ŞPO: KENTLER İSTENMEYEN ŞEYLERİN (GENELEVİN) HALININ ALTINA SÜPÜRÜLDÜĞÜ YERLER OLMAMALIDIR!

28.07.2010

Şehir Plancıları Odası, Ankara Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi ile ilgili olarak 28 Temmuz 2010 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

KENTLER İSTENMEYEN ŞEYLERİN (GENELEVİN) HALININ ALTINA SÜPÜRÜLDÜĞÜ YERLER OLMAMALIDIR!    

Çağdaş uygarlıklar için kentler insanlığın en değerli bilim, sanat, fikir, kültür ve sanayi ürünlerinin yaratıldığı mekanlardır. Bu nedenle kentlerde, ekonomiye katkıda bulunan büro ve fabrikaların, sanata ve kültüre katkıda bulunan opera, tiyatro, bale ve konser salonlarının, bilimsel üretimin simgesi olan üniversite ve araştırma enstitülerinin ve güzellik ve gelişme ile ilgili olan her şeyin çoğalması arzulanır. Ancak kentlerin bir de karanlık yüzü vardır. Bu yüz kendini kimsenin istemediği, herkesin varlığını yadsıdığı faaliyetler ve kullanımlarla gösterir. Bu kullanımlara örnek olarak çöplük alanları, hapishaneler ve genelevler gösterilebilir. Kimse bu kullanımları görmek, bilmek istemese de bunlar toplumsal ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkmışlardır ve çok önemli toplumsal dengelerin korunmasına hizmet etmektedirler. Bu nedenledir ki kentlerde bu tip kullanımlara yönelik müdahalelerde çok dikkatli olunmalıdır.

Son günlerde Ankara‘da kent yönetiminin, özellikle de Büyükşehir Belediyesinin Ulus Bentderesinde yer alan geneleve ilişkin müdahalesi kamuoyuna ve basına yansımaktadır. Elde edilen bilgiler, yapılmakta olan müdahalenin Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesinin bir parçası olarak genelevin kaldırılmasına, ve bölgede bulunan binaların yıkılmasına ilişkin olduğunu gösterse de, uzun vadeyi göz önünde bulunduran bütünsel ve planlı bir yaklaşımın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıkçası kimsenin istemediği bir kentsel işlevin yok sayılmasının, yalnızca bulunduğu yerden kaldırılmasının sorunu çözeceğine inanılmaktadır. Bir anlamda genelev sorunu (!) halının altına süpürülmektedir. Ancak bununla birlikte ortaya çıkabilecek sorunların nasıl çözülebileceğine ilişkin bir düşünce geliştirilmemiştir.

Genelevi halı altına süpürmek ne tür sorunlara yol açabilir:

  • Denetimsiz kalan fuhuş sektörü istenmeyen bir şekilde kent içinde artarak yayılabilecek ve fuhuşla ilişkili suç sektörleri artarak kentteki güvenliğin azalmasına, güvenlik için harcanan kaynakların artmasına neden olacaktır.
  • Fuhşun kent içinde denetimsiz yayılması kentin zaten zayıflamış ve çöküntüleşmiş merkez bölgelerinin durumunun daha da kötüleşmesine, kent merkezlerinde güvenlik sorununun hızla büyümesine neden olacaktır.
  • Konut bölgelerinde ve mahalle aralarında denetimsiz fuhuş odakları artacak, çözülme noktasında olan mahalle kültürüne bir darbe daha vurulacak, kent içindeki konut bölgelerinden duvarlarla çevrili güvenli uydu kentlere göç hızlanacaktır.
  • Uzun yıllardır fuhuş sektöründe çalışanların işsiz kalması ve gerekli sosyal programlarla kente kazandırılmaları için çaba gösterilmemesi geri dönüşü olmayan sosyal sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir.

Peki ne yapılmalı?

  • Öncelikle genelev gibi kent içinde istenmeyen alanlara ve kullanımlara müdahale edilirken yetkili tüm kurumların ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla toplumsal bir uzlaşma oluşturulmalıdır.
  • Genelev gibi kullanımların kaldırılması için toplumsal bir uzlaşma ortaya çıktığında toplum bilimcilerden ve psikologlardan yardım alınarak bütüncül ve programlı, en önemli ayaklarından biri halkla ilişkiler olan bir kent içi güvenlik stratejisi oluşturulmalıdır.
  • Bu stratejiye bağlı olarak genelev ve benzeri kullanımlar için gerçekleştirilecek müdahale biçimine karar verilmeli, gerekli durumlarda genelev kaldırıldığında kentin neresinde yeniden açılacağı ya da açılmayacaksa fuhşun kent içinde yayılmasının nasıl engelleneceğine ilişkin bir strateji oluşturulmalıdır.
  • Fuhuş ve benzeri gayri meşru sektörlerde çalışanların toplumsal yaşama ve kente kazandırılmaları için sosyal programlar oluşturulmalıdır.
  • Her şeyden önce bu tür sorunlara müdahale etme biçiminin ayrıntılı bir planlama çalışması gerektirdiği kabul edilmelidir.
  • Yapılacak müdahale çok hassas bir müdahale olmalı, her aşamada toplum bilimcilerden ve psikologlardan yardım alınmalıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti olan, planlı kentsel gelişmede öncü-örnek olan Ankara kenti istenmeyen kentsel işlevlerin görmezlikten gelindiği, halının altına süpürüldüğü bir kent olamaz, olmamalıdır. Aksi takdirde halının altına süpürülenler bir gün ortalığa saçılarak her yeri kirleteceklerdir.

Kirlenmeyen, güvenli ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir başkent ancak çağdaş bir yönetim ve çağdaş bir planlama ile mümkündür! 

    

TMMOB
Şehir Plancıları Odası
Yönetim Kurulu