MMO KAYNAK TEKNOLOJİSİ XI. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BAŞLADI

15.11.2019

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından 15-16 Kasım 2019 tarihlerinde planlanan 11. Kaynak Teknolojisi Ulusal Kongre ve Sergisi Ankara Sanayi Odası Sürekli Eğitim Merkezi (ASO-SEM)’nde başladı. 

İki gün sürecek olan kongrenin açış konuşmaları MMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Özkalender, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek ve Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir tarafından yapıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:

“Makina Mühendisleri Odamız tarafından bu yıl on birincisi düzenlenen Kaynak Teknolojileri Ulusal Kongre ve Sergisi’ne hepiniz hoş geldiniz. TMMOB Yönetim Kurulu adına sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 
Kongrenin düzenlenmesinde emekleri bulunan Danışma, Düzenleme, Yürütme Kurullarımıza, Makina Mühendisleri Odamızın Ankara Şube ve Oda merkez yöneticilerine, kongre sekreterleri ve Oda çalışanlarımız ile görüşlerini bizlerle paylaşacak uzmanlar ve bilim insanlarına teşekkür ediyorum. 

Kaynak teknolojileri alanındaki yeni gelişme ve yaklaşımlar ile bu alanda üretilen bilgi ve teknolojileri paylaşma amacıyla 22 yıl önce düzenlemeye başladığımız Kaynak Teknolojisi Kongreleri, oluşturduğu bilgi birikimi ile sektörün en önemli bilimsel-teknik platformlarından biri haline gelmiştir. 
Teknolojik gelişmelerin giderek hızlanması, sanayinin ve her teknik alanın özgül gereksinimleri, bu gibi bilimsel kongre ve sergilerin önemini daha da artırmaktadır. Konunun farklı alanlardaki uzmanlarını ve uygulayıcılarını bir araya getirerek bilgi ve tekniğin yaygınlaşmasını, ihtisaslaşmasını ve toplumsallaşmasını sağlayan Odalarımızın bu önemli çabalarını kutluyorum. 
Ülkemizdeki mühendis, mimar, şehir plancılarının 550 bininden fazlasının meslek örgütü olan Birliğimiz TMMOB, meslektaşlarımızın mesleki, ekonomik, sosyal, kültürel alanlardaki gelişimleri kadar, mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarını sağlamayı da amaç edinmiştir. Bu nedenle meslek alanlarımızla ilgili tüm konularla yakından ilgilenerek, ülkemiz, sanayimiz ve halkın çıkarlarının bütünü doğrultusunda görüş oluşturmaya çabalıyoruz. 
Fakat halkın çıkarını, ülke çıkarlarını, kalkınmayı ve kesintisiz sanayileşmeyi esas alan bu anlayışımız çoğu zaman rant çevrelerinin ve siyasi iktidarların hoşuna gitmiyor. 
Rant için, para için, yandaşlara imtiyaz sağlamak için üretim potansiyellerimizi, şehirlerimizi, doğamızı, tarihimizi yani ortak geleceğimizi yok sayan anlayışla uyuşmamız tabii ki mümkün değildir. 
Kamusal kaynaklarla kurulmuş büyük sanayi kuruluşlarını özelleştirenlerle, ortak zenginliklerimizi satanlarla uyuşmamız mümkün değildir. 
Derelerimizi, kıyılarımızı, meralarımızı yapılaşmaya açıp doğayı tahrip edip yağmalayanlarla uyuşmamız mümkün değildir. 
Şehirleri biçimsiz gökdelenlerle, kaçak yapılarla dolduranlarla, parklarımızı, bahçelerimizi, depremlerde toplanılacak alanları AVM’lere, iş merkezlerine dönüştürenlerle uyuşmamız mümkün değildir. 
Tarihi yapılarımızı, ortak kültürel mirasımızı ortadan kaldıranlarla uyuşmamız mümkün değildir. 
TMMOB olarak bizler yıllardır açtığımız davalarla, yaptığımız kongre ve sempozyumlarla, hazırladığımız raporlarla bu yağma düzenini durdurabilmek, kamusal değerlerimiz ile ortak geleceğimizi savunmak ve kazanmak için büyük mücadeleler verdik. İktidar sahipleri aksini istiyor diye doğruları savunmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. 

