MİMARLAR ODASI 3. İŞYERİ TEMSİLCİLİKLERİ BULUŞMASI
"Mimarlar Odamızın Sevgili Yöneticileri
Sevgili arkadaşlar
Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada aranızda olmaktan bir büyük onur duyduğumu öncelikle ifade ediyorum.
Bilindiği üzere TMMOB İşyeri Temsilcileri Kurulu ve İşyeri Temsilciliği Yönetmeliği 17-18 Mayıs 1974 tarihinde yapılan TMMOB 19.Genel Kurul kararı ile kabul edilmiştir. TMMOB 37.Olağan Genel Kurulu‘nda yapılan görüşmeler sonrası TMMOB Yönetim Kurulu‘na yetki verilmiş ve bu yetki doğrultusunda Yönetim Kurulu‘nun 26 Ekim 2002 tarih ve 98 sayılı kararıyla yürürlüğe girmiştir. TMMOB 38. Olağan Genel Kurulu‘nda da birtakım değişiklikler yapılmıştır.
Bu yönetmeliğimizde,
Madde 1 - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu, Ana Yönetmeliği ve Yönetmelikleri gereğince, mühendis ve mimarların işyerinde örgütlülüğünün geliştirilmesi, meslek ve ülke sorunlarının ayrılmaz bir bütünlüğü içinde ülke çıkarlarının, mühendis ve mimarların demokratik ve toplumsal hak ve sorumluluklarının takibi, işyerindeki üretim sürecinin mesleğin ve çağdaş bilimin gereklerine uygunluğunun denetimi, mühendis ve mimarların özlük haklarının, grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklarının savunulması ve elde edilmesi ve diğer çalışanlarla dayanışmanın sağlanması amacıyla, TMMOB‘nin işyerleri ile ilişkisini sağlamak üzere; İşyeri Temsilcileri Kurulu ve İşyeri Temsilcilikleri kurulur.
Madde 14 - TMMOB İşyeri Temsilcileri Kurulu ve İşyeri Temsilciliğinin görevleri şunlardır:
a)Kurulduğu işyerindeki üretim sürecinin ülke çıkarları ve çağdaş bilimin gereklerine uygunluğunu, işyeri ve işyerinin faaliyette bulunduğu iş kolundaki mesleksel sorunları incelemek, değerlendirmek, çözüm önerileri geliştirmek ve bunları TMMOB İl/İlçe Koordinasyon Kurulu‘na ve TMMOB‘ne aktararak ortak bilinç ve tavır geliştirilmesini sağlamak amacıyla ortak çalışma yapmak.
b)Katılımcı demokratik kanalların araştırılarak yaşama geçirilmesi için her türlü çabayı göstermek,
c)İşyerindeki mühendis ve mimarların ortak demokratik, ekonomik ve mesleki istemlerini belirlemek ve bu yönde çalışmalar yapmak, çalışanların tümünün katıldığı ortak platformlar oluşturmak.
d)İşyerindeki sendikalar ve diğer demokratik kitle ve meslek örgütü temsilcileriyle ilişki kurmak, mühendis ve mimarların sendikal örgütlülüğünü sağlamak ve üyelerinin özlük haklarını korumak amacıyla çalışmalar yürütmek, TMMOB‘nin görüş ve kararlarını o işyerindeki mühendis ve mimarlara iletmek,
e)Gerektiğinde işyeri yetkilileri ile orada çalışan mühendis ve mimarlar adına ilişki kurmak,
f)TMMOB il / İlçe Koordinasyon Kurulu Sekreteri ya da TMMOB Yönetim Kurulu tarafından verilecek diğer görevleri yerine getirmek.
denilmektedir. Bu yürütmekte olduğunuz çalışma da daha etkin daha demokratik ve daha işlevsel bir örgütlülük için, belki de bu yönetmeliğimizin zenginleştirilmesine yönelik bir amaca hizmet edeceğine ben inanıyorum.
