İKK'LARDAN MÜHENDİSLİK-MİMARLIK HAFTASI AÇIKLAMALARI
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu, Aydın İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir İl Koordinasyon Kurulu, “Mühendislik ve Mimarlık Haftası” dolayısıyla birer basın açıklaması yaptılar.
ADANA İKK AÇIKLAMASI
YAŞASIN MÜHENDİS - MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARININ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ; TMMOB
6235 sayılı TMMOB Yasasının kabulünden sonra, 1. Genel Kurulunu 18-22 Ekim 1954 tarihleri arasında yapan Birliğimizde Elektrik M.O., Gemi M.O., Harita ve Kadastro M.O., İnşaat M.O., Kimya M.O., Maden M.O., Makine M.O., Mimarlar O., Orman M.O., Ziraat M.O. kurulması delegeleri ile TMMOB Tüzüğü kabul edilmiştir.
1954 Yılında kurulan TMMOB anayasının 135. maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Örgütsel bütünlüğü ve bağımsızlığını koruyan TMMOB gücünü sadece üyesinden alan bilimsel ve teknik çalışmalarda bulunan meslek ve meslektaş sorunlarını ülkenin ve halkın sorunlarından ayrı tutulamayacağından hareketle toplum yararı ve ülke çıkarını esas alan bir hatta yürümektedir.
Kuruluşunda 10 Odası ve yaklaşık olarak 8.000 üyesi bulunan TMMOB‘nin, 31.12.2009 tarihinde Oda sayısı 23‘e, üye sayısı ise 354.182 ‘ye ulaşmıştır. TMMOB çalışmalarını 23 Oda, bu Odalara bağlı 197 şube ve 45 İl/İlçe Koordinasyon Kurulu ile sürdürmektedir. 31 Aralık 2009 tarihi itibarı ile Oda ve Şubelerine bağlı olarak 157 Bölge Temsilcisi, 613 İl Temsilcisi, 265 İlçe Temsilcisi, 11 İrtibat Bürosu, 12 Mesleki Denetim Görevlisi ve 51 Oda Temsilcisi ile TMMOB toplam 1306 birimi ile görev yapmaktadır. TMMOB‘ye bağlı Odalara 70 kadar mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplininden mezun olan mühendis, mimar ve şehir plancıları üyedir.
1954 yılından bu yana TMMOB ilk genel kurulunun yapıldığı ekim ayı içinde gerçekleştirilmek üzere her yıl mühendislik - mimarlık haftasını kutlamaktadır.
TMMOB sahip olduğu birikim ve deneyimlerini mevcut sorunların tespitinde bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini dile getirilmesinde azami çabayı ön planda tutmayı kendine görev bilmektedir. Bu görevin yerine getirilmesinde sosyal ve kültürel aktiviteleri de hayata geçirerek üyeleri arasındaki birliğin pekiştirilmesi, aynı zamanda meslektaşlarımızın toplumla kaynaşmasını sağlamayı da gerçekleştirmektedir.
Küresel kapitalizm ve onun ülkemizdeki temsilcisi AKP eliyle yürütülen politikalar sebebiyle tarım ve sanayi üretimi önemli ölçüde baltalanmış, üretici olmayan sektörlerin öne çıkması nedeni ile mühendis- mimar ve şehir plancıları bu süreçten en çok etkilenen kesimler olmuştur. Çünkü mühendis - mimar ve şehir plancısı demek üretmek demektir. Üretmeyen bir ülkede ve dünyada mühendise, mimara, plancıya yer yoktur.
Öte yandan aşırı kar hırsı ile gözüdönmüş, kuralsız ve pervasız vaziyette yapılan yatırımlarla sahip olduğumuz doğal varlıklar hızla tükenmeye ve kirlenmeye devam etmektedir.
Bilim ve teknoloji politikaları temelinde, ihtiyaçlarımız doğrultusunda, ulusal kalkınma stratejilerinin uygulanmasında yeniden üretim ve yatırım politikaları hayata geçirilmeli; istihdam ve hakça bölüşüm sağlanmalıdır.
