ODALARDAN DÜNYA SU GÜNÜ AÇIKLAMASI
Gıda Mühendisleri Odası ve Peyzaj Mimarları Odası, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla birer basın açıklaması yaptı.
GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI
BASIN AÇIKLAMASI
SU YAŞAMDIR
Su yaşamın temel kaynağıdır. İnsan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve yerinin bir başka madde ile doldurulması mümkün değildir.
Oysa yaşadığımız zamanın en önemli sorunlarının başında güvenli ve yeterli suya ulaşım gelmektedir. Dünyada su kaynakları hızla kirlenmekte ve tükenmektedir. Başta iklim değişikliği olmak üzere çarpık kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı ve kontrolsüz/kuralsız sanayileşme dünyayı giderek daha "susuz" hale getirmektedir.
Birleşmiş Milletler Su Raporu verilerine göre; dünya nüfusunun 4 kat artmasına karşılık su kaynaklarının kullanımı 9 kat artmıştır. Yine Birleşmiş Milletler verilerine göre; dünyada endüstriyel, tarımsal (gübre, pestisit vb.) ve evsel kullanımlar ile günde toplam 2 milyon ton atık su oluşmaktadır. Tahminen 1 litre atık su, 8 litre kullanılabilir suyu kirletmektedir. Bu kirlilikten de, gelişmekte olan ülkelerin nüfuslarının %50‘si etkilenmekte ve en çok fakir ülkeler nasibini almaktadır.
Ekolojik dengenin vazgeçilmez öğesi olan su; petrol gibi uluslararası ilişkilerde diplomatik bir konu ve üzerine savaş senaryolarının oluşturulduğu bir kaynak durumuna gelmiştir. Yine aynı nedenle; su piyasalaştırılmak ve kar amacı haline getirilmek için gözleri kamaştırmakta; su ticarete konu bir meta halini almaktadır. Bu alanda da hızla özelleştirmeler yaşanmakta, su üzerindeki kamu denetimi ve suyun dağıtımındaki kamu payı özel şirketlere geçmektedir. Çevre yapısı, sosyoekonomik/kültürel yapı irdelenmeden kontrolsüzce yapılan binlerce HES yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir.
Oysa su haktır. Vazgeçilmezdir. Su olmadan yaşamdan, yeterli tarımsal üretimden, refahtan söz etmek mümkün değildir.
Su politikaları ilgili tüm kurumlarla kapsamlı bir biçimde oluşturulmalı; suyun yönetimi ve HES‘lerin kuruluşu kamu eliyle olmalıdır.
Su; gıda güvenliğini sağlamanın da olmazsa olmaz koşuludur. Dünyada herkes için güvenli su sağlandığında, küresel düzeyde hastalık ve ölümlerden önemli ölçüde gerileme sağlanması mümkündür. Sadece içtiğimiz suyun değil; kullanma sularının da (tarımsal, evsel) sağlık kriterlerine uygun olması gerekmektedir.
Suların temas ettikleri malzemelerin (evsel depolar, taşıma boruları, tanklar, tüketiciye sunulan ambalajlar gibi) su ile temasa uygun ve temiz olması gerekmektedir.
Gıda güvenliğinde olduğu gibi; su güvenliğinde de tüketici endişeler taşımakta; güvenli suya ulaşmak için zaman zaman yanlışlar yapmaktadır.
Ülkemizde var olan kurallara göre; musluklarımızdan akan suyun da içilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Bu noktada sürekli ve sağlıklı bilgi aktarımının sağlanması son derece önemlidir. Damacana suların ve su kaynaklarının denetimlerinde yetersizlikler olduğu, bu sektörde de kayıt dışının önemli bir sorun alanı olduğu bilinmektedir. Kendini güvende hissetmeyen tüketici su arıtma cihazlarına yönlendirilerek farklı şekillerde yanıltılmaktadır.
Güvenli su tüketimi ile ilgili olarak başta Sağlık Bakanlığı ve Belediyelerin yüklendikleri sorumluluğun bilinci ile davranmaları gerekmektedir.
Güvenli suya ulaşımda tüketicilerin de yapmaları gerekenler vardır:
• Pet şişelerdeki ve damacanalardaki sular güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
• Direkt ağız teması ile tüketilen şişe suları, açıldıktan ve içilmeye başlandıktan sonra kısa sürede tüketilmelidir.
• Evlerde damacanalarda kullanılan pompalar önemli oranda risk kaynağıdır. Bu pompaların sık sık temizlenmeleri ve değiştirilmeleri yerinde olacaktır.
• Damacana suları yetkili bayilerden alınmalı, satın alınan damacananın kapağı, emniyet bandı, etiketi ve gövdesindeki marka isimlerinin aynı olup olmadığı, kapağında üretim/son kullanma tarihi ve parti seri numarasının bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir. Bunları içermeyen ürünler açılmadan iade edilmeli, tüketilmemelidir.
• Çok yaygın bir biçimde kullanılmakta olan "sebil"lerde yeterli sıklıkta ve etkin temizlik yapılması son derece önemlidir. Sebillere yerleştirilen damacanaların kapakları mümkünse tümüyle çıkartılmalı, aksi durumda iyice temizlenmelidir.
• Apartmanlardaki su depolarının sıklıkla temizlenmesi gerekmektedir.
• Suya olan güvensizlik nedeniyle su arıtma cihazlarına yöneliş çok artmıştır. Ancak evsel su arıtma cihazlarının pazarlanması sırasında tüketiciye bilgi aktarımı konusunda zaman zaman yanlış yönlendirilmeler olabilmektedir. Bakım, temizlik, filtre değiştirme gibi konuların bu cihazlarda çok önemli olduğu unutulmamalıdır.
• Düzenli sıklıklarla analiz edilerek güvenliği kanıtlananlar dışında, kuyu suları, içme suyu olarak, mutfakta kullanma suyu olarak ve tarımsal üretimde sulama suyu olarak tüketilmemelidir.
• Mahalle, köy ve yol kenarlarında bulunan düzenli olarak analizleri ve kontrolleri yapılmayan güvensiz ve kontrolsüz su çeşme ve kaynaklarının kullanımı engellenmelidir.
Her alanda olduğu gibi güvenli suya ulaşmak için de tüketicilerin bilinçli ve aktif olması; bir yandan kişisel kullanımlarında tüm önlemleri alarak su tasarrufu sağlarken, diğer yandan su kaynaklarının yönetimi ve su dağıtımının denetimi konusunda yetkili kurumlar üzerinde baskı oluşturması büyük önem taşımaktadır.
Her yıl olduğu gibi bu Dünya Su Günü‘nde de diyoruz ki;
‘Temiz ve erişilebilir suya ulaşma bir insanlık hakkıdır‘
Yeterli ve güvenli suya ulaşmak için "suyumuz"a sahip çıkalım!
En önemli sorumluluğumuz "Gelecek nesillere güvenli ve yeterli su temini olmalıdır"
Petek ATAMAN
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
PEYZAJ MİMARLARI ODASI
BASIN AÇIKLAMASI
1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilişinden bu yana her yıl 22 Mart tarihinde anılan Dünya Su Günü‘nün 2013 yılı teması "Uluslararası Su Dayanışma Yılı" olarak belirlenmiştir.
Son yıllarda ülkemizde su üzerine kirletici kaynaklar artmış, artmaya da devam etmektedir. Başta hidroelektrik santrallerle tatlı su kaynaklarımız olmak üzere, sayıları gittikçe artan termik santraller ile de deniz sularımızın yapısı değişmekte, kirlenmekte ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir.
Biyolojik çeşitliliğin tehdidi gıda güvenliğinin tehditti, sağlıklı yaşamın risk altına girmesi ve sonucunda kıtlık, açlık ve felaketler demektir. Su yaşamın vazgeçilmez unsurudur. Fakat yine aynı su iklim değişiklikleri ile kentler ya da kırsal yasam alanlarında doğal afetler ile insan yaşamını tehdit eden de bir kaynaktır.
Ormanlarımızın yukarı havzalarında su kaynaklarına yönelik tehditler, salt yakın çevresini değil, ırmakların denize ulaştıkları noktaya değin olumsuz etkilerini hissettirmektedir. Başta arıtma tesislerinin olmayışı ya da çalıştırılmayışı nedeni ile sanayi atıklarından kirlenen su, ülkemizin birçok yerleşiminde evsel atıklar nedeniyle de kirlenmektedir. Enerji ve madencilik konularında son yıllarda yasal değişiklikler ile de tetiklenen yeraltı ve yerüstü sularımız az olan içilebilir su kaynaklarını bozmakta ve suyun kişi basına maliyeti her geçen gün artmaktadır. Su yoksa hayat durur.
Geçici ve kısa erimli projeler uğruna bugün ülkemizde yaşanan su üzerine gelişmelerin olumsuz sonuçlarının olacağı Birleşmiş Milletler `in su vizyonu ve projeksiyonlarında da açıkça görülmektedir. Dünya nüfusunun artışı ve sanayide onu alınamayan hızlı gelişmeler, tarım alanlarında şiddeti artırılarak kullanılan tarımsal kimyasallar ile suyu kirletmekte, temiz suya artan talep nedeniyle de maliyeti yükselen su 2013 yılında dayanışmadan öte "satılan ve ticareti yapılan" bir meta haline getirilmeye çalışılmaktadır. Su konusunda yapılacak uluslararası dayanışma ancak kirletici kaynakların havzalar ve denizler aracılığı ile yer değiştirmesinin önüne geçilmesi ile mümkündür. Tuna nehrinden kaynaklanan ve birçok ülkenin sorumlu olduğu suyun kirlenmesinin acı sonuçları en çok ülkemizde yaşanmaktadır. Akdeniz konusunda onlarca uluslararası sözleşme olmasına rağmen kirlenmeler gün geçtikçe artmakta, ülkemiz de suyun garantisi sulak alanlar üzerine kurmuş olduğu yanlış politikalar nedeniyle bu yanlışa ortak olmaktadır.
2013 yılında suyun dayanışma ile temiz tutulması ve ticareti yapılmayan, tüm kentlerde evlerdeki musluklardan ucuz ve temiz olarak ulaşilabilecek bir değer olması dileklerimizle, 22 Mart Dünya Su Günü`nde yetkilileri acil önlemler alınması noktasında uyarıyoruz.
Türkiye su zengini bir ülke olmaktan çıkmış, temiz suya bugün için daha da fazla gereksinim duyan bir coğrafya olmustur. Bugün kirletilen bir damla suyun, önümüzdeki yüzlerce yıl yaşam alanlarını etkileyecek ve geri dönüşü olmayan felaketlere yol açacağı unutulmamalıdır.
Su yaşamsa, yaşama sahip çıkmak hepimizin borcudur.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
10. Dönem Yönetim Kurulu