EMEK PLATFORMU, HÜKÜMETİ UYARDI
Bileşenleri arasında TMMOB'nin de bulunduğu Emek Platformu Başkanlar Kurulu, 25 Eylül 2006 tarihinde TBMM Dikmen Kapısı'nda kitlesel bir basın açıklaması yaparak, Hükümetten, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'na koyduğu çekinceleri kaldırmasını istedi.
Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın da bulunduğu Emek Platformu Başkanlar Kurulu, basın açıklaması sonrası sırasıyla CHP, ANAP ve AKP grup başkanvekilliklerini ziyaret ederek, görüşlerini dosya halinde sundular.
GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ AVRUPA SOSYAL ŞARTI‘NIN 5, 6, 23 VE 4. MADDESİNİN 1. FIKRASINA ÇEKİNCE KOYAN HÜKÜMETİ UYARIYORUZ!
Ülkemizdeki demokrasi ve insan hakları mücadelesinin önüne "Ülkemizin şartları" adı altında konulmak istenen engellere bir yenisi daha eklenmek istenmektedir. Meclis Genel Kurulu‘nda görüşülecek olan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Konseyi‘nin iki temel sözleşmesinden biri olarak, ilk haliyle, 1961 yılında kabul ettiği ve Türkiye‘nin de 1988 yılında onayladığı bir anlaşmadır.
Avrupa Sosyal Şartı, 1999 yılında bazı maddeler eklenerek genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş (Revize) Edilmiş Sosyal Şart olarak adlandırılmıştır. Avrupa Konseyi, üyelerinden Gözden Geçirilmiş Şartı yeniden onaylamalarını istemektedir. AB mevzuatının bir parçası olan bu Anlaşma, Avrupa Anayasasının da bir eki niteliğindedir.
Şart, çalışanlarla ilgili temel ekonomik ve sosyal hakları, ILO Sözleşmelerinden de daha kapsamlı olarak düzenlemesinin yanında, toplumun geniş kesimleri için temel hakların korunması ve geliştirilmesini ve yoksulluğa karşı korumayı amaçlayan düzenlemelerle hükümetleri bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır.
1989 yılında, aralarında örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının da bulunduğu maddelere konan çekince ile onaylanan Avrupa Sosyal Şartı, bu kez Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı olarak, bu çekinceleri korumanın yanında bazı çekincelerle onaylanmak istenmektedir.
Yıllarca, kamu çalışanlarına örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı tanımamak için kaldırılmayan çekinceler korunduğu gibi, Avrupa Birliği‘nin sosyal kazanımları arasında olan kimi konulara da çekince konularak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin eli ile "düşük statülü yurttaşlık" yaratılmak istenmektedir.
Hükümet, GGASŞ ile ilgili olarak;
Adil Çalışma koşulları ile ilgili 2. maddenin iki fıkrasına çekince koyarak; gerekli koşulların varlığı halinde, haftalık çalışma sürelerinin aşamalı olarak azaltılarak, makul günlük ve haftalık çalışma saatleri ile yılda en az dört hafta ücretli izin sağlamayı, bu ülke çalışanları için taahhüt etmeyi uygun bulmamıştır.
Adil Ücret Hakkı başlıklı maddenin 1. fıkrasına çekince koyarak; "çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı" reddetmektedir.
Örgütlenme hakkı ile ilgili 6. maddeye konulan çekinceyi sürdürerek, asker ve polise bile sınırlı ölçüde tanınabilecek bir örgütlenme hakkını yaygınlaştırmak istememiştir.
Toplu pazarlık hakkı ile ilgili etkili bir ortak görüşme, toplu sözleşme ve uyuşmazlık ile grev hakkı ve toplu eylem hakkını, çalışanlara tanımamak için, Sosyal Şartın 6. maddesindeki çekinceyi kaldırmamıştır.
"Çocukların ve Gençlerin Korunması" başlıklı Maddenin 7. fıkrasına çekince koyarak, 18 yaşından küçük çocuklar için bile yılda dört haftalık ücretli yıllık izni çok görmüştür.
Çalışma Koşullarının ve Çalışma Ortamının Düzenlenmesi ve İyileştirilmesine katılma hakkı başlıklı 22. Maddenin iki maddesine koyduğu çekince ile çalışanların ve temsilcilerinin işletmede sosyal ve sosyo-kültürel hizmetlerin ve olanakların örgütlenmesi ve bu konulardaki düzenlemelere ilişkin uyumun denetimine katılmalarına olanak veren önlemler almak ve bunları özendiren önlemler almayı taahhüt etmekten kaçınmaktadır.
Yaşlıların Sosyal Korunma Hakkı ile ilgili 23. Maddeye çekince koyarak; yaşlılara iyi bir yaşam sürmeleri ve kamusal, sosyal ve kültürel yaşama etkin olarak katılmalarına olanak sağlayan yeterli kaynakları; yaşlılar için var olan hizmetler ve kolaylıklar ve onların bunlardan yaralanma olanakları konusunda bilgi sağlamayı ve toplumun bütün haklarına sahip üyeleri olarak kalabilmelerini sağlamayı; yaşlılara gereksinimleri ve sağlık durumlarına uygun konutlar ve bu konutlar için destek sağlamayı; durumlarının gerektirdiği sağlık ve bakım hizmetlerini sağlamayı ve bağımsız bireyler olarak yaşamlarını sürdürmelerini sağlamayı; kurumlarda yaşayan yaşlılara, özel yaşamlarına saygı içinde uygun yardım ve kurumlardaki yaşam koşullarına ilişkin kararlara katılımlarını sağlamayı amaçlayan önlemler almayı, taahhüt etmekten kaçınmaktadır.
Hükümet, Gözden Geçirilmiş Sosyal Şartı, çekincesiz onayladığı takdirde, AB müktesebatına uyum çerçevesinde değiştirdiği Anayasa‘nın 90. maddesine göre, ülkeyi ucuz emek pazarına dönüştüren ve yurttaş haklarını, hak olmaktan çıkaran politikaları sürdürmek olanağı bulamayacaktır. Bu durumda, Sosyal Şartın hükümleri, Hükümetin düzenlemelerinin yerine geçecektir.
Sosyal Şartın maddelerine konan çekinceler;
Bu, ülke çalışanları için çalışma sürelerinin azalabileceği, insanca yaşama ve çalışma koşullarının mümkün olabileceği konusundaki bir olasılığı bile ortadan kaldırmaktadır.
AB ülkeleri çalışanları için hak olan, dört haftalık ücretli yıllık izin hakkı, ülkemiz çalışanları için, çocuk bile olsalar uygun görülmemektedir.
Çalışanlar için, asgari ücretin adil bir ücret olması söz konusu değildir. Türkiye‘de asgari ücret, çalışan kişinin kendisi ve ailesi için iyi bir yaşam düzeyi sağlayan ücret olmak yerine; bir kişi için belirlenip, tüm ailesinin geçimini sağlayan ücret olmayı sürdürecektir.
Örgütlenme, toplu iş sözleşmesi ve grev hakları göstermelik haklar olarak kâğıt üzerinde kalmaya devam edecektir.
İşyerlerinde ve işletmelerde, çalışanlar ve temsilcilerinin katılım ve denetimleriyle ilgili demokratik süreçler işletilmeyeceği için, çalışma ilişkilerinin toplumun demokratikleşmesine katkısı gerçekleşemeyecektir.
Yaşlılar, toplumdan dışlanarak, yurttaş haklarından yararlanamayarak, düşük emekli gelirleri ile açlık sınırında yaşayarak, toplumun dışlanmış unsurları olmayı sürdüreceklerdir.
Tüm bunların yanı sıra, Hükümet birçok konuda olduğu gibi, GGASŞ‘nın ele alınmasında da tek yanlılığı ve dayatmayı esas almaktadır. Gerçekte AB müktesebatının bir parçası olan Avrupa Sosyal Şartı, sosyal diyaloga başvurulmadan TBMM gündemine getirilmiştir. 2005 yılında, görüşülmeye başlanan Şart, çalışanların ekonomik ve sosyal hakları ile ilgili olmasına karşın, Komisyon çalışmalarında çalışanların temsilcilerinin görüşlerine başvurulmadan ve danışılmadan TBMM Genel Kurulu‘na dek getirilmiştir.
Hükümet, bu yaklaşımıyla ülke halkı ve çalışanları için, AB‘nin sosyal ve ekonomik haklarını uygun görmemekte ve AB‘ye üyelik sürecini ülkeyi bir ucuz emek pazarı olarak düzenleyerek; yurttaşlarını "ikincil statüde", ucuz emek olarak pazarlamayı sürdürmekte kararlı olduğunu göstermektedir.
BİZ EMEK PLATFORMU OLARAK;
Hükümete buradan çağrı yapıyoruz: İnsanca yaşamı çalışanlara, gençlere ve yaşlılara çok gören yaklaşımınızı GÖZDEN GEÇİRİN ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı‘na KOYDUĞUNUZ ÇEKİNCELERİ KALDIRIN"