ODALARDAN 2 TEMMUZ AÇIKLAMASI
Jeoloji Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası, 2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümü dolayısıyla birer basın açıklaması yaptılar.
JMO BASIN AÇIKLAMASI
13 Mart‘ta Ankara 11. Ceza Mahkemesi Sivas katliamı davasında ‘zamanaşımı‘ uygulayarak aydınların sanatçıların, gençlerin bir otelde yakılmasının ‘insanlık suçu‘ sayılmadığı bir döneme denk geliyor bu yılki anmalar.
Bu yıl, 2 Temmuz 1993‘te Madımak Oteli‘nde yakılan 35 kişinin katillerinin ‘AK‘landığı bir yıl oldu.
Mahkeme kararında insanlık suçunu ‘kamu görevlileri‘ ve ‘siviller‘ için ayrı ayrı yorumlanarak 5 kişiyi kurtardı.
Hukuki bir terim olarak ‘zamanaşımı‘ suçu ortadan kaldırmıyor ancak ‘unutulduğuna‘ hükmediyor. Ancak biz biliyoruz ki insanlığa karşı işlenmiş suçlar unutulmaz, unutulmamalıdır. Mahkemenin bu kararı bir ‘yüzkarası‘ olarak tarihteki yerini aldı. Başbakan Erdoğan bu ‘zamanaşımı‘ kararının ‘unutmak‘ için yeterli olduğunu düşünerek yaptığı "Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Zaten onlar da söylüyorlar... Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı. Bilemiyorum tabii onlar da var..." açıklaması da en az karar kadar vicdanları kanatan ve yaralayan bir açıklama olarak tarihe not düşüldü!
Evet, insanlık suçuna ‘zamanaşımı‘ kararı verildi. Ve ‘unutulması‘ istendi.
Bu kararla davayı kapanmış sayacaklar. Unutulmasını umacaklar!
Ancak iktidarın hukuku siyasallaştırarak aldığı bu karar bu davanın kapandığı anlamına gelmiyor. Aksine insanlığa karşı işlenmiş suça ceza verilmemesi ve mahkeme kanalıyla canilerin korunması kararı da tarihe unutulmamak üzere geçti!
Bu davaya sahip çıkanlar Sivas‘ı da unutmayacak, bu kararı da!
Bu dava mahşere de, bu divana da kalmayacak, takipçisi olacağız.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, Sivas Katliamı‘nın 19. yılında, ülkemizde büyük acılara neden olan katliamların aydınlatılması ve sorumlularının ortaya çıkarılması için TBMM`de katlimanın tüm boyutları ile incelenerek araştırılması için bir araştırma komisyonun kurulması, sonucunda bu insanlık suçunun/suçlarının sorumlularının cezalandırılması talep ediyoruz.
Madımak otelinin ‘utanç müzesi‘ olarak düzenlenmesi talebi de bu çerçevede değerlendirilmeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı "ipe un sermeden" en kısa sürede bunu yaşama geçirmelidir.
Bu sorunun çözümü için, toplumun duyarlı kesimlerinin, medyamızın ve kamuoyumuzun da gereken katkı ve desteği sağlayacağına inanıyoruz. Taki Sivas Katliamı‘nın sorumluları cezalandırılıncaya dek!
Kamuoyuna saygıyla duyururuz...
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İMO: SİVAS KATLİAMI UNUTTURULAMAZ! AŞINAN ZAMAN DEĞİL İNSANLIKTIR!
Sivas`ta 2 Temmuz 1993`de, 35 insanımız gerici güçler tarafından katledildi. Üzerinden tam 19 yıl geçen ve madımak otelinde gerçekleşen katliamda yazar, ozan, düşünür ve otel çalışanlarının da aralarında bulunduğu insanlarımız yanarak hayatlarını kaybetti.
93 yılından bu yana iktidara gelen her hükümet katliamı aklamaya, onu unutturmaya çalıştı. Yaşamını yitiren insanlarımızı unutmadığımız gibi katliamı planlayan karanlık elleri de unutmayacağız. Unutmamak, bu ülkenin vicdan sahibi insanlarının en büyük sorumluluğudur.
Katliamın ardından "Olay münferittir. Ağır tahrik vardır. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiştir" diyen dönemin Cumhurbaşkanını unutmayacağız.
"Olaylarda bir tek vatandaşımızın dahi burnu kanamamıştır" diye açıklama yapan dönemin başbakanını unutmayacağız.
13 Mart 2012 tarihinde Madımak katilleri için verilen zamanaşımı kararından sonra "bu karar Türkiye`ye hayırlı uğurlu olsun" diyen başbakanı unutmayacağız. Aşınan zaman değil insanlıktır!
Egemen devlet zihniyetinin kabul ettiği resmi kimlikten farklı kimlikleri yok sayan bir ülkede yaşamaktayız. Siyasi iktidar, Maraş`ı, Çorum`u ve Sivas Katliamı`nı gerçekleştiren zihniyeti yeniden üretiyor. O gün gerekenleri yapmayan zihniyet bugünde katliamcıları zamanaşımı ile kurtardı. Akla ve bilime karşı, dindar nesil yetiştirmeyi öngören zihniyet ile karşı karşıyız.
Eşit, özgür, bağımsız ve demokratik bir ülkeye olan umudumuzu hiçbir zaman yok edemeyecekler. Umudumuzu, teslim alamayacaklar. Sivas Katliamı`nın hesabı sorulmadan, gerçek sorumluları ortaya çıkarılıp yargılanmadan bu dava kapatılamaz.
Sivas`ın ışığı sönmeyecek
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU
MMO: SİVAS KATLİAMINI GERÇEKLEŞTİREN GERİCİLİK TÜRKİYE‘DE İŞBAŞINDADIR
s`ta katledilen aydınlarımız, aydınlık bir Türkiye`nin temsilcisi idiler. Sömürü ve baskının her biçimine karşıydılar. Farklı dinsel inançlar, mezhep farklılıkları, dinsel inanç olmaması ya da farklı etnik kökenlerin varlığı, onlar için var olan ve birinin diğeri üzerinde baskı kurmadan yaşanması gereken bir gerçeklik idi. Onlar, barışın, kardeşliğin, insan sevgisinin, dayanışmanın temsilcisi idiler.
Onlar kapitalizmin, gericiliğin, faşizmin, karanlığın karşısında idiler, bu nedenle hedef seçildiler, bu nedenle diri diri yakıldılar. Onları yakan, yaktıran gerici faşist güruh ise insanın insan üzerindeki sömürü ve egemenliğini sürdürmek isteyen güçler ve onların maşalarıdır. Onları yakan ve yaktıranlar, aydınlanma ve bilim düşmanı dogmatizmin karanlığının sürmesini isteyenlerdir.
Sivas katliamı, Kanlı Pazar, 1 Mayıs, Çorum ve Maraş katliamlarıyla tescillenmiş anti demokratik yapının, katliamcı geleneğin vahşi bir icraatıdır. İlerici, aydın, yurtsever kesimlere karşı duyulan tahammülsüzlüğü yok etme güdüsü üzerinden gerçekleştiren faşizm, Sivas katliamında görüldüğü gibi dinci gericiliği kucaklamakta, mezhep ayrımlarını düşmanlığa vardıracak yöntemlerle körüklemekte ve siyasetin bir unsuru haline getirmektedir.
Nazilerin Yahudi mekanlarının üzerlerine koydukları işaretlerin benzerlerinin bugün Türkiye`nin değişik yerlerinde Alevi veya Kürt yurttaşlarımızın yaşadıkları mekanlara yapılması, tehlikenin büyüklüğünün bir işaretidir. Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri, Türkiye`yi her açıdan karanlık oyunlara sürüklemektedir.
Dini ibadet mekanlarının sayısının okul sayısını geçtiği, 4+4+4 ve imam hatip okullarının yaygınlaştırıldığı bir eğitim sistemi ile çocuklarımızın gerici bir eğitim sistemine teslim edilmek istendiği, dindar/kindar nesiller yetiştirmeye başlandığı, çocuk-ergen tüm kadınların evlere ve ucuz işgücü depolarına hapsedilmek istendiği, kadın bedeninin bir mülkiyet/sahiplik alanı olarak görüldüğü, dinsel gerici ideolojiler ile nüfus planlamasının kürtaj politikalarında buluştuğu bugünkü Türkiye`de laiklik, toplumcu bir aydınlanma savunusu, demokrasi, eşitlik ve özgürlük istemleri her zamankinden daha fazla ivedi önem taşımaktadır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Sivas katliamının 19. yıldönümünde gericiliği ve faşizmi lanetlemek ve bağımsız, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye istemini haykırmak için alanlarda olacaktır.
Ercüment Ş. ÇERVATOĞLU
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Sekreteri