TMMOB MPM GENEL KURULU'NDA GÖRÜŞLERİNİ BİLDİRDİ

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ 45. GENEL KURULU TMMOB GÖRÜŞÜ

Üretim yapılarının kırıldığı, verimliliğin piyasaya odaklandığı, sendikal örgütlenmelerin esnek üretim modelleriyle etkisizleştirildiği, bilimsel yaklaşımın siyasal tercihlerle göz ardı edildiği bir süreçte 45. Olağan Genel Kurulu‘nu yapan Milli Prodüktivite Merkezi (MPM); üzülerek belirtmek gerekirse, yaklaşık kırk yıllık deneyim birikimine karşın, işlevsiz ve verimsiz bir kamu kuruluşu konumuna dönüşmektedir.

Geçen yıl yapılan 44. Genel Kurul‘da, kamunun yeniden yapılanması, kaynakların planlı kullanımı ve personel hareketleri gibi konu başlıkları altında yasal ve yönetsel yapılanmaya yönelik değerlendirmelerimizi Genel Kurul‘un bilgisine sunmuştuk.

Geçen bir yıllık sürede çok fazla değişmenin olmadığını, beklenen iyileşmenin yaşama geçirilemediğini belirtmek istiyoruz. Şöyle ki; Belirli aşamalardan geçilmesine karşın, TMMOB olarak halen içeriğini bilmediğimiz yeni kuruluş yasa tasarısı, henüz TBMM gündemine gelememiştir. Yıllardır aynı bileşimle oluşturulan yönetim kurulları, planlanan çalışmaların yaşama geçirilmesine yetmeyen bir yıllık dönemlerde, Çalışma Raporunda yer alan rutin çalışmaları yürütür duruma gelmiştir.

Anayasamızın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olarak TMMOB; Genel Kurullara çağrılma ve katılma dışında, MPM Stratejik Planlama Projesi kapsamında 2005 yılında Odalarıyla birlikte MPM ortamına gelmiş, "Hedef Kitle" Analizi Anket Formunu doldurarak görüş ve önerilerini Yönetim Kurulu‘na iletmiştir.

Bu kapsamda, "Daha Donanımlı, Daha Üretken, Daha Etkili Bir Milli Prodüktivite Merkezi İçin" oluşturduğumuz görüş ve önerilerimizi Genel Kurul‘la da paylaşmak istiyoruz.

Eğitim çalışmalarında teknolojik yenilenmenin hızlandırılması ve bu amaçla da mühendislik ve mimarlık hizmetlerinden gerektiğince yararlanılması gerekir. HACCP, ÇED gibi konularda ilgili meslek odalarınca ve çeşitli kuruluşlarca eğitim verildiği için, MPM‘nin işlevi HACCP ve ÇED‘in etkinliğini ortaya koyan araştırmalarla sınırlı kalmalıdır.

Kurumsal ve Örgütsel Yapılara İlişkin Araştırmalar kapsamına, özelleştirilen KİT‘ler yanı sıra, verimsizlik gerekçesiyle kapatılan mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi özel bütçeli kuruluşlar da alınabilir. Böylece, somut verilere dayalı olarak sağlıklı kararlar alınabilir.

Bilimsel ve toplumsal gerçekleri yadsıyarak, anayasal ilkeleri zorlayarak, her fırsatta verimsizliğinden ve hantallığından yakınılarak ve hazırlanan tasarıların gerekçelerinde bu söylemlere yer verilerek, dıştan yönlendirilen "kamunun yeniden yapılandırılması" sürecinde, MPM‘nin siyasal iktidarlara gerçekçi verilerle danışmanlık hizmeti vermesi gerekmektedir.

Mevcut durumuyla yayın çalışmaları yeterlidir. Ancak, yayın konusundaki çalışmalar yürütülen çalışmalarla doğrudan ilgili olduğu için, diğer işlevlerdeki değişiklikler yayın politikasını da etkilemelidir. Ayrıca, olabildiğince en son rakamsal verilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.

MPM, ülkemizin içinde bulunduğu koşulların gerektirdiği doğrultuda yeniden yapılandırılmalı ve bu süreçte hiçbir kuralsızlığa ve keyfiliğe olanak vermeyecek mekanizmalar kurulmalıdır.
MPM‘nin yapısı ve çalışma stratejisi, "kamunun tasfiyesi" ve "tümüyle özel sektöre hizmet verme" işlevine uygun hale getirilmemeli; MPM, özel müşavirlik firmasına dönüştürülmemelidir.

MPM, hem kuruluş yasasının hem de ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulların bir gereği olarak özel statüde bir kamu kuruluşu olarak her türlü kaygıdan uzak şekilde, kamu kaynaklarıyla desteklenerek kamu hizmeti vermelidir.

MPM, kamu yararını gözeten belirli bir stratejiye göre sektörel, bölgesel ve toplumsal önceliklere göre hizmet veren, bu amaçla hazırlanmış uygulanabilir kısa, orta ve uzun dönemli planları bulunan ve bunları yaşama geçirebilecek yönetsel yapılanmayı sağlamış bir kamu kuruluşu olmalıdır.

"Verimlilik artırma projesi" adıyla iller düzeyinde yürütülen çalışmalar, MPM‘nin saygınlığına ve etkinliğine zarar verebilecek yaklaşımlarla ve koşullarla yürütülmemelidir.

Personel hareketlerinde kuralsız ve keyfi uygulamalar yapılmamalıdır. Yeni işe başlayan uzman personelin belirli bir süre kamuda ya da özel sektörde çalışması ve deneyim kazanması sağlanmalıdır.

MPM, yönetsel organlarında temsil edilen taraflara ve örgütlerine aynı uzaklıkta kalabilen; ülkemizde ekonomik ve toplumsal gelişmesi ile doğrudan ve dolaylı olarak ilgili karar süreçlerine işlevsel olarak katılabilen bir kamu kuruluşu olarak etkinlikte bulunmalıdır.

TMMOB; kamu yararı ve toplum çıkarları doğrultusunda ülke kaynaklarının doğru ve verimli kullanılmasına yönelik her türlü çalışmayı desteklemeye devam edeceğini bir kez daha yinelemektedir.

TMMOB; "Daha Donanımlı, Daha Üretken, Daha Etkili Bir Milli Prodüktivite Merkezi" için, "her aşamada" ve "her kademede", bilim yoluyla elde edilmiş tüm bilgilerden akıl ve deneyim yoluyla somut sentezlere vararak insana ya da daha genel kapsamıyla canlıya yararlı oluşumları yaratma gücü ve çabası olarak tanımlanabilecek mühendislik alanından daha çok yararlanılması gereğini anımsatmaktadır.