HKMO: OSTİM'DE YAŞANANLAR KADER DEĞİLDİR...
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Ostim`de meydana gelen patlamalar üzerine 7 Şubat 2011 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
OSTİM‘DE YAŞANANLAR KADER DEĞİLDİR...
3 Şubat 2011 günü, Ankara OSTİM‘de, "iş kazası" olduğu iddia edilen iki patlama meydana geldi ve çok sayıda işçi yurttaşımız (resmi rakamlara göre 20 kişi) hayatını kaybetti. Yaralıların ise sayısı bile net olarak kamuoyuna açıklanmadı. İlk bakışta, iş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin ve denetiminin yetersizliği izlenimi verilmeye çalışılsa da, söz konusu patlamaların olduğu iş yerinin işletme ruhsatının bile olmadığı kısa sürede anlaşıldı.
Dünyada iş kazaları sıralamasında ön sıralarda olan ülkemizde, vahim kazalar, benzer acılar sürekli yaşanmaktadır. Yaşanan iş kazaları ve sonrasında gelen ölümler, fabrikalarda, atölyelerde, maden ocaklarında, sanayi bölgelerinde ruhsatsız ve denetimsiz işyerlerinde ve güvencesiz koşullarda çalışan emekçilerin, işçilerin hayatlarının hiçe sayıldığını göstermektedir. Aslında OSTİM‘de yaşanan ölümler ülkemizdeki mevcut çalışma koşulları, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında yürütülen ekonomik politikaların ve yasal düzenlemeleri acizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bilinmelidir ki, "Torba Yasa", böylesi sonuçların doğmasına sebep olabilecek uygulamayı daha da derinleştirmektedir.
Söz konusu yasa, OSTİM‘de kaybettiğimiz ve iş kazası riskiyle yaşayan binlerce işçinin sorunlarıyla ve iş denetimi ile ilgilenecek kişilerin, uzman değil, sıradan memurlar olabilmesini yasalaştırmaktadır. Aynı gün içerisinde, Türkiye‘nin dört bir yanından Ankara‘ya gelen ve copla, biber gazıyla karşılanan çalışanlar; "Torba Yasa"nın geri çekilmesi için eylem yaparken bunların bilincindeydiler.
Bu bakımdan, OSTİM‘de yaşanan ölümlerin, yaralanmaların, çalışanlara dayatılan çalışma koşullarıyla birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Bu iş kazaları ve benzer sıkıntıları daha da artıracak olan "Torba Yasa"ya karşı, çalışanların, demokratik hakları için gösterdikleri tepkileri, cop, biber gazı ve soğuk Ankara ayazında tazyikli su ile dağıtılması da siyasal iktidarın işçi düşmanlığı ve temsil ettiği sermaye sınıfının isteklerini hayata geçirme politikalarının kanıtıdır.
Biz mühendisler, kötü çalışma koşullarında emekçi yurttaşları bulan ölümlerin, işçilerin sorumsuzluğuyla açıklanamayacağını ve bu ölümlerin ortak bir kader olarak görülemeyeceğini ifade ediyoruz. Daha önce de meydana gelen DAVUTPAŞA, TUZLA, KEMALPAŞA, DURSUNBEY‘de yaşananlar gibi, OSTİM‘deki ölümler de, iş sağlığı ve güvenliği politikalarındaki yapısal sorunlara işaret ediyor. Sorumluları uyarıyoruz; mevcut mevzuat ve yanlışlardan geri dönülmediği müddetçe benzeri olaylar sürecek. Toplum olarak benzer olayları ve benzer acıları tekrar yaşamamak için, siyasal iktidarı, yasal düzenlemeleri ve diğer ekonomi politikalarını, çalışanların hayatlarına birincil derecede önem vererek şekillendirmeye ve uygulamaya davet ediyoruz.
TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
ŞUBAT 2011