ÇMO: "ÇEVRE HAKKI İNSAN HAKKIDIR"

14.12.2006

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 10 Aralık 2006'da Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Bugün, dünyamız Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu verilerine göre, sosyal ve ekonomik bölüşüm ilkeleri açısından en kötü dönemini yaşamaktadır. Örneğin, gelişmiş ülkeler olarak adlandırılan ülkelerin içinde birkaç ülke ve bu gelişmiş ülkelerin çok uluslu şirketleri, tüm dünyada elde edilen gelirin %80‘ine sahiptir. Böyle bir ortamda açlık, barınma, sağlık ve yoksulluk temel sorun alanları olarak ortada durmaktadır.

Açlığın, yoksulluğun ve işsizliğin, bölüşüm ilişkilerindeki eşitsizlik sonucu ortaya çıktığı ve küreselleşme sürecinin yarattığı tahribat ile daha da derinleştiği bilinmektedir. Bu noktada küreselleşme insan emeğinin sömürülmesini, doğal varlıkların sermayenin hizmetine sunulmasını, sınırsız ve kuralsız bir kar hedefli ekonomiyi ülkelerin ve dünya halklarının kabul etmesini öngörmekte, yeni dünya düzenini kurma adına, savaş, yağma ve talanı da beraberinde getirmektedir. Bir diğer tarafta ise, ülkemizde yaşanan zorunlu göç, işkenceler, hak ihlalleri, keyfi gözaltılar ve F tipi cezaevleri durmaktadır. "İnsan hakları" gibi değerler ise, sadece kağıt üzerinde kalan sözcüklerden ibaret olmakta ve gözardı edilmektedir.
Oysa ki, uluslararası insan hakları belgelerinde yer alan haklar ve özgürlükler, tüm dünya ulusları tarafından tanınsa ve uygulansa bugünkünden çok daha güzel bir dünya olacağı açıktır. Bugün insan hakları ve özgürlükler mücadelesi, en temelde yaşam hakkı olmak üzere bir anlamda yaşanabilir bir dünya ve sağlıklı bir çevre için gelecek mücadelesidir.

Çevre Hakkı Kavramı
Çevre duyarlılığının gelişimi ile birlikte, çevresel değerlere hukuksal güvenceler kazandırılması gereği de duyulmaya başlamıştır. Bu gereğin sonucu olarak, insanın doğal ve yapay çevresini oluşturan öğeleri koruyan, geliştiren ve onların hukuksal durumlarını düzenleyen hukuk dalı olarak çevre hukuku ortaya çıkmıştır. Çevre hukukunun gelişimi ve bu alandaki mücadele örneklerinin yaygınlaşması ile birlikte, yeni tartışma alanları ve kavramlar gündeme gelmeye başlamıştır.

Çevre konusunun insan hakları felsefesi alanında yer aramaya başlaması sonucunu doğuran bu gelişmeler ile "Dayanışma Hakları" ya da "Üçüncü Kuşak İnsan Hakları" çerçevesinde değerlendirilen "Çevre Hakkı" gündeme gelmiştir. UNESCO‘nun da kabul ettiği bu yaklaşım sonucunda, Çevre Hakkı, üçüncü kuşak haklar kapsamında insan hakları alanında yerini almıştır.
Bu bilgilerin ışığında, 2000‘li yıllarda Çevre Hakkı kavramının tartışılması ve politik karar alma süreçlerinde, teknik uygulamalarda çevre hakkının ve gelecek kuşaklar kavramının mutlak olarak ele alınması gereği açıktır.
T.C. Anayasası‘nın 56. Maddesi‘nde tanımlanan, "Herkesin Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı" kavramı, bugün yaşanan olumsuzluklar ve kuralsızlıklar ortamında yeni tartışmaları gündeme getirmiştir.

Toplum ve Ülke yararını gözardı eden yatırımların, tarihi, kültürel ve doğal varlıkları talan eden uygulamaların, çevrenin kirletilmesi ve doğanın sömürülmesi ortamını hazırlayan enerji, sanayi, kentleşme ve ulaşım politikalarının olduğu bir ülkede; ÇEVRE HAKKI KAVRAMI DA ÖZÜNDE BİR DEMOKRASİ SORUNU OLMAKTADIR.

Örneğin; Bergama halkının, bilim ve hukuk alanında kazandıkları zafer ve mahkeme kararlarına rağmen, faaliyetlerine devam eden yatırımcı firma ve buna göz yuman kamu görevlilerinin tutumu, Çevre Hukuku ve Çevre Hakkı kavramlarının uygulama alanını sorgulamamıza neden olmaktadır. Çamlıhemşin, Çan, Cargill, Mobil Santrallar ve Nükleer Santraller gibi birçok olayda durum aynıdır. Bu durumda, ya plansızlık ve kuralsızlık ya da bilim ve hukuk gibi iki seçenek ortaya çıkmaktadır. Bu soruların yanıtı, ÇEVRE HAKKI kavramının da yaşamla buluşmasını tanımlayacaktır.

Çevre Hakkı İnsan Hakkıdır !

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu