EMO-MADENMO-MMO: TORBA YASA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLEREK YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMALIDIR

16.11.2020

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası, TBMM gündemindeki Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında, 16 Kasım 2020 tarihinde ortak bir basın toplantısı yaptılar.

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Pala, Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel ve Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, 16 Kasım 2020 tarihinde EMO Genel Merkezi`nde basın toplantısı yaptılar. TBMM gündemindeki Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili toplantıda ortak basın açıklamasını EMO Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Pala okudu.

MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI: 

ENERJİ ALANINA YÖNELİK DÜZENLEMELERDE KAMU/TOPLUM ÇIKARI ESAS ALINMALI, TORBA YASA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLEREK YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMALIDIR!

Bilindiği üzere Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacaktır. Sermayenin talepleri doğrultusunda hazırlanan ve kamu yararına aykırı düzenlemeler içeren kanun teklifinin Meclise sunulduğu şekilde Meclis’te kabul edilmesi, ülkemiz ve geleceğimiz açısından birçok sakıncaya yol açabilecektir.

Teklif ile “özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı şekilde gerçekleştirmeleri” gerekçesi altında, kamu adına yürütülen denetim mekanizmaları ortadan kaldırılmaktadır. Bu kapsamda yıllar boyunca sermaye çıkarları doğrultusunda kamu işletmeciliğinin içi boşaltılmış, 80 yılda binbir emekle oluşturulan kamu işletmeleri ve hizmetleri özel sektöre peşkeş çekilmiş, kamusal denetim tasfiye edilmiş, sonuçta denetim ve şeffaflıktan uzak, vatandaş aleyhine bir sistem oluşmuştur. Oysa sosyal hukuk devletinin vazgeçilemez ilkelerinden biri olan “kamusal denetim” toplumun menfaatlerinin korunması açısından büyük bir güvencedir. Dolayısıyla özel sektör daha fazla kâr etsin diye kamusal denetimin ortadan kaldırılması kabul edilemeyecek bir durumdur.

Bünyesinde çok sayıda Hidroelektrik Santralı (HES) ve  Rüzgar Enerji Santralı (RES) olan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM), son dönemde sermaye kesimlerine “kaynak aktarma mekanizması” haline gelmiştir. YEKDEM’in yarattığı maliyet artışına çözüm bulunması gerekirken, söz konusu kanun teklifi yaşanan sorunu daha da artıracak hükümler içermektedir. Dolayısıyla bu konuda yeni ve farklı bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.

Düzenlemeyle, lastik, çöp ve orman atıklarının yakılarak elektrik üretilmesi “yenilenebilir enerji” kapsamınaalınmaktadır. Oysa atıkların yakılarak değerlendirilmesi yenilenebilir enerji değil yeniden kazanım veya başyka bir deyişle geri dönüşümdür. Bu yöntemin “yenilenebilir enerji” olarak kabul edilmesi, YEKDEM üzerinden kimi çevrelere rant sağlanmak istendiği kuşkusunu akıllara getirmektedir. Türkiye’nin ömrünü tamamlamış lastikler, şehir çöpleri ve orman atıklarının yakılmasıyla üretilecek enerjiye değil; ucuz, sağlıklı ve çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesine gereksinimi vardır. Kaynak türü ve teknolojisi ne olursa olsun doğaya ve insan sağlığına zarar veren, toplumsal yaşamı olumsuz etkileyen tesisler YEKDEM kapsamından çıkartılmalıdır.

Kanun teklifinde elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesine gerekçe olarak sunulan kayıp-kaçak tüketimlerinin kabul edilebilir seviyelere düşürülmesine ve enerjinin verimli kullanılmasına yönelik ciddi bir düzenleme yapılmamıştır. Dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olan kayıp kaçak tüketimlerinin ve sayaç okuma giderlerinin faturalara yansıtılmaması gerekmektedir.

Son 16 yıl içerisinde Maden Kanunu’nda 23 kez değişiklik yapılmasına rağmen ve yeni bir değişiklik kapıda beklerken bu değişikliğin nedeni hem anlaşılamamış hem de politikasızlık nedeni ile zaten sorunlu bir alan haline gelen madencilik sektörünün sorunlarının artmasına neden olacaktır.

Ülkemizde kamusal denetimin ve çalışmaların yürütülmesinde liyakat esasına uyulmadığı için çalışmalar mevzuata ve tekniğe uygun yürütülememekte ve bu da uygulamada sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Maden ruhsatlarında süre uzatımımının 6 aydan bir yıla çıkarılmasının nedeni liyakatsız atamalar olup bu tür kanun düzenlemeleri ile bu sorunlar düzeltilemez.

Kanun teklifinde; Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) uhdelerinde bulunan ve rödövansçılara devredilen maden ruhsatlarının, kamu kurumunun getirdiği mevcut bütün muafiyetlerden faydalanması sağlanarak, orman, çevre, tarım vb. gibi izinler de dahil rödövansçı şirketlere önemli ayrıcalıklar sağlanmakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda zaten sorunlu olan bu şirketler korunmaktadır.

Kanun teklifinin jeotermal kaynaklara ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 26. ve 29. maddeleri ile, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sulardan elde edilen ve kaynağın bulunduğu ilde yaşayanların mahalli ve müşterek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla “Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları veya İl Özel İdarelerine” aktarılan idare payı, kaynağın kullanım alanına göre belirlenmesi öngörülmekte, ancak bu payın beşte dörtlük (4/5) gibi büyük kısmı, genel bütçeye aktarılmakta ve  kullanımı da İçişleri Bakanının tasarrufuna bırakılmaktadır. Oysa “doğal kaynakların gerçek sahibi halkımızdır.” ilkesinden yola çıkarak jeotermal kaynaklardan elde edilen idare payının yöre halkının ihtiyaçları için kullanılması gerekmektedir.

Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası olarak bizler, tüm milletvekillerimizi söz konusu düzenlemeyi yeniden gözden geçirmeye çağırıyoruz. Sermaye çıkarlarının, toplum çıkarları, kamu hizmeti ve kamu denetimi anlayışının önüne geçmediği; doğal kaynaklarımız ve yaşam alanlarımızın, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin korunduğu yeni bir düzenleme sektörün tüm tarafların katılımı ile yapılmalıdır.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI