TMMOB 39. DÖNEM 1. DANIŞMA KURULU
Arkadaşlar; hoş geldiniz.
Birliğimizin önemli bir organ toplantısını bugün hep birlikte gerçekleştireceğiz. Birlik Yönetim Kurulu adına, buraya katılan ve görüşlerini bizimle paylaşacak olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Daha etkin, daha demokratik, daha işlevsel bir TMMOB örgütlülüğü için; diliyorum, burada arkadaşlarım sözleri anlamlı olur; diliyorum, o konuşulanlardan hepimiz yararlanırız; diliyorum, 39. Dönemde burada genel perspektifini konuşacağımız cümlelerle, anlayışlarla iyi bir dönemi hep birlikte geçirmiş oluruz. Geçen dönemlerden daha başarılı bir TMMOB yaşantısı da, bizim Yönetim Kurulumuzun öncelikli dileğidir.
Bugün sözlerime başlamadan önce, Diyarbakır‘da geçtiğimiz günlerde yaşanan ve hakikaten bu ülke için çok önemli bir noktada gerçekleşen, 10‘u aşkın yurttaşımızın öldüğü bir terör eylemini şiddetle kınadığımızı, lanetlediğimizi de öncelikle belirtmek istiyorum. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, her türlü sorunun, Kürt sorunu da dahil olmak üzere, barış içinde ve demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğini, bunda herkesin kendine düşen görevi çok dikkatle ve hassasiyetle yapması gerektiğini ifade eden bir örgütüz. Biz barış istiyoruz bu ülkede; bu ülkede özgürlük istiyoruz, barış istiyoruz, demokrasi istiyoruz. Emeğin daha yaşanılır bir Türkiye‘de hareket edebilmesi için bunların öncelikli koşullar olduğunu söylüyoruz. Bunu da, bu Danışma Kurulunda sözlerime başlamadan önce ifade etmek istedim.
Bugün burada, Yönetim Kurulumuzun hazırlamış olduğu çalışma programı üzerine görüş ve önerileri alacağız, katkıları isteyeceğiz. Ben kısa bir açıklama yapacağım. Sonra hep birlikte karar aldığımız 14 Ekim mitingine dair görüşme yapacağız. Sunumdan sonra da isteyen arkadaşlarımız bu perspektif noktasında saat 5‘e kadar olan sürede görüşlerini bildirecekler. 5‘te İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri arkadaşlarımızın, 14 Ekim mitinginin örgütlenmesine yönelik ortak bir toplantısı gene bu salonda olacak. Daha sonra birlikte bir kokteylde ayaküstü konuşmamıza devam edeceğiz.
39. Dönem Çalışma Programını inceleyen arkadaşlar bakmışlardır ki, özellikle sunuşunda nasıl bir Türkiye, nasıl bir dünya, nasıl bir yaşam ve buradan da çıkarak, nasıl bir meslek örgütü kavramı tartışılmaktadır. Bu aslında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin 50 yıllık geçmişi, ama özellikle 1970‘ten sonra biriktirdiği değerlerin de bir ifadesidir. Tümüyle Çalışma Programımızın sunuş kısmında Genel Kurulda ifade edilegelen mantık, siyaset ve çözümlemeleri esas alarak, bunları bir başlangıç noktası alarak, bu cümlelerle de çok oynamayarak, ifade etmeye çalıştık. Genel Kurulda, ben hiç girmeyeceğim bunlara, Türkiye‘de yaşananları arkadaşlarımız burada somut olaylarda nelerle uğraştığımızı, birazdan da geleceğiz, o noktada detaylanacak, somut olarak konuşacağız. Sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın koşulları, bizim hem örgütsel olarak bir duruşu getirmemizi, hem de yurttaş kimliklerimizde sürekli olumsuzlukların bizi bulması noktasında bir karşı duruşu gerçekleştirmemiz gerektiriyor ve gerçekten de Çalışma Programının o sunuşunu okuyan arkadaşlar bilirler ki, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, dünyayı, ülkeyi çözen bir örgüttür, bunun gereklerini ifade edebilen bir örgüttür, bunun nasıl yapılması gerektiğini bir meslek örgütü penceresinden bakarak açıklayabilen bir örgüttür. Ben bu değeri yaratan bütün geçmiş yöneticilerimize ve bu örgüte emek veren bütün arkadaşlarımızı buradan tek tek saygıyla, sevgiyle anıyorum. Sunuş bu dönemki Yönetim Kurulunun sunuşu değildir, Çalışma Programının sunuşu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin sunuşudur.
İkinci başlık olarak; programımıza temel ilkeler ve çalışma anlayışımızı aldık. Arkadaşlar hatırlarlar, 2003 Mühendislik Mimarlık Kurultayı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin önemli etkinliklerinden biridir. Bu etkinlik 1998 Türkiye Demokrasi Kurultayı etkinliğinin bir başka anlamda olanıdır. Orada Cumhuriyetten laikliğe, Kürt sorunundan enerjiye, meslek alanlarımızla ilgili her türlü konuyu Demokrasi Kurultayında ifade edip, kamuya duyurmuştuk. Mühendislik Mimarlık Kurultayı da, tümüyle bir örgüt içi çalışmaydı, örgütün 1970‘lerden beri yürüyen yol haritasının kenar çizgilerinin belirlendiği bir çalışma oldu, örgüt içi bir çalışmaydı, kamuoyuna duyurduk. Ama gerçekten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin hem 2004, hem 2006 Genel Kurulunda, Mühendislik Mimarlık Kurultayında alınan kararlar çerçevesinde yönetmelikler hazırlıyoruz, uygulamalarımızı ona geçiriyoruz. İkinci bölümümüzde; bu kurultayın özellikle ifade edilen ve kamuoyuna duyurulduğu temel ilkelerimiz ve çalışma anlayışımız tümüyle bu kurultayda geçen cümleler olarak belirlendi. 2004 Çalışma Programında da vardı, bu dönemde de var. Bu ilkeler geliştirilebilir, zenginleştirilebilir, çalışma anlayışları hep birlikte katkı konularak artırılabilir, perspektifler düzeltilebilir. Ama bu ilkeler gerçekten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin bugününü ifade eden ilkelerdir.
Hepimiz biliyoruz, ben bu Danışma Kurulunda ve dönemin ilk toplantısında bundaki bazı cümleleri sizlerle de paylaşmak istedim. Şöyle demişiz: "TMMOB ve bağlı odaları mesleki demokratik kitle örgütüdür, demokrat ve yurtsever karakterdedir, emekten ve halktan yanadır, antiemperyalisttir, yeni dünya düzeni teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır, siyasetin dar anlamını aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür. Barıştan yanadır, insan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır. Örgütsel bağımsızlığını her koşulda korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alır. Meslek ve meslektaş sorunlarının ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular, karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı odalarıyla birlikte, mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleriyle ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir." Bu dönemki TMMOB Yönetim Kurulu bu ilkelere uygun olarak hareket etmenin taahhüdünü çalışma programına bu cümleleri alarak vermektedir.
Çalışma alanlarımıza geldiğimizde, 1970‘lerden beri yaratılan değerin bugün geldiği nokta olarak ifade edilmiştir, bundan üç dört dönemdir, benzer şekilde çalışma alanları TMMOB Çalışma Programında yer almaktadır. Arkadaşları hatırlatmak gerekirse, onun da paragraflarından bir iki cümleyi sizinle paylaşmak isterim. Şöyle yazmışız: "TMMOB, mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının sorunlarının halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağı, sorunların çözümünden büyük ölçüde emekçi sınıfların sorunlarının çözümünde yattığı gerçeğini ifade eder." "Çalışma alanlarının öncelikli olan" ifadesi budur.
Gerçekleştirdiği Demokrasi Kurultayında, Mühendislik Mimarlık Kurultayında, örgütlülüğün geldiği noktayı tanımlayan, genel kurul sonuç bildirilerinde dünyaya ve ülkeye bakışlarını kamuoyuna ileten TMMOB, "güç görevler, güç örgütlenmeler ile yerine getirilir" sözünü önemser. Gene bir başka olan olarak, bunun altında bu örgütlenmelerin nasıl yaratılacağı noktasında ipuçları var. Hemen altında gene, TMMOB ve bağlı odaları her dönem olduğu gibi, bu dönemde de meslek alanlarıyla ilgili her konuda bilgi biriktirmeyi ve bilgiyi kamuoyu ile paylaşmayı ana çalışma alanı olarak görecektir.
