KURUMLARDAN TMMOB`YE DESTEK MESAJLARI

17.07.2013

Birleşik Metal-İş Sendikası, Eczacı Odaları, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, Kıbrıs Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği, ODTÜ Mezun Dernekleri Konseyi, Sosyal-İş Sendikası, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği, Türk Eczacıları Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği ve Türk Tabipleri Birliği; 3194 Sayılı İmar Yasası’nın değiştirilmesi ve TMMOB`nin yetkisizleştirilmesi ile ilgili TMMOB`ye destek vermek amacıyla birer basın açıklaması yaptılar.

BİRLEŞİK  METAL-İŞ SENDİKASI: Demokrasiden Korkup Torbaya Sığınmak...

Hükümetin meşhur torba yasaları  yine gündeme oturdu. Demokratik ülkelerde pek fazla bilinmeyen bu torba yasa  uygulamaları ile siyasi iktidarın şapkadan ne tavşanlar çıkardığını çok iyi  bilen metal işçileri olarak, TMMOB‘nin işini bitirmek adına gece yarısı  yangından mal kaçırırcasına yaptığı yeni düzenlemeyi şiddetle  kınıyoruz.

Torba yasaya son anda eklenen söz  konusu düzenlemeyle imar planlarına yönelik harita, plan ve projelerde TMMOB‘nin  vize yetkisi dolayısıyla fenni denetim kaldırılıyor. Mühendis ve mimarlar devre  dışı bırakılarak, her şeye iktidarın karar vereceği bir düzenlemeye  geçiliyor.

Böylece hükümet bir taşla iki kuş  değil, tam anlamıyla kuş katliamı gerçekleştiriyor. Rant furyasıyla yandaş  firmalara kapılar sonuna kadar açılıyor. Taksim Gezi Parkı‘na sahip çıkan  TMMOB‘ni bir türlü sindiremediği için yetki ve gelirleri kısıtlanarak  cezalandırılıyor, sanki halka iyilik yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor  ve böylece kendisi gibi düşünmeyen herkese aba altından sopa gösterilmiş oluyor.  Son olarak da vatandaşın cebine bir kez daha el  atılıyor.

Ücretsiz değiştirilmesi gereken ehliyetlerin yenilenmesi adı altında 101 TL gibi fahiş bir rakamı belirlediğinde  tepkiyle karşılaşınca maliyete göre yeniden değerlendireceğiz deyip rakamı 15  TL‘ye çekmek zorunda kalan bir zihniyetin bundan böyle TMMOB‘den aldığı yetkiyi  nasıl kullanacağını düşünmek bile  istmiyoruz.

Ne yazık ki bu hükümetin 10 yıllık  yönetimi boyunca "cezalandırmak" esas yöntemi haline gelmiştir. Başta benzin de  ülkemizi dünya birinciliğine taşıyan vergiler ve vergi cezaları olmak üzere,  giderek sinsileşen ve bir talana hatta soyguna dönüşen trafik cezaları, zorunlu  olduğu için kimsenin kaçamadığı trafik sigortaları, işine gelmeyenleri faşizan  bir şekilde susturmak adına çeşitli uydurma isimlerle açılan ceza davaları, ev  baskınları, gözaltılar, tutuklamalar...

Ancak bu hükümetin en vahim ve  asla kabullenemeyeceğimiz cezalandırma yöntemi kendi vatandaşlarına uyguladığı  ve ölümlere kadar uzanan zulümdür. Dün beşinci gencimizi de "kimliği belirsiz"  eli sopalı katillerin saldırısı sonucu kaybettik. 

Bu kadar masum, bu kadar haklı ve  yasal bir eylemin sonucunda gencecik insanlar halkın gözleri önünde  kurşunlanıyor, sokak aralarında sopalarla dövülerek haince katlediliyor ve ne  fail ne şüpheli kimse bulunamıyorsa kimse bu ülkede demokrasiden söz etmesin.  Ayrıca kimse de darbe korkusu salarak yaptıklarına kılıf hazırlamasın. Çünkü  demokrasinin olmadığı yerde darbeye zaten ihtiyaç yoktur. Darbecilerin iktidarda  olduğu yerde ise darbeye hiç mi hiç gerek  yoktur.

Nitekim 12 Eylül 1980 askeri  darbesinin bile susturamadığı TMMOB, bugün susması için elindeki yetkiler  alınarak sindirilmeye çalışılıyorsa ve sokak ortasında hunharca öldürülen pırıl  pırıl geçlerimizin birinin bile katilleri  bulunamıyor veya yargı önün çıkartılamıyorsa, eli satırlı insanlar  cezalandırılamıyorsa bu ülkede halkın korktuğu tek güç bu iktidardır. Bu  iktidarın ise en büyük korkusu  demokrasidir.

Biz DİSK/Birleşik Metal-İş  Sendikası olarak haklı, yasal ve demokratik haklarını kullanan insanların  öldürülmediği, kör edilmediği, gaz yemediği, kimyasal zehir katılmış sularla  ıslatılmadığı, yasadışı gözaltı, tutuklama ve soruşturmalara uğramadığı ve  anayasal olarak kurulmuş kurumların yasa dışı yönetmelerle ellerinden  yetkilerinin alınıp susturulmaya çalışılmadığı gerçekten demokratik bir ülke  istiyoruz.

BİRLEŞİK  METAL-İŞ SENDİKASI Genel  Yönetim Kurulu

 




  

Eczacı Odaları Ortak Deklarasyonu

TMMOB TORBAYA SIĞMAZ
DEMOKRATİK ANAYASA İÇİN DEMOKRASİ

9 Temmuz, ülkemizde meslek örgütleri ve demokrasi için kara bir gün olarak anılacaktır.

Gezi Parkı direnişindeki etkin rollerinden dolayı TTB ve TMMOB ile bağlı odaların yöneticilerinin İstanbul‘da gözaltına alınmalarının ve hukuka uygunluğu tartışılır biçimde evlerinin kapıları kırılarak arama yapılmasının arkasından 9 Temmuz gecesi bir torba yasa ile TMMOB‘un harita, plan ve projelerdeki vize ve onay yetkisi kaldırıldı.

Bu yasa, her şeyden önce antidemokratik uygulamalara karşı başlatılan hukuksal ve yurttaşlar düzeyindeki mücadelenin yine antidemokratik bir biçimde, keyfi olarak cezalandırılmasıdır.

Özellikle, sivil Anayasa tartışmalarının yapıldığı günümüz Türkiye‘sinde sivil toplum örgütlerine yönelik baskılar, sivil Anayasa‘ya olan inancı da sorgulamayı gerektirecek boyuta gelmiştir. Sivillikten anlaşılan "asker olmayan" olmamalıdır. Hepimizin rahatsız olduğu bu dönem geçmiştir. Artık sivillikten anlaşılan "öncelikli olarak devletin değil toplumun yararını gözetmek" olmalıdır.

Hükümet kendisini devlet yerine koyarak gösterdiği tepkilerle sivil örgütlerden adeta intikam almaya çalışmaktadır. Ancak bu intikamcı yaklaşım ile İktidar, sadece sivil toplum örgütlerini değil, bindiğimiz asansörlerden oturduğumuz binalara, madenlerimizden elektrik şebekelerimize kadar her şeyi bağımsız bir güç olarak denetleyen Mühendis ve Mimar Odaları ile birlikte tüm toplumu cezalandırmaktadır. 

Bu intikamcı anlayış, başta diğer meslek örgütleri olmak üzere toplumun tüm kesimlerini tehdit etme amacı da gütmektedir.Hükümet diğer meslek örgütlerine de yaptıklarına itiraz ederlerse, demokratik haklarını kullanıp dava açarlarsa veya yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmesini isterlerse gelir kaynaklarını keseceğini, onları işlevsizleştireceğini göstermeye, böylelikle tüm sivil toplumu susturmaya çalışmaktadır. Herşey den önce konuşanın kafasını ezerim mantığı ile demokrasi birbiri ile bağdaşmaz. Bu yasa ile İktidar demokratikleşmeden kendisine alan açılmasını anladığını, sadece kendisine demokrat olduğunu cümle aleme göstermiştir. Kendi vatandaşına kurşun sıkan dikta rejimlerini eleştiren İktidar, aynı şeyler Taksim direnişçilerinin başına gelince görmezden gelerek zaten bu tavrını açıkça ortaya koymuştur. Sadece demokratik olmayan rejimleri demokratik olmamakla eleştirmek suretiyle artık kendi antidemokratlığını gizleyemez.