Evet aslında bu gün daha etkin, daha demokratik, daha işlevsel bir TMMOB örgütlülüğü tartışması için bir aradayız. Evet, hepimiz bu gün, ülkenin bu gününde, her zamankinden daha fazla buna ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz. Neden?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, geniş katılımlı Cumhuriyet mitingleri, 28 Nisan askerlerin e-muhtırası, 367 ile ilgili Anayasa mahkemesi kararı, Meclisin son gününde çıkarılıveren yasalar. Yapılan erken seçim, 2. AKP iktidarı. Cumhurbaşkanlığı konusunda anayasa değişiklikleri. Abdullah Gülün cumhurbaşkanı olması. Tunceli karakol baskını, Askerlerin kitlesel refleks çağrıları, ülkenin dört bir yanına yayılan cenazeler. Anayasa tartışmaları. Türban serbestliği. Ergenekon soruşturması. Aslında bu kelimeler son bir yıldır yaşananların kısa bir özetini oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde belki de bir nesilde yaşanabilecek olaylar, bizim ülkemizde bir yıla sığabiliyor.
Evet, bizim ülkemiz sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkedir. Ülkemizde siyasette, ekonomide, sokaklarda ve toplumsal yaşamın her alanında gerilim ve kriz giderek tırmanıyor. Tırmanan bu gerilim, ne öncekilerin bir tekrarından öte olmayan bir erken seçimle, ne de herhangi bir geçici düzenlemeyle aşılamayacağı biliniyor. İçinden geçmekte olduğumuz kriz, 12 Eylül‘den bu yana bizlere dayatılan yaşam biçiminin, siyaset tarzının, ekonomik politikaların ürünüdür. Dolayısıyla krizi aşmanın yegâne yolu, "12 Eylül Hukuku"nun ve ülkemizde yarattığı toplumsal, siyasi ve ekonomik erozyonun yaşamımızın her alanından çıkarılmasıdır.
Halkımıza dayatılan sahte çözümlerin çıkmaz yol olduğunu, ırkçılığa varan milliyetçi söylemlerin, sosyal ve siyasal yaşamı din temelli anlayışa göre kurgulamak isteyenlerin ülkemizi içinden çıkılmaz bir kaosa doğru sürüklediklerini, bu kaostan çıkış yolunun demokrasi dışı yöntemlerle olamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz.
Artık hepimiz bunu çok iyi biliyoruz. Bu ülkenin ekonomisi son otuz yıllık süreçte kapitalist küreselleşmeye uyum adı altında IMF ve Dünya Bankası yönlendirmesiyle şekillenir. Dış politikası ABD emperyalizminin icazetine ve onayına bağlıdır. Demokrasinin sınırlarını da AB ile ilişkiler ya da pazarlıklar belirler.
Sevgili arkadaşlar,
Tüm bunlara karşı özetle de biz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak, "bu ülke bu halk bu yaşananlara müstahak değildir" diyoruz. Aydınlık bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için bir meslek örgütü sorumluluğumuzla ve öznesine insanı koyan bir çalışma anlayışı ile meslek alanlarımız üzerinden bu ülke için, bu halk için doğruları söylemeye devam ediyoruz.
İşte tüm bu yaşananların tespitinde bir konunun altını çizmek gerekiyor: Bu anlamda bile emek ve meslek örgütlerine bu ülkede çok fazla görev ve sorumluluk düşüyor. Bu toplantınız bu anlamda da çok önemlidir.
Aslında bu toplantı TMMOB‘nin "birlikte üretme, birlikte karar alma, birlikte yönetme" anlayışına da denk gelmektedir.
2003 yılında TMMOB ortamında gerçekleştirilen Mühendislik Mimarlık Kurultayında hepimizi bağlayan temel ilkelerimiz ve çalışma anlayışımızda tam da bu konu vurgulanmıştı.
Hatırlayalım:
Karar altına alınan Temel İlkelerde "TMMOB ve bağlı Odaları mesleki demokratik kitle örgütüdür. Demokrat ve yurtsever karakterdedir. Emekten ve halktan yanadır. Anti-emperyalisttir, "Yeni Dünya Düzeni" teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır. Siyasetin dar anlamının aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür. Barıştan yanadır. İnsan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır. Örgütsel bağımsızlığını her koşulda korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alır. Meslek ve meslektaş sorunlarının, ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı Odaları ile birlikte, mühendis ve mimarların meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik Kitle Örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir." demiştik.
Çalışma Anlayışımız da şu şekilde tanımlanmıştı:
TMMOB ve bağlı Odalar toplumdan soyutlanmış "seçkin" mühendis ve mimarların örgütü değil, aksine toplumun içinde yer alan, onun bir parçası olarak toplumla etkileşim içinde bulunan, temsili demokrasi alanının daraltılması ve biçimsel uygulamalar yerine, birlikte düşünme, birlikte üretme ve birlikte yönetme mekanizmalarını güçlendirici çabalara yönelen, rant gruplarının otoriter, sınanamayan, hesap vermeyen yönetimlerin aksine, örgüt içi demokrasisi güçlendirilmiş, seçim dışında da katılım mekanizmalarını yaşama geçiren, Profesyonellerin ve uzmanların örgütü anlayışını reddeden, aksine kitle örgütü niteliği ile organlarına dayalı çalışmayı yürüten, Siyaset dışı kalma anlayışlarının tam tersine, her koşulda ve her zaman siyaset yapan, siyasetin dar tanımını aşan anlayışları yapıya hakim kılan, üye ile ilişkilerini, devlet ve egemen kesimlerle olan ilişkilerinin önüne koyan, resmi otorite ile her türlü diyaloga ve işbirliğine açık ama işbirlikçi yaklaşımların dışında kalan, Örgüt işlevinin deforme edilmesi anlamındaki hizmet üretimini reddeden, aksine üyelerinin hizmetlerinin niteliğini yükseltecek düzenlemeler yapan, norm ve standartları oluşturan ve bunların gelişimine hizmet edecek şekilde denetleyen, Egemen kesim ve egemen kesim söylemleri ile ters düşmeme anlayışlarını reddeden, aksine üyesinin söz ve kararlarda yetki sahibi olmasını sağlayan, Kamu hiyerarşisi içinde yer edinme ve örgüt etkinliklerini buna bağlama anlayışlarının yerine, örgütün kamuoyu önünde saygın yerini korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen, örgüt etkinliklerini kendi iç dinamikleri ve kendi kararları ile belirleyen, Meslek örgütü kavramını, demokratik kitle örgütü özelliğinin önüne çıkartarak, meslekçi eğilimleri güçlendiren anlayışların aksine, mesleki-demokratik kitle örgütü anlayışlarını hayata geçiren, Her türlü yapılanma ve örgütlerle olan ilişkisinde, anlamsız hiyerarşik eşitlik anlayışları yerine, ilişkilerinde bu yapıların toplum içindeki işlevselliklerini ölçü olarak alan, Hiçbir üyesinin sorununu dışlamayan, ancak üyesinin büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli çalışan mühendis ve mimarların konumları gereği, ücretli çalışan kesimlerle ve onların örgütleri ile ilişkilerini güçlü hale getiren, Örgütün uluslararası ilişkilerini güçlendiren, Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren bir çalışma anlayışı içerisindedir.
Sevgili arkadaşlar,
İşyerlerinden başlayan, Şubelere uzanan, oradan odalara ve TMMOB‘ye varan bir örgütlülükle TMMOB, bu ülkede yaşananlara karşı; karanlığa karşı aydınlığı savunacaktır. Baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi savunacaktır. Irkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı savunacaktır. Bu ülkede adaleti ve eşitliği savunacaktır. Şimdi tam da, bağımsız, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele etme zamanıdır diyoruz. Şimdi tam da gericiliğe, neo liberalizme ve darbeciliğe karşı mücadele etme zamanıdır. Şimdi tam da geri adım atmadan temel hak ve özgürlüklere sahip çıkma zamanıdır diyoruz.
Diliyorum bu çalışmamızın sonuçları örgütümüzü büyüten, geliştiren bir amaca hizmet eder.
Hepinize saygılar sunuyorum.