TMMOB GERZE'DE "YAŞAM HAKKIMIZI KORUYALIM" MİTİNGİNE KATILDI

28.11.2011

Anadolu Enerji Grubu tarafından Sinop-Gerze’de kurulması planlanan termik santrali protesto amacıyla, Yeşil Gerze Çevre Platformu’nun 26 Kasım 2011 tarihinde düzenlediği “Yaşam hakkımızı koruyalım” mitingine TMMOB’de destek verdi.

Gerze Cumhuriyet Meydanı‘nda gerçekleştirilen miting için sabahın erken saatlerinden itibaren Cezaevi önünde toplanan kitle buradan yürüyüşe geçti. Miting alanına tüm kortejler girdikten sonra başlayan mitingde Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı, Yeşil Gerze Platformu(YEGEP) Sözcüsü Şengül Şahin, Yaykıl Köyü muhtarı Ahmet Tiryaki, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay,  Sinop Çevre Platformu adına Kayhan Konukçu, Yaykıl Köyü Kadınları Şükran Aksu ve Melek Akgöz, Yaykıl Köyü Çocukları Sinop Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Erol Deriç ile TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptı.

Mehmet Soğancı konuşmasında şunları söyledi;

Bu ülkenin aydınlık yüzlü, aydınlık beyinli, aydınlık yürekli yiğit insanları,
Kadınlar, gençler, yaşam savunucuları, sevgili Gerzeliler, sevgili dostlar,
Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına sevgiyle, dostlukla selamlıyorum.

Öncelikle, havasına, suyuna, toprağına sahip çıkan Gerzelilerin gösterdiği kararlı direnişin önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu gün buraya "Gerze halkının yanındayız" demek için geldik. Dayanışma duygularımızı yerinde göstermek için geldik. Gerze‘nin çığlığına ses vermek için geldik.

Çünkü biz iyi biliyoruz:

Egemen sınıfların saldırılarının giderek arttığı, ülkemizin açık bir cezaevine dönüştürüldüğü, dört bir yanımızda zorbalığın kol gezdiği bir dönemde; daha fazla yan yana olmalıyız, omuzlarımız arasındaki mesafeyi azaltmalıyız, yani safları sıklaştırmalıyız.

İtirazımız var, ülkenin dört bir yanında doğamıza ve halkımıza yaşatılanlara itirazımız var. Şimdi ses çıkarma zamanıdır. Şimdi yaşamı savunanların, yaşam dolu seslerini daha gür çıkarmaları, seslerini birlikte çıkarmaları zamanıdır.

Sevgili Dostlar,

Geçtiğimiz günlerde Gerze‘de halkın gösterdiği meşru, demokratik tepki karşısında kullanılan yöntemi gördük. Elbette gördüğümüzün adı zorbalıktır.

Gerze‘de yaşananlar AKP iktidarının turnusolüdür. Ancak, tek turnusol Gerze değil. Zamlardan, toplu işçi atımlarına, üniversite öğrencilerine uygulanan şiddetten, her yeri sorunlu olan dava, gözaltı ve tutuklama furyasına bakıldığında onların ileri demokrasisi çok net görülüyor.

AKP iktidarının sorun çözme anlayışı, sorun karşısında tepki gösteren ve muhalefet edenleri yok etme esasına dayanıyor. İşte Tortum, işte Çaykara, işte Hopa, işte Gerze ve daha sayamadıklarımız. Teyzelerimiz coplanıyor. Kız çocuklarımıza insanlarla görüşme yasağı koyuluyor. Hopa‘da, yaşam savunucusu sevgili dostumuz, öğretmenimiz Metin Lokumcu‘yu katlettiler. Metin Lokumcu kardeşimiz şimdi burada, bizim yanımızdadır.

Masmavi gökyüzünün altında, bu ülkede gri bulutlar çok birikti. Gerze üzerinde de çok birikti. Biz biliyoruz. Ya onla bu ülkeyi cehenneme çevirecek, ya biz bu ülkeye baharı getireceğiz. Ya onlara teslim olacağız, ya direne direne kazanacağız.

Eğer geleceğimize sahip çıkmak istiyorsak, bu masmavi gökyüzü altında insanca yaşam isteyenlerin itirazlarını ve seslerini birleştirmeleri gerekmektedir.

İşte şimdi Gerze ses çıkarıyor. Ancak, Gerze yalnız kalırsa sesini boğarlar.

İşte bu yüzden Gerze‘nin sesini; derelerimiz özgür aksın diye HES‘lere karşı mücadele verenlerin sesi ile onların sesini İnay köylüsünün sesi ile onların sesini Akkuyu‘da nükleer santrallere karşı direnenlerin sesi ile, onların sesini Kürecik halkının sesi ile, onların sesini kadınların sesi ile, onların sesini Kürtlerin, Alevilerin sesi ile, onların sesini parasız sağlık, eğitim, barınma kavgasını verenlerin sesi ile, onların sesini emeğin sesi ile birleştirmek zorundayız.

Şimdi hep beraber, hep birlikte bir kez daha ve inanarak söyleme zamanıdır:

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.