Konuşmamın başlangıcında dile getirdiğim gibi teknoloji geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak bir hızla gelişip yaygınlaşıyor. Her geçen gün yeni teknolojik atılımlar sadece teknoloji kullanımının yoğunluğunu artırmıyor; geleneksel üretim tekniklerinin egemen oluğu alanları da teknolojiyle buluşturup dönüştürüyor.
İletişimden haberleşmeye, ulaşımdan lojistiğe, sanayiye, enerjiye kadar pek çok alan, yeni teknolojik gelişmelerle sürekli olarak yeniden yapılandırılıyor. Pek çok sektörde farklı kullanımları olan kaynak teknolojileri de bu hızlı değişimin en önemli unsurlarından biridir. 
Tasarımdan imalata, bakım ve montaja kadar birçok alanda çalışan işletmelerin yaygın olarak kullandığı kaynak teknolojileri, sanayileşme gereksinimlerine paralel olarak gelişim göstermektedir. Endüstri 4.0 uygulamalarının kaynak teknolojileri ile entegrasyonu ve robotik uygulamaların yaygınlaşması sektörü yeni bir boyuta taşımaktadır. Üretim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte kontrol yöntemleri, kalite güvence sistemleri, eğitim ve belgelendirme konularında da yenilikler söz konusudur.
Biliyoruz ki, yaşanan her teknolojik gelişme, o teknolojiye sahip olup kullananlarla kullanmayanlar ve sahip olanlar ile bağımlı olanlar arasındaki üretim ve gelişme hızını daha da artırmaktadır.
Gönül isterdi ki, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinin, inovasyonun ve teknoloji yoğun üretimin desteklenmesi ülkemizin asli ekonomik önceliği olsaydı. Ne yazık ki, siyasi iktidar teknolojiye değil, arsalara yatırım yapıyor; inşaat ve enerji sektörlerindeki az sayıdaki şirketleri kollamakla meşgul oluyor. Dolayısıyla bizim gibi teknoloji bağımlılığı olan ülkelerde, uluslararası alandaki yeni gelişmeleri takip etmek ve teknik gelişmelere uygunluğu sağlamak son derece önem kazanıyor. 
Diğer yandan uluslararası gereklilikler de kaynak alanında nitelikli personel istihdamını ve gelişmiş kaynak mühendisliği uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda kaynak tekniği alanında çalışan mühendis ve ara teknik personelin eğitimi ve belgelendirilmesi büyük önem taşımaktadır. 
Bununla birlikte teknolojinin iki aşamalı bir süreç olduğunu gözetmek gerekir. Teknolojiyi geliştirmek kadar, geliştirilen teknolojiyi kullanmak da o sürecin parçasıdır. Bunun da üretim, denetim, kontrol yöntemleri, kalite güvence sistemleri, eğitim, denetim, akreditasyon ve belgelendirme gibi pek çok aşaması bulunmaktadır. 
22 yıldır gerçekleştirdiğimiz kongrelerde özellikle kaynak teknolojilerinin kullanımındaki standartların geliştirilmesi yolunda önemli adımlar attık. Bu kongrelerde ortaya çıkan bilimsel-teknik veriler ışığında üretim, kontrol, kalite standartlarını oluşturduk ve eğitim, belgelendirme, denetim gibi alanlarda da gerekli mevzuatlarımızı hazırladık. 
Ulusal düzeyde yeterli teknik altyapı ve hukuki düzenlemenin olmadığı bir alanda benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Makina Mühendisleri Odamızın bu eksikliği doldurmaya yönelik cesur mesleki girişimlerini çok değerli buluyor, kutluyor ve kesintisizce sürdürülmesini diliyorum. 

Ülke olarak zor bir dönemden geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. Yıllarca uygulanan rant temelli politikalar nedeniyle üretimi, yatırımı, sanayileşmeyi, bilimi, teknolojiyi, mühendisi ve insanı ikincilleştiren bir ekonomik yapı oluşmuştur. Bugün yaşadığımız yüksek enflasyon, yüksek döviz kurları, aşırı borçluluk, kronik işsizlik ve sürekli zamlar, yanlış ekonomik tercihlerin sonucudur. Bu durumun acı toplumsal sonuçları arasında İstanbul ve Antalya’daki toplu çaresizlik intiharları da bulunmaktadır.  
Bu noktada gerek duyduğumuz şey toplumsal kalkınmadır. Bunun için stratejik ön görüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde uzun erimli ulusal-toplumsal çıkarları esas alan politikalar gerekmektedir. 
Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli; bunu ülke ölçeğinde refah sağlayıcı toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla kapsamlı bir ulusal strateji belirlenmelidir.
Yaklaşık olarak son 35 yıldır özelleştirme, serbestleştirme, kuralsızlaştırma, finans ve rant uygulamalarıyla tahrip edilen ekonomik ve sosyal yapı, kamusal bir anlayışla yeniden ayağa kaldırılmalıdır. 
Doğaya ve insan yaşamına saygı gösteren bir yaklaşımla üretim, sanayileşme, kalkınma tam istihdam ve toplumsal refah perspektifi benimsenmelidir. 
Topraklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız, mühendislerimiz ve emekçilerimiz az sayıdaki türedi için değil, ülkemizin, toplumumuzun gelişmesi için seferber edilmelidir. 
Bizler TMMOB olarak 70’li yıllardan beri sahip olduğumuz bilimsel-teknik aklı, sömürgenlerin değil halkın çıkarları için kullanmanın mücadelesini verdik, veriyoruz. 
Bugün burada bizi bir araya getiren de, bilimsel-teknik alandaki gelişmeler ile birikimlerimizi paylaşmak ve toplum yararına kullanabilmektir. 
Bu anlayışla kongremizin hepimiz adına verimli geçmesini diliyor; TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ve dostlukla selamlıyorum. Teşekkür ederim.”