felaketlerin bir kez daha bilinçlere çıkarıldığı bir gün.
1 Eylül 2001, bütün dünyada BARIŞ isteyenlerin tek ses, tek yürek oldukları, savaşların yarattığı felaketlerin bir kez daha hatırlatıldığı anlamlı bir gün.
2000‘li yılları yaşarken, ne yazık ki dünaynın bir çok yerinde savaşlar devam ediyor. Farklı kimliklere, inançlara, yaşam biçimlerine karşı düşmanlık tohumu ekiliyor ve savaşlar halkları açlığa, yoksulluğa, acılara boğarken; savaş tacirleri kazanmaya devam ediyor.
Küresel kapitalizm, insan hayatını umursamıyor. Sermayenin trek bir hedefi var, daha fazla kar. Bu hedefe uygun ekonomik ve siyasi senaryolar yazılıyor, çatışmalar çıkartılıyor. Egemenlerin hegemonya kavgasının faturası, yani gözyaşı, kan, açlık ve yoksulluk dünya halklarına çıkarılıyor! İnsanlığın ortak malı olan, insanlık yararına kullanılması gereken bilim ve teknoloji, egemenler tarafından farklı amaçlarla kullanılıyor!
Çok yakın bir zamanda gördük ki, halklar arasında düşmanlık yoktur. 17 Ağustos felaketinde dünyanın dört bir yanından farklı dillerden, farklı ırklardan, farklı dinlerden insanlar yardımımıza koştu. Geçmişteki tüm kışkırtmalara rağmen, Yunanlı kardeşlerimizin enkaz kaldırmak için gece gündüz çalışmalarını izledik. Barışın, kardeşliğin, dostluğun, insanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık.
Gerilim, çatışma ve savaşın yarattığı rant, karanlık güçlerin iştahını kabartıyor. Farklı etnik köken ve inançları bünyesinde barındıran ülkemizde de yıllarca önyargı ve gerilim siyaseti izlendi. Tek tip insan yaratma, farklı olanı baskılandırma ve dışlama, egemen kültürü hayatın her alanınahakim kılma anlayışı, beraberinde otoriter bir rejim yapılanmasını getirdi. Bu otoriter yapı, "düşüncelerin ifade edilmesini" bile suç saydı, hak ve özgürlük talplerine baskı ve şiddetle yanıt verdi. Ancak, barış isteyen, insan hakları isteyen, demokrasi isteyen, bağımsız ve demokratik bir Türkiye için mücadele eden kesimler bütüb bu baskılara rağmen susmadı.
Ülkemizde çatışma ortamının bitmesi, demokratikleşme açısından bize önemli olanaklar sağlıyor. Bu ülkenin ihtiyacı, Anayasa‘sıyla, yasalarıyla, uygulamalarıyla, demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir düzenlemedir. Çok kimlikli, çok inançlı ve çok kültürlü bir toplumun ihtiyaçaları böylesi bir düzenlemeyle karşılanabilir. İşte böylesi bir düzenlemeyle Kürt Sorunu‘nda çözüme gidilebilir.
Barış, demokrasi ve bağımsızlık mücadelesi, emek mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Barışın, demokrasinin ve insan haklarının yerleşmediği hiçbir ülkede emekçilerin kazanımlarının korunması; hak ve özgürlüklerin kazanılması olanaklı değildir. İşte bu yüzden verdiğimiz emek mücadelesini, barış, insan hakları, bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesiyle birlikte yürütmek zorundayız. Eğitime, sağlığa, kamu yararına ayrılması gereken payları sürekli düşürürken, silahlanma yarışında dünyanın 5. ülkesi olduğumuz gerçeğini gözardı edemeyiz. İnsanların köylerinin yakıldığı, köylerine dönüşlerinin engellendiği, kimliklerinin tanınmak istenmediği, anadilde eğitim hakkının bile çok görüldüğü gerçeğine de gözlerimizi kapatamayız.
1 Eylül 2001 Barışa şans tanıma, kendimizi yeniden sorgulama zamanı. Emperyalizmin bölgesel çatışmaları kışkırtma politikalarına karşı dünya barışını savunma, Filistin‘de İsrail katliamına karşı bölgesel barışı savunma ve ülkemizdeki barış ortamının kalıcı hale getirilmesi bir bütündür.
Gelin BARIŞ‘a ve eşitlikçi, özgürlükçü, insan onuruna yaraşır bir dünya özlemine şans tanıyalım. Çoğulcu, demokratik bir toplum özlemimize; Yeni bir Türkiye‘ye şans tanıyalım. Ve BARIŞ talebini, hayatımızda ve dünyanın dört bir yanında ilmek ilmek örelim.
TÜRKİYE DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEREDASYONU
KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ
TÜRK DİŞ HEKİMLER BİRLİĞİ
TÜRK ECZACILAR BİRLİĞİ
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