İSTANBUL 2008 ULUSLARARASI PEYZAJ MİMARLIĞI SEMPOZYUMU KONUŞMASI

17.10.2008

Değerli Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

"Akdeniz Ülkelerinde Peyzaj Mimarlığının Geleceği: Kimlik ve Hedefler" başlıklı İstanbul 2008 Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu‘nda burada aranızda olmaktan büyük bir onur duyuyorum.

Değerli katılımcılar,

Öncelikle sizlere Peyzaj Mimarları odamızın da bağlı olduğu Birliğimiz hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak isterim.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 6235 sayılı Yasayla 1954 yılında kurulmuştur. TMMOB tüzel kişiliğe sahip, Anayasanın 135. Maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.

TMMOB‘nin, bu gün itibarı ile bağlı 23 odası ve odalarımızın 350.000 üyesi bulunmaktadır. TMMOB‘ye bağlı Odalara 70 kadar mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplininden mezun olan mühendis, mimar ve şehir plancıları üyedir.

TMMOB Yasası‘nda Birliğin amaçları şöyle sıralanmıştır.

- Günün gerek ve koşullarına ve mevcut olanaklara göre, yasa ve tüzük hükümleri içinde kalmak üzere, mühendis ve mimarları meslek kollarına ayırmak, meslek ve çalışma konuları aynı ya da birbirine yakın bulunan mühendis ve mimarlık grubu için Odalar kurmak.

- Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak.

- Meslek ve çıkarları ile ilgili işlerde, resmi makamlar ve öteki kuruluşlar ile işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve önerilerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, bilimsel şartnameler, tip sözleşmeler ve bunlar gibi bütün bilimsel evrakı incelemek ve bunların değiştirilmesi, geliştirilmesi, ya da yeniden konulması yolunda önerilerde bulunmak.

Değerli katılımcılar bu kısa bilgilendirmeden sonra sempozyuma ilişkin de şunları dile getirmek istedim.

Odamızın tanımına göre Peyzaj: doğal ve kültürel tüm değerler; Peyzaj mimarlığı: ülke kaynakları olan doğal ve kültürel varlıkların insan yaşamına / kullanımına açılışındaki planlama, tasarım, uygulama ve yönetimi disiplinidir. Ekolojik yönden sağlıklı, dengeli, doğa ile uyum içinde kendini yeniden yaratıp varlığını sürdürülebilir bir yaşam ortamı yaratmanın aracıdır.

Türkiye‘de Peyzaj Mimarlığı eğitimi, 1933 yılında kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü bünyesinde "Süs Nebatları Şubesi" ile başlamıştır. Ankara Üniversitesi‘nin 1946 yılında kurulması sonrasında, bu kuruluş içinde yer alan Ziraat Fakültesi bünyesinde "Bahçe Mimarisi ve Ağaçlandırma Kürsüsü" ile Peyzaj Mimarlığı eğitiminde yeni bir döneme geçilmiştir. Peyzaj Mimarlığı Bölümü; 1968 yılında eğitime başlamış ve ilk mezunlarını 1973 yılında vermiştir. Günümüzde ülkemizde Peyzaj Mimarlığı eğitimi, değişik üniversitelerin Ziraat, Orman, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri bünyesinde verilmektedir.

1994 yılı Mayıs‘ında TMMOB 33. Genel Kurulu‘nda Odalaşma kararımızın çıkması ile Peyzaj Mimarları Odası kurulmuştur. Ülkemizdeki yasalara göre de Peyzaj mimarlığı yapacak meslektaşlarımız odamıza kayıtlı olmak zorunluluğundadır.

İşte bu tanımlarda çalışan meslektaşlarımız için, peyzaj mimarları için çalışma alanları ile ilgili bu çok önemli uluslar arası katılımlı Sempozyum‘da bir arada yol haritasını belirlerken sorunlarımızı da dile getirmiş olacağız.

Kapitalizm, küreselleşme, sınırsız liberalleşme ve sanayi kapitalizminin tüketim kültürü, insanı doğasına yabancılaştırmakta ve güzellikler karşısındaki duyarlılığını kaybettirmektedir. Maddi olmayan değerler hızla maddi değerlerle yer değiştirmektedir. Peyzaj Mimarlığı açısından ve genel olarak doğal ve kültürel değerlerimiz üzerinde karamsarlık yaratan tüm oluşumlara karşın, bu gün burada bir araya gelen topluluk umut verici ve heyecanlandırıcıdır.

Doğal ve kültürel peyzajın bir bütün olarak korunması, yönetilmesi ve planlanması konusunda bir çerçeve sözleşmesi olan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ülkemiz tarafından imzalanmış olup, 10.06.2003 tarih ve 4881 no‘lu yasa ile TBMM‘nce onaylanmıştır.

Bu sözleşmeye göre peyzajın; kültürel, ekolojik, ve sosyal alanlarda kamu yararı taşıdığı, ekonomik faaliyetlerin uygulanmasında korunması, yönetimi ve planlanmasının iş olanaklarına önemli bir kaynak oluşturduğu; doğal ve kültürel mirasın korunması ve yönetilmesi için uluslar arası kabul gören antlaşmalar dikkate alınarak, bölgesel ve mekansal planlama ölçeğinde peyzajın kalite ve çeşitlilik yönünden işbirliğinin önemi vurgulanmaktadır.

Ülkemiz peyzaj değerlerinin korunması açısından en temel nokta, "ulusal bir politika"nın eksikliğidir. Avrupa Peyzaj Sözleşmesi‘nin en can alıcı noktası, imza koyan ülkelerin kendi ulusal peyzaj politikalarını oluşturmalarının gerekliliği üzerine yapılan vurgudur. Ülkemiz yasal ve yönetsel yapısı, farklı ölçek ve boyutlarda, duyarlı ve değerli doğal alanları ve kaynakları korumaya yönelik temel alt yapıya sahiptir. Buna karşın, ulusal bir peyzaj ve daha üst düzeyde ulusal çevre politikaların henüz oluşturulamamış olması önemli bir eksikliktir. Bu ise, peyzaja bakışta, uygulamada ve yönetimde bütünlüğün, yönetimlerde birliğin sağlanması yönünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Peyzaj mimarlığı eğitim sürecinde edinilen bilgi ve deneyimlerin, uygulama sürecine yansıtılabilmesi ve değerli ülke peyzajının korunabilmesi için; kapsamlı bir peyzaj politikasının oluşturulması ve bu doğrultuda ilgili yasa ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi öncelikli sorumluluğumuzdur.

Dileğimiz, planlamanın temel verilerinin tanımlandığı, 3194 sayılı İmar Kanunu, yönetmelikleri ve teknik izah namesinde; ekolojik ve biyolojik veriler ile peyzaj verilerinin bilimsel tanımlamalarının yer alması ve ilgili uluslar arası sözleşmelere de atıfların yapılması, 2873 sayılı Milli Parklar Kanununda olduğu gibi, plan yapmaya yetkili, tüm idarelerin yasal mevzuatlarında da gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır.

Öte yandan peyzaj mimarlarımıza da burada seslenmek istiyorum: Ülkemizde birçok meslek alanlarında olduğu gibi peyzaj mimarlığı alanında da mesleğin tanımlanması sıkıntısı vardır. Son birkaç yıl içinde TMMOB ortamında odalarımızın ana yönetmeliklerinin ve serbest çalışan üyeleri ile ilgili yönetmeliklerinin hazırlanması, TMMOB ortamında karara bağlanması ile meslek alanlarının tanımlanması ve düzenlenmesi için oldukça mesafe kazanılmıştır. 2006 yılında Peyzaj Mimarları Odamıza ait ana yönetmeliğin ve serbest çalışan üyeleri ile ilgili yönetmeliğin yayımı ile meslek alanı tanımlanmış ve düzenlenmiştir. Peyzaj mimarlarımızın bu yönetmeliğe sahip çıkarak içselleştirmeleri meslek alanının tariflenmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Mehmet Soğancı
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı