METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI'NDAN DÜNYA SU GÜNÜ MESAJI

22.03.2007

Meteoroloji Mühendisleri Odası, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla 21 Mart 2007 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

SU HAYATTIR

(22 Mart Dünya Su Günü)

Su yaşamın başladığı ortamdır, su uygarlıkların doğuşunu doğrudan etkilemiştir. Su yaşamsal bir kaynak olmanın ötesinde ekonomik bir değerdir. Su, hidroelektrik potansiyel olarak temiz enerji kaynağıdır.
Dünyadaki toplam su miktarının sadece % 2.5‘i tatlı sudur. Hızla artan dünya nüfusuna bağlı olarak temiz su ihtiyacı da hızla artmaktadır. Buna karşılık temiz su kaynakları ise hızla kirlenmekte, kirletilmektedir. Bulaşıcı hastalıkların çoğu sudan kaynaklanmakta ve su ile yayılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, dünya üzerinde çoğu çocuk olmak üzere her yıl 2 milyondan fazla insanın su ile ilgili hastalıklar yüzünden öldüğü ve 1 milyarın üzerinde insanın sağlıklı ve güvenilir koşullarda suya olan gereksinimlerini karşılayamadıklarını açıklamaktadır.

Suyun yaşamın ta kendisi olması nedeniyle, BM eski Genel Sekreteri Kofi ANNAN, artan su ihtiyacı ve su kıtlığına bağlı olarak 21. yüzyılın su savaşlarına sahne olacağını ifade etmektedir. Ancak su savaşları çoktan başlamıştır. Küreselleşme adı altında çok uluslu şirketler dünyada özellikle üçüncü dünya ülkelerinin temiz su kaynaklarını hızla ele geçirmektedirler. Yani savaş aslında kağıt üzerindedir. Türkiye de uygulamaya koyduğu neo-liberal politikalarla bu savaşın içine girmiştir. Su, özellikle son yıllarda hızla ticarileştirilmiştir. Temiz su kaynaklarımız sessiz sedasız çok uluslu şirketlerin eline geçmekte, kendi suyumuz pet şişede bize geri dönmektedir. Su, tıpkı nefes almak gibi yaşam hakkımızı kullanmak için başvurduğumuz en temel gereksinmelerimizden biridir. Ancak yaşam hakkımızı kullanmak için suya para ödemek durumunda bırakılmaktayız.

Dünya su ticareti, 400 milyar dolarlık bir ticaret hacmi ile petrol ve ilaçtan sonra üçüncü sırada gelmektedir. Şu an için bu rakama, dünya nüfusunun sadece %5‘ine hizmet edilmesiyle ulaşılmaktadır. Hedef kitle oranının artması doğal olarak ticaret hacmini de artıracaktır. Bu şekliyle su, çok uluslu şirketlerin iştahını fazlasıyla kabartmaktadır.

Ülkemiz düşünülenin aksine, su zengini bir ülke değildir. Temiz su kaynaklarının hızla kirleniyor olması, artan nüfus ve iklim değişiminin olumsuz etkileri, önümüzdeki yıllarda, başta İç Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri olmak üzere su stresini daha da arttıracaktır. Uygulanan liberal politikalar sorunu daha da karmaşık hale getirmektedir. Ülkemizde su ile ilgili mevcut kanunlar yeterlidir. Buradaki sorun, söz konusu kanunlara işlerlik kazandırılmasıdır.

Bir an önce nehir havzaları yönetimi anlayışının oturtulması gerekmektedir. Böylece çevresel etkileri de kapsayacak şekilde, içme suyu, sektörel/endüstriyel kullanım ve tarımsal sulamalar için paylaşım ve planlama, su israfına meydan vermeyecek şekilde gerçekleştirilebilir.

Türkiye‘nin sınır aşan sular konusunda mevcut politikalarını acilen gözden geçme zorunluluğu vardır. Çünkü Orta Doğu‘nun mevcut şartları, savaş ve iklim değişimi gibi etkiler göz önünde bulundurulduğunda, yakın gelecekte suya bağlı olarak büyük çaplı insan göçlerinin yaşanması kuvvetli olasılıktır.
Mevsimsel tahminler, önümüzdeki üç yıl boyunca özellikle İç Anadolu, Marmara ve Ege bölgelerinin ortalamanın altında yağış alacağı şeklindedir. Bu nedenle su tasarrufu konusunda halkın bilinçlendirilmesi konusuna ağırlık verilmelidir.

Meteoroloji Mühendisleri Odası
YÖNETİM KURULU