TMMOB TARAFINDAN AÇILAN DAVADA ORMAN KANUNU’NUN 18 İNCİ MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK’İN BAZI DÜZENLEMELERİ İPTAL EDİLDİ

02.05.2024

30/11/2021 tarih ve 31675 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Orman Kanunu'nun 18 inci Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik”in bazı düzenlemelerinin iptali istemiyle TMMOB tarafından Orman Genel Müdürlüğü’ne açılan davada, mahkeme bazı düzenlemeleri iptal etti.

Danıştayca dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulmasına" ibareleri ile yine aynı maddenin 4. , 6. , 7. ve 10. fıkralarının iptaline karar verildi.

Dava dilekçesinde anayasanın "Ormanların korunması ve geliştirilmesi" başlıklı 169. maddesi uyarınca üstün kamu yararı bulunması ve zaruret halinde devlet ormanları üzerinde irtifak hakkı tesis edilebileceği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 18. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ormanlar üzerinde yapılacak faaliyetlere herhangi bir değerlendirme kriteri belirlemeksizin Orman Genel Müdürlüğüne izin verilmesinin Anayasanın 169. maddesine aykırı olduğu ve fıkrada sayılan faaliyetlerin Anayasa ile koruma altına alınan orman alanlarının tahribata uğramasına neden olacağı ileri sürülmüştü.

Yine dava dilekçesinde Orman Kanunu'nun 18 inci Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin dava konusu edilen "İzin verilecek yerler ve uygulamalar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ibareler yönünden, dayanak Kanun maddesinin Anayasaya aykırı Orman Kanunu'nun 18. maddesinde orman alanlarında yapılmasına izin verilebilecek tesislerin sınırlı olarak sayılmış olmasına rağmen, Yönetmelik ile Kanun'u aşan düzenlemelerin yapıldığı, dava konusu düzenlemeler ile Anayasaca özel koruma altına alınan orman alanlarında yürütülebilecek faaliyetlere ilişkin esaslı unsurları belirleme yetkisinin idareye verildiği, düzenlemenin orman alanlarında yapılaşmaya yol açacağı, ormanların doğal dengesinin bozulmasına ve ekolojik yapısının tahribatına sebep olacağı, dolayısıyla dava konusu düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu öne sürülmüştü.

Danıştay tarafından verilen kararda Anayasa'nın, Devlet ormanlarında, gerçek ve tüzel kişilere irtifak hakkı tesis edilebilmesi için öngördüğü kamu yararının yerine getirilmek istenen kamu hizmetinin üstün bir kamu yararına dayanmasını ve bunun yerine getirilebilmesi için de Devlet ormanlarına ait alanların kullanılmasının zorunlu bulunmasını gerekli kıldığını, ancak bu durumda kamu yararının varlığından söz edilerek Devlet ormanlarında irtifak hakkı tesis edilebileceğini, her kamu yararının  üstün bir kamu yararı olarak kabul edilemeyeceğinden, üstün kamu yararı taşıdığı kabul edilen hizmetin, orman ekosistemi dışında gerçekleştirilmesinin imkansız olmasının da mutlak surette aranacağı ifade edilmiştir.

Yine ilgili kararda Danıştay, "bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulmasına" ibarelerinin orman alanlarında yapılmasında zorunluluk bulunmayan faaliyetler kapsamında olduğu, dolayısıyla düzenlemelerin Anayasa’nın 169. maddesine aykırılık taşıdığı gerekçesiyle düzenlemenin iptaline karar verdi. Yönetmeliğin aynı maddesinin 4. , 6. , 7. Ve 10. fıkraları da yine benzer düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle iptal edildi.