Meslek örgütlerinin Anayasal kuruluşlar olarak tanımlanmasının nedeni, kamunun ve özel şirketlerin yaptığı işleri yine kamu adına bağımsız biçimde denetlemektir. Bu yasa ile, bu örgütlerin sadece gelir kaynakları alınmamış, aynı zamanda denetim yetkileri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na bırakılmıştır. Kendi yaptığını kendisi denetleyen bir kamuculuk anlayışı her şeyden önce mantığa, bilime, demokratik teamüllere aykırıdır. Tehlike demektir. Depremlerde daha fazla can kaybı, kamu binalarının üzerimize yıkılması, kentsel alanların daha fazla ranta açılması demektir.

Bu tespit ışığında, Şimdi, geç olmadan, meslek örgütlerimiz intikam hırsına, doğamız sermayenin rantına kurban gitmeden.

Bugün hepimiz hep bir ağızdan haykırıyoruz:

TMMOB BİZİZ. MESLEK ÖRGÜTLERİ BİZİM.

  

İSTANBUL ECZACI ODASI BAŞKANI                ECZ. A.SEMİH GÜNGÖR
ANKARA ECZACI ODASI BAŞKANI                  ECZ. OĞUZ EKİNCİOĞLU
İZMİR ECZACI ODASI BAŞKANI                      ECZ. TUNCAY SAYILKAN
ADANA ECZACI ODASI BAŞKANI                    ECZ. ERSUN ÖZKAN
SAMSUN ECZACI ODASI BAŞKANI                 ECZ. ONUR FERHAT KARACAN
BURSA ECZACI ODASI BAŞKANI                     ECZ. KUBİLAY AYDIN
GAZİANTEP ECZACI ODASI BAŞKANI             ECZ. M.İRFAN DEMİRCİ
ESKİŞEHİR ECZACI ODASI BAŞKANI               ECZ. YÜCEL YENİLMEZ
DİYARBAKIR ECZACI ODASI BAŞKANI             ECZ. FERAT DEĞER
ISPARTA ECZACI ODASI BAŞKANI                  ECZ. SAYGIN GARGIN
DENİZLİ ECZACI ODASI BAŞKANI                   ECZ. ÖZEN EKİZ,
ZONGULDAK ECZACI ODASI BAŞKANI           ECZ. AYNUR YILDIZ
TRABZON ECZACI ODASI BAŞKANI                ECZ. SABİH TEKİN ÇAĞLAR
TEKİRDAĞ ECZACI ODASI BAŞKANI               ECZ. UFUK BEKİR ERSÖZ
MERSİN ECZACI ODASI BAŞKANI                   ECZ.HÜSEYİN ŞİMŞEK
KASTAMONU ECZACI ODASI BAŞKANI          ECZ. ÜMRAN PELENKOĞLU
MANİSA ECZACI ODASI BAŞKANI                  ECZ. MELİHA NALAN CAN
BALIKESİR ECZACI ODASI BAŞKANI               ECZ. ADİL TOSUNER
KOCAELİ ECZACI ODASI BAŞKANI                  ECZ. SİNAN USTA
MUĞLA ECZACI ODASI BAŞKANI                   ECZ. İBRAHİM ERTÜRK
AFYONKARAHİSAR ECZACI ODASI                 ECZ. K.MELİH KÖKEN
AKSARAY ECZACI ODASI BAŞKANI                 ECZ. HASAN BUMİNHAN YAVUZ
ÇANAKKALE ECZACI ODASI BAŞKANI            ECZ. N. JALE KARAATA
VAN ECZACI ODASI BAŞKANI                         ECZ. A. MURAT KEÇECİOĞLU
EDİRNE ECZACI ODASI BAŞKANI                   ECZ. CENK KES
KIRKLARELİ ECZACI ODASI BAŞKANI             ECZ. AYTÜL ÇİLOĞLU
GİRESUN ECZACI ODASI BAŞKANI                 ECZ. MİNE ERDOĞAN
UŞAK ECZACI ODASI BAŞKANI                       ECZ. HALİME ÖZEN
AMASYA ECZACI ODASI BAŞKANI                  ECZ. BESİM GÖKALP
OSMANİYE ECZACI ODASI BAŞKANI              ECZ. ZEKİ ÖZGEN
BURDUR ECZACI ODASI BAŞKANI                 ECZ. ALİ ORKUN ERCENGİZ
HATAY ECZACI ODASI BAŞKANI                     ECZ. MEHMET İHSAN GÜRSES




  

KESK: ATEŞLE OYNAMAYIN!
TMMOB‘DEN ELİNİZİ ÇEKİN!
 

