TMMOB 70. TTB BÜYÜK KONGRESİNE KATILDI

23.06.2019

“Tababet İçin Adalet” ana talebi ve temasıyla düzenlenen Türk Tabipleri Birliği (TTB) 70. Büyük Kongresi, 22 Haziran 2019 Cumartesi günü, Ankara’da Devlet Su İşleri (DSİ) Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kongre, Divan seçimi ile başladı. Divan Başkanlığına Dr. Funda Obuz, Başkan Yardımcılığına Dr. İncilay Erdoğan, Divan üyeliklerine Dr. Mürşit Enis Akyüz ve Dr. Onur Naci Karahancı’nın seçilmesinin ardından, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, kongrenin açış konuşmasını gerçekleştirdi. Adıyaman konuşmasına "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" açıklaması yaptıkları için hapis cezası alan 2016-2018 dönemi TTB Merkez Konseyi üyelerinin adlarını sayarak başladı. Adıyaman isimleri sayarken, 2016-2018 dönemi TTB Merkez Konseyi üyelerinin hepsi salonda bulunanlar tarafından ayrı ayrı alkışlandı.

Türkiye’de tarihin en büyük ve en önemli krizlerinden birinin yaşandığına dikkat çeken Adıyaman, enflasyon, pahalılık, döviz artışı, işsizlik gibi parametreler üzerinden görünürlük kazanan krizin, sadece ekonomik değil, siyasal, sosyal, kültürel krizlere, esasen toplumsal bir krize dönüşmüş durumda olduğunu kaydetti. Adıyaman, sağlık ortamı ve hekimlerin de doğal olarak bu kriz ortamından etkilendiğini, hekimler olarak mesleklerini her açıdan kırılgan bir iklimde yaşama geçirmeye çalıştıklarını söyledi.

Bu konuşmayı, TTB adına yapılan basın açıklamalarından dolayı diğer Merkez Konseyi üyeleriyle beraber 20 ay hapis cezasına çarptırılmış bir TTB başkanı olarak yaptığını belirten Adıyaman, bu durumun Türkiye tarihinde ilk kez yaşandığını ve dünyada da benzer bir örneği olmadığını kaydetti. Adıyaman, TTB’nin darbe dönemleri başta olmak üzere defalarca yargılandığını, ancak hekimliğin evrensel değerleri açısından tartışmasız ve haklı görüldüğü için bu yargılamaların hiç birinin daha önce hapisle sonuçlanmadığını söyledi.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da Kongreye katılarak destek verdi. Koramaz şöyle konuştuı:

Sevgili Başkan, Değerli Genel Kurul Delegeleri, SayınKonuklar

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına dostlukla selamlıyorum.

Yıllardır eylemlerde, meydanlarda, mahkeme salonlarında yan yana geldiğimiz, mücadele ve kader ortaklığı yaptığımız sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum. Burada kendimi bir protokol konuğu olarak değil, “adalet” talebiyle bir araya gelmiş bu kıymetli topluluğun bir parçası olarak görüyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Bilirsiniz eskiden adliye binalarında kocaman harflerle Adalet Sarayı yazardı ve hepimiz o biçimsiz binalara bakıp“böyle saray mı olur” diye sorardık. Şimdi yıllar geçti adalet saraylarının yerini “saray adaleti” aldı ve bu kez hukukun içine düştüğü duruma bakıp “böyle adalet mi olur” diye soruyoruz.

“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dedikleri için hekimlere hapis cezası veriliyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

“Bu suça ortak olmayacağız” diye dilekçe imzaladıkları için akademisyenler mesleklerinden ihraç edilip hapse atılıyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

İktidarın hoşuna gitmeyen gerçekleri yazdıkları için gazeteciler hapse atılıyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

Muhalif belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi parti liderleri siyasi rehine olarak cezaevinde tutuluyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

Halkın büyük çoğunluğu hayata pahalılığı, borç ve geçim sıkıntısıyla boğuşurken, iktidar sahiplerinin israf ve yolsuzlukları hasır altı ediliyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

Bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeylerden biri olan Gezi Direnişinde yer alanlar, müebbet hapis cezasıyla yargılanıyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

Halkın sandığa yansıyan iradesi seçim kurulları eliyle gasp ediliyorsa, bilin ki öyle adalet olmaz.

Bizler tüm bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz. Hayatın her alanında, toplumun tüm kesimleri için adalet ve eşitlik istiyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Bu iktidarın ülkemize verebilecek hiçbir şeyi, bu halka anlatabilecek hiçbir hikayesi kalmamıştır.

İktidarın yapabildiği tek şey halkı kin ve nefret duygularıyla birbirine düşman etmek haline geldi. Buna karşı mücadele edenleri de baskı ve zorbalıkla susturmak istiyor.

Yargı adeta bir iktidar sopası, bir şiddet aracı olarak kullanıyor. Anayasanın ve uluslararası sözleşmelerin güvencesi altında olan en temel hak ve özgürlüklerimiz yok sayılıyor. Susmayanlar, boyun eğmeyenler, direnenler önce polis şiddetiyle ardından cezaeviyle yüz yüz kalıyor.

Ne mutlu bize ki, iktidarın tüm zorbalığına rağmen asla teslim olmayan bir mücadele geleneğinden geliyoruz.

Ne mutlu bize ki,yol arkadaşlarını asla yalnız bırakmayan bir dayanışma geleneğinden geliyoruz.

Bu ülkenin mühendislerinin, mimarlarının, şehir plancılarının meslek örgütü olan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı olarak hepinizin önünde söz veriyorum ki, sizi asla yalnız bırakmayacağız.

Pazartesi günü Silivri’de hakim karşısına çıkacak Gezi Direnişçilerini yalnız bırakmayacağız.

Dün olduğu gibi yarın da kol kola, omuz omuza, yan yana olmaya devam edeceğiz.

Dostlar,

Brecht bir şiirinde “Halkın ekmeğidir adalet” diyor ve ekliyordu: “Ekmeğini kendi sağlayan halk, adaleti de kendi sağlamalı”.

Halkın kendi adaletini mutlaka sağlayacağına olan inancım ve tüm dayanışma duygularımla 70. Büyük Kongrenizi bir kez daha selamlıyorum. Kongrenin demokrasi, barış ve adalet mücadelemize katkı vermesini diliyorum.

Kurtuluş yok tek başına,

Ya hep beraber ya hiçbirimiz!