MMO: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDAKİ YAPISAL SORUNLAR AŞILMALI!
Makina Mühendisleri Odası, “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” dolayısıyla, “İş Sağlığı ve Güvenliği Oda Raporu”nu yayımladı. MMO, konuya ilişkin olarak 5 Mayıs 2010 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDAKİ YAPISAL SORUNLAR AŞILMALI!
İş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda kongreler düzenleyen, eğitim, periyodik kontrol, teknik ölçüm ve yayın faaliyetlerinde bulunan TMMOB Makina Mühendisleri Odası ilgili mevzuat, uygulama sorunları ve istatistiki verileri İş Sağlığı ve Güvenliği Oda Raporunda ayrıntılı olarak yorumlamakta ve çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Türkiye‘nin İSG mevzuat ve politikaları yapısal olarak sorunlu
Türkiye‘nin bu alandaki yapısal sorunları; neo liberal ekonomik politikaların etkisiyle özelleştirme-sendikasızlaştırma-taşeronlaştırma sonucu güvencesiz çalışma biçimlerinin yayılması, gerekli yatırımların yapılmaması, 4857 sayılı İş Yasası ve 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun gerekli denetimleri esnetmesi, ilgili yönetmeliklerdeki sorunlar, mühendislik ve hekimlik uygulamalarına ilişkin yasal eksikler, kadın ve çocuk emeği sömürüsü ile kayıt dışı istihdamın büyüklüğünden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle iş kazaları ve meslek hastalıkları açıklanan resmi verilerden çok fazladır ve ülkemiz iş kazalarında Avrupa ve dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.
İSG önlemleri çalışma yaşamının bütününü kapsamıyor
5763 sayılı yasa ve İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, İş Yeri Sağlık ve Güvenlik Birimi oluşturma zorunluluğu, en az 50 işçiyi devamlı çalıştıran işyerlerine getirilmiştir. Fakat bu önlem toplam işyerlerinin ancak % 1,6‘sını kapsamaktadır. En az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü de yalnız sanayiden sayılan işler için getirilmiştir. Yönetmelik başlıca "sanayi ve ticaret" işlerini kapsamakta, tarım sektörünün tamamı, hizmet sektörünün bir bölümü ve KOBİ‘lerin büyük bir bölümü kapsam dışı tutulmaktadır.
İşletme Belgesi Alınması Hakkında Yönetmelik‘te ise 50‘den az işçi çalıştırılan işyerlerinin İşletme Belgesi alması zorunluluğu kaldırılarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işyerlerine yönelik denetimi yok edilmektedir. İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğ ile de 50‘nin üzerinde işçi çalıştıran ana işverenlerin işyerlerini küçük parçalara ayırarak yükümlülüklerinden kaçmalarına yönelik düzenleme yapılmıştır.
İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile İş Güvenliği Mühendisi uygulamaları sorunlu
İşçi sağlığı ve iş güvenliği mühendislik bilimlerinin dolaylı ve dolaysız katkılarını içeren bir alan olmasına karşın önemli sorunlar bulunmaktadır. Mevzuatta iş güvenliği mühendisliği ve hekimliğini dışlamaya yönelinmiş; mühendislik ile teknisyenlik bir tutulmuş; işyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline verilecek eğitim hizmetlerini işletmelerin dışarıdan satın alması yoluyla bu hizmetler piyasaya açılmış, danışmanlığa dönüştürülmüş; özel öğretim kurumları devreye sokularak mühendislik örgütleri unsuru zayıflatılmış; Bakanlık kadroları meslek odalarına karşı kayırılmıştır. Bir uzmanın birden çok işyerinde danışmanlık hizmeti vermesine olanak tanınmasıyla "tam zamanlı iş güvenliği mühendisliği" dışlanmış; uzman, işverene bağımlı kılınmıştır.
Az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde 1.000 ve üzerinde, tehlikeli sınıftaki işyerlerinde 750 ve üzerinde, çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde ise 500 ve üzerinde işçi çalıştırılıyorsa tam zamanlı iş güvenliği uzmanı görevlendirilecektir. Oysa Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye‘de 500 ve üzeri işçi çalıştırılan işyerlerinin oranı % 8,9; bu işyerlerindeki iş kazalarının toplam iş kazalarına oranı da % 11,2‘dir.
Türkiye‘deki iş kazalarına ilişkin bazı veriler
SGK verilerine göre 2008‘de 72 bin 963 iş kazası ve 539 meslek hastalığı vakası yaşanmış; 866 çalışan yaşamını yitirmiş, 1.694 çalışan sürekli iş göremez (sakat) olmuş; 1 milyon 865 bin 295 gün geçici iş görmezlik oluşmuştur.
İş kazalarının % 16,5‘i birinci iş saatinde, % 46‘sı ilk üç saatte yaşanmaktadır. Sigortalıların ilk bir ay içinde yaşadığı kazaların toplam kazalara oranı % 8‘dir (5 bin 984 kişi). İş kazalarının % 39‘u (28 bin 412 kişi) bir ay ile bir yıl arası çalışanlarda gerçekleşmiştir. Yeni işe giren her 100 kişiden 47‘si ilk bir yıl içinde iş kazası yaşamaktadır. Bu durumun temelinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve bu konuda eğitim almamış personele iş başı yaptırılması bulunmaktadır.
İş kazalarının faaliyet gruplarına göre dağılımında fabrik metal ürünleri 6 bin 971 iş kazası (% 9,5) ile birinci sırada; 5 bin 728 iş kazası ile (% 7,9) kömür ve linyit çıkartılması ikinci; 4 bin 550 iş kazası ile (% 6,2) bina dışı yapıların inşaatı üçüncü sıradadır. En fazla ölüm yaşanan faaliyet grupları arasında 231 kişi ile bina dışı yapıların inşaatı birinci, 111 kişi ile kara ve boru hattı taşımacılığı ikinci ve 66 kişi ile özel inşaat faaliyetleri üçüncü sırada gelmektedir.
En yüksek iş kazası oranının "diğer"den sonra % 19,5 ile "bilinmeyen" kategorisinde yaşanması, SGK verilerinin ne kadar sorunlu olduğunu göstermektedir.
En fazla iş kazası yaşanan illerin başında 10 bin 95 kaza ile İzmir, 8 bin 489 iş kazası ile İstanbul ve 7 bin 150 iş kazası ile Bursa gelmektedir.
İş kazası sonucu bir daha çalışamayacak şekilde sürekli iş göremezlikte 340 kişi ile İstanbul birinci, nüfus ve sanayileşmede pek çok ilden sonra gelen Zonguldak ise 211 kişi ile ikinci sıradadır.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölümlerde İstanbul 139 ölümle birinci, 79 ölümle Ankara ikinci, 52 ölümle İzmir üçüncü sırada yer almaktadır.
İllere göre kadınların yaşadığı iş kazası sayılarında 547 kadınla İzmir önde gelmekte, onu 530 kadınla Bursa ve 459 kadınla İstanbul izlemektedir. Kadın istihdamının yaygın olduğu tekstil, dokuma ve gıda ürünleri imalatı gibi sektörlerde kadınların iş kazası sayısında artış göze çarpmaktadır. Kadınların en fazla iş kazası geçirdikleri faaliyet gruplarında 530 iş kazası ile tekstil ürünleri imalatı birinci, 320 iş kazası ile gıda ürünleri imalatı ikinci, 290 iş kazası ile giyim eşyaları imalatı üçüncü sıradadır. Bu üç gruptaki kazalar kadınların yaşadığı toplam iş kazalarının üçte birinden fazladır.
Ülke genelinde ise yaklaşık her 7 dakikada bir iş kazası meydana gelmekte, her 10 saatte bir çalışan (her gün en az 3 çalışan) yaşamını kaybetmekte, her 6 saatte bir çalışan sürekli iş göremez (sakat) kalmaktadır.
İş kazalarının % 34‘ü işyerlerinin % 87‘sini oluşturan ve 9 ya da daha az çalışanı olan işyerlerinde; % 60,5‘i de işyerlerinin % 98,3‘ünü oluşturan ve 50‘den az işçi çalıştıran, İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi ile işyeri hekimi, iş güvenliği mühendisi, işyeri hemşiresi veya sağlık memuru istihdam zorunluluğu bulunmayan işyerlerinde gerçekleşmektedir.
