SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU FORUM-PANEL ETKİNLİĞİ/ 15-22 MART 2009/ İSTANBUL

19.03.2009

Değerli katılımcılar

Hepinizi bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları adına, örgütümüz TMMOB adına saygıyla, sevgiyle, dostlukla selamlıyorum.

Sağlıklı suya erişme hakkımızdır. Bu hakkımızın elimizden alınmasına izin vermemek için bu gün bir araya geldik. Burada toplanırken geçmişten beri yaşadıklarımızı, örgütlerimizin birikimlerini de değerlendirerek, yaptığımız çalışmaları ortaklaştırarak bir araya geldik. Uluslararası şirketlerin söyledikleriyle hareket edenlere alternatiflerin var olduğunu söylemek için burada toplandık.

Bizler farklılıklarımızı ortadan kaldırmak için değil, farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu bilerek bir araya geldik. Su konusunda "su ticarileştirilemez" ortak paydasında buluşarak bir araya geldik. Hoş geldiniz, hepimiz hoş geldik.

TMMOB olarak biz, bu etkinliğe destek olmak için, örgütümüzün birikimlerini "Küresel Su Politikaları ve Türkiye" başlıklı "TMMOB Su Raporu" nu hazırlayarak geldi.

Alternatifi olmayan ve insanoğlu tarafından üretilemeyen üç doğal kaynak; hava, toprak ve "su"dur. Bu üç doğal kaynak da birbirleriyle ilişkili ve ayrılamaz bir bütündür. Bütünün parçalanması tüm yaşamı felakete getirir. Bu nedenle üç kaynağın da temel yaşam hakkı olarak görülmesi ve kabul edilmesi gerekir. Hiçbiri ticari amaçlara alet edilmemelidir. Ancak süreç, canlıları temiz havaya, temiz suya ve toprağa hasret bırakacak şekilde gelişmektedir. Özellikle son yıllarda su üzerindeki baskı hızlı bir şekilde artmaktadır.

Uluslararası şirketler oluşturdukları kurumlar aracılığıyla, sağlıklı suya erişimin suyun ticari meta haline getirilmesiyle mümkün olacağı söylemleriyle, su hizmetlerinin özelleştirilmesi için çalışmaktadırlar. Bu anlayışlarını egemen kılmaya çalışanlar son olarak, Dünya Su Konseyi‘ni kurarak kendilerine kurumsal bir yapı kazandırmışlardır. Politikalarını egemen kılmak amacıyla da her üç yılda bir, Dünya Su Forumları‘nı düzenlemektedirler. Bu forumların sonuçları suyun ticari bir meta haline getirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu hafta İstanbul‘da düzenlemekte oldukları forumun sonuçları da bunlardan başka olmayacaktır.

TMMOB, su üzerindeki küresel etkilerin ülkemizdeki yansımalarını ve geleceğine ilişkin tespitleri kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla, 2006 ve 2008 yıllarında, Su Politikaları Kongrelerini düzenlemiş ve kongre sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmıştı.

2. Su Politikaları Kongresi‘nin sonuç bildirgesinde şunlar yazılıdır: "Dünya Su Forumu‘nun 4.‘sünün Meksika‘da yapılmasının bir tesadüf olmadığı, 5. Dünya Su Forumu‘nun da İstanbul‘da yapılacak olmasının bir tesadüf olarak görülmemesi gerektiği bilinmelidir. Başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere, tüm yoksul ülkelerin, suyun özelleştirme sürecinde model ülkeler olarak görüldüğü açıktır. Meksika ve İstanbul toplantılarını bu kapsamda değerlendirmek, Su Forumu‘nun hazırlık sürecinde özellikle sudaki özelleştirme girişimlerine dikkat çekmek gerekmektedir."

Kongrelerimizin sonuç bildirgelerinde belirtilen ve TMMOB Su Raporundan da anlaşılacağı üzere, 5. Dünya Su Forumu, suyumuzu pazarlamanın araçlarını oluşturmak üzere ülkemizde toplanmaktadır. Burada yapılmasını istedikleri uygulamalar, halkımızın suya erişimini kısıtlayacaktır. Bu duruma, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak "dur" derken, TMMOB olarak ilgili her kesimin bir araya gelerek mücadele etmesi gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu nedenle de "onların" Dünya Su Forumuna karşı "bizim" Su Forumumuzu gerçekleştirmek için her türlü çabayı gösterdik. TMMOB Su Raporu "onların" söylediklerine karşı bir alternatif söylemdir. Dileğimiz TMMOB‘nin bu raporu, konu ile ilgilenen ve emekten, insandan ve halktan yana bir çaba içerisinde olanların başvuracağı bir kaynak olur.

Değerli Katılımcılar,

İnsanca yaşama her alanda olumsuz olarak müdahale edenler şimdide mekân olarak İstanbul‘u seçtiler.

Biz bunları çok iyi tanıyoruz. Bunları, sağlığımız, enerjimiz, gıdamız, ormanımız, madenimiz, tarım alanlarımız üzerine söylediklerinden ve yaptıklarından biliyoruz. Biz bunları çok iyi tanıyoruz.

Diyorlar ki: Sular kirleniyor. Soruyoruz: Kirleten kim? Diyorlar ki: Sular azalıyor. Soruyoruz: Azaltan kim? Diyorlar ki: İklim değişiyor. Soruyoruz: Değiştiren kim? Yılda 2 milyar insan sağlıklı suya erişemiyor. İnsanımızın suya erişmesini engelleyen kim? Yılda 2,5 milyon kişi suya bağlı hastalıklardan yaşamını yitiriyor. Soruyoruz: Sorumlusu kim?

Bunların sorumluları, suyumuzu bize satmak için İstanbul‘a geliyorlar. Niyetleri belli: Bunlar suyumuzu ticarileştirmek için aldıkları kararları uygulatmaya geliyorlar.

Diyecekler ki: Su kalkınmada çok önemli. Su sağlık için olmaz ise olmaz. Gıda güvenliği suya bağlıdır. Diyecekler ki: Herkesin sağlıklı suya erişmesi için de "suyun bedelinin olması gerekir".

Bizde soruyoruz: Bolivya‘da ne yaptınız? İngiltere‘de, Meksika‘da, Şili‘de, Peru‘da, Endonezya‘da, Güney Afrika‘da ve pek çok yerde ne yaptınız? Yaptığınız uygulamalarda halk suya daha kolay mı ulaştı? Yoksa susuz mu kaldı? Sizin derdiniz halka su sağlamak mıydı, yoksa sudan para kazanmak mı? Kimi kandırıyorsunuz. Yalanlarınıza siz de inanmıyorsunuz, bizi mi inandıracaksınız?

Ülkemizde verdiğiniz kredilerin koşulları su hizmetlerinin özelleştirilmesi değil midir? Bunun örneklerini Antalya‘da, Çeşme‘de, İzmit‘te bizlere yaşatmadınız mı? Ankara‘yı susuz bırakıp sonra da Kızılırmak suyunu Ankara‘ya bağlamadınız mı? İstanbul‘da su havzalarını yok edip kirletilmiş Melen‘den suyu İstanbul‘a taşımayı başarı saymadınız mı? Edirne‘de suyu alırken birbirinize düşüp başarısız olmadınız mı?

Sizleri uyarıyoruz:

Biz sizleri iyi biliyoruz. Burada toplananlar sizi iyi biliyor. Sizler sağlık alanında, enerji alanında, ulaştırma alanında, benzeri birçok yerde karşımıza çıktınız. Şimdi de suyumuz için geliyorsunuz. Suyumuzu size vermeyeceğiz. Suyun tartışılacağı yerde halk olur. Sizler halkın suyunu, halksız konuşacağınızı sanıyorsunuz. Halk burada. Halk kendi suyunu burada konuşuyor. Halk kendi suyuna burada sahip çıkıyor. Buradaki sese kulak verin: Su yaşamdır. Ticarileştirilemez.

Değerli Katılımcılar,

Herkes bilsin ki, TMMOB suyumuza sahip çıkarak, insanımızın yaşam hakkını savunacak, bunun için de emekten ve halktan yana olan mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Mehmet Soğancı
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı