TEOMAN ÖZTÜRK ÖLÜMÜNÜN 25. YILINDA ANILDI

12.07.2019

TMMOB’nin unutulmaz Başkanı Teoman ÖZTÜRK ölümünün 25. yılında anıt mezarı başında yol arkadaşlarının katılımıyla anıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın konuşmasıyla başlayan anmada önce bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Sonrasında Koramaz şöyle konuştu:

Arkadaşlar Teoman Abi 1973-1980 yılları arasında TMMOB’nin başkanlığını yaptı. TMMOB’nin 1973-80 seneleri içerisindeki devrimci demokrat duruşuna verdiği mücadeleye o dönemin Türkiye mücadelesine ve dünyasına dair çok şey söylemek mümkün. Ama Teoman Öztürk ve yol arkadaşlarının bir ayırt edici özelliği vardı. O ayırt edici özellik TMMOB’nin mücadelesini, mühendislerin- mimarların mücadelesini düzene, sermaye kesimlerine hizmet eden bir anlayıştan çıkartıp halkla buluşturmaktı, emekçi sınıflarla buluşturmaktı. Mühendislik –mimarlık hizmetinin dönüştürücü gücünü bu halkın daha çağdaş yaşaması, ülkemizin, emperyalizmin ve sermaye kesimlerinin boyunduruğundan kurtarmak için verilen mücadeleyi yönlendirmesiydi. Teoman abiyi TMMOB’nin hazırlamış olduğu “bir döneme tanıklık Teoman Öztürk belgeselinden” tanırsınız. Teoman abi döneminde yapmış olduğu tüm genel kurul konuşmalarında mühendislerin- mimarların görevlerinin altını çok net bir şekilde çiziyor. İçerisinde bulunduğumuz dünyanın ve ülkenin koşullarını çok net bir şekilde çiziyor. Aradan çok zaman geçti belki kırk yılı aşkın bir süre… Ancak ne Türkiye’nin koşulları değişti ne de dünyanın koşulları. O dönemki tespitler hala geçerliliğini korumaktadır. Ülkemizin içerisinde bulunduğu halkımızın yoksulluğunun sebebi ülkemizdeki talanın vurgunun nedeni tüm dünyayı ve ülkemizi kuşatan emperyalist kapitalist sömürü düzenidir. Teoman abi ve arkadaşları şöyle diyordu: “eğer biz bu sömürü düzenini yok etmezsek, onun yerine emekten yana, bilimden yana, halktan yana bir düzen inşa etmezsek ne bu ülkenin mühendislerinin-mimarlarının-şehir plancılarının emekleri ne de bu ülke emekçilerinin emekleri bu ülkenin kurtuluşuna yetmeyecektir. Sermaye kesimlerinin karına kar katması, karlarını maksimize etmesinden başka bir anlam ifade etmeyecektir. Onun için TMMOB’nin yol haritasını Teoman abi toplumdan yana çevirmişti, sosyalizmden yana çevirmişti. TMMOB devrimci bir bakış açısına sahipti. Onun sözünü hepimiz hatırlarız. O veciz söz aslında bizlerin insanlığa karşı, topluma, halkımıza karşı olan görev ve sorumlulukları çok net bir şekilde çiziyor. Yüreğimizdeki insan sevgisi ve yurtseverliği baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürmek yolunda inançlı ve kararlıyız. İşte bu söz bugün hala geçerliliğini sürdürmektedir. TMMOB’nin yolu Teoman Öztürklerin yoludur. TMMOB’nin yolu bilimi ve tekniği bu halkın hizmetine sunma yoludur. TMMOB’nin yolu bu ülkeyi kuşatan gerici, sömürgen yapının yok edilmesinden; yerine emekçi halkların iktidarının kurulmasından geçmektedir. Bizler bu yolu TMMOB’de Teoman Öztürklerin ve dönem arkadaşlarının bizlere açtığı bu mücadele çizgisine kıskançlıkla sahip çıkacağız. Bizlere düşen görev Teoman Öztürklerden bize bırakılan bu mirasa kıskançlıkla sahip çıkmaktır. TMMOB’nin devrimci demokrat halktan yana bilimden yana mücadele çizgisini geliştirerek sürdürmektir. Sözlerime son veriyorum, Teoman abiyi ve bu ülkenin bağımsızlığı kurtuluşu, bu halkın özgür ve mutlu yaşaması için bedeller ödeyen tüm yoldaşlarımızı bir kez daha özlemle ve hasretle anıyorum.

Aramızda Teoman abinin dönem arkadaşları var.

İlk sözü Yavuz abiye veriyorum. 

Yavuz Önen (TMMOB eski Yönetim Kurulu Başkanı):

Arkadaşlar ben 25. Yıl üzerinden başlamak istiyorum konuşmama. Rakamların hiç önemi yok. Çünkü Teoman Öztürk’ün sahip olduğu toplumsal sosyalist düşünce güneş var oldukça, toprak var oldukça, su ve hava var oldukça, canlılar bu unsurlar tarafından yaratıldıkça sürekli var olacak. Zamanla ve dönemle sınırlı olmayan bir olay için biz buradayız. Teoman Öztürk’ün düşüncesi böyledir. Bize artık sosyalist düşünce dönemseldir, o iş bitti arkadaş, şimdi şöyle bir zamana geldik, artık siz de şöyle yapın diyorlar. Bunu bize zorla anlatmaya çalıştılar. Askeri darbelerle anlatmaya çalıştılar ama bu düşünce varlığını sürdürecek. Zaman ve dönem faktörü yok yani. İkinci bir şey daha söylemek istiyorum Teoman’ın kimliğiyle ilgili; Teoman Öztürk fetişlerle, lider kültür ile alay eden bir arkadaşımızdı. O halkın içinde kalmayı, halkın bir ferdi olmayı, onun mücadelecisi, onun isyancısı olmayı seçti. Yani Teoman Öztürk kimliği halk var oldukça sürekli var olacak. Ve yine döneme bağlı olmadan Teoman Öztürkler her hal şartta, her koşulda ve her dönemde var olacaklar. Tıpkı şimdi var oldukları gibi.

Ben güncel bir olaya gireceğim. Ona bir giriş olmak üzere Teoman’ın bir başka özelliğine değinmek istiyorum. Teoman Öztürk 68 kuşağının ağabeysidir. Onları çok sevdi, onları kucakladı ama 68 kuşağı da Teoman’ı çok sevdi, onu kucakladı onlarda ve destekledi. Hem abileri oldu hem yoldaşları oldu. Bu çok önemli bir özelliktir. Bunu şunun için söylüyorum; bu 68 kuşağının önemli bir kalesi bugün bir tehdit altında. ODTÜ öğrencilerinin 68 hareketi içindeki yerini anlatmama gerek yok. Ben günümüz Teoman Öztürklerine bizi yöneten şu anda TMMOB’nin yükünü taşıyan arkadaşlarıma bir çağrıda bulunmak istiyorum:

ODTÜ’ye bir bina yapma olayı değildir bu. ODTÜ’yü işgal edemeyenlerin, düşünceden fethedemeyenlerin fiili olarak Truva atı gibi oraya kendi düşüncesindeki insanları taşımak için hazırladığı bir projeden ibarettir. Bu bilinçle biz bütün odalarımızla ve bütün devrimci ruhumuzla ve isyan ruhuyla bu olaya sahip çıkacağız. Kavaklar kesilmesin diye sarılan gençlere sahip çıkacağız. Yüksek sesle sahip çıkacağız. Bunu Gezi’ye benzetmek istemiyorum, bu başka bir şey. Çünkü Teoman’ın savunduğu düşüncede ağaç da var, ve tabi ki devrim var. Yaşasın Teoman’ın savunduğu devrimci düşünce! Bitirirken, Teoman’ın varlığı hepimiz için bir şanstı, şimdi de böyle bir arkadaşa bir dosta yakın olduğum için çok mutluyum. Teşekkür ederim.

Sonrasında Teoman Öztürk dönemi TMMOB Genel sekreter Yardımcısı Oğuz Türkyılmaz söz aldı:

Merhaba Arkadaşlar !

Bugün yine hep bir aradayız.

Başkanımızı ve geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Murat Gökdemir’i,Tayfun Cinemre’yi,İhsan Karababa’yı,Serdar Kaynak’ı,Vehbi Yılmaz’ı,Hilmi Yüncü’yü ve şu anda hepsinin adlarını sayamadığım  devrimci,demokrat, toplumcu mühendis mimar ve TMMOB  mücadelesinin yiğit bileşenlerini  sevgi ve saygı ile anıyorum.

Zor günlerden geçtik,geçiyoruz,geçeceğiz.

On yedi yıldır iktidarda olan ,kendilerini yenilmez sanan kibirli mağrurlara geri adım attırdık.

Şimdi  yönetime gelenleri , kendilerinden öncekilerin    sorumlu olduğu talanı,soygunu  ortaya çıkarmaya deşifre etmeye,kamuoyuna açıklamaya, yargı önüne koymaya zorlamalıyız.

Yerel yönetimlerin  bütün çalışmalarını yakından takip etmeli,  yanlışlarına anında karşı çıkmalı, toplum yararına yapılması gerekenleri anlatmalıyız.

Mücadelemiz yıllardır sürüyor.

Bilinçle ,inançla, kararlılıkla.

Ben, kendi adıma elli bir yıldır içinde yer aldığım bu mücadelede  gücüm yettiğince varım.

Sizlerle, gençlerle,hep birlikte!

Ardından Ali Açan (İMO Yöneticisi ve TMMOB eski Yöneticisi) söz alarak şöyle konuştu:

Şimdi Emin’i dinledim, Yavuz abiyi dinledim, Oğuz’u dinledim, söylediklerinin hepsine katılıyorum. 25 yıldır arıyoruz Teoman’ı. Ama her geldiğimizde biraz daha azalıyor o kuşak. O kuşağın kıymetini iyi bilmemiz gerek. Yani Teomanlar kolay gelmiyor. Birer birer gidiyorlar aramızdan fakat bu gerici, ırkçı, dinci faşistler saldırıya devam ediyor. Bu saldırıyı da göğüsleyebilecek Türkiye’de tek grup Teoman’ın bıraktığı yoldan giden devrimci demokrat sosyalistler olacaktır. Bunların dışında kimse bu azgın saldırıyı göğüsleyemez. Onun için bir taraftan bu arkadaşlar giderken yeni gelen arkadaşlar da lütfen güçlerini birleştirsinler, birlik olsunlar. Teoman’ın en büyük özelliği herkesi birleştirmesiydi. Ben Teoman’la yıllarca çalıştım. O zamanlar çok fraksiyon vardı bilen arkadaşlar bilir, emin olun ben Teoman’ın hangi çizgide olduğunu bilmiyordum yani öldüğü zaman da bilmiyordum. Yani DevYolcu muydu, Kurtuluşçu muydu, Halkın Kurtuluşu muydu, Halkın yolu muydu bilmiyordum ama bir şeyi biliyordum: Teoman sapına kadar sosyalistti ve sapına kadar devrimciydi ve bütün bu saydığım grupların hepsini de birleştirmişti. O birlik maalesef daha sonra yaşadığımız yıllarda sanki bir zafiyete uğrar gibi oldu ama tekrar zaman Yavuz abinin de dediği gibi, Oğuz’un da dediği gibi gerçekten arkadaşlar birleşme zamanıdır. Teoman’ın çizgisinde birleşmek lazım. Onun için diyorum ki, bulun bir Teoman lütfen birleşin, güçlerinizi birleştirin. Sağ olun.

Anmada Murat Gümüşçüoğlu (KMO eski YK Başkanı)söz olarak şöyle konuştu:

Merhabalar. Ali’nin söylediği gibi baya azalmışız. O dönemde odalarda aktif olarak çalışan insanlar olarak… Teoman Öztürk’ün tabi mühendis- mimar hareketine kattıkları çoğumuzun malumu. Ben orada bir şeyin altını çizmek istiyorum, o da şu: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin tarihini 73’den önceki ve sonraki diye ikiye ayırmak son derece açıklayıcı geliyor bana. Bunun çoğumuz farkındayızdır belki biliyoruzdur. 73’den öncekilerin gerici, faşist filan olduğunu ima etmiyorum, öyle değil. Ama Teoman Öztürk’ün bu olaya kattığı çok önemli bir şey var o da şu: Mühendislik ve mimarlık gibi bir faaliyetin, epeyce elit görülmüş bir faaliyetin -daha önceki mühendis, mimar kitlesi kendisini böyle görmüştür, yönetimler de böyle görmüştür- 73’den sonra çok eleştirildiği biçimde siyasal eylemlilik içerisinde olabileceğini ve bunun meşruiyetini Teoman bize açtığı yoldan göstermiştir. Türkiye’de aydınlar devlet kurulduğundan itibaren epeyce bir devlet yanlısı olmuşlardır. Devletten tokat yedikleri zaman bile aslında bir aydın sorumluluğu gibi bakılan perspektif, devletine sahip çıkmak gibi bir şeydir. Ancak 60’lı yıllardan itibaren bunun böyle olmadığı, aslında başımıza gelen birçok şeyin devletimizdir diye sineye çekilmemesi gerektiğini biz daha sonra öğrendik. Biraz Marksist terbiyeyle oldu belki bu. Ama 73’ten sonra TMMOB’ye hakim olan siyasal çizgi Teoman’ın önderlik ettiği çizgi, aslında ne devletin ne özel sektörün, sermayenin yanında olmadan ona muhalefet yapılması gerektiği doğrultusunda olmuştur. Ayırt edici yanı 73’le 73’den sonrası böyledir. Ben kendimi 73’den sonraki TMMOB içerisinde aktif çalışma şansına ulaştığım için mutlu hissediyorum. 60’lı yıllarda 68’de öğrenci olduğum için mutlu hissediyorum çünkü bunlar bugün bize hala bir çok doğruyu gösteren hatları ortaya çıkarmıştır. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Sağ olun.

Ardından söz alan Ömer Yenel (MadenMO eski yöneticisi) şöyle konuştu:

Teoman’la ben 72’de beraber olduk. O bakımdan çok büyük anılarımız var. Herkes Teoman’ı benim kadar tanıyor en az. Ben Ali’nin bıraktığı yerden başlamak istiyorum. Teoman’ın çok önemli bir özelliği vardı. TMMOB pratiği dışında o dönemdeki bütün sosyalist diyen kendine, devrimci, ilerici örgütlerin bir araya gelmesini sağlar, demokrasi platformuna başkanlık yapardı ve oradan karar çıkartırdı. Bütün siyasetler vardı orada, hem de programlı ve kararlı biçimde varlardı. O kararlara herkes de uyardı. Oradan karar çıkarmak çok önemliydi. Teoman’ın kişiliği ve tutumuyla çıkardı o kararlar. Ordan hani oturup ah vah yerine ben de Ali (Açan) gibi günümüze gelmek istiyorum. Böyle bir anlayışa çok büyük ihtiyaç var günümüzde. Teomanın o çizdiği anlayışa ki diğer arkadaşlar zaten altını çizerek konuştular. İnsanların bir araya gelmeyle ve böyle bir lider düşünceyle –illa da insan olması da gerekli değil- çok büyük bir yarar var. İnşallah bu bize günümüzde Teoman ışık tutar. Teşekkürler.

Teoman Öztürk'ün kızı Elif Öztürk (MMO Yöneticisi) söz alarak şöyle devam etti:

Öncelikle hepinize teşekkür ediyorum bugün bizi yalnız bırakmadığınız için her sene olduğu gibi. Bize ailecek burada konuşmak zor geliyor çünkü 25 yıl gibi gelmiyor bu zaman bize. Özellikle bizim aileye, dar aileye. Biz her gün birlikte yaşıyor gibiyiz hala. Babamı da TMMOB’la birlikte anlatmak güzel oluyor, onun için de o konuşmalar yapıldı. Bütün kişisel özelliklerini zaten oradaki çalışmalara uyarlamış durumda babam. Yani birliğe inancı, mücadeleye inancı, kararlılığı, insanları sevmesi, insanları yalnız bırakmaması, bütün bu kişisel özelliklerini TMMOB’de yaptığı çalışmalara uygulamış durumda. Biz hala özlüyoruz onu. Öyle Nazım’ım dediği gibi olmuyor bu işler: Ayrılıkların acısı en fazla bir yıl sürmüyor yirminci asırda. Ve biz aynı kararlılıkla devam ediyoruz. O mücadele de asla bitmez çünkü bizim çocuklarımız geliyor arkadan, bizim genç arkadaşlarımız geliyor arkadan. Çok da iyi çalışıyorlar, çok da sıkı çalışıyorlar. Mezun oluyorlar, yönetimlere girecekler. Alıp götürecekler. Bu kavga bitmez yani. Hepinize teşekkür ediyorum.

Ardından Mehmet Soğancı (TMMOB eski Yönetim Kurulu Başkanı) söz aldı:

Haydar İlker rahatsızlığından ötürü aramızda değil, oysa her yıl bu anmalarda söz alırdı. Sizlere onun selamını getirdim.

Şimdi geçmiş 68 kuşağı, 70-80 arası Türkiye’deki devrimci demokrat mücadele, aradan geçen kırk yıl boyunca da hem siyasetler açısından hem meslek odacılığı açısından her zaman yol gösterici bir tavır oldu. Onlarca insan kaybedildi o dönem, Mahirler, Denizler, İbrahimler, farklı insanlar… Bir de 70’li yıllarda o esen rüzgarla, genç arkadaşlara söylüyorum o esen rüzgarla bir başka hava yaratıldı ve o hava 70-80 arasında o maya çok iyi atıldı. 80-90 arasında Türkiye sıkıntıya gelse de 90’lı yıllardan sonra geçmişten kalan onlarca arkadaşımız bizlere yol gösterdi, bayrak aldı. Elif’in dediği gibi de onlarca arkadaşımız var o bayrağı devam ettiren. TMMOB bu ülkenin bir vicdanı, eskiden vicdanın sesi filan diyorduk, doğrudan vicdanı. Mayası iyi atılmış bir örgüt. Kimle kıyaslayacağız biz bu örgütü? İki şey. Bir geçmişte yapılanlar –önceki dönemde yapılanlar- bir de emsal olan diğer meslek örgütleri.

Bugün Türkiye’de her şeyin üstünden bir silindir gibi geçti, gerici İslamcı faşizm teslim almak için uğraştı ama TMMOB kadrolarıyla, o geçmişin iyi atılan mayası nedeniyle ayakta kaldı, dik kaldı ve yürüyüşüne devam ediyor. Ben bu 25 yıllık etkinlikte iki ya da üç tanesinde bulunamadım. Bir tanesi Gezi davası için buraya gelirken İstanbul’a gittim. Bir tanesinde hastanedeydim.

Haydar Abi (İlker) rahatsız. Hastanede tedavi görüyor. Ciddi bir tedavi, kemoterapi alıyor. Geçen hafta birkaç gün birlikteydik; O’nun selamları var. Buranın resimlerini yarın götüreceğiz. Tabi hep konuşan abilerimiz, her zaman da Haydar abi konuşurdu.. Onu da burada belirtmek istedim.

Son olarak TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:

TMMOB’yi geçmişten bu günlere taşıyanlara çok şey borçluyuz. Konferans salonlarına isimlerini vermemiz, onlar adına öğrenci evleri yapmamız yetmiyor. Daha fazla bir şekilde onların ruhuyla, onların inancıyla, onların kararlılığıyla, TMMOB’nin mesleki demokratik dik duruşunu, TMMOB’nin ve mesleğimizin gerekliliklerini hakkıyla yapmamız, ülkemizi kuşatan kapitalist emperyalist sömürgeye, gericiliğe karşı durmamız, bu ülkenin doğal kaynaklarına, zenginliklerine, madenlerine, tarım alanlarına, sanayisine daha doğrusu bu ülke halkına en az onlar kadar sahip çıkmamız çok daha önemli. Biz bu duruşu sürdüreceğiz. İnanıyorum ki buradaki genç kuşaklar bu mücadeleyi daha ileri taşıyacaklar. Ben katıldığınız için tekrar teşekkür ediyorum. Karanfillerimizle Teoman Abiyi ve bu ülkenin devrimcilerini, demokratlarını, halkı için bedel ödeyenleri selamlıyorum.