TMO X. OLAĞAN GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI
Tekstil