Diğer yandan esnek üretim/esnek istihdamın yaygınlaşması ve çalışma saatlerinin artması, iş kazalarında önemli bir etken olmaktadır. Bedenin fazla yıpranması, uzun vadede kalıcı meslek hastalıklarına da neden olmaktadır.
Meslek Hastalıkları aşırı sorunlu bir alan
Ülkemizde meslek hastalıkları ile ilgili yaygın bir çalışma yoktur; çalışanlar bazı hastalıkların meslek hastalığı olup olmadığını bilememektedir. Meslek hastalıkları tanısının konulması ve tedavinin düzenlenmesi ve rehabilitasyonunun sağlanması açısından Türkiye‘de çok sorunlu bir alandır. Meslek hastalıkları tanı konulması sürecinin yeniden ele alınması zorunludur. Zira dünyada iş kazaları oranı % 44, meslek hastalıkları oranı % 56 iken, Türkiye‘de iş kazaları oranının % 99,3, meslek hastalıklarının % 0,7 (binde 7) oranında olması açık bir çelişki oluşturmaktadır.
İş kazalarının maliyetleri çok yüksek
İş kazaları nedeniyle yapılan dolaylı harcamalar, doğrudan harcamaların 4 ile 10 katı arasında gerçekleşmekte; bu nedenle sosyal güvenlik sistemi maliyeti büyük meblağlara ulaşmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin iş kazaları ve meslek hastalıkları maliyetleri, GSYİH‘lerinin % 4‘ü tutarındadır. Buna göre ülkemizin 2008 yılı iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyeti 38 milyar TL‘dir.
Çözüm Önerileri
•· İşverenlerin çıkarları doğrultusunda esnek/kuralsız çalışmayı, işçileri başka işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı yasal kılan; kıdem tazminatları, fazla mesai ücretleri ve sendikal hak ve yetkileri budayan 4857 sayılı İş Yasası yerine bütün tarafların katılımı ile demokratik; iş güvencesi ve iş güvenliğinin birbirini tamamladığı, tüm çalışanlar için insana yakışır norm ve standartta yeni bir iş yasası hazırlanmalı, mevzuat uluslararası normlar dikkate alarak yenilenmelidir.
•· Bu kapsamda ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı‘, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, sendikalar ve üniversitelerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmeli; İSG ile ilgili ulusal politika oluşumu ve kararlarında bu kuruluşların katılımı sağlanmalı; işbirliği, koordinasyon ve danışma hizmetlerinin sağlanması için bir mekanizma oluşturulmalıdır.
•· 50‘den az işçi çalıştıran işyerlerinde ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Birimleri‘nin kurulması yasalarla güvence altına alınmalı; İSG bütün sektör, işyeri ve çalışanları kapsamalıdır.
•· İş Güvenliği Mühendisliği kavramı, yeni bir yönetmelikle yeniden tanımlanmalı, 50‘den fazla işçi çalıştıran sanayi işletmelerinde "tam zamanlı" İş Güvenliği Mühendisi çalıştırılması zorunlu hale getirilmeli; TMMOB‘ye bağlı ilgili Odalar etkin denetim işlevi üstlenmelidir. İş Güvenliği Mühendisleri ücret yönünden işverene bağlı olmamalı, ücret çizelgeleri Bakanlık ve TMMOB‘ye bağlı ilgili meslek odalarıyla birlikte belirlenmelidir. İş güvenliği mühendisi, işyeri hekimi, işyeri sağlık memuru ve hemşirelerin mesleki bağımsızlıkları sağlanmalıdır.
•· Orta öğretimden başlanarak eğitim ve öğretim müfredatı, İSG‘yi de içerecek şekilde yeniden düzenlenmeli, bütün okullarda İSG eğitimi yapılmalı, üniversitelerin ilgili fakültelerinde İSG kürsüleri kurulmalıdır.
•· Meslek hastalıklarına ilişkin çalışmalar geliştirilmeli, meslek hastalıkları hastaneleri işlevine uygun olarak yapılandırılarak yaygınlaştırılmalıdır. Silikozis örneğinden ders çıkarılmalı, meslek hastalıklarıyla ilgili kamusal bir eylem planı uygulanmalıdır.
Ali Ekber ÇAKAR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı