DEK-TMK GENEL KURULU/6 Nisan 2017/ANKARA
Sayın Konuklar, Değerli Delegeler…
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Derneğinin 2014 – 2016 Dönemi Olağan Genel Kurul Birinci Toplantısında TMMOB Yönetim Kurulu adına söz alıyorum. Öncelikle hepinizi şahsım ve TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.
Tüzüğünün 2. Maddesinde de yer aldığı üzere; faaliyetini tarafsız, bağımsız, bilimsel nitelikte ve ülkemiz çıkarları doğrultusunda gerçekleştirmesi gereken DEK-TMK, iki yıl önce yapılan genel kurulu ve öncesinde yaşanan gelişmeleri hepimiz hatırlıyoruz. Gerek siyasal açıdan gerekse enerji sektörüne farklı görüşlere sahip yaklaşık 250-300 gerçek ve tüzel kişiden oluşan dernek yapısı geçen yıl gündeme gelen toplu üyeliklerle bir anda 900 civarında üye yapısına dönüştürüldü.
DEK-TMK Tüzüğünde Gerçek Kişilerin Üyelik Şartlarını belirleyen 7. Maddesindeki “Fiil ehliyetine sahip gerçek kişiler, enerji veya enerji-çevre ilişkisi konusunda araştırmaları, çalışmaları, görevleri, hizmetleri ve eserleri ile tanınmış olmalıdır.” Hükmü yok sayılarak, enerji ile ilgili kamu kurumlarında çalışmanın ötesine geçememiş çalışanların da üyeliği ile derneğin nitelikli yapısı nicel zenginliğe kavuşturulmuştur.
Geçen dönem yaşanan bu gelişmeler ile derneğin amaç maddesinde yer alan tarafsızlık, bağımsızlık ve bilimsel yapısı da ciddi anlamda erozyona uğramıştır. Tüm meslek alanlarında kendisini ifade edebilen farklı seslere tahammül olmadığı yapılan Bakanlık merkezli operasyonla bir kez daha açığa çıkmıştır.
Değerli Delegeler..
TMMOB olarak bizler; enerjinin özerk bir kamu kurumu tarafından, merkezi bir planlama anlayışı ve kamu hizmeti gereklerine uygun bir şekilde tek elden yönetilmesini savunuyoruz. Elektrik enerjisi kullanımını bir insan hakkı olarak kabul ediyor, günümüz koşullarında çağdaş ve sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi için insanların elektrik enerjisi kullanımının zorunlu olduğunu savunuyoruz.
Ayrıca; elektrik enerjisinin kullanıma hazır hale getirilmesi işlemlerinin endüstriyel ve ekonomik faaliyetleri gerekli kıldığı, üretiminde kullanılan doğal kaynakların tamamının da toplumsal mülkiyet alanı içinde yer aldığı bilinciyle hareket ediyoruz.
Bu nedenle; enerji, özellikle elektrik enerjisine ilişkin faaliyetlerin çevreye zarar vermeden, kaynakları israf etmeden, gerekli yatırım ve endüstriyel faaliyetlerinde ekonomik ve teknolojik olarak halk yararına olan yöntemlerin kullanılmasında ısrar ederek; halkımıza sürekli, kaliteli, ucuz elektrik enerjisi ulaştırılması için çaba sarf ediyoruz.
Yani elektrik enerjisi ile ilgili iş ve işlemleri takip ediyor, görüş oluşturuyor ve yapanları denetlemekle görevli olanlara ileterek halkımızın çıkarlarına aykırı olan, çevreye zarar veren veya verecek olan, kaynaklarımızı israf eden, yapılmasında kamu yararı olmadığını düşündüğümüz iş ve işlemler için denetleme erki ve yaptırım gücü olan Kurumlarla yanlış işlere engel olmaya çalışıyoruz.
Bunu bazen yargı organlarında dava açarak, bazen TBMM’de grubu bulunan partilere iletip TBMM vasıtası ile denetleme yapmalarını talep ederek, bazen de basın açıklamaları, kongre, sempozyum ve benzeri etkinliklerle kamu yararına konunun tüm bileşenlerini bir araya getirerek doğru bildiğimizi hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Bugünlerde hepimizin malumu olduğu üzere ülkemiz genel anlamda 16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliğine odaklandı. Halkımızın tercihine sunulacak olan Anayasa değişikliği gerçekleşirse, tüm yetkilerin tek elde toplandığı bir yönetim şekline adım atmış olacağız.
Bu haliyle artık yaptığımız çalışmaları ileterek enerji alanında denetim yapılmasını isteme şansımız olmayacak çünkü TBMM’nin öyle bir yetkisi kalmamış olacaktır.
Yargı kurumlarında dava açamayacağız çünkü açsak bile eleştirdiğimiz işi yapan yürütmenin başında olan kişi tarafından seçilen yargıçlar onun isteği dışında karar veremeyeceklerdir.
Basın bildirisi, gösteri, yürüyüş ve benzeri etkinlikleri yapamayacağız çünkü tek başına olağanüstü hal ilan etme yetkisi olacak olan Cumhurbaşkanı istediği an OHAL ilan etmek suretiyle bunlara mani olabilecektir.
Dolayısı ile bizler hiçbir söz hakkı olmayan, görüş bildiremeyen kitleler olarak yalnızca yapılanları seyretmekle kalacağız.
O zamanda pahalı elektrik, nükleer santraller, kalitesiz ve kesintili elektrik, kirli hava, iklim değişikliğine neden olan uygulamalar ve benzeri karşı çıktığımız ve kısmen de olsa engellediğimiz olumsuz uygulamalar; kar etmeyi her şeyin önünde gören bir anlayış vasıtası ile hayata geçirilecek ve ülkemiz, elektrik enerjisini kamu hizmeti olarak değil de ticari bir meta ve kar aracı olarak görenler için dikensiz bir gül bahçesi olacaktır.
Biz böyle olmasını istemiyoruz. Bilgi ve birikimimizi ülke çıkarları ve halk yararına kullanmak, bilimsel ve sosyal olarak yanlış bulduğumuz uygulamaları engellemek için uğraş vermek, elektrik enerjisinin yeterli, kaliteli ve kesintisiz olarak, halkımıza ekonomik yük oluşturmayacak şekilde bir kamu hizmeti olarak sunulmasını sağlamak için çalışmak istiyoruz.
Anayasa değişikliği gerçekleştiği takdirde bu haklar elimizden alacaktır. Bu nedenle Anayasa oylamasında HAYIR diyoruz ve tüm meslektaşlarımızı da HAYIR demeye davet ediyoruz.
Sayın Katılımcılar…
TMMOB olarak
Enerjinin insan yaşamı için vazgeçilmez olduğu ve yokluğunun insanın çağdaş bir yaşam sürmesine engel olacağı bilinci ile;
-Enerjinin tüm insanlara ihtiyacı kadar sunulması temel ilkesini esas alarak,
-İnsanın kullandığı her tür enerjinin bir işlem gerektirdiğini bilerek ve bu işlemi yerine getiren emeğe saygıyı önde tutarak,
-Her tür enerjinin bir kaynaktan üretildiği ve bu kaynakların dünyada kısıtlı oranda bulunduğunun bilincinde olarak,
-Her tür kaynağın enerjiye dönüştürülmesinin o kaynağı belli oranlarda kullandığını ve yenilenebilir kaynaklar dışındaki tüm kaynakların tükenebileceği ve bu kaynakların insanlığın malı olduğu gerçeğinden hareketle,
-Her tür kaynağı enerjiye çevirme işleminin belli oranlarda doğada kirlilik yarattığını bilerek,
-Enerjinin bir bedeli olduğu gerçeğini yadsımadan,
-Enerji kaynaklarının kullanımının ülke sınırları içerisine hapsedilmesinin insanlık açısından enerjiden yaralanmayı kısıtlayıcı bir unsur olduğu ve enerji konusunun uluslararası ölçekte değerlendirilmesi zorunluluğunu kabul ederek ,
-Enerjinin evrensel bir değer olduğunu esas alarak ,
Enerji politikamızın temel ilkelerini uzun yıllar içerisinde oluşturduk ve her platformda başta konunun ilgilileri olmak üzere tüm kamuoyu ile paylaşmayı ülkemize karşı asli sorumluluğumuz olarak bildik.
Bu anlayış ve değerler bütünü içinde çalışmalarımızı 2017 yılı Aralık ayı içerisinde gerçekleştireceğimiz TMMOB 11. Enerji Sempozyumunda da sürdüreceğiz.
Cengiz Göltaş
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi