TMMOB 2. BURSA KENTİNE ÇÖZÜMLER SEMPOZYUMU DÜZENLENDİ

09.03.2009

TMMOB adına Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen Bursa Kentine Çözümler Sempozyumu 6-7 Mart 2009 tarihlerinde Buttim Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

Sempozyum kapsamında 2 günde düzenlenen 9 oturumda; ulaşımdan kentleşmeye, tarım ve hayvancılıktan çevre sorunlarına, sanayiden doğal kaynaklara birçok konu ele alındı. Sempozyumun son günü gerçekleştirilen son oturumda ise belediye başkan adayları projelerini anlattı.

Yerel seçimler öncesi Bursa‘nın sorunları tespit edilerek, çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı sempozyumun açılışında sırasıyla; Bursa İKK Sekreteri İlhan Demiröz, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Bursa Vali Vekili Celalettin Yüksel konuştular.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılış konuşması şöyle:

Sayın Konuklarımız,
Değerli Bursalılar,
Sevgili Arkadaşlarım,

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle ve dostlukla selamlıyorum.

Öncelikle, TMMOB adına bu Sempozyumun oluşmasını sağlayan Düzenleme ve Sempozyum Yürütme Kurulu üyelerine, Sempozyum Sekreterine, Sempozyumun gerçekleşmesi için görev üstlenen birimlerimizin Yönetim Kurulu üyelerine ve Oda çalışanı arkadaşlarıma Bursa İKK Sekreterimiz İlhan Demiröz şahsında TMMOB Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyorum. Bildirileri ile bu sempozyumu güçlendirecek bilim insanları ve uzman arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.

Bugün, TMMOB‘nin iki yılı aşkın bir süredir farklı kentlerde gerçekleştirdiği kent sempozyumlarının bir başkası için buradayız, Bursa kenti için buradayız. Bu sempozyum Bursa‘da gerçekleştirdiğimiz ikinci sempozyum olması açısından ayrı bir önem taşıyor. İlkini 5-7 Nisan 2007 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz Bursa Kentine Çözümler Sempozyumumuzun sonuç bildirisinde; afetler, çevre, altyapı, jeotermal enerji, ulaşım, konut, turizm, kentsel koruma ve kentsel dönüşüm temalarında sorun tespitlerini ve çözüm önerilerini kamuoyuna sunmuştuk. O günden bu yana 2 yıl geçti, getirilen çözüm önerilerinin yerel yöneticiler tarafından ne derece dikkate alındığını da değerlendirme fırsatı bulacağız bugün.

Değerli Katılımcılar

Kentlerimizin neo-liberal/küresel saldırıların hedefi haline getirildiği bir dönemde yerel seçimlere gidiyoruz. Bu seçimler bir anlamda önemli bir kırılma noktasını temsil etmektedir. Kentlerimizde sürdürülen talan rejiminin devam edip etmemesi konusunda toplum bir karar verecek. Bizler tüm gücümüzle bu talan rejiminin yarattığı hasarı topluma anlatma görevini üstlenmiş bulunuyoruz. Bu çerçevede bugün ve yarın sürecek bu etkinliğimiz de bu çabaların bir parçası olarak görülmelidir.

Değerli Katılımcılar

TMMOB kent yaşamını ilgilendiren imar, kültür ve turizm, çevre, kamu yönetimi ve yerel yönetim sistemini düzenleyen yasaların eksiklik ve yetersizliklerinden bahsederken insan sağlığı, doğal çevre, insan hakları-kentli hakları, katılım, yaşanabilirlik gibi kavramlara referans vermektedir.

Biz biliyoruz: Sanayi, enerji, turizm, tarım, ulaşım, sağlık, çevre, eğitim, kent, kültür ve sanat politikaları bir arada gerçekleştirilmedikçe ve her birine eşdeğer önem verilmedikçe arzu ettiğimiz kent yaşamı gerçekleşmeyecektir.

Berthold Brecht "Okumuş Bir İşçi Soruyor" adlı şiirinde şunları söylüyor:

Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mıydı?
Bir de Babil varmış boyuna yıkılan, kim yapmış Babil‘i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen meşhur Lima kentinin?
Ne oldu dersin duvarcılar Çin Seddi bitince?
Yüce Roma‘da zafer anıtı ne kadar çok! Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?

Brecht bunları söylerken, elbette kentin yöneticilerini, sermaye sınıfını, kralları anmıyor. Bugün kent için bir taş daha ekleyebileceksek öncelikle kentleri kuranları ve yaşatanları anmak gerekir.

TMMOB, kentlerimizin arzulandığı biçimde yaşatılması için gücünün ve potansiyelinin farkında olarak farklı seçenekler sunma görevini bir sorumluluk olarak görüyor. TMMOB sorumluluklarının gereklerini yerine getirme kararlılığı içindedir.

Değerli Katılımcılar

Yerel yönetim seçimlerinin yaklaştığı bu dönemde kamuoyunda binlerce aday yarışmaktadır. Bu adayların yaşadıkları kentler için ne tür vizyonlar düşündükleri, hangi bilimsel ve teknik temeller üzerinden vaatlerde bulundukları ve projeleri hakkında tatmin edici açıklamalar duyamamaktayız. Bugün kentlerdeki en önemli sorunların nedeni donanımlı ve hazırlıklı yöneticilerin sayıca çok az olmasıdır. Parasal kaynakların yetersizliği, sorunların büyüklüğü, yatırım maliyetleri ve benzeri çoğu gerekçe temelde yönetim kapasitesinin yetersizliğinin başka türlü ifadeleri olarak görülmektedir. Kent sorunları genelde aşırı göçe bağlanarak, kısa vadeli geçici çözümler ve kolaycı bir tutumla sosyal, fiziki ve teknik sorunların yapısal ve kalıcı çözümünden kaçınılmaktadır. Bu nedenle kent sorunlarının çözümünde en temel aşama öncelik sıralamasını doğru biçimde tanımlamaktır.

Yaşam kalitesini arttırmak, hizmetleri ve kaynakları eşitlik ilkesine göre kullanmak, çağdaş yaşamın gerektirdiği altyapı ve hizmetleri sağlamak gibi temel amaçlar benimsendiğinde kentlerdeki sorunların neler olduğu ve ne tür yatırımlar yapılması gerektiği konusunda zihnimiz netleşecektir. Kentlerdeki ulaşım, altyapı, konut, çevre, sosyal ve kültürel etkinlikler "çağdaş yaşamın gerektirdiği kentsel yaşam kalitesi" bağlamında değerlendirildiğinde mevcut durumun ne derece yeterli olduğu, ne tür uygulamaların doğru yapıldığı ve hangi projelerin doğru temele dayandığı kolaylıkla anlaşılacaktır.

Bu bağlamda kente enerji sorunlarından tarımsal yapıya, turizm olanaklarından toplumsal yaşama, mimari çevreden sanata kadar yayılan geniş bir yelpazede bakmak ve farklı çözümler aramak durumundayız. Kente ve kentlilere karşı duyarlılık gösterilmedikçe, arzu ettiğimiz kentsel yaşam standartlarına ulaştıracak yatırım ve uygulamalar bekleyemeyiz. Kentleri görünen uygulamaların ötesinde dikkat edilmeyen yönleriyle ve duyarlılıklarımızla irdelediğimizde bambaşka bir kent yaşamı arzuladığımız ortaya çıkacaktır.

TMMOB olarak biz;

Daha özerk-demokratik, katılımcı ve etkin bir yerel yönetim talep ediyoruz.
Kentsel hizmetlerin sunumunda eşitlik, kaynakların programlı kullanılması ilkelerine uyulmasını talep ediyoruz.
Kamu yararına ve çağdaş şehircilik anlayışına uygun, uzmanların ve toplumun katılımına açık bir yerel yönetim talep ediyoruz.
Çevreye duyarlı, altyapı hizmetlerini yeterli düzeyde sağlayan bir yerel yönetim talep ediyoruz.
Kentte yaşayan bütün kesimlerin sağlığını öncelik alan, içmesuyu, atıksu, katı atık ve ısıtma hizmetlerinde insan sağlığına uygun yatırımlar yapılmasını talep ediyoruz.
Uzun ömürlü, kalıcı ve kaliteli ulaşım altyapısı ve hizmetleri talep ediyoruz.
Kentlerimizin kendine özgü karakterini, kimliğini, tarihi mirasını koruyan ve geliştiren yatırım ve hizmetler talep ediyoruz.
Kentlerimizin engelliler, yaşlılar ve çocuklar için güvenli, ulaşılabilir olmasını, dezavantajlı olan bu kesimlere kalıcı ve sürekli destek verilmesini, hizmetlerden yararlanmasına olanak sağlanmasını talep ediyoruz.
Kentin kaynaklarını belirli kesimlere aktaran yolsuzluklara, rant amaçlı yatırımlara, kente karşı işlenen suçlara son verilmesini talep ediyoruz.
Ekonomik ve sosyal yaşamın desteklenmesini, kentlerimizin gündüz ve gece canlı olmasını, sosyal, kültürel ve spor amaçlı etkinliklerin sürekli olmasını talep ediyoruz.
Bu taleplerin karşılanabilmesi için duyarlı, etkin ve üretken bir yerel yönetim politikasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Nazım Hikmet şiirinde şöyle demişti:

Evler tek katlı da olabilir yüz katlı da
İş bunda değil
Yeter ki sokaklarımızı ezmesinler
Yeter ki temiz çevik güler yüzlü görsünler hizmetimizi
Çıplak duvarlara diyeceğim yok taze ve canlıysalar
Dar pencereler giyotini hatırlatır bana
Pencere dost sözü gibi rahat ve geniş olacak
Ağaçsız asfaltı sevmiyorum
Parklarda göller göllerde ak kara kuğular olabilir hatta ara sıra bando mızıka
Ama en önemlisi parklarda öpüşülebilmeli
Aptal ölü ellerini operette arya söylermiş gibi açmış mankenleri sevmiyorum
Taştan ve tunçtan insanları sevmiyorum tabanlarından inip aramızda dolaşmıyorlarsa
Bankaları ve hükümet konaklarıyla övünen şehirleri sevmiyorum
Sevdiğim şehirler sağlık evleriyle övünenlerdir
Çocuk bahçeleriyle övünen şehirler

TMMOB işte konunun tam da bu tarafındadır.

TMMOB, Bursa Kentine Çözümler Sempozyumu aracılığı ile önümüzdeki dönemde yerel yönetim yaklaşımı, ilkeleri ve kentsel hizmetler konusunda tartışma ortamı sağlamak, demokratik katılım için çağrıda bulunmak gibi önemli bir sorumluluğu yerine getirmektedir. Bu sempozyumda bir yandan Bursa‘nın çeşitli yönlerden profili ortaya çıkarılacak, diğer yandan kentin çağdaş düzeye ulaşması için benimsenmesi gereken yaklaşım ve öncelik verilmesi gereken yatırım ve hizmetler önerilecektir.

Değerli katılımcılar,

Bir kente sahip çıkacak o kentte yaşayan bireylerdir. Kente dair her türlü kararda kentlilerin katılımının sağlanması vazgeçilmez bir hak olmalıdır.

TMMOB "Hepimiz kentin sakini değil sahibi olalım, bunun için mücadele edelim" diyor.

Hepinize saygılar sunuyorum.