PEYZAJ MİMARLARI ODASI 30 EYLÜL'DE TBMM'YE GİDİYOR
Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Ayşegül Oruçkaptan, siyasilerin işinin mesleki uzmanlık alanlarının gasp edilmesini meşrulaştıran yasalar çıkarmak olmadığını belirterek, mesleklerine sahip çıkmak için 30 Eylül 2006 Cumartesi günü, ülkenin dört bir yanından gelen meslektaşları, bilim insanları, diğer meslek odaları ve emek yanlısı kuruluşlarla Ankara'da TBMM ve kamuoyuna sesleneceklerini söyledi. Oruçkaptan, 27 Eylül 2006 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı.
BİZ ÜRETMEK , ONLAR YOK ETMEK İÇİN ÇALIŞIYOR!!!!
Ülkemizde, 1980‘li yıllarla beraber AB, IMF, Dünya Bankası v.b. dış merkezli kurumlar ve onların direktifleriyle, gelişmiş kapitalist ülkeler bloku ve uluslararası sermayenin saldırgan neoliberal politikalarına daha fazla angaje olunmaya başlanmış, küreselleşme politikaları adı altında ekonomik, sosyal, siyasi alanlarda bağımlılık ilişkileri artmıştır.
İç ve dış borcun çevrilmemesi nedeniyle ülke ekonomisi üst üste yaratılan krizlerle zayıflatılmıştır. Yatırımlar durmuş, birçok işyeri kapanmış, aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu yüzbinlerce çalışan işini kaybetmiştir. Ülkeyi yönetenler "dış merkezli" politikalara teslim olmuş, ekonomimiz IMF‘ye, karar alma mekanizmalarımız AB ve ABD‘ye bırakılmıştır.
Ülke kaynakları üretken yatırımlar yerine hizmet ve finans sektörlerine, borç faizlerine aktarılarak, özelleştirme ve serbestleştirme adı altında tarım alanlarımız, kıyılarımız, ormanlarımız, hazine arazilerimiz, sanayi tesislerimiz gözden çıkarılmıştır.
Uygulanan sanayi politikaları bilimi ve teknolojiyi dışlayarak, ucuz işgücünü sanayinin tek temel rekabeti haline getirmiş, sınai yatırımlar düşmüş, istihdam açığı büyümüş, çalışanların reel gelirleri azalmıştır. Ücretlerin, alım gücünün giderek azaldığı ülkede, tüm mühendislik ve mimarlık meslekleri için de yoksullaşma ve işsizlik başlamıştır. 500 YTL altında ücret alarak çalışan meslektaşlarımız vardır ve onların işsiz mi, yoksul mu olduğunun tanımlanmasını "ilgililere" bırakıyoruz...
BU ÜLKEDE İŞSİZLİK, YOKSULLUK VE YOKSULLAŞTIRMA VAR..
Çünkü, küresel sermayenin emeğe ve ülke değerlerine dönük açık saldırıları karşısında, teslimiyetçi, halkını sevmeyen siyasiler var.
Sanki ülkemiz de tüm kaynakları, üretim girdileri ve istihdam sorunları planlanmış ve bu planlar üzerinde politikalar üreten siyasiler varmış gibi bir de her gün mantar gibi üreyen yeni üniversiteler kuruluyor.
Ülkenin temel toplumsal meselelerinde inisiyatifi "dış merkezlere" bırakanlar , her gün artan işsizlik sorununa köklü çözümler üretmek, yüzbinlerce gence yeni iş ve istihdam alanları yaratmak yerine, 4 -5 yıl daha bu sorunu öteleyerek, kamufle etme çabasına düşmüştür. Ülkede binlerce üniversiteli işsiz varken bu durum tek kelime ile irrasyoneldir, akıldışıdır..
Lisans eğitimi sonrası üretim, istihdam alanları olmayan, teknik altyapı ve donanımı yetersiz, akademisyen kadroları eksik olarak açılan yeni üniversitelerde eğitim kalitesi de düşmekte bu durum sorunu derinleştirerek, sonuçlarını ağırlaştırmaktadır.
Tüm bu plansız-dışa bağımlı ekonomik-toplumsal politikalar yetmemiş gibi şimdi de bilimsel alana ve üretime müdahale etmeye başladılar.
Çıkarılan Orman Mühendisleri-Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Mühendisliği yasası ile Peyzaj Mimarlığı uzmanlık alanlarını Orman Mühendislerine devrederek, bilim dışı politikalarına bir yenisini eklediler. Siyasi rant ve çıkar hesapları bu bilim dışı uygulamanın referans noktası oldu. Bu yasayı çıkarırken 6000 Peyzaj Mimarı ve onların ailelerini, geleceklerini yok saydılar...
Bizler TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak; bugün burada, siyasilerin işinin mesleki uzmanlık alanlarının gasp edilmesini meşrulaştıran yasaları çıkarmak, meslek sahiplerini mağdur etmek olmadığını bir kez daha hatırlatıyoruz..
30 Eylül Cumartesi günü ülkenin dört bir yanından gelecek meslektaşlarımızla, bize destek veren bilim insanları, diğer meslek odaları ve emek yanlısı kuruluşlarla Ankara‘da toplanarak sesimizi daha gür çıkaracağız.
"Ülkemize, İnsanımıza, Mesleğimize, Emeğimize Sahip Çıkıyoruz" diyeceğiz.