Bunun sağlanması için Türkiye‘nin demokratikleşmeye ihtiyacı vardır.
Ancak ne yazık ki durum tam tersidir. AKP giderek artan baskıcı ve otoriter uygulamaları ile kendisi gibi düşünmeyenler için toplumsal yaşam alanını gün be gün daralmaktadır. Dinci- gerici ve laisizm karşıtı uygulamalar ile bilimsellikten uzaklaşılmakta, ülkemiz hızla ortaçağ karanlığına doğru sürüklenmektedir.
AKP‘nin demokratlığı kurumları kendi yandaşlarının eline geçmesi ile bitmektedir.
İşte TMMOB bu konulardaki görüşlerini bazen panel, bazen konferans bazen sempozyumlarda bazen açık hava toplantılarında dile getirmektedir.
TMMOB / Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak Adana‘da örgütlü olan 13 odamızla hafta dolayısıyla kısa sürede örgütlediğimiz bu etkinliklerimizde bir kez daha fark ettik ki Adana‘da doğru dürüst etkinlik yapacağımız bir salon dahi yoktur. Etkinliklerimizi planlarken ciddi sıkıntılar yaşadık ve pek çok etkinliğimizi planlayamadık.
Sadece bu ayıp bile Adana‘yı yönetenlere yeter!
Kentimizi neresinden konuşursak konuşalım elimizde kalıyor.
Öncelikle çağdaş, sağlıklı planlı güvenli bir Adana; üreten ve ürettiğini paylaşan bir ülke, üretenlerin yönettiği bir dünya özlemimizle mühendislik - mimarlık haftası kutlu olsun.
AYDIN İKK AÇIKLAMASI
Değerli Misafirler,
Değerli Meslek Odaları Yöneticileri
Değerli Üyeler Değerli Gazeteci Dostlarımız ve Değerli Aydınlı Hemşerilerimiz.
Hepiniz hoş geldiniz.
Bugün TMMOB‘nin kuruluşunun 56. yılını kutlamaktayız. Gururluyuz ve mutluyuz
Ulusumuz kurtuluş savaşından çıkıp ve bu topraklar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak varlığını ve bekasını devam ettirme düşüncesi ile başlayan modernleşme sanayileşme çabaları bugünde devam etmektedir.
Türkiye cumhuriyeti devleti kurulduktan sonrada mühendisler ve mimarlar örgütlenmeye çalışmışlardır.
Cumhuriyetten sonra ilk örgütlenmeler Mayıs 1926 yılında kurulan ve merkezleri Ankara‘da bulunan Türk Mühendisler Birliği ve Türk Yüksek Mühendisler Birliği adı altında gerçekleşmiştir.
Birliklerin amaçları arasında "memleketin ilerlemesine ve milli iktisadın inkişafına ve kuvvetlenmesine hizmet emeli ile mesleğin yükselmesine çalışmak", "meslek haklarını ve azanın ihtiyaç ve menfaatlerini temin ve himayeye, mühendisler arasında tanışma ve tesanütün artmasına hizmet etmek", "başka memleketlerden mühendis getirilmesine ihtiyaç kalmayacak derecede meslektaşların yetiştirilmesi için gençliğin mesleğe karşı rağbetini artırmaya; sermaye getirme mecburiyeti olmadıkça, memleketimizde yapılarak inşaatın Türk Mühendis Müteahhitlerine yaptırılmasını ve memlekette yerli ve ecnebi müesseselerde Türk Mühendislerinin çalıştırılmasını temine çalışmak" yer almaktadır.
Bu örgütü Şubat 1927 tarihinde kurulan Türk Yüksek Mimarlar Birliği izlemiştir. Birliğin amacı "Türk Yüksek Mimarları arasında fikri ve mesleki dayanışmayı temine, memleket içinde ve dışında Türk mimarisini ve mimarlığını tanıtmaya, Türk mimarlık sanatının ve inşaat bilgisinin beynelmilel terakkilere göre inkişafına ve Türk yüksek mimarlarının mesleki, iktisadi ve hukuki menfaatlerini korumak" olarak belirtilmektedir.
6235 sayılı TMMOB Yasasının kabulünden sonra, 1. Genel Kurul 18-22 Ekim 1954 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu Genel Kurul, yukarıda belirtilen örgütlerden bazılarının delegelerinden oluşmuş, TMMOB Tüzüğü kabul edilmiş ve Elektrik M.O., Gemi M.O., Harita ve Kadastro M.O., İnşaat M.O., Kimya M.O., Maden M.O., Makina M.O., Mimarlar O., Orman M.O., Ziraat M.O. kurulması kararlaştırılmıştır.
Kısaca tarihçemizi hatırlatmak istedim
1926, 1927 ve 1954 yıllarında söylenen ve bugün her aşamada her katmanda inatla sürdürdüğümüz ilkelerimizi daha da ileri götürme durumundayız.
Kuruluş tüzüğümüzde de belirttiğimiz üzere
- Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak.
denilmektedir.
Bugün bu öngörümüzün ne kadar önemli hale geldiği ve mücadelemizin nekadar önemli olduğu daha 1954 yıllarında belli olmuştur.
Bugün bile bu öngörü geçerlidir. Toplum yararına olan her konuda fikirlerimizi korkmadan çekinmeden ifadeden kaçınmamamız gerekir.
Arkadaşlar
Bildiğiniz üzere 12 Eylülde bir referandum yaşadık. Ulusumuza yakışır bir şekilde geçen 12 eylül referandumu sonuçları ve söylemleri ile çok tartışılacaktır. Ama 12 Eylül 1980 anayasası ile mücadele sadece birkaç madde değişikliği ile olması mümkün değildir. Getirdiği tüm gerici maddeleri ile tümden mücadele etmek gerekir. Üniversitelerimizin daha demokratik bir yapıya kavuşturmakla geleceğimiz olan gençlerimizi daha özgür bir ortamda geliştirmekle oluşur. Bunun için 12 Eylülün armağanı olan YÖK kurumu derhal kaldırılmalıdır. Üniversiteler daha demokratik bir yaşama geçirilmelidir. Ancak bilimin gelişmesi bu şekilde olacağı inancımızı bir kez daha tekrar etmek gereklidir.
Bizler toplum yararına gördüğümüz tüm konular üzerine yasal mücadeleyi sürdürdük ve sürdürmeye devam edeceğiz.
19 ağustos depremini unutmadık ve unutturma çalışmalarını ise şiddetle karşı çıkıyoruz.
Dışa bağımlı olan enerji politikalarına karşı çıkıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarına jeotermal enerjiye güneş enerjisine hidrolik enerjiye rüzgar enerjisine yapılacak yatırımların önlerinin açılmasını talep ediyoruz. Kentimizle ilgili olarak Jeotermal enerjiden ısıtma konusunda acilen bir sahanın Aydın iline tahsis edilmelidir.
İlimizde acilen Tarım ürünleri ve çeşitlendirilmesi konusunda bir politikanın oluşturulması gereklidir.
Bu duygu ve düşüncelerimizle 56.sını kutladığımız TMMOB kuruluş haftasının milletimiz ve üyelerimiz için kutlar sağlık ve mutluluklar dileriz.
Yaşasın TMMOB örgütlülüğü
TMMOB Aydın İl Koordinasyon Kurulu
İZMİR İKK AÇIKLAMASI
TMMOB ÜYESİ MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI ÜLKEMİZE İNSANIMIZA DOĞAL VARLIKLARIMIZA MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYOR
Değerli basın mensupları,
Sözlerime başlamadan, TMMOB‘in onurlu yürüyüşünde yitirdiğimiz tüm değerlerimizi bugün ölüm yıldönümü olan Elektrik Mühendisi Hasan BALIKÇI‘nın şahsında saygıyla ve özlemle andığımızı ifade etmek istiyorum. Onların onurlu mücadelesi rehberimiz olmaya yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.