Bunların pratik olarak neleri ifade etmek istediğimizi birazdan söyleyeceğim. TMMOB bu dönemde emek güçleriyle, demokrasi güçleriyle, emekten ve halktan yana olanlarla, onların örgütlü yapılarıyla, ilkeli işbirliklerine girecektir. Yer aldığımız, yer almayı düşündüğümüz platformları birazdan sizlere aktaracağım.
TMMOB, meslek ve uzmanlık alanları hukukunun geliştirilmesi, yetkilerin tanımlanması, örgütümüzde varolan mesleki çatışma konularının giderilmesi amacıyla yapılacak çalışmalarda kendi iç dinamikleriyle ortaya koyduğu ilkeleri göz önünde bulunduracaktır. Bu da önemli bir çalışma alanı olarak önümüzdedir. Gerçekten yönetmelik kısmında bundan da bir miktar olanı anlatmaya çalışacağım.
Çalışma Programımızın iç kısmına geldiğimizde, az önceki alanlarda bu ifade ediyor. Bu değişik bir tablo. Şöyle bir tablo: TMMOB örgütlülüğü çerçevesinde üstünce TMMOB‘ce yapılan etkinliklerde bu dönem gerçekten oda başkanlarımızın toplantısında kendi talepleri, Yönetim Kurulundaki arkadaşların her birinin ayrı ayrı "ben bu işi sonuna kadar örgüt adına götürürüm" taahhütleri noktasında bu dönem ilk defa TMMOB, kamuoyu önüne 20 etkinlikle birlikte çıkıyor. Bunların bazıları Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin kendi geçmişi itibariyle çok önemsediği, sürdürdüğü etkinlikler. Bazıları Genel Kurul kararı olarak ortaya konulan etkinlikler, bazıları odalarımızın "ortak çalışma kültürünü yaratalım" düşüncesiyle ortaya çıkarttığı etkinlikler. Ama sonuç itibariyle, bir çalışma döneminde odalarımızın yaptığı bütün etkinliklerin dışında ki, bu biliyorsunuz, bir çalışma döneminde toplamı 200‘ü buluyor. Bunlarla da Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği kamuoyu önüne çıkacak. Jeotermal enerji ve Aydın‘daki geleceği, Aydın İKK olarak da hemen Kasım sonunda ilk etkinlik olarak yapılacak, diğerleri de peşi sıra gelecek. Sekreteryalıkları odalarımızca yürütülecek olan etkinlikler, TMMOB‘nin daha önceki genel kurullarında alınmış Kongre ve Etkinlikleri Düzenleme Yönetmeliği çerçevesi içinde yapılacak. Sekreterya görevi alan odalarımızın diğer odalarımıza yazdığı yazılara mutlaka cevap verilmesi gerekiyor. Diliyorum, dönemin sonunda yapılacak olan Genel Kurulda bir dönemin değerlendirilmesinde, bu etkinliklerin tamamı gerçekleşmiş olsun, bu etkinliklerin her birinden sonuç bildirisi çıkmış olsun ve bunları kamuoyu ile paylaşmış olalım.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin üç dönem öncesinde felsefi olarak tartıştığı, iki dönem öncesinde hayata geçirmeye başladığı, geçen dönem çok ciddi olarak hayata geçen çalışma gruplarını, bu dönem tekrar yapmak kararlılığı içerisindeyiz. Bütün bu çalışma gruplarımızda, bunlar bizim çalışma programımızı yazılırken düşündüğümüz, tasarladığımız ve önerilen çalışma grupları. Bunlar dönem içerisinde farklı konular gündeme geldiğinde ya da odalarımızın talepleri gerçekleştiğinde bu çalışma grupları da şekillenebilecektir, çeşitlenebilecektir, çoğalabilecektir. Bazıları sürekli çalışacaktır, bazıları süreli çalışacaktır, ama bütün çalışma gruplarında bir Yönetim Kurulu üyesi arkadaşımız, biz kendi aramızdan bir asıl, bir yedek, bazen üç arkadaşımız olarak görevlendirildik, bir arkadaşımız mutlaka çalışma gruplarında gözlemci statüsünde belki, ama Yönetim Kuruluna karşı bu çalışma grubundan sorumlu olarak bulunacaktır. Sekreteryalık hizmetleri de TMMOB‘ce verilecektir.
Bu dönem çalışmalarımızın içerisinde, her dönem planladığımız, ama hayata geçmesinde bazen problemler olan birimleri oluşturmak için adım attık. Hukuk birimi: İki tane profesyonel tam zamanlı çalışan ve idari hukuk konusunda kendilerini yetiştirmiş arkadaşlarla -birisi daha önceki kadrodaydı, ikinci arkadaş da geçen dönemin sonunda alınmıştı- hukuk birimini bu dönem felsefesiyle birlikte oluşturuyoruz. Bunu söz olarak değil, hayatta karşılığı olan bir biçimde oluşturuyoruz. Bütün odalarımızın hukuk müşavirleri var, bunlarla her ayın Perşembe gününde, toplantılarla toplu yekun olarak bir hukukçu işi yapacağız. Bu şu anlama geliyor: Gerek çıkartılan yasaların ve yönetmeliklerin hukuki anlamda değerlendirilmesi, gerek odaların ve üyelerimizin özlük haklarıyla ilgili durumların değerlendirilmesi, çok sayıda davalaşma sürecinin ortaya çıkartılmasının bir birimde, yani profesyonelce çalışacak arkadaşların eliyle yapmasını önemsedik. Bunun hemen iki tanesine aklıma geliyor: Kalkınma ajanslarıyla ilgili çıkan iki yönetmeliğin iptal davasını açtık. Bu birimin çalışması ve bilginin burada çoğaltılmasıyla oldu. İkinci olarak, geçen hafta aldığımız kararda vardı, şimdi unuttum, aklıma gelecek. Hukuk birimini bu dönem içerisinde çok ciddi olarak çalıştıracağız. Ben gittiğim bütün bölge toplantılarında da söylüyorum… Evet, Adnan Menderes Üniversitesinde Mühendislik Fakültesi açım kararına karşı dava açtık. O da komik bir şey arkadaşlar, gıda mühendisliği var, öğrenci almıyorlar, ama Bakanlar Kurulu kararıyla tıp eğitimi ağırlıklı üniversitede şimdi mühendislik fakültesi açma kararı aldılar, ona iptal davası açtık. O da bir tartışmanın da, hem TMMOB ortamında, hem ülkede nedeni olabilecek bir iştir. Onun dava açım metni arkadaşlar tarafından değerlendirilmesi iyi olur diye düşünüyorum.
Basın Yayın Arşiv Dokümantasyon Birimini profesyonelleştiriyoruz. Genel Kurulda kabul edildiği üzere bir basın danışmanı kadromuzu bir gazeteci arkadaşımızla -şimdi aramızda- geliştiriyoruz. Fiili olarak da, oradaki kurduğumuz 4 kişilik yapıda bu işin fiziki olarak gerçekleşmesini sağlayacağız. Önemli olarak, geçen dönemde de ve Genel Kurulda tartışıldığı üzere, AB Müzakere Sürecini İzleme Birimini de profesyonel danışman kadrolarla doldurarak, takviye ederek ve odalarımızın da destekleriyle oluşturmaya ve bu dönem onun üzerinden yürümeye çaba göstereceğiz. Bu görünen kitaplar hemen kısa sürede basabileceğimiz kitaplar. Bunlardan TMMOB Yasası Ana Yönetmeliği Yönetmelikleri kitabını derli toplu bir şekilde çıkardık, arkadaşlar görmüşlerdir. Bağımsız sosyal bilimcilerin artık bir TMMOB geleneği olarak, onların yazdığı raporu da kamuoyuna duyurmasını üstlendik. Şimdi hemen sırada orada arkadaşların yok, geçen dönemde tamamlanmış, şimdi redaksiyonu bitmek üzere olan TMMOB Enerji Raporunu da kamuoyuna sanıyorum 15 gün içinde sunmuş olacağız. Onda da hakikaten arkadaşlarımızın çok özverili çalışmaları oldu.
Gene o çalışma alanlarımız olarak ifade ettiğimizde, arkadaşların da burada kulak dolgunluğu olsun en azından diye buraya getirdik; çok sayıda devlet kuruluşunda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ya Yönetim Kurulu düzeyinde, mesela ya Bor Enstitüsü Yönetim Kurulunda olduğu gibi, ya Reklam Kurulu, Milli Prodüktivite Merkezi, KOSGEB, Türk Loydu gibi genel kurullarında delege düzeyinde çok sayıda katılıyor. Bunların bir kısmı yasa gereği yönetmelikler çerçevesinde kabul edildiğimiz kurum ve kuruluşlar, bir kısmı bizim oluşturduğumuz platformlar, bir kısmı oluşmuş platformlarda yer alma noktamız. Zaman zaman tartışılır, bazılarından çıkmak, isim çıkarmak, bulunmamak gibi. Yönetim Kurulunda da biz bunları zaman zaman tartışıyoruz. Genel eğilimimiz, varolan kurum ve yapılarda eğer bizim örgütsel bağımsızlığımızı bozacak herhangi bir durum olmadığı müddetçe, alınan kararlar örgüte ilişkin bir problem yaratmadığı müddetçe, bu kurum ve kuruluşlarda ve platformlarda bu dönemde de yer almaya devam edeceğiz. Çalışma Programının sonuna mali durum ve kendi yerimize yerleşme diye bir bölüm koyduk. Şu cümleleri okumak istiyorum: "Genel Kuruldan geçen bütçe, öngördüğümüz çalışmaların yapılabilmesi için gerekli ve yeterli bir bütçedir. Odalarımızın bu bütçenin gerçekleşmesi için gerekeni yapacaklarını biliyoruz. 38 ve 39. Dönemde ayrı ayrı TMMOB kazandırılan yerlerin sorunlarının giderilmesi ve çalışmalarını sonlandırarak, bu dönem içerisinde en olumlu bir açıdan kullanılmaya başlanması önemli hedeflerimizdendir." Gerçekten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği kendini idame etmesi noktasında, bazı arkadaşlar yanlış algılıyor, çok büyük para birikiyor zannediyor, öyle değil. Kendini idame ettirmesi ve önüne koyduğu programı gerçekleştirmesi için odalarımızca yeterince kaynak sağlanmaktadır. Ben bütün odalarımıza bu gösterdikleri hassasiyetlerden dolayı da teşekkür ediyorum. Bazı odaların kendi parasal sıkıntılarını da birlik ortamında bir dayanışmacı ruhla çözmeye çalışıyoruz.
Bizim Çalışma Programımız bu kadar, ama bunun biraz daha detaylanabilmesi ve hepimizin zihninde yer etmesi için, bu geçen 3 aylık sürede nelerle Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve hepimiz uğraştık, bir miktar da onlara hızlıca bakalım. Resmi Gazetede yönetmelik yayımlatılmayı devam ediyor. Bu bütün odalarımızın ana yönetmelikler artık bitti, Resmi Gazetede en son Orman Mühendisleri Odamız vardı, onunkini de yayınlattık. Sonra uzmanlıkları ve belgelendirmeyi esas kılan serbest mühendis müşavir olarak çalışacak olan arkadaşlarımızın çalışma hayatlarını düzenleyen Büro Tescil Belgeleri Yönetmeliği ki, meslek çatışmaları diye tabir edilen, en çok görülen yer. Bunda da dört odamız kaldı, diğer odaların tamamı bitmiştir, Resmi Gazetede yayımlatılmıştır. Diliyorum, bu haftaki Yönetim Kurulu toplantısında da Jeoloji Mühendisleri Odamızın, İçmimarlar Odamızın, Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odamızın ve Gemi Mühendisleri Odamızın da bu yönetmelikleri Resmi Gazetede yayımlatılmak üzere karar altına alınır. Dolayısıyla serbest mühendis müşavir olarak çalışacak odalarımızda, TMMOB ortamına gönderilmiş herhangi bir yönetmelik kalmayacaktır. Bu da kurumsallaşmada çok önemli bir ayak olarak görüyoruz ve meslek tartışmaların ve çatışma ortamlarının da giderileceği yazılı metinler olarak algılıyoruz, en azından ben kendim öyle düşünüyorum.
Web sitesini internetle arası iyi olan arkadaşlarımız takip ediyordur. Bir internet gazeteciliği şekline dönüştürdük. Özellikle basın danışmanımızın da katkılarıyla, artık günde 6-7 haber gelen bir şekle dönüştürdük ve güncel olarak, saatlik olarak gerçekleşen bir şey yaptık. Arası internetle iyi olan bütün arkadaşlarımızın günde bir defa tıklaması TMMOB‘nin haberi olmasına neden olacaktır. Günde 6-7 haber giriyoruz. Türkiye‘de gerek İKK‘larımızın, gerek odalarımızın nerede ne yapıyorlarsa, TMMOB ortamına ulaşması noktasında bunları buradan yayınlayacağız. Gene Radyo Çalışma Grubunu da eğer yapabilirsek, bir internet radyoculuğunu da bu site üzerinden link koyarak hayata geçirmeye çalışıyoruz. Yaygın bir örgütlenmede, yaygın olan örgütlenmede kolay bir haberleşme ağı olarak düşünüyoruz. Ben emeği geçen arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Sayfa düzeninde de bir çalışmamız herhalde sonuçlanacak.
Bol sayıda toplantı yapacağız dedik. Özellikle 14 Ekim mitingine yönelik olarak da bizim niyetimiz, bütün 33 İKK‘mıza bir kere bu derdimizi anlatmak, görüşleri paylaşmak. Burada yazılmamış, bir Bodrum‘da İKK kurulması için, orada bir beyazevler operasyonu oldu, bizim temsilci arkadaşlarımızın gözaltına alındı, tutuklandı. O nedenle biz de kendi aramızda konuşunca gittik, çok iyi bir potansiyel var. Orada bir İKK kurulması noktasında da toplantı yaptık. Evvelsi gün de Trabzon‘da TMMOB bileşenleriyle daha önce çeşitli nedenlerle kapatılmış olan İKK‘nın tekrar oluşturulup, canlandırılması için bir toplantı yaptık. İki yerde de İKK‘nın oluşması, Bodrum‘da kurduk, Trabzon‘da da kurma önerisini toplantıda yapacağız. Bu toplantıları çok hızlı bir şekilde ve çok sayıda yapmayı düşünüyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının İş Güvenliği Yönetmeliğine açtığımız dava lehimize sonuçlandı. Fakat o yönetmelikte sonuçlandığında mahkemede hâkim şey yaptı, "eğitim üniversite tarafından verilir" cümlesi var. Bunun düzeltilmesi için biz mahkemeyi tekrar temyiz ettik, öyle bir değerlendirme yaptık.
Görevde yükseltme ve unvan değişikliği yönetmeliklerini sürekli kamu idareleri çıkartıyor, biz onları iptal ettiriyoruz, çok sayıda kazanılmış dava var. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün başına da gelecek olan odur diye düşünüyorum. LPG Piyasası Lisans Yönetmeliğinde değişiklik konusunda bir af getirdiler kendileri yönetmelikte yasadışı. Bu denetim işinin süresini artırdılar, onun iptali noktasında yürütmenin durdurulmasını açtık.
Adnan Menderes Üniversitesine dava açtık. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanının oradaki arkadaşlarımız için talihsiz bir açıklaması var, onun için de dava açtık. Yalova Depremi, geçen dönem kazanıldığı belliydi, gerekçeli karar çıktı. TMMOB‘nin yaptığı bir bildiri ve bilginin yanlış ve mahkemeyi etkileme noktasında o dönemin Genel Sekreteri Fikret Özbilgin hakkında açılmış olan davamın TMMOB lehine sonuçlanmış hali;: gerekçeli karar olarak yayımlandı. Büyükşehir Belediyesi asılan bütün afişler için TMMOB‘ye dava açmaya başladı, fakat bunun bir tanesini biz kazandık, gerisini kaybettik. Makine Mühendisleri Odası için önemlidir, oda yönetimlerimiz bunu bilmektedir; vergi dairelerinin meslek odalarını vergi mükellefi yapma çabaları sonuç vermedi. Davayı oda kazandı ve arkadaşlar anlatırlar, bir vergi işini engelliyor sonuç itibariyle.
Kalkınma ajansları kurulmasına dair Bakanlar Kurulu kararına da iptal isteminde bulunduk. Çok sayıda oda etkinliği yaz döneminde de devam etti. Doğalgaz Günleri İzmir‘de, Devrimci Ozan ve Yazarları Anmayı Ankara‘da, Kömür Kongresi Zonguldak‘ta, Nükleer Santraller ve Türkiye Sempozyumu Ankara‘da, Irak İşgali Sonrası Ortadoğu ve Türkiye Paneli, sevgili Başkanımız Teoman Öztürk‘ü çoğumuzun katıldığı anma etkinlikleri, Doğu Karadeniz Kırsalında Tapu Kadastro Çalışmaları Forumu, bunlar yapıldı. Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi çok ciddi, hoş bir törenle temeli atıldı. Bizim orada diğer akademik odalar birliği, sadece TMMOB değil, yanında baro, tabipler gibi yedi meslek örgütünün de olduğu bir birlik var, onların ortaklaşa yaptıkları, kooperatif kurularak yapılmış, TMMOB Yönetim Kurulunca her türlü onayı verilmiş, araştırması ve raporu çıkmış, onayı verilmiş bir çabadır. Temeli atılmıştır, bütün odalarımız yan yana aynı binada duracaktır. Bazı odalarımızın yeri olacaktır, küçük sayıda olan, temsilcilik düzeyinde olanlarımız da orada kiralık yerde bulunacaktır. Çok hoş bir şey olacağını diliyoruz. Kaba inşaatın bitmesi 2007 başı, bunun gerçekleşeceğine ben inanıyorum. Bu konuda odalarımızın Bursa şubelerine destek vermesi yerinde olacaktır diye düşünüyorum. Arkadaşların istediği paradır.
Dikili Yaz Kampı, Harita‘nın bu kampı oldu. Çok hoş, anlatır arkadaşlar. Bu etkinlikler daha fazla var. Bunlar sadece bizim Yönetim Kurulu üyelerimizin aramızdan görevlendirmeyle katıldığı etkinlikler. Şüphesiz bunun dışında da örgütümüzün çok çeşitli noktalarında bu türden etkinlikler yapıldı ve Ekim ayında da bunlar çok fazla derecede yapılacak.
Bu dönemin başında iki tane iş çok önemli oldu. Belki de 14 Ekim mitinginin yapılma kararının bir sene sonra, 8 Ekimden sonra bir sene bir hafta sonra 14 Ekim. Miting yapılmasını da hızlandıran iki tane hadise gerçekleşti. Bunun bir tanesi, Mesleki Yeterlilik Yasa Tasarısının komisyonlardan geçirilerek, Meclis gündemine gelmesi. Bir tanesi de, yabancıların çalışma izinlerini düzenleyen yasanın gelmesi. Dönem içerisinde bunlarla çok sayıda uğraştık, etkinlikler yaptık, odalarımız, oda başkanlarımız açıklamalar yaptılar. Bu konuları bildiğimiz için geçiyorum, ama bizim hakikaten bu dönem içerisinde en çok öne çıkan iki ağırlıklı çalışma oldu. Yabancılarda arkadaşlar basit bir şey var, eğer Viyana Teknik Okulundan mezun bir Türk, bir İngiliz ya da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir İngiliz ya da Alman vatandaşı arkadaşımız mezun olduğunda, yabancı ülke vatandaşı burada kendi diploması ve herhangi bir meslek örgütüne kayıt olduğuna dair belge geldiğinde burada çalışabiliyor. Oradan mezun olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için önce denklik belgesi, yani o okul mühendis, mimar okulu mudur, değil midir ve daha sonra da 6235 sayılı Yasa gereği ya da Mühendislik Mimarlık Hakkındaki Yasa gereği bütün usullere uyarak, burada mesleğini icra ediyor. Bu kadar eşitsizlik ve adaletsizlik dışı bir yasa. Ama bunlar Genel Kurulda oylamadadır şu anda, komisyonlardan geçmiş çalışmalardır. Önümüzdeki dönemde de Meclisin açılmasıyla birlikte herhalde biz bunlara da bir miktar hızlı refleksler göstereceğiz. Talihsiz bir iş oldu, Sinop‘ta Nükleersiz Yaşam Şenliği için buluşan üç arkadaşımızı bir deniz kazasında kaybettik.
Bu arada toplugörüşme sürecinde de KESK‘le birlikte mümkün olduğunca çok sayıda basın açıklaması yaparak, yapılan işin bir komedi olduğunu, siyasal iktidarın deşifrasyonu konusunda çabaları da gösterdik. Önemli bir iş de tabii, Lübnan‘a asker gönderme tezkeresiydi, onunla ilgili de çabalarda bulunduk. Bu dönem çok sayıda basın açıklamasını gerçekleştirdik. Bunların bazıları odalarımızın da yaptığı basın açıklamalarıdır. Ama öne çıkan, gene yabancılarla ilgili yasa ve mesleki yeterlilik yasası ve Lübnan‘a asker gönderme tezkeresiyle ilgili basın açıklamaları olarak göze çarpıyor.
"Hazine arazileri satılarak ülke ekonomisini kurtaracak kaynak değildir" diye bizim dört odamızın ortaklaşa yaptığı basın açıklaması. Emek Platformunun genel sağlık sigortası yasaları için Meclisin önünde zincir eyleminde bulunduk. Ankara‘da 15-16 Haziran yürüyüşü, yine İstanbul‘da da yapıldı benzeri. Sivas mitinglerine katıldık. İsrail‘in Filistin ve Lübnan‘da insanlık dışı vahşeti ülke çapında protesto edilmişti 26 Temmuzda, TMMOB orada pankart açtı. Ankara‘da İKK‘nın gene bir kitle eylemi oldu. Akkuyu‘da nükleer santral karşıtları bir araya geldi, geleneksel olarak geliyorlar, oraya TMMOB olarak katıldık. İstanbul‘da gene 20 Ağustosta İsrail‘in saldırıları üzerine yapılan mitingde de bulunduk. KESK‘in Güvenpark‘ta durma eylemine destek verdik. Gene 1 Eylül etkinlikler çerçevesinde alınan karar gereği ODTÜ‘de yapılan barış gecesinde bulunduk. Tezkere 5 Eylülde 10 bin yakın arkadaşımızla birlikte hayır dedik. Son olarak da 12 Eylül mitinglerine katıldık. Kısaca bunları yapmıştık.
Resim 8 Ekimden, 6-7 bin civarında arkadaşımız vardı. Diliyorum, bugünkü konuşmalar ve sizin katkılarınız ve bölgelerdeki çalışmalarla birlikte bu sayı ikiye katlanır, alanda boş kalan yerler dolar ve güzel bir görüntüyü bir sonraki genel kurula saklarız.
Ben bu kadar, kısaca bunları söylemek istiyorum. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ancak odası varsa var; il koordinasyon kurulu halka döndürmüşse yüzümüzü, gerçek anlamını buluyor; odalarımız da şubelerimiz olursa oluyor; şubelerin de örgütlülüğe, size, bize, hepimize ihtiyacı var. Bireysel damlalarımızla yapılmış olan bir çaysa, nehirse, dereyse, biz bunu daha büyük, daha coşkulu akan bir ırmağa çevirmek durumundayız. Yapabileceğimiz bir şeydir, şimdi bunları hep birlikte, neleri yapacağız, neleri yapamayacağız, bugüne kadar yapılanlar nelerdir, Çalışma Programımızda hangi konu eksik kalmıştır; bunları hep birlikte değerlendireceğiz. Bugün çok yoğun bir katılım var arkadaşlar, biz de biraz şaşırdık. Hepinize katılımınız için tekrar teşekkür ediyorum; iyi ki geldiniz. Sağ olun.


