TMMOB 10 EYLÜL'DE 12 EYLÜL MİTİNGLERİNE KATILDI

11.09.2006

TMMOB, 12 Eylül darbesinin 26. yıldönümü dolayısıyla çeşitli illerde yapılan"Darbeciler Yargılansın-Demokrasi Mitingleri"ne katıldı.

12 Eylül darbesini protesto için Ankara‘da Tren Garı‘nda toplanıldıktan sonra Sıhhiye Meydanı‘na yüründü. Yürüyüş sırasında Ankara Radyo Evi önünde Demokrasi Bildirgesi okundu. Sıhhiye Meydanı‘nda yapılan mitingde, Tertip Komitesinin ortak bildirisi okundu. Bildiride şu görüşlere yer verildi:

Kardeşler tekrarlayın beni , yoklama yapacağız...
Mustafa Suphi, Nazım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı, Behice Boran, Mehmet Ali Aybar, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Necdet Adalı, Erdal Eren, Veysel Güney, Hıdır Aslan, Nurettin Altaylı, Alaybey Yılmaz, Zeki Erginbay, Behzat Baykal, Selcuk Küçükçiftçi, Nizamettin Orhangazi, Haki Karer, Mazlum Doğan, Akif Çiçek, Ferhat Kurtay, Mustafa Hayrullaoğlu, Fatih Öktülmüş, Ömer Yazgan, Ali Aktaş, Serdar Soyergin, Mehmet Kambur, Bahattin Tunç, Muhammet Arifoğlu, Abdullah Meral, Kemal Pir, Hayri Durmuş, Necmettin Büyükkaya, Orhan Keskin, Atilla Acartürk, Adnan Kral, Zeki Kargın, Sezai Ekinci, Recep Cüre..
Bizimkilerin kardeşleri, mücadelenin ve devrimci dostluğun yol arkadaşları, binlerce devrimcinin canı pahasına bize emanet ettiği ortak devrimci tarihimizin sahipleri, bizimkiler, emperyalizme ve faşizme karşı mücadelede büyük bedeller ödeyerek, bin bir badireyi aşıp bugün bu alanda birbirinin soluğundan güç alıp birbirinin yüreğinin sıcaklığına emanet edilenler, bizimkiler... Hoş geldiniz.
12 Eylül faşizminin zindanlarında, göz altılarında, işkencelerde, faili meçhullerde, darağaçlarında, sokak aralarının hain pusularında, dağlarda, kuytuluk yerlerde, kimsesizler mezarlıklarında, toplu mezarlarda devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde direnerek, dövüşerek ölenlerin ağır bir yük gibi omuzlarımıza yüklediği o büyük tarihsel miras adına hepinizi selamlıyorum. Ve hepimiz de tepeden tırnağa özlem ve isyan kesilmiş bir büyük duyguyla onları, devrimci mücadelenin hiç solmayacak kıpkırmızı karanfillerini, bizimkileri selamlıyoruz .
Arkadaşlar, ülkemizin sırtına bir deli gömleği gibi süngü zoruyla geçirilen darbe düzeni, ülkeyi emekçi halklar için, tam bir cehennemi ortama çevirmeye devam ediyor... Bu gün onların eseridir... Geçen bu süre zarfında, diğer önemli gerekçelerinin yanı sıra, Faşist Darbenin asıl gerekçesinin, emek ve demokrasi güçlerinin hak ve özgürlük mücadelesinden duyulan korku olduğu daha bir açığa çıkıyor.
Egemen güçlerin eli kanlı darbecileri, 24 Ocak 1980 kararlarıyla emperyalizme göbeğinden bağlı, sermayenin azgın saldırılarıyla hak ve özgürlüklerin tamamının ortadan kaldırıldığı, sömürünün kesintisiz sürebilmesi için her türden baskı yasalarının çıkarıldığı, işkence ve zulmün vahşet ölçülerinde top yekun uygulandığı bir ülke inşa ettiler. Mevcut yönetim ilişkilerinin dışında bir de kaynağını darbe hukukundan alan derin devlet oluşturdular. 1982 Anayasasıyla oluşturdukları sistemi kalıcılaştırdılar. Anayasaya koydukları geçici 15. madde gibi maddelerle kendilerini korumaya aldılar. Giderken de, her tarafından korku, zulüm, kan sızan bir ülke bıraktılar. İşledikleri insanlık suçları ise dünyada emsali az görülen türdendi... Açlıktan nefesi kokan yoksul halklar, özgürlüğü elinden alınmış bir ülke onların eseri.. Ve bugün darbe düzeninin temsili hükümetlerinden biri gidiyor, biri geliyor. Emekçi halkın kaderinde değişen ise her şeyin daha da kötüye gitmesidir. Emperyalizmin uşaklığını yapan iktidarların hepsi de, IMF‘nin, Dünya Bankası‘nın, ABD, AB‘nin paralı askerleri gibiler...
Yaşadıklarımız bize bir kez daha gösteriyor ki, emperyalizme, faşizme, şovenizme ve her türden gericiliğe karşı demokrasi mücadelesinin en temel koşullarından biri darbe hukukuna, siyasetine, kültürüne tavır almaktır. Özelde de 12 Eylül Anayasası‘na, anlayışına, anti-demokratik uygulamalara karşı, emek ve demokrasi mücadelesinde birleşik tutum ve eylemlilik şarttır ve en öncelikli gündemdir.
Kardeşler, 12 Eylül zulmünün 26. yılını da bitirdiği bugünde bu alana gönderilen bir mesaj var; bizimkilerin, elinizde taşıdığınız sararmış silik resimlerin dile gelip bir vasiyet gibi ortaya bıraktıkları bir mesaj... Uzanıp da alan her eli, her kafayı, her yüreği onurlandıracak bir mesaj...
Bu resimlerden yüreklerimize akan duygu seli içinde diyor ki binlerce sessiz çığlık, binlerce öfkeli haykırış; Kardeş hesap sor!.. Sınıf kinim adına, faşizmden hesap sor!..
12 Eylül Darbecilerinden, bu darbe düzeninden, hukukundan, siyasetinden, kültüründen, yozlaşmış ve köhnemiş bu her tarafı dökülen sistemden, hesap sor!.. Kardeş hesap sor; Cuntanın işlediği bütün suçlardan, zalimliğinden, döktüğü kandan hesap sor.
Kardeşler, hesap soralım; 12 Eylül ve devamı iktidarlardan, bu köhnemiş sistemin derinlerine kadar işlemiş gladio türü örgütlerinden, işkenceciden, Susurluk‘tan, Şemdinli‘ye uzanan bu suç örgütünden, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz‘a 13 mermi sıkandan...
Kardeşler hesap soralım; özgürleştirmek ve insan onurunu yüceltmek istediğimiz bir memlekette, Kürt sorununun demokratik çözümü için halkların kardeşliği, anayasal güvencelerle bağıtlanmış eşit yurttaşlığı ve özgür birlikteliğini savunduğumuz, Kürdün,
Türkün kardeşçe ve bir arada yaşama idealini paylaştığımız bu topraklarda, kardeş halkları sömürü ve soygun politikalarının bir gereği olarak birbirine düşüren emperyalizmin bu kirli oyunundan, bu şovenizmden hesap soralım!.. Bu ülkeyi emperyalist ülkelerin kanlı bir satranç tahtasına dönüştüren iktidarlardan, bölgeyi; Afganistan, Irak, Filistin, Lübnan gibi mazlum halkları, ülkeleri işgallerle, bombalamalarla sıcak savaş içine sürükleyen, yüz binlerce insanın aç susuz, evsiz işsiz kaldığı ve bu ülkeleri halklarının hayat hakları çalınmış, insan cesetlerinin kokmaya başladığı büyük bir toplu mezara çeviren işgalcilerden ve onu destekleyen, lojistik ikmal sağlayan, oraya asker gönderen hükümetinden hesap sor!.. . İsrail Siyonizmi‘yle kol kola giren iktidarından hesap sor!..
Kardeş, kuşan zindanlarda yatan arkadaşının öfkesini ve haklılığını, F tiplerinin hesabını sor. İnsan onurunu yüceltmek için direnenleri yok eden bu rejimin gerçek sahiplerinden, kukla yöneticilerinden, namlularını halka çevirmiş her tür gücünden hesap sor!.
Kardeş, neden sürekli fakirleştiğinin hesabını sor... Hükümetlerin emperyalist yayılmacı politikaların uç beyliğini yaptığı bir dönemde, apoletlerini şaklatarak ortada dolaşan eli kanlı darbeci generallerden hesap sor. Egemen güçler ve her türden temsilcileri mutlu azınlığın halklarını korurken, senden, emeğinden, geleceğinden çalınanlarla ayakta kalan bu iki yüzlü vampir düzenin seni açlığa, yokluğa, geleceksizliğe mahkum etme çabasının hesabını sor!.
Kardeşler, kendimiz için, elimizden alınmak isteyen hayatımız için, zorlaştırılmış yaşam koşullarımıza isyan için, geleceğimizi, halkların geleceğiyle birlikte kurtarmak için, en büyük mirasımız saydığımız devrimci onurumuzu daha da yüceltmek, daha da çok insan olmak için hesap soralım..
Kardeşler, emekçi halklarımız, gün bu gün. Bugün hesap sor, erteleme tava gelmiş bir kızgın demirden çelik yapmayı.
Kardeşler, son söz olarak diyoruz ki, sosyalizmin insanı odağına alıp özgürleştirdiği, insanın insanı ezmediği, emeğini sömürüp köleleştirmediği, hak ve özgürlüklerini kullanırken baskı ve zulüm görmediği bir ülke, ele ele vermiş emek ve demokrasi güçlerinin omuzlarında yükselecektir. Yaşasın Halkların Kardeşliği. Yaşasın Devrimcilerin Birliği. Kahrolsun Emperyalizm. Kahrolsun Faşizm. Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek.

-KAHROLSUN DARBE DÜZENİ, KAHROLSUN DARBE HUKUKU
-12 EYLÜL ANAYASASI LAĞVEDİLSİN
-KAHROLSUN FAŞİZM, KAHROLSUN DARBECİLER
-KAHROLSUN EMPERYALİZM, YAŞASIN BAĞIMSIZ TÜRKİYE
-KAHROLSUN FAŞİZM, KAHROLSUN MİLİTARİZM
-KAHROLSUN FAŞİST CUNTA REJİMLERİ
-YAŞASIN DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ
-ONLARI GERİ İSTİYORUZ
-DARBELERİN DEĞİL HALKIN ANAYASASI
-ANAYASANIN GEÇİCİ 15. MADDESİ KALDIRILSIN
-DARBECİ GENERALLER SERVETLERİNİ AÇIKLASINLAR
-SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK