TMMOB YENİ YÜKSEKÖĞRETİM YASASI TASLAĞI DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA KATILMIYOR
TMMOB, Yeni Yükseköğretim Yasası taslağının görüşülmesi için 22 Kasım’da yapılacak toplantıya, hazırlık sürecinden haberdar olunmadığı, verilen birkaç günlük sürede taslağa ilişkin görüş oluşturmanın gerçekçi olmadığı, yöntemin demokratik katılım ve şeffaflıkla ilgisinin bulunmadığını gerekçeleriyle katılmayacağını YÖK’e 22 Kasım 2012 tarihinde gönderdiği yazıyla bildirdi. Yazıda, sağlıklı bir tartışmanın yaşanması için, makul bir süre sonra özel bir toplantı yapılması istendi.
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU BAŞKANLIĞI‘NA
İlgi : 16.11.2012 tarihli faksla gönderilen B.08.6.YÖK.0.70.1752 sayılı "Yeni Yükseköğretim Yasası Taslağı" değerlendirme toplantısı yazınız hk.
İlgi yazınızda, yükseköğretim sistemini yeniden yapılandırmak ve 21. yy Türkiyesinin hedefleri doğrultusunda daha işlevsel bir yapıya kavuşturmak için bir süredir çalışmaların sürdüğü, yurtiçi ve yurtdışındaki gelişmeler ışığında yükseköğretimin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sürdürülen bu çalışmaların şeffaf ve bütün paydaşların katılımına açık olarak ilerlediği, Kurumun web sayfasına "Yeni Yükseköğretim Yasası Taslağının" 5 Kasım 2012 tarihinden itibariyle konulduğu, bu taslağa ilişkin paydaşlar olan üniversiteler, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınması için 22 Kasım 2012 tarih saat 14.00-18.00 saatleri arasında sivil toplum kuruluşları ile toplantı yapılacağı ve bu toplantıya en az Başkan Yardımcısı düzeyinde katılımın sağlanması gerektiği ifade edilmektedir.
İlgi yazının ekinde, toplantıya 83 örgütün çağrılı olduğu görülmektedir. Toplantı süresi 4 saat olarak belirlenmiş olup, bunun yarım saatinin açılış ve bilgilendirmeye ayrılacağı göz önüne alındığında toplantıya katılacak katılımcıların iki dakikada görüşlerini ifade etmeleri gerekecektir. Bunun yanında, taslağın 5 Kasım 2012 tarihinde web sitesine konulmuş olması kamuoyunun bu taslaktan haberdar olacağı anlamına gelmemektedir. Kişiler ve kurumlar YÖK‘ün web sitesini günlük ziyaret etmemektedir. Yani taslağın web sitesine konulmuş olması bu taslağa ilişkin bilgilendirildiğimiz anlamına gelmemektedir. Taslaktan 16 Kasım 2012 tarihinde haberdar olduk ve taslağı inceleme olanağımız olmadı. Bu kadar önemli konuda acele görüş istemek ve iki dakikalık sürede meramımızı anlatmak demokratik katılımcılığın şekli yönünü dahi telafi etmemektedir. Aynı zamanda çağrının ciddiyetini de tartışmalı hale getirmektedir.
Bildiğiniz üzere, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, üniversitelerde lisans eğitimi almış mühendis, mimar, şehir plancılarının üst örgütüdür. Bugün itibariyle, Birliğimize bağlı odalara kayıtlı mühendis ve mimarların sayısı 500.000 civarında olup, bu sayıya kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları ile işsizler dahil değildir.
83 örgütle aynı torbaya konularak kısıtlı tartışma toplantısına çağrılışımızın doğru bir tutum olmadığını düşünmekteyiz. Çünkü, mühendislik ve mimarlık fakültelerinden mezun olanların, okuyanların ve öğretim üyelerinin meslek odalarına üye olduğu göz önüne alındığında alana hakim olan Birliğimizdir. Akademik dünya ile teknolojinin üretiminde ve uygulamasında ana unsur ve köprü olan mühendis ve mimarları temsil eden meslek örgütlerinin eğitim-öğretim sürecinin asli paydaşı olduğu tüm dünyaca kabul edilen bir gerçektir. Bu nedenle, Birliğimizle özel bir çalışmanın yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde Birliğimiz gibi lisans eğitimine dayalı 7 meslek kuruluşu bulunmaktadır (Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, Türk Veterinerler Hekimler Birliği). 7 meslek kuruluşu ile birlikte diğer 77 örgütü aynı toplantıya çağırmanızın gerek usul gerekse esas yönünden doğru olmadığını ifade etmek isteriz.
Mühendislik ve mimarlık fakültelerinden mezun olan ve öğrenimini sürdüren öğrencilerin ve çalışma hayatına katılan meslek mensuplarının sorunlarına vakıf olan bir örgüt olduğumuz konusunda bir tartışma olmasa gerek. Asıl paydaşı olduğumuz bir konuda hazırlık sürecine dahil edilmeden son anda görüş ve toplantıya katılım çağrısı bir tezatlık oluşturmaktadır.
Ayrıca, bir ülkenin hedefini belirleyen ana unsurlardan biri ülkenin üniversiteleri olması gerekirken, siyasilerin hedefine kilitlenmiş ve onların istemine uygun bir yapıya dönüşmek, bilimsel özgürlüğün özüne aykırı bir durumdur. Üniversitelerin ihtiyacı, siyasilerin ve sermaye gruplarının güdüleriyle değil, topluma yön verecek bilim ve aklın ışığında üniversitelerin kendi bileşenleriyle giderilebilecektir. Atanmışların ve sermayenin yönettiği ve kurguladığı üniversitelerin, üniversite kavramıyla örtüşmediğini en iyi bilebilecek durumda olanların bilim adamları olması gerekirken akademik alandan bir ses çıkmaması üniversitelerin susturulmuş olduğunun açık göstergesidir. Öğretim üyelerinden ve öğrencilerden taslağa yönelik eleştiri gelmemesi, geliyor ise de bunu toplumun duymaması taslağın varlığını tartışmalı hale getirmektedir. Bu durum, şeffaf ve katılımcı bir yöntemle hazırlanmadığı aşikar olan bu taslağın doğru bir yöntemle yeniden ele alınmasını zorunlu hale getirmektedir.
Sonuç olarak, 22 Kasım 2012 tarihinde yapacağınız toplantıya, hazırlık sürecinden haberdar olmadığımız, verilen birkaç günlük sürede taslağa ilişkin görüş oluşturmanın gerçekçi olmadığı gerekçesiyle ve bu yöntemin demokratik katılım ve şeffaflıkla ilgisinin bulunmadığını düşündüğümüzden katılamıyoruz. Sağlıklı bir tartışmanın yaşanması için, makul bir süre sonra özel bir toplantı yapılmasını talep ediyoruz.