27 Ocak 1954‘te Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kabul edilen 6235 sayılı "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu" 4 Şubat 1954 tarihinde 8625 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Aynı yıl yapılan düzenlemelerle Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde bir kurucu genel kurul oluşturulmuş ve bu genel kurul 18-21 Ekim tarihleri arasında toplanmıştır. O günden sonra 18 Ekim tarihini kapsayan hafta TMMOB‘nin Mühendislik ve Mimarlık Haftası olarak kabul edilmiştir.
Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, Mühendislik Mimarlık Haftası‘nda Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren, bir çalışma anlayışı ile dünyamız ve ülkemize ilişkin tespit ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmaktadır.
Sevgili arkadaşlar;
Hepimizin bildiği gibi 12 Eylül‘de bir Anayasa Değişikliği Referandumu yaşadık. TMMOB 41. Olağan Genel Kurulu‘nda oy birliğiyle kabul edilen sonuç bildirgemizde Anayasa referandumu ile ilgili;
"12 Eylül anayasasına da, onun bir devamı olan AKP anayasasına da "hayır" diyoruz. Eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa ancak demokratik katılımın bütün kanalları açılarak yapılabilir. Demokratik katılım olanaklarının önünü açmak üzere başta yüzde onluk seçim barajı, siyasi partiler ve seçim yasaları olmak üzere toplumun siyaset yapma olanaklarını engelleyen tüm yasaların değiştirilmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadele edeceğiz" demiştik.
Referandum sürecinde de basın açıklamaları, salon ve alan etkinlikleri ile bunu üyelerimiz ve kamuoyuyla paylaştık. Geldiğimiz süreçte mücadele devam ediyor. Çünkü 12 Eylülle hesaplaşma iddiasıyla Anayasa Referandumunu gündeme getirenler 12 Eylül‘ün bir ürünü olduklarını unutturarak muhafazakarlık temelli yeni sömürü düzeninin yaratıcısı ve sürdürücüsü olmuşlardır. 12 Eylülle hesaplaşmak için öncelikle ülkemizde yapılan darbelerin gerçek sorumlusunun üç beş general değil emperyalizm ve uluslarüstü büyük sermaye grupları olduğunu görmek ve 12 Eylül‘ün getirdiği düzenin tüm kurumlarıyla ortadan kaldırılması için mücadele etmek gereklidir.
Ülkemizin önemli sorunlarından bir tanesi olan Kürt sorunu hak ve özgürlükler temelinde çözülmeli ve silahların susması sağlanarak güzel ülkemizde bir arada yaşamanın temelleri atılmalıdır. Bunu AKP‘nin içi boş demokratik açılımları sağlayamaz. AKP‘nin geliştirdiği bölgenin emperyalizmin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ve ‘ılımlı İslamcılık‘ içerisinde ümmetçi temelde bir arada olma politikaları bugünkü karanlığının katmerlenmesi ve geleceğimizin teslim alınmasından başka bir anlama gelmeyecektir.
Değerli basın mensupları
2008 yılının son çeyreğinde dünyada başlayan ve derinlemesine süren dünya ekonomik krizi kapitalizmin kaçınılmaz bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa‘yı da kasıp kavuran, Yunanistan‘la gün yüzüne çıkan ekonomik kriz bize de yansımaktadır. Dünya kapitalizminin belirli aralıklarla yaşamış olduğu kriz, ülkemiz için kronikleşmiş ve yaşamımızın bir parçası olmuştur. Kriz tüm emekçi kesimleri işsizleştirip, yoksullaştırdığı gibi biz mühendis, mimar ve şehir plancılarını da işsizleştirmiş veya çalışan yoksullar haline getirmiştir.
2009‘da ekonominin yüzde 4,7 oranında küçüldüğü ülkemizde yeni büyüme oyunlarının sıcak para ve yüksek ithalat bağımlılığına bağlı olduğu gerçeğinin üzeri örtülmek istenmektedir. Gerçek göstergeler olan işsizlik ve çalışan kesimlerin yoksulluğu ise göz ardı edilmektedir.
Diğer yandan Gayri Safi Milli Hasıla‘dan emekçilerin aldığı pay giderek düşmektedir. Emekçilerin 2006 yılında GSMH‘dan aldığı pay yüzde 35 iken günümüzde yüzde 17‘lere kadar düşmüştür. Düşük ücretlerin ve işsizliğin yarattığı yoksulluk ve açlık toplumda insan onurunu ayaklar altına alacak boyutlara ulaşmıştır.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, uygulanan neoliberal politikalar sonucunda Dünyanın sürüklendiği kriz ortamında üretimden ve sanayileşmeden hızla uzaklaşan ülkemizde, bilim ve teknoloji politikaları temelinde ulusal kalkınma stratejilerinin uygulanmasının ve yeniden üretim, yatırım, istihdam ve hakça bölüşüm temelinde politikalara dönülmesi gerektiğini dile getiriyor aşağıdaki görüşlerimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.
-DDK raporu başta olmak üzere, TMMOB örgütlülüğüne siyasi iktidar eliyle yapılan tüm saldırılara son verilmelidir.
- Ülkemizin tüm varlıklarının özel sermaye istismarından kurtarılarak özelleştirmelerin durdurulması, özelleştirilen halka ait varlıkların kamulaştırılması ve kamu kuruluşlarının yeniden güçlendirilmesi gerekmektedir.
- Toplumsal gönencimizin arttırılmasına yönelik ulusal, bölgesel ve kentsel düzeyde planlı ve kamusal bir ekonomi politikası doğrultusunda, kamusal kaynaklara dayalı ve planlı modeli esas alan istihdam odaklı sanayileşme ve kalkınma politikaları gecikmeksizin uygulanmalıdır.
- Ülkemize dayatılan dışa bağımlı enerji politikaları terk edilmelidir. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik veren bir enerji politikası gözetilmelidir nükleer santral macerasına son verilmelidir..
- Yabancılara imtiyaz tanıyan maden aramalarından vazgeçilmesi ve ulusal kaynaklara dayalı, maden arama, işletme ve enerji politikası izlenmelidir, doğal varlıklarımızın yağmalanması durdurulmalıdır.
- Üniversitelerde özerk ve katılımcı bir eğitim ortamı sağlanması için 12 Eylül düzeninin bir ürünü olan YÖK kaldırılmalıdır.
- Barınma, sağlık ve eğitimin temel insan hakları olduğunu esas alınarak, her türlü özelleştirmeye son verilmelidir.
- 12 Eylül Anayasası ile gasp edilen grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkı bütün çalışanlara yeniden tanınmalıdır.
- Bir deprem ülkesi olan ülkemizde deprem gerçeği siyasi iktidarlarca umursanmamakta ve kabul edilmemektedir. Deprem gerçeğini sürekli gündemde tutmaya yönelik çalışmalar etkin olarak yapılmalı, konunun bütün aktörlerinin katıldığı Ulusal Deprem Konseyi yeniden kurulmalıdır.
- Tarım arazilerinin yok olmasına, kirlenmesine, GDO‘lu gıdaların ülkemize sokulmasına neden olan, çiftçimizi üretimden, tarlasından koparan işsiz, yoksul bırakan politikalara son verilmeli, üreticiler desteklenerek et ve süt ithaline son verilmelidir.
Değerli Basın mensupları,
TMMOB 56 yıllık şanlı geçmişinden damıtarak oluşturduğu onurlu duruşuyla kamu çıkarlarını korumaya, mesleğin ve meslektaşın haklarını savunmaya, emekten ve emekçiden yana politikalar üretmeye, eşit özgür ve demokratik bir Türkiye‘de barış içinde bir arada yaşamı savunmaya devam edecektir.
Yaşasın Mühendis-Mimar-Şehir Plancısı Örgütlülüğü!-Yaşasın TMMOB!
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU