ODALARDAN "8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" AÇIKLAMASI
Çevre Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Maden Mühendisleri Odası "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla birer basın açıklaması yaptı.
ÇMO: DÜNYA KADINLAR GÜNÜNDE DÜŞ KURMAYA VE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDİYORUZ
8 Mart 1857 tarihinde New York‘ta hazır giyim atölyeleri ve tekstil fabrikalarında çalışan kadınlar, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı ilk defa greve gittiler ve bu grevin Amerikan hükümetince kanlı bir şekilde bastırılmasına tanıklık ettiler. Bu tarihten sonra, 20. yüzyılın başlarında emekçi kadınlar, çalışma saatlerinin düşürülmesi, eşit işe eşit ücret, oy hakkı, çocukların sömürülmesine karşı düzenledikleri eylemlerde daha iyi bir yaşamı düşlediler. Bu düş bugün hala hepimizin düşü !
1857‘den bu yana daha iyi bir yaşamı düşleyen kadınlar, her 8 Mart‘ta barışı ve insanca bir yaşamı talep etmeye devam etmektedir. Ne yazık ki, eşit hak ve özgürlükler mücadelesi ile başlayan bu süreç, dünyadaki ekonomik politikalar ve savaşlar, ülkemizde yaygınlaşan gerici, ırkçı ve ayrımcı anlayışın meşrulaşması ile her geçen gün karmaşıklaşmaktadır.
Artan işsizlik ve yoksulluk, cinsiyetçi politikalar ve ayrımcı yaklaşımlar ucuz iş gücü olarak görülen kadınları sömürmeye devam etmektedir. Kadınlar, iş hayatındaki eşitsizliğin yanı sıra ev hayatında, toplumsal ve siyasal yaşamın her alanında eşitsizlikle yüz yüze bırakılmaktadır. Öte taraftan dünyanın dört bir yanında süregiden savaşlar, töre cinayetleri, cinsel, dinsel, sosyal şiddet ve taciz kadınların kabusu olmayı sürdürmektedir. Emeği ile geçinen, işsizlik ve cinsiyet ayrımcılığı sorunuyla yaşamak zorunda kalan mühendis, mimar ve şehir plancısı kadınlar da tüm bu süreçlerden nasibini almaktadır.
Böylesi bir ortamda, evde, okulda, işyerinde, kamu kurumunda, üniversitede, şantiyede yaşama ve çalışma mücadelesi veren tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nü kutluyor, yaşanabilir bir dünyaya, yaşanabilir bir çevreye, sağlıklı ve güvenli kentlere, demokratik hak ve özgürlüklere sahip olacağımız günlerin düşünü kurmaya ve mücadelesini vermeye devam ediyoruz.
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
EMO: KRİZ KADIN MÜHENDİSİ VURDU
Kadın EMO Üyesi Mühendislerin Yüzde 17.1‘i İşsiz...
Dokuma işçisi kadınların 8 Mart 1857‘de daha insanca bir yaşam isteyerek, eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı sürdürdüğü mücadelenin 153. yılında dünya yeni bir küresel krizin içerisinde kadınların daha çok ezildiği bir dönemi yaşıyor. Genel toplumsal ve ekonomik yapılanmanın dışında yer almayan kadın mühendisler de bu süreci ağır bir şekilde hissediyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) adına ilk kez Kadın Kurultayı düzenleyen Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), üyesi olan kadın elektrik, elektronik, elektrik-elektronik, elektronik haberleşme, bilgisayar ve biyomedikal mühendislerini kapsayan araştırması kadın mühendislerde işsizlik oranının ortalama işsizlik oranından daha yüksek olduğunu saptadı. EMO üyesi mühendisler arasında yüzde 10 olan işsizlik oranı kadın EMO üyesi mühendisler arasında yüzde 17.1‘e çıkmaktadır.
EMO, 2009 yılı içerisinde, üyeleri olan elektrik, elektronik, elektrik-elektronik, elektronik haberleşme, bilgisayar ve biyomedikal mühendisleri üzerinde "Küresel Krizin Etkileri: EMO Üyelerinin İstihdamı" araştırmasını yapmıştır. EMO üyesi mühendislerin yüzde 10‘u kadınlardan oluşmaktadır. Toplam 4 bin 408 kadın mühendisin 76‘sı küresel kriz araştırması kapsamında anket sorularımıza yanıt vermiştir. Kadın EMO üyesi mühendislerin verdikleri yanıtlar incelendiğinde 63‘ünün çalışıyor olduğu, buna karşılık 13 kadın mühendisin işsiz olduğu tespit edilmiştir. EMO genelinde işsizlik oranı yüzde 10 bulunurken, kadın EMO üyesi mühendislerde işsizlik oranı yüzde 17.1‘e çıkmaktadır. Bu oran EMO üyesi kadın mühendislerin geneline uyarlandığında 754 kadın mühendisin işsiz olduğu hesaplanmaktadır.
Kadın mühendislerin yüzde 65.8‘inin küresel ekonomik krizden çeşitli şekillerde etkilendikleri belirlenmiştir. Yine EMO üyesi tüm kadın mühendisler için bu oran dikkate alındığında, 2 bin 900 kadın mühendisin küresel ekonomik krizden etkilendiği görülmektedir.
Kadın mühendislerin 26‘sı geleceğe güvenle bakamadığını belirtirken, 14 kadın mühendis hayat pahalılığından, işten çıkarılmaya varıncaya kadar uzanan çeşitli olumsuz etkileri diğer seçeneği kapsamında kendi ifadeleriyle ortaya koymuşlardır. Kadın mühendislerin 7‘si borçlarını ödeyemediğini, 6‘sı ücretinin düştüğünü ya da iş yükünün arttığı, yine 6 kadın mühendis kriz nedeniyle iş bulamadığını bildirmiştir. Kadın mühendislerin 4‘ünün ücreti düzensiz ödenmekte olup; 3‘ü ise kriz nedeniyle işten çıkarılmıştır. Yine 3 kadın mühendis de sahibi olduğu işyerinde iş kapasitesinin daraldığını kaydetmiştir.
Çalışan kadın mühendislerin gelir düzeylerine bakıldığında ise yüzde 39.7‘sinin 1500-2500 TL arasında gelir elde edebildiği, yüzde 30.2‘sinin 2500-4500 TL kazanç sahibi olduğu, yüzde 28.5‘inin EMO‘nun 2009 yılı için belirlediği 1500 TL‘lik en az ücret düzeyinin altında çalıştığı belirlenmiştir. Yalnızca 1 kadın mühendis 6500 TL üzeri gelirle yüksek kazanç bildiriminde bulunurken, 3 kadın mühendis ise 527 TL ile asgari ücret düzeyini gelir olarak beyan etmişlerdir.
İşsiz kadın mühendislerin yüzde 69‘u 1 yıldan daha uzun zamandır çalışmadığını belirtirken, 13 işsiz kadın mühendisten 3‘ü mezun olduğundan beri iş bulamadığını, 2‘si son işinden ayrıldığından beri iş bulamadığını, 1‘i işyerini kapattığından beri iş bulamadığını bildirmiştir.
İşsiz kadın mühendislerin yüzde 23‘ü kriz nedeniyle iş bulma umudunu yitirmiştir. İşsiz kadın mühendislerin yüzde 23‘ü 6 ay-1 yıl arasında, yüzde 15.4‘ü 3 aydan daha kısa sürede, yüzde 7.7‘si 1-2 yıl arasında iş bulabilmeyi umut etmektedir.
EMO‘nun araştırması da mühendislik gibi ülkemizin görece iyi eğitimin verildiği ve yüksek puanlarla girilen okullarından mezun olan kadınların da erkeklere göre daha fazla işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Kadın mühendisler de aynı eğitimi almalarına rağmen erkek meslektaşlarına göre toplumsal ekonomik yaşamda daha az yer alabilmektedirler. Bu sonuç, kadınların eğitim olanaklarının arttırılmasının yanında toplumsal ve ekonomik yapıda da ciddi bir dönüşümün gerekli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yalnızca bir kutlama günü değil, aynı zamanda dayanışma ve mücadele günü olarak kabul edilmelidir.
Kadınlar ekonomik anlamda özgürlüklerini, gün be gün gericileştirilen toplum yapısı içerisinde adım adım kaybetmektedirler. Sermayenin krizi ve gerici zihniyetin baskısı altında kadınlara yönelik ayrımcılık giderek artmaktadır. Yalnızca ekonomik değil, şiddet, taciz, tecavüz gibi insanlık dışı uygulamaların üstü de örtülmeye çalışılmaktadır.
EMO 41. Dönem Yönetim Kurulu olarak, kadına yönelik şiddet ortamına son verilmesini talep ediyor, taciz ve tecavüz gibi insanlık dışı davranışları mazur gösteren her türlü anlayışı kınıyoruz. Cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele yürüten tüm kadınları destekliyor; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü‘nü dayanışma ve mücadele günü olarak kutluyoruz.
TMMOB
Elektrik Mühendisleri Odası
İMO: 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
Kadınlar yaşamın tüm alanlarında; evde, işte, sokakta, siyasette negatif ayrımcılığa uğramakta, rencide edilmekte, cinsel, sınıfsal, kültürel sömürüye maruz kalmaktadır.
İnsanlık tarihi kadar eski olan bu çok yönlü sömürü çarkının, 8 Mart 1857‘de ABD‘nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi kadının çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla greve gitmesiyle kırılabileceği gösterilmiş, 8 Mart, o günden bu yana kadın olmaktan doğan sorunlara karşı mücadelenin simgesi olarak kabul edilmiştir.
Sömürü çarkı hâlâ işlemeye devam etmektedir ancak büyük bedeller ödeyen kadın hareketi geçen zaman içinde deneyim ve kazanım elde etmiştir. Eşitlik ve özgürlük talebi meşrulaşmış, yaygınlaşmış, kitlelerle buluşmuştur.
Ancak alınacak daha çok mesafe bulunduğu unutulmamalıdır. Yaşam alanları erkek egemen ideolojinin, erkek egemen bir kültürün belirleyiciliğindedir. Devletler, yaşam alanlarını eşitlik temelinde yeniden düzenleme yerine, sorun ve talebi, bir güne sıkıştırarak "yasak savmaya" çalışmakta, diğer sorunlu alanlarda olduğu gibi mazrufa değil, zarfa dönük girişimlerde bulunmaktadır.
Kadınlar, hakim toplumsal cinsiyet anlayışının kendilerine dayattığı rolü oynamaya zorlanmakta, ucuz işgücü olarak görülmekte, cinsel sömürü aracı olarak kullanılmakta, Türkiye gibi ülkelerde de gericiliğin kıskacı altına alınarak eve kapatılmakta, yoksulluğun sonuçlarını neredeyse tek başlarına göğüslemek durumunda bırakılmaktadır.
Kadınların maruz kaldığı her türden şiddet, töre cinayetleri günden güne artmakta, kadını koruyacak yasa değişiklikleri bir türlü yapılmamakta, yapılmaması bir yana, kadınlar suçlu ilan edilip sorgulanmaktadır.
Biz kadın ve erkek inşaat mühendislerinin örgütü olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nü kutluyor, yaşamın tüm alanlarında eşit bir ilişki kurulması çağrısında bulunuyoruz.
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası
JFMO: TÜM EMEKÇİ KADINLARIN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
Selam olsun,
Tarlada, fabrikada, büroda, arazide, evinde emek veren tüm kadınlara.
Selam olsun,
Tekel çadırlarında tüm emekçilerle birlikte omuz omuza, gece gündüz demeden, kar, yağmur, ayaz dinlemeden emeklerinin karşılığını isteyen, 4C dayatmalarına direnen emekçi, fedakar tekel çalışanı kadınlara.
Emek sömürüsüne, cinsel tacize, cinsel istismara, çağdışı dayatmalara karşı duran kadınlara.
Küresel kapitalizmin uzantısı olan neo-liberal düzenin çarkları arasında tüm emekçiler sermaye sınıfı tarafından öğütülmekte ve acımasızca sömürülmektedir. Bu acımasız sömürünün çok daha şiddetlisi kadınlara ve çocuklara uygulanmaktadır. Kadınlar, sermaye tarafından ucuz işgücü olarak görülmektedir. Zaten çok düşük ücretler ile çalıştırılan kadınlarımız, dünyadaki ekonomik krizin yansımalarından etkilenmiştir. Çoğu, var olan işlerini kaybetmiş, işini kaybetmeyenler ise daha da olumsuz koşullarda çalışmaya mahkum edilmiştir.
Kadın, her şeyden önce anadır. Bir yandan evinin dışında çalışırken, bir yandan da evini düzene sokan, çocukların yetişmesinde önemli rol üstlenen bireydir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, kadının sosyal ve çalışma hayatını iyileştirici, politika, bilim, spor, sosyal, ekonomik alanda ilerlemesini ve toplumsal yaşamda aktif katılımının sağlanması için birtakım yasalar yaşama geçirilmiştir. Kadınların aktif katılımları ve erkeklerden gördükleri destek ile, yaşamın her alanında başarılı, çağdaş kadınlar yetişmiştir.
Ama son yıllarda, Türkiye her alanda hızlı bir zihniyet değişimi sürecine girmiştir.
Dinsel, geleneksel ve feodal baskılar artmıştır. Çarpık ve yetersiz sanayileşme ve feodal yapı bir türlü aşılamamıştır. Kadınlar böyle bir zihniyet değişiminden çok olumsuz etkilenmiş olup, pasif, teslimiyetçi ve içine kapanık bir yapıya bürünmüştür. Dinsel, geleneksel, feodal baskı ve mahalle baskısı kadını apolitik ve eve mahkum bir birey haline dönüştürmektedir. Kadın yaşamın her safhasında, cinsel tacize, ev içi şiddete, töre cinayetlerine, türban dayatmasına, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele etmek zorunda kalmaktadır.
Selam olsun, tüm çağdışı, köhne zihniyete direnen kadınlara.
Kadın ve erkek yaşamın her alanında birlikte olduğunda, yaşam anlam kazanır. Dünya bu birlikteliğin emeği ile çağdaş ve yaşanılır hale gelir.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; baskılara, sömürüye, adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı direnen tüm emekçi kadınlarımızın "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun.
TMMOB
Jeofizik Mühendisleri Odası
KMO: DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ‘NDE BERABERİZ...
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Nazım Hikmet
1857‘de ABD‘nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha insanca bir yaşam isteyerek, eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı greve başlaması ve polisin işçilere saldırması sonucu işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ile çıkan yangında 129 işçinin can vermesiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü uluslararası bir güne dönüştü.
26-27 Ağustos 1910 tarihinde düzenlenen II. Enternasyonal‘de Clara Zetkin‘in önerisiyle 8 Mart ‘‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü‘‘ olarak kabul edildi.
8 Mart yalın bir ‘‘kadınlar‘‘ günü değil, kapitalizm koşullarında çalışan, emek gücünü en elverişsiz koşullarda satan kadınların günüdür.
Dünyanın her yerinde, insanlığa karşı her hareketin, faşizmin, ırkçılığın karşısında gelişen her mücadelenin en ön saflarında kadınlar yer alıyor. Yoksulluğun ve savaşın dayattığı göçlerin olumsuz sonuçlarından en çok kadınlar etkileniyor. Gelenekçi, dinsel ve feodal toplumsal yapının bedelini kadınlar ödüyor. Güvencesiz, sigortasız, düşük ücretle çalışmak kadın emeğinde yoğunlaşıyor. İş yerinde, sokakta, gözaltında taciz ediliyor, şiddete uğruyor, aşağılanıyor.
8 Mart sömürülen, tarlalarda, ucuz işgücü olarak fabrikalarda çalışan, seks kölesi haline getirilen ama inadına savaşlara ve tüm yıkımlara karşı direnen, zulme karşı çıkan, eşit bir dünya yaratma umudunu hiç kaybetmeyen kadınlarımızın günüdür. Tüm insanlığa ve özelde kadına karşı şiddetin, tacizin, sınıfsal, dini, etnik ayrımın yapılmadığı, emeğin sömürülmediği bir dünyada yaşamak dileğiyle...
Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun....
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
MADEN MO: 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ‘NÜ KUTLUYORUZ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde: 10
"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar".
Ülkemizde Anayasa‘da ve çalışma yaşamını düzenleyen yasalarda, ayrımcı kuralların yer almaması ne kadar eşitlik sağlıyor kadınlarımıza...
8 Mart 1857 de New Yorklu kadın işçilerin eşit işe eşit ücret, ücretsiz mesai yaptırılmaması talepleriyle kitlesel greve gitmeleri, polisin kadın işçilere saldırması ve çıkan yangında işçi kadınlardan 129 kişinin can vermesi bedeli üzerine ortaya çıkan ve 1910 da toplanan Sosyalist Kadın Enternasyonali‘nde Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilen bu günün 100. yılında hala cinsiyete dayalı eşitsizlikler sürmekte, kadın emeği ikincil ve yedek işgücü olarak görülmeye devam etmektedir.
Yaşamın tüm alanlarında, insanlık onuru ve değerleri bakımından olduğu kadar hak, fırsat ve sorumluluklar açısından da iki cins arasındaki eşitliğin tanınması ve gerçekleştirilmesi için daha kaç yüzyıl gereklidir acaba..
Bugün tüm mücadelelere rağmen kadınlarımıza aile yaşamında, çalışma hayatında ve toplumda hak ettikleri eşit koşullar sağlanamamıştır. Yasal düzenlemeler, kız çocukların okutulmamasının, töre cinayetlerinin devam etmesinin, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan düşünce ve önyargıların önüne geçememiştir.
Üniversitelere öğrenci alırken kadın erkek ayırımı yapılmazken, iş kanunları ve ülkemizin de imza attığı Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi‘ne karşın bugün hala kamu kurumları başta olmak üzere personel alım ilanlarına da yansıyan cinsiyet ayrımcılığı oldukça düşündürücüdür.
Yaşamın tüm alanlarında kadınlar hala yeterince temsil edilememektedir.
Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplum yaratılması mümkün değildir.
" İnsan ırkı iki kanatlı bir kuştur,bir kanadı kadınlar,diğeri erkekler ve her iki kanatta eşit düzeyde gelişmedikçe,insan ırkı uçamayacaktır."
Ülkemizde ve tüm dünyada kadınların hak ve taleplerini elde etme mücadelelerine saygı duyuyor ve destekliyoruz.
Dünyada ve ülkemizde tüm kadınların "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun.
TMMOB
Maden Mühendisleri Odası