
EMEK VE DEMOKRASİ ÖRGÜTLERİ 4+4+4`E KARŞI SOKAĞA ÇIKTI!
Kesintisiz zorunlu eğitimi kademelendirerek 4+4+4 şeklinde kesintili hale getirmeyi öngören kanun teklifine karşı eğitim kuruluşları, emek ve demokrasi örgütleri bir araya geldi. Ankara’da 3 Mart Cumartesi günü Sakarya Meydanı’nda toplanan aralarında TMMOB’nin de bulunduğu örgütler AKP İl Binası’na yürüdüler.
Örgütler adına ortak açıklamayı Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız okudu.
KESİNTİSİZ ZORUNLU EĞİTİMİ KADEMELENDİREREK
KESİNTİLİ HALE GETİREN
4+4+4 KANUN TEKLİFİNE İLİŞKİN
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI METNİ
Yasa Teklifi, Antidemokratik Bir Ortamda Hazırlanmıştır
Zorunlu eğitimi kademelendirerek kesintili hale getirmeyi öngören kanun teklifi, herhangi bir tartışma ortamı yaratılmadan ve düzenlemenin muhataplarına danışılmadan Meclis‘e sunulmuştur. Yasa teklifinin böylesi tartışma ortamından uzakta hazırlanmış olması ve içeriği, AKP‘nin kendi siyasal-ideolojik ihtiyaçlarını referans alarak eğitimi yeniden yapılandırmak istediğini göstermektedir. Teklif, bu haliyle demokratik olmaktan uzakta; AKP‘nin antidemokratik uygulamalarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yasa teklifinde yer alan gerekçeler dahi yasa teklifini anlatmaktan, gerekçelendirmekten uzaktır
Kanun teklifinin gerekçelerinde, teklifin bizzat savunucusu olduğu siyasal iktidarın kararlı uygulayıcısı olduğu kimi politikaları (taşımalı eğitim, köy okullarının kapatılması, YİBO vb.) gerekçe haline getirdiği ve bu uygulamaların kesintisiz eğitim sisteminin bir sonucu olduğunun dile getirildiği görülmektedir.
Yasa teklifinin bir diğer gerekçesi, mecburi ilköğretim çağında olan 6 ve 13 yaşındaki öğrencilerin aynı okulda okumalarının açığa çıkardığı sorunların çözülmesi gerektiğine ilişkindir. Ancak Meclis alt komisyonunda kabul edilen metinde "İlköğretim kurumlarının ilköğretim birinci kademe ve ilköğretim ikinci kademe olarak bağımsız okullar halinde kurulması esastır. Ancak imkan ve şartlara göre ilköğretim ikinci kademe okulları, ilköğretim birinci kademe okullarıyla veya ortaöğretim kurumlarıyla birlikte de kurulabilir" şeklinde ifade edilen düzenlemeyle yasa teklifinin gerekçesi çürütülmektedir. Kendi gerekçesini çürüten ve sorun olarak nitelendirdiği konuya ilişkin çözüm üretmeyen bu kanun teklifinin gerçeği yansıtmaktan çok uzak olduğu bir kez daha görülmektedir. Kaldı ki yasa ile bu anlatılan sorunların hiçbir tanesine çözüm
üretilmemektedir.
Bu Yasa İle AKP‘nin Nasıl Bir Ülke İstediği Anlatılmaktadır
Var olan eğitim sisteminin, laik-bilimsel-demokratik olduğu söylenemez; ancak AKP, bu yasa teklifi ile bu kadarından bile rahatsız olduğunu göstermiştir. AKP, laik-bilimsel-demokratik eğitim yerine dinsel temele dayalı düzenleme çabası içerisindedir. Diğer yandan kamusal bir hak olan eğitimi piyasalaştırmakta ve ticarileştirmektedir.
Yasa Teklifi, Toplumsal Bir Talep Olmaktan Uzaktır
Siyasal iktidarın kendi siyasal-ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda hazırladığı yasa teklifi, toplumsal bir talep olarak sunulmaktadır. Ancak yasa teklifi yıllardır dile getirilen anadilinde eğitim; din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılması talebini içermemektedir. Yıllardır dile getirilen talepleri görmezden gelerek hazırlanan kanun teklifi, AKP‘nin ‘toplumsal talebi‘, ancak kendi yaratmaya çalıştığı toplumsal yapıya paralel ise dikkate değer bulunduğunu bir kez daha göstermektedir.
Alt Komisyonda Yapılan Değişiklikler Yeni Sorunları Açığa Çıkarmaktadır
Meclis alt komisyonunda yapılan değişiklikler, komisyonun tepki alan kimi maddeleri değiştirmesine rağmen teklifin içerdiği sorunları ortadan kaldırmamıştır. Aksine komisyonda yapılan düzenlemeler daha ciddi sorunları beraberinde getirecek niteliktedir.
Okulöncesi Eğitim Zorunlu Eğitim Kapsamı Dışında Bırakılmıştır
Kanun teklifiyle eğitim sistemi ve çocukların gelişimi açısından son derece önemli olan okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin kapsamı içine alınmamıştır. Oysa ki bütün dünyada 36-70 ay dönemi için yaygın bir biçimde uygulanan okulöncesi eğitim, öğrencinin gelişimine sosyalleşmesine, temel eğitime hazırlanmasına büyük katkısı olan bir uygulamadır.
Eğitime Başlama Yaşı, Dinsel Anlamda ‘Mükellefiyet Çağı‘ Esas Alınarak
Hazırlanmıştır
Meclis alt komisyonunda yapılan değişiklikle okula başlama çağı 5 yaşına düşürülmüş ve bu değişikliğin okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması isteğini karşılayacağı dile getirilmiştir.
Ancak okulöncesi eğitimin zihinsel gelişime etkisi, ilköğretim eğitiminden farklılığının gözardı edilmiş olması ve düzenlemenin okulöncesi eğitim zorunluluğunu karşılamaktan uzak olması; değişikliğin kız çocukları için dinsel anlamda ‘mükellefiyet çağı‘ olarak tanımlanan dönem öncesinde ilköğretimi bitirmesinin hedeflendiğini göstermektedir.
Zorunlu Eğitim 12 Yıla Çıkarılmamaktadır
Alt komisyonda son hali verilen yasa teklifinin 10. maddesinde, ortaöğretim hizmetinin "örgün" ve "yaygın" öğrenim veren kurumların tümünü kapsadığı dile getirilmektedir. Bu düzenleme, ortaöğretimde yaygın öğrenimi içererek zorunlu eğitimi 12 yılla değil, fiilen 8 yılla sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla, zorunlu 12 yıl eğitim hizmeti son kademede sadece diploma almaya bağlanmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse söz konusu teklif ile iddia edildiği gibi zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmamaktadır.
Son düzenlemede belirtilen öğrencilerin ‘açık öğretim‘ yolu ile diploma almaları uygulaması ise daha önceden de bulunmaktadır. Yasa teklifinde belirtilen ‘son dört yılın açık öğretim ile eğitimlerine devam edebileceği‘ ifadesi, özel eğitim kurumlarına gidilmesini zorunlu hale getirilmektedir.
Kamusal Eğitime Dair Devlet Yükümlülüğü Sona Erdirilmektedir
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu‘nun 22. maddesine dair ilk teklifte "ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu, devlet okullarında ve parasız olacağı" ifadesi yer alırken, alt komisyondan geçen teklifin 7. maddesinde bu ifade çıkartılmıştır. Söz konusu ifadelerin çıkartılması özellikle kız çocuklarının okullaşmasına yapılan vurgunun ortadan kaldırılması açısından manidardır. Ayrıca ilköğretimin devlet okullarında parasız olması vurgusunun çıkarılması da son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Zira ilköğretimin parasız olmasını düzenleyen ilgili Anayasa maddesinde yapılacak küçük bir değişlik ile ilköğretim hizmetinin paralı olması mümkün hale gelmesinin önü açılmıştır.
Çocuk Emeği Sömürüsü Yaygınlaştırılmaya Çalışılmaktadır
Yasa teklifinin alt komisyonda düzenlenen 12. maddesi ile çocuk emeği sömürüsünün önü sonuna kadar açılmaktadır. Bir önceki teklifte yer almayan bu düzenlemeye göre, on çalışanı olan bir işletmeye sınırsız stajyer meslek lisesi öğrencisi çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Oysa Mesleki Eğitim Kanunu‘nda yer alan haliyle en fazla o işyerinde çalışanların onda biri kadar stajyer çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Alt komisyonda şekillendirildiği haliyle teklifteki 12 maddeye göre bu oran sınırı kaldırılarak işletmelere ucuz işgücü olarak diledikleri kadar öğrenci istihdam etme olanağı sunulmaktadır. Torba yasada meslek lisesi öğrencilerinin cebindeki üç kuruşa göz diken AKP, şimdi de çocuklarımızın ucuz ve güvencesiz işgücü olarak sömürülmesine sonuna kadar olanak verecek bir düzenlemeye imza atmaktadır. Torba yasa döneminde de çok fazla tartışmaya neden olan bu konuya dair AKP‘nin yeniden adım atması manidardır.
Bu yasa hemen geri çekilmelidir
· Okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alındığı,
· Çocuk emeği sömürüsüne engel olunduğu,
· Zorunlu eğitimin kamusal bir hak olarak tanımlanarak devletin yükümlendirildiği,
· Mesleki eğitim ve yönlendirmede sanayi ve sermayenin ihtiyacı, ailenin belirleyiciliği değil, öğrencinin kendi istekleri doğrultusunda özgürce karar verebildiği,
· Eğitimin hiçbir evresinin piyasalaştırılmadığı, ticarileştirilmediği,
· Eğitimin bütün evrelerinin laik, demokratik, bilimsel, kamusal ve anadilde eğitim ilkelerini kapsayarak düzenlendiği,
Bir eğitim sisteminin oluşturulabilmesi için toplumsal bütün tarafları da kapsayacak demokratik bir tartışma ortamının yaratılması gerekmektedir.
EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI (EĞİTİM SEN)
EĞİTİMCİLER DERNEĞİ (EĞİT-DER)
FELSEFECİLER DERNEĞİ
KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI
TÜRK PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK DERNEĞİ (TÜRK PDR DER)
TÜM ÖĞRENCİ VELİLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ (ÖV-DER)
TÜM ÖĞRETMENLER BİRLEŞME VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (TÖB-DER)
KAMU EMEKÇİLERİ VE SENDİKALARI KONFEDERASYONU (KESK)
EMEKLİ SEN
SOSYAL İŞ
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ (TMMOB)
ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ (ÖDP)
HALKEVLERİ
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ (TKP)
EMEK PARTİSİ (EMEP)
BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