Birçok TMMOB yönetici ve üyesi Gezi Parkı direnişine sahip çıkmak için gözaltında tutulurken, dün bir gece yarısı operasyonuyla TMMOB yasası değiştirildi!

Derelerimize, ormanlarımıza, kentlerimize, köylerimize sahip çıkarak, doğanın ve insanın sömürülmesine karşı mücadelesiyle bugüne kadar AKP‘nin kirli rant politikalarının önünde halktan ve emekten yana engel örmüş olan TMMOB, gece yarısı yine bir Torba yasa operasyonu ile sindirilmeye çalışılmaktadır.

Gücünü bilimden, emekten, özgürlüklerden ve demokrasiden alan ve Gezi direnişinde halkla mücadele eden TMMOB, AKP‘nin bir intikam savaşının tam ortasındadır.

AKP, karalama kampanyalarıyla teslim alamadığı TMMOB‘u,  şimdi torba yasa yoluyla işlevsizleştirmenin yollarını aramaktadır.

AKP hükümetinin tekelci otoriter bir yönetim anlayışı ile bugüne kadar emek örgütleri üzerinde sürdürdüğü operasyonlar nasıl ki sonuç vermediyse, bugün de sonuç vermeyecektir.

KESK olarak, her tür zorbalığa karşı emeğin, özgürlüğün, kardeşliğin hakim olduğu yeni bir Türkiye mücadelesinde yan yana olmaktan onur duyduğumuz ve bu haklı mücadelesinde de yanında olacağımız yol arkadaşımız TMMOB‘a karşı izlenen intikamcı politikalara karşı AKP hükümetini uyarıyoruz;

Ateşle Oynamayın!

Hiçbir zorbalık ve zulüm, gücünü halktan alan TMMOB‘yi teslim alamaz.

Artık kirli ellerinizi halkın gerçek temsilcileri olan emek ve demokrasi güçlerinin üzerinden çekin!

 

KESK Yürütme Kurulu

  

  




 

Sn. Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı,
Ankara

TMMOB‘ne karşı yapılan saldırı ve kabul edilemez uygulamaları, büyük bir esef ve kaygı ile izliyoruz. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından olan sivil toplum örgütleri ve yetkilerinin, özellikle de Türkiye‘nin köklü ve önemli meslek örgütü olan TMMOB özelinde etkisizleştirilerek pasifize edilmesi, demokratik düzen ile kamu yararına, büyük zarar getireceği inancındayız.

Onbeş Odamız ve dörtbin üyemizle birlikte, TMMOB‘ne ve yetkilerine yönelik kararları kınıyor; sürdürdüğünüz inançlı ve kararlı mücadelenize, gönülden desteklerimizi iletiyoruz.

Saygılarımızla,

KTMMOB Yönetim Kurulu a.
Dr. Zihni Turkan
Genel Başkan

   




  

ODTÜ MEZUN  DERNEKLERİ

Basına ve Kamuoyuna

TBMM‘nde bir gece  yarısı operasyonu ile Meclis iç tüzüğü de zorlanarak kabul edilen "torba"  yasa ile, mezunlarımızın çoğunun üyesi olduğu meslek kuruluşlarının üst organı  Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nin tüzel kişiliği ve yasal  haklarına yapılan müdahaleyi, ODTÜ Mezun Dernekleri Konseyi‘ni oluşturan  dernekler olarak kabul edilemez buluyor ve muhalefetimizi kamuoyunun dikkatine  sunuyoruz. 

TMMOB ve üyesi  meslek odaları, yasaların kendine verdiği yetki ile, projelerin gerçek mimar,  şehir plancısı ve mühendisler tarafından yapılmasının bir güvencesi, rant amaçlı  yağma ve talan uygulamalarına karşı kamu çıkarının korunmasının yılmaz bir  savunucusu olmuştur. Bir "gece yarısı eklemesi" ile, TMMOB‘un yetki ve  kaynaklarının tırpanlanması operasyonunun, bu üst meslek birliğinin kamu  çıkarını koruma işlevini yerine getirmede zaafa uğratılması dışında bir amacı  olmadığına inanıyoruz.

