İMO: KRİZ "TEĞET" DEĞİL BÖLEREK GEÇİYOR
İnşaat Mühendisleri Odası, 5 Kasım 2008 tarihinde doğalgaz zammıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Doğalgaza yapılan son zam AKP iktidarının ekonomik-siyasal tercihini bir kez daha gözler önüne serdi. "İlk global kriz" olarak isimlendirilen sürecin olumsuz sonuçlarının faturasını halka zam olarak yansıtmaya karar verdi. Doğalgaza yapılan zammı böyle değerlendirmek gerekiyor. Siyasi iktidar, halkın yükünü ağırlaştırarak global krizi hafifletmeye karar verdiği anlaşılıyor. Yapılan zammın doğalgazla sınırlı kalmayacağı, iğneden ipliğe pek çok mal ve hizmete yansıyacağı ifade ediliyor ki, bunun emareleri kendisini göstermeye başladı.
Siyasi iktidar, göreve geldiği günden bu yana halktan değil, ulusal, uluslararası büyük sermaye gruplarından yana ve onların ihtiyacını karşılayacak ekonomik politikaları tercih ediyor. Yıllardan bu yana tüm toplumsal düzen buna uygun tanzim edilmeye çalışılıyor. Kamusal alanın daraltılması, sosyal politikaların terk edilmesi, eğitim, sağlık başta olmak üzere temel ihtiyaçların paralı hale getirilmesi bu tercih çerçevesinde hayata geçiriliyor. AKP iktidarı "zengin dostu" olduğunu her fırsatta gösteriyor.
Son ekonomik kriz aynı zamanda AKP‘nin ‘kriz yönetme‘ yeteneğinden de ne kadar uzak olduğunu açığa çıkardı. "Hamdolsun kriz bizi etkilemeyecek" sözünün üstünden birkaç gün geçmedi ki, doğalgaza insafsızca zam yapıldı. Oysa krizin başladığı, kısa zamanda ülkemizi de etkisi altına alacağı gün gibi ortadaydı.
AKP‘yi salt önlem almamakla, basiretsiz davranmakla eleştirmek sanıyoruz ki durumun vahametini, Türkiye‘nin IMF ve Dünya Bankası ile kurduğu ilişkinin ağırlığını, ülkemizin içinde bulunduğu cenderenin gücünü hafifletme tehlikesi içerir ki, bunun bir yanılgı olacağın vurgulamak gerekmektedir. Karşımızda, memur maaşlarına yapılacak zammı bile, IMF‘nin onayına bırakan bir siyasi iktidar bulunmaktadır.
Bu nedenle, halktan yana ekonomik politikaları savunan ekonomistlerin, toplumsal sorumluluğu gereği yoksulluğa dikkat çeken meslek odalarının uyarı ve önerilerine kulak kapatmasının sebebi budur. Türkiye AKP eliyle emperyalist-kapitalist sistemin bir çarkı haline getirilmiştir. Çarkın genelinde ortaya çıkan sorunlar, bir dişli olan Türkiye‘yi de yakından etkilemektedir.
2008 yılı başından bu yana doğalgaza yüzde 82, kömüre yüzde 60, elektriğe yüzde 65 zam yapan Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporunda enerjinin en pahalı olduğu ülke ilan edilmiştir. Bu duruma derhal son verilmesi gerekmektedir. Çünkü enerjinin pahalı olması üretimi, yatırımı olumsuz yönde etkilemektedir.
Zamlar inşaat sektöründeki daralmayı artıracak
İnşaat sektörü uzun zamandan bu yana durağanlık girdabındadır. Yatırımlar durmuş, işsizlik artmış, konut fiyatları alt-üst olmuştur. Ekonominin lokomotifi konumunda bulunan inşaat sektöründeki durgunluk pek çok sektörü etkilemektedir. Çünkü inşaat, 150 alt sektörün belirleyicisi durumundadır. Son dönemde yapılan enerji zamları zaten büyük sorun ve sıkıntı içinde bulunan sektörümüze ölümcül darbe anlamına gelmiştir ki, 2001 krizinin yarattığı sonuçları hâlâ aşamayan sektörümüzün bu yeni krizi kaldırabilmesi mümkün görünmemektedir.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI