TMMOB MİMARLAR ODASI BİLİRKİŞİLİK SEMPOZYUMU BAŞLADI
TMMOB Mimarlar Odası tarafından düzenlenen "BİLİRKİŞİLİK Uygulama Alanları, Sorunlar, Öneriler" konulu sempozyum Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 18 Aralık 2008 tarihinde başladı. Sempozyumun açılışında sırasıyla; Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Tuna, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Yargıtay 1. Başkanı Hasan Gerçeker konuştular.
İki gün sürecek sempozyum kapsamında düzenlenecek altı oturumda; "Bilirkişiliğin Tarihçesi ve Dünya Ölçeğinde Bilirkişilik Uygulamaları", "Bilirkişilik Alanları", "Bilirkişilik Uzmanlıklar ve Yasal Mevzuat", "Bilirkişilikte Yaşanan Sorunlar", "Afet Sonrası Açılan Davalarda Bilirkişilik ve Yapı Denetimi Uygulamalarından Örnekler" ve "Bilirkişilik Uygulamalarından Örnekler" konuları ele alınacak.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Değerli konuklar,
Bilirkişilik alanında da mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşan Birliğimize üye 23 meslek odamız ile birlikte, önemli görevler ve sorumluluklar üstlenmekteyiz.
Bir kamu hizmeti olan bilirkişilik görevini yerine getirirken, mesleki bilgi ve deneyimin meslek onur ve haysiyetine yaraşır biçimde yerine getirilmesi konusunda üzerimize düşen görev ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bu yönde pek çok çalışma yürütüyoruz.
İşte bu sempozyum da tüm bu çabalarımızın bir parçasıdır. Sempozyumun düzenleyicisi olan Mimarlar Odamıza bu çalışmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli Konuklar;
Bilirkişilik, yargılamada özel ve teknik konularda başvurulan bir mekanizma olarak karşımıza çıkmakta, adaletin yerini bulmasını sağlayıcı bir araç ve aynı zamanda bir kamu görevini tanımlamaktadır.
Bilirkişilik, yargılamanın en önemli unsurlarından biri olarak, adaletin sağlanmasında her zaman büyük önem taşımıştır. Hukuk kuralları ne kadar doğru uygulanırsa uygulansın, hakime bilimsel ve teknik bilgiyi veren bilirkişi o konuda uzman değilse, gerçek adaletin sağlanamayacağı da açıktır.
Bilirkişilik alanında mevcut, süregelen hatta çokça kullanılan biçimi ile ‘kanayan yara‘, ‘kördüğüm‘ gibi ifadelerle ortaya konan sorunların varlığı sürekli gündemdedir. Bugün ülkemizde bilirkişilik görevi yürüten kişilerin çoğu; özel ve teknik bilgi, birikim ya da donanımdan yoksundur.
Bilirkişi inceleme ve raporlandırmalarının aylar alabildiği, farklı bilirkişi görüşleri nedeniyle, aynı konuda görülen davalarda çelişkili kararlar verilebildiği görülmektedir. Yargı sistemimizde yaşanan bu sorunların; bilirkişiliğe ilişkin ayrıntılı ve özel düzenlemelerin bulunmamasından, mevcut yasal düzenlemelerin sorunları gidermede yetersiz oluşundan kaynaklandığı kuşkusuzdur. Özellikle; bilirkişi seçimlerine ilişkin yasal düzenleme eksiklikleri, meslek mensuplarının uzmanlık alanlarına dikkat edilmemesi, çalışma ilke ve sorumluluklarının ortaya konulmaması, bilirkişi ücretlendirmelerinde ölçütlerin bulunmaması, bilirkişiliğin kişiler için bir yan gelir aracı olarak görülerek, hukuksal ve bilimsel amacının dışında kullanılması gibi sonuçları da beraberinde getirmektedir.
Özellikle bilirkişilerin seçiminde, uzmanlıkların belirlenmesi anlamında ciddi sorunlar bulunmaktadır. Meslek odalarına kayıtlı olmayan, mesleki sicili bilinemeyen, uzman olup olamadıkları tartışmalı kişiler İl Adli Yargı Komisyonları listelerinde kontrol ve denetim dışı bir şekilde bilirkişi olarak yer alabilmekte, hazırladıkları raporlar ile yargılamayı olumsuz etkileyebilmektedirler.
Bu durumda doğru karara ışık tutması beklenen raporlar yerine, teknik ve bilimsel doğruluğu tartışılacak raporlarla bilirkişilik konusunda güven vermeyen bir ortam yaratılmaktadır. Bu ortam, işinin uzmanı ve mesleki değerlere sahip kişilerin bu alandan uzak durmasına, yaratılan olumsuz imajın bir parçası olarak zarar görmemek için bilirkişilik yapmada isteksiz davranmalarına neden olmaktadır. Bundan ise en çok yargı süreci ve adalet mekanizması zarar görmektedir.
Değerli Konuklar;
Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren bir çalışma anlayışı içerisinde olan TMMOB, duyarlı ve sorumlu anlayışıyla bilirkişiliğe ilişkin yargıda yaşanan sorunların her zaman farkında olmuş ve bu konuda çalışmalar yürütmüştür. Bugüne kadar düzenlenen sempozyum, seminer ve eğitimlerle meslek mensupları bilgilendirilmiş, aynı zamanda da TMMOB bilirkişilik mevzuatını oluşturma çalışmaları sürdürülmüştür. Yapılan çalışmalar ve elde edilen birikim sonucunda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bilirkişi Yönetmeliği 5 Mayıs 2005 tarihli ve 25806 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlayarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle TMMOB; yargı sistemimizde yaşanan bilirkişilik sorununun çözümünde, kendi üzerine düşen görevi yerine getirmiştir.
TMMOB bu Yönetmeliğin amacını, hizmetin nitelikli sunulması ve kamu yararının korunması olarak çizmiş ve Yönetmeliğin 1. maddesinde; kamu kurum ve kuruluşları ile mahkemelerden talep halinde ve tavsiye niteliğinde hazırlanacak bilirkişi listelerinde görev alacak kişilerde aranacak nitelikler ve bilirkişilerin çalışma esaslarını belirlemiştir.
Bu amacı gerçekleştirebilmek için Yönetmeliğin diğer maddelerinde, meslek mensubu bilirkişilerin çalışma ilke ve anlayışı, sorumlulukları, eğitim ve belgelendirmeye dair düzenlemeler getirilmiştir.
Yönetmeliğin 6. maddesinde "Uyuşmazlığın tarafları ve bunların usul ve füruu, karı-koca, üçüncü derece dahil kan ve kayın hısımları ve mal sahipleri ile menfaat ortaklığı olanlar bilirkişilik görevi üstlenemezler" düzenlemesi yapılarak, bilirkişinin objektif ve tarafsız davranmasına engel olacak durumlar belirlenmiş ve sayılan durumlarda meslek mensubunun bilirkişilik görevi yapması yasaklanmıştır.
Yönetmeliğin 7. maddesinde ise "Bilirkişiler, bilim ve tekniğin gereklerini yerine getirmek, yürürlükteki mevzuata uymak, meslektaşlarıyla ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmakla yükümlüdürler. Bilirkişiler, mesleki davranış ve meslek etik ilkelerine uymak zorundadırlar" denilerek, bilirkişilik görevi üstlenen meslektaşlarımızın çalışma ilke ve sorumlulukları belirlenmiştir.
Yönetmeliğimizin üçüncü bölümünde eğitim ve belgelendirme düzenlenerek, bilirkişilik alanında ki en önemli sorunlardan birisi olarak tespit ettiğimiz, bilirkişinin, bilgisine başvurulan konuda gerekli uzmanlık ve yeterliliğe sahip olmamasından kaynaklanan sorunların önüne geçilmesi sağlanmıştır. İlgili hükümler gereği; Odalarımız tarafından düzenlenen bilirkişi meslek içi eğitim seminerlerine katılarak, bu seminerleri başarıyla tamamlayanlara yetki belgesi verilecek ve yalnızca bu belgelere sahip olup diğer koşulları da sağlayan üyeler bilirkişilik hizmeti verebilecektir. Yönetmeliğimizle zorunlu hale getirdiğimiz meslek içi eğitim seminerlerimiz ve belgelendirme uygulamalarının bilirkişilik alanındaki olumlu sonuçlarını hep beraber görmekteyiz. Meslek içi eğitimlere katılarak belge alan meslektaşlarımız tarafından hazırlanan raporlar sonucu yargı alanında TMMOB ve Odalarımız ile Oda üyesi meslektaşlarımıza olan güven ve saygınlık giderek artmaktadır.
Değerli katılımcılar
2005 yılında yürürlüğe giren Yönetmeliğimiz ile birlikte bilirkişilik alanında başlatmış olduğumuz bu çalışmaların diğer bir sonucunu da TMMOB‘nin girişimleri ile Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 24 Kasım 2006 tarihli ve 26356 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik"dir. Bu Yönetmelik ile Birliğimizin ve Odalarımızın bu alandaki yetkisi tanınmakta, meslek odalarımızca verilen eğitim ve belgelendirme, kamulaştırma alanında bilirkişilik yapacaklar için zorunlu hale getirilmektedir. İlgili Yönetmelik hükümleri ile verilen görevin en uygun biçimde yerine getirilmesi amacıyla 10.02.2007 tarihli TMMOB Yönetim Kurulu Kararı ile "Kamulaştırma Davalarında Görev Yapacak Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Nitelikleri, Belgelendirilmesi ve Çalışma Koşullarına İlişkin Usul ve Esaslar"ı da yürürlüğe konulmuştur. Bugün TMMOB ve Odalarımız tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda kamulaştırma alanındaki bilirkişiliklerde sorunlar minimum düzeye inmiştir.
Kamulaştırma alanında çıkarılan ve yürürlüğe giren bu Yönetmeliğin, genel hukuk ve ceza hukuku alanındaki düzenlemelere de yansımasının, bu alanda yaşanan sorunların çözümü noktasında önemli bir adım olacağını düşünmekteyiz. Bu konuda da üzerimize düşen görev ve sorumluluğun bilinciyle TMMOB olarak çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
Adaletin yerine getirilmesinde yargıya doğrudan katkı sunan Birliğimiz üyeleri bilirkişilerin, uzmanlıkları ve sahip oldukları değerler doğrultusunda, bu alanda gereken özeni ve duyarlığı göstereceğine olan inancımla; sempozyumun verimli geçmesini diliyor ve hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.