TMMOB ve bağlı  meslek odalarının misyon, yetki ve  kaynaklarına  yapılan bu  haksız ve art niyetli olduğuna inandığımız  müdahaleyi kınıyor, yasalaşma sürecinde Cumhurbaşkanlığı makamını, kamu çıkarını  gözetmek üzere göreve davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile  duyurulur.

 

ODTÜ MEZUN  DERNEKLERİ KONSEYİ

ODTÜ Mezunları  Derneği

İstanbul ODTÜ  Mezunları Derneği

İzmir ODTÜ  Mezunları Derneği

Eskişehir ODTÜ  Mezunları Derneği

Kayseri ODTÜ  Mezunları Derneği

Adana ODTÜ  Mezunları Derneği

Mersin ODTÜ  Mezunları Derneği

Antalya ODTÜ  Mezunları Derneği

Samsun ODTÜ  Mezunları Derneği

Bursa ODTÜ  Mezunları Derneği

Gaziantep ODTÜ  Mezunları Derneği

Denizli ODTÜ  Mezunları Derneği

Kocaeli ODTÜ  Mezunları Derneği

Kıbrıs ODTÜ  Mezunları Derneği

ODTÜ Mezunları  Derneği Batı Karadeniz Temsilciği

ODTÜ Mezunları  Derneği Doğu Karadeniz Temsilciği

ODTÜ Mezunları  Derneği Mardin Temsilciği

  


Sosyal-İş Sendikası: TANIĞIZ, TMMOB‘UN YANINDAYIZ!

Kendine biat etmeyen tüm toplum kesimlerine karşı cadı avı başlatan AKP hükümeti, TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odaları da hedef aldı. AKP hükümeti, TMMOB‘a bağlı odaların harita, plan, etüt ve projeler ile ilgili onay yetkisini kaldırmaya yönelik bir düzenlemeyi "torba yasa"ya adeta sokuşturdu.

AKP hükümetinin tüm çaba ve girişimlerine rağmen bir türlü ele geçirmeyi başaramadığı TMMOB ve bağlı odaları hedef alması tesadüf değil. Hükümet bir taşla iki kuş vurmak istiyor; bir yandan rantçı, kural tanımaz, hukuka, bilime ve tekniğe aykırı politika ve uygulamalarına karşı duran, özellikle Gezi direnişinde önemli rol oynayan TMMOB‘u zayıflatmayı ve etkisizleştirmeyi, bir yandan da TMMOB ve bağlı odaların yaptığı mesleki denetimi ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

TMMOB‘a bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Şehir Plancıları Odası çalışanlarının sendikası olarak, TMMOB‘u hem örgütlü olduğumuz işyerlerinden hem de mücadele alanlarından yakından tanıyoruz ve kamuoyuna bir kez daha seslenmek istiyoruz:

"Tanığız, TMMOB‘un yanındayız"!

Tanığız! Rant ve kar uğruna, tüm bilimsel ilkelerin, toplumsal değerlerin ve meslek ahlakının hiçe sayıldığı bu dönemde TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, bilimin, tekniğin, toplumsal yararın ve meslek etiğinin yılmaz savunucusudur.

Tanığız! TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, AKP hükümeti ile birlikte zirveye çıkan "kuralsızlık" politikasına karşı, meslek alanlarını düzenleyerek ve mesleki denetim işlevini yerine getirerek, yalnızca mühendis, mimar ve şehir plancıları değil tüm toplum adına son derece önemli bir işlevi yerine getirmektedir.

Tanığız! TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, AKP hükümetinin, doğaya, kentsel alanlara, topluma, bilime, tekniğe ve hukuka aykırı politika ve uygulamalarına karşı durarak, doğayı ve insanı savunmaktadır.

Tanığız! TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, "bireyciliğin" tek değer haline getirilmek istendiği bu dönemde, mesleki ve toplumsal dayanışmanın en önemli mevzilerinden biridir.

Tanığız! TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, her yıl gerçekleştirdikleri yüzlerce bilimsel ve mesleki etkinlik ile alanın bilgisini çoğaltmakta, bir okul işlevi de görmektedir.

Tanığız! TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odalar, emek, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yol arkadaşımızdır, yoldaşımızdır!

İşte bu yüzden tanığız ve TMMOB‘un yanındayız!

Teoman Öztürk‘ün izinden yürüyen, "bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız" diyen TMMOB, TMMOB‘a bağlı odalar ve yüz binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısı ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.

 

Tanığız, TMMOB‘un yayındayız!

Diren TMMOB!

Metin Ebetürk
Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı

 



  

TODAP: TMMOB‘ye Yönelik Müdahaleye Dair
  

Geçtiğimiz hafta meclise sunulan ve sonrasında yasalaşan torba kanunda geçen bir düzenleme ile TMMOB‘nin imar planlarına yönelik harita, plan, etüt ve projelerde vize ve onay yetkisi kaldırılmıştır. 

 Gezi Parkı Direnişi‘ne katılanlar hakkında başlatılan avın tüm hızıyla devam ettiği, Taksim Dayanışması üyelerinin suç örgütü kurmakla suçlanmasının yankılarının sürdüğü ve birçok arkadaşımızın gözaltında bulunduğu veya tutuklandığı bu süreçte, direnişte önemli bir rol üstlenmiş TMMOB‘nin yetkilerine yönelik böyle bir değişiklik bunun bir intikam olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir. 

AKP sözcüsü Hüseyin Çelik bu konudaki açıklamasında, TMMOB hakkındaki düzenlemenin Gezi Parkı Direnişi‘nden önce hazırlandığı bilgisini vermiş ve bu bilgiye dayanarak  "düzenlemenin" bir saldırı değil makul bir değişiklik olduğunu göstermeye çalışmıştır. TMMOB ve bağlı odalar 1 Aralık 2012‘de bir imza kampanyası başlatmış ve TMMOB Kanunu‘nun değiştirilmesi, birliğin yapısının değiştirilmesi ve yetkilerinin elinden alınmasına dair kapalı kapılar ardında görüşmeler yapıldığını ve buna karşı mücadele edeceğini beyan etmiştir.  Evet, saldırı önceden planlanmış ve başlatılmıştır. Hatta bu değişiklik, muhtemelen TMMOB‘ye yönelik müdahalenin sadece bir yüzüdür. Bu yönüyle bu bir intikam değil, soğukkanlı bir şekilde önceden planlanmış sistematik bir saldırının parçasıdır.  

Ama hükümet, değişikliği önceden planladıkları konusunda doğruyu söylüyorsa da bu saldırının, değişikliğin, evlere yapılan bir gece baskını gibi, tam da direnişin ertesinde yapılmasının anlamını ve ortaya konan güç gösterisini gizleyememektedir.  Bu düzenleme, esası itibariyle hükümetin, toplumsal muhalefete ve sermayenin politikalarının denetlenebilirliğine karşı tahammülsüzlüğünün göstergesiyken, hayata geçirilme zamanı ile de Gezi Parkı Direnişi‘ne ve onun taleplerine karşı sürdürülmek istenen, usulsüzlüğü kendine yöntem olarak benimsemiş bir güçlülük parodisidir.  

Toplumsal muhalefetin, Gezi Parkı Direnişi‘nin ve mesleki haklar mücadelesinin her zaman oldukça önemli bir bileşeni olmuş olan TMMOB‘ye yönelik bu saldırı hiçbir yönüyle kabul edilemezdir. Biz bir meslek örgütü ve demokratik kitle örgütü olarak TMMOB ile her zaman dayanışma içerisinde olacağımızı bildiriyor ve TMMOB‘ye karşı yapılan bu saldırıyı kınıyoruz! Herkesi kıyılara, ormanlara, sulara, kültür-tabiat varlıklarına ve şehirlerin dokusuna zarar verecek projelerin hayata geçirilmesinin önündeki bir engeli kaldırmayı hedefleyen, rant amaçlı talan ve yağma politikalarının önünü açan, meslek hakkı ve demokratik haklar mücadelesini tırpanlayan bu düzenlemeye güçlü bir şekilde karşı çıkmaya davet ediyoruz.

Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)

  




  

TEB: DEMOKRATİK MESLEK ÖRGÜTLERİNİ İŞLEVSİZLEŞTİRECEK DÜZENLEMELERDEN VAZGEÇİLMELİDİR

Değerli basın mensupları,

TBMM Genel Kurulu‘nda görüşmeleri devam eden Torba Yasa‘ya 9 Temmuz gecesi son anda eklenen bir önerge ile 3194 Sayılı İmar Kanunu değiştirilmiş, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)‘ne bağlı odaların "harita, plan, etüt ve projeler" için vize ve onay yetkileri ellerinden alınmıştır.

İmar Kanunu‘nda yapılan değişiklik, asıl olarak TMMOB ve TMMOB‘a bağlı odaların mesleki denetim yetkilerini kaldırarak ve finansal kaynaklarına müdahale ederek TMMOB‘u işlevsizleştirmeye, adeta bir dernek statüsüne indirgemeye yöneliktir.

Meslek örgütlerinin en temel işlevleri; meslektaşları üzerinde denetim yapmaları ve kamusal yararı gözeterek toplum adına söz üretmeleridir. TMMOB‘un kuruluş amacı olan kamu adına bağımsız denetim yapma yetkisinin elinden alınmasıyla, çok ciddi sıkıntılar baş gösterecek, kentsel- kırsal alanlar ve kamu kaynakları dizginsiz bir biçimde ranta açılacaktır. Daha fazla rant ise halk sağlığı ve ekolojinin tahribatı demektir.

Hukuk devleti ilkesinin en önemli özelliği, gerek yasama organının ve gerekse idarenin anayasa kurallarına aykırı faaliyet yürütmesinin engellenmesi ve böylece hukuksal güvenliğin gündelik devlet davranışları karşısında korunmasının sağlanmasıdır. Meslek kuruluşları bu işlevi sağladıkları için Anayasal olarak tanımlanmış kuruluşlardır. TMMOB‘un vize ve onay yetkisinin elinden alınması, her şeyden önce bu hukuksal güvenlik ilkesine aykırıdır.

Diğer yandan kamusal görev ifa eden meslek örgütlerinin bu görevlerini layıkıyla yerine getirebilmeleri siyasal iktidardan ve sermayeden bağımsız, demokratik yapılar olmalarını; dolayısıyla güçlü bir finansal yapıya sahip olmaların zorunlu kılar.  Bu bağlamda İmar Kanunu‘nda gerçekleştirilen düzenleme ile TMMOB‘un gelir kaynaklarının yok edilmesi son derece kaygı vericidir. Zira bir gece yarısı torba yasaya konulan ve TMMOB ve bağlı odaların gelirlerine el koyan bu madde ile hükümet tek başına yasa çıkarma yetkisini sivil toplum örgütleri üzerinde adeta Demokles‘in Kılıcı gibi sallayacağını göstermiştir.  Oysa bugün çağdaş dünyaya hâkim olan katılımcı demokrasi anlayışı meslek örgütlerinin işlevlerinin ve yönetime katılma yollarının daraltılması değil genişletilmesini gerektirmektedir.

Türk Eczacıları Birliği olarak meslek örgütlerini zayıflatacak, etkisizleştirecek ve işlevsizleştirecek girişimlerin demokrasiye ve örgütlenme özgürlüğüne büyük bir darbe vurmak anlamına geleceği gerçeği göz önünde bulundurularak, TMMOB‘a yönelik bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesini talep ediyor, TMMOB ile dayanışma içerisinde olduğumuzu ilan ediyoruz.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ

  

  




  

Türkiye Barolar Birliği: BASINA VE KAMUOYUNA

  1. 9 Temmuz 2013 tarihinde sabaha karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu`nda bir kanun tasarısı görüşülürken verilen önergeyle; harita, plan, etüt ve projelerin meslek odalarının denetimine tabi tutulamayacağı hükmü getirilmiştir. Böylece Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği`ne bağlı odaların, bu odalara bağlı meslek mensuplarının işlemlerini denetleme yetkileri ortadan kaldırılmıştır. 
  2. Mühendis, mimar ve şehir plancıları odalarının mesleki denetim yapamaması; kıyılara, ormanlara, sulara, kültür-tabiat varlıklarına ve şehirlerin dokusuna zarar verecek nitelikteki harita, plan, etüt ve projelerin hayata geçirilmesinin önünde, bundan böyle etkili bir denetimin olmayacağı anlamına gelmektedir. 
  3. Toplumda hiçbir tartışma ve değerlendirme imkânı yaratılmaksızın, sırf oy çokluğuna dayanılarak yapılan bu değişiklik, gerekçesi nasıl ortaya konulursa konulsun, doğrudan doğruya kamuya ve yurttaşlara büyük zarar vermiş; bundan sonraki süreçte verilecek zararlara adeta kapı aralamış bulunmaktadır.
  4. Katılımcı demokratik anlayışa karşı katı bir tavır olarak gördüğümüz bu yasal düzenlemeyi, aynı zamanda yönetimin otoriterleşmesine zemin hazırlayan bir girişim olarak değerlendiriyoruz. İdarenin uygulamalarında keyfiliğe davetiye çıkaracağı muhakkak olan bu anlayışa dur denilmesi adına, toplumun her kesiminin ve özellikle tüm sivil toplum örgütlerinin, anılan düzenlemeye karşı tepkilerini dile getirmelerini umut ediyoruz.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı olarak, konu ile ilgili görüş ve değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşmayı bir görev bilmekteyiz.

Saygılarımızla.

Avukat Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

  

  




  

  TÜRK MÜŞAVİR MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ‘NİN BASIN DUYURUSU

9 Temmuz‘ u 10 Temmuz 2013‘e bağlayan gece yarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde Torba Yasa Teklifi görüşülürken son anda verilen bir önergenin kabulüyle Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nin(TMMOB) yetki ve gelirleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na devredilmiştir.

Biz "Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği" (TürkMMMB) olarak, üyelerimizin ve tüm mühendis ve mimarların meslek odası olan TMMOB‘nin işlevsizleştirilmesine yol açan bu uygulamadan büyük rahatsızlık duyduğumuzu ve bu yasa değişikliğinin en kısa sürede iptal edilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.

Sık sık büyük can kayıplarına yol açan deprem, taşkın, toprak kayması gibi doğal afetlerle karşılaştığımız, çarpık yapılaşmanın önlenemediği ve geçmişte yaşanan felaketlerden ders çıkarılmayan Ülkemizde, kamu yararı açısından gereken denetimin ve uyarıların yapılması ve farkındalık yaratılması yönünde çok önemli bir görev üstlenen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nin varlığını sürdürmesi çağdaş Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır.

Kuvvetler Ayrılığı ilkesini, meslek kuruluşlarının uzmanlıklarını göz ardı eden; Sivil Toplum Örgütleri‘nin işlevsizleştirilmesine ve yetkilerin tek elde toplanmasına yol açan bu karardan duyduğumuz endişeyi ve rahatsızlığı kamuoyuna duyururuz.

Saygılarımızla,

Demir İnözü
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
10.07.2013

 


 

TTB: Torba Yasa; TTB, TMMOB ve Diş Hekimlerine Darbe Niteliğindedir Cumhurbaşkanı Yasayı Veto Etmelidir!

Yasalaşan "Torba"da, Sağlık Meslekleri Kurulu‘nun diş hekimlerine, hekimlere süreli ve süresiz meslekten men cezası vermesi ile hastaların rızaları olmaksızın bütün kişisel bilgilerinin toplanması, işlenmesi ve paylaşılmasına ilişkin hükümler de bulunuyor. Her iki madde de daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından hukuksuz bulunmuştu. Bu uygulama ile hasta bilgilerinin saklanması olanaksız hale gelecektir. Dünyanın her yerinde meslekten men cezası meslek örgütleri tarafından verilirken bu yasa ile bu uygulama siyasi iktidarın emrine verilmektedir.

TBMM Genel Kurulu‘nda kabul edilen 3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 8. maddesine eklenen bir bentle "Harita, plan, etüt ve projeler; idare ve ilgili kanunlarında açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulamaz, tutulması istenemez. Vize veya onay yaptırılmaması ve benzeri nedenlerle müellifler veya bunlara ait kuruluşların büro tescilleri iptal edilemez veya yenilenmesi hiçbir şekilde geciktirilemez. Müelliflerden bu hükmü ortadan kaldıracak şekilde taahhütname talep edilemez." düzenlenmesi yapılmıştır. Bu düzenleme ile meslek odalarının mesleki denetimi tamamen kaldırılmaktadır. Torba Yasa içerisine eklenen bu bentle TMMOB ve bağlı odalar etkisizleştirilmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Aynı torbada daha önce TTB‘nin asgari ücret belirleme hakkının elinden alındığı gibi, asgari ücret belirleme hakkı diş hekimlerinden de alınmaktadır. Asgari ücret belirleme hem hekim emeğinin korunması, hem de verilen sağlık hizmetinde kalitenin korunabilmesi açısından hayati değerdedir.

Düzenleme ile meslek odaları etkisizleştirilmeye, güçsüzleştirilmeye çalışılmaktadır. Cumhurbaşkanı bu hukuksuz yasayı veto etmelidir. Cumhurbaşkanından randevu talep ederek, konuyu kendilerine aktarmak için girişimlerimiz başlamıştır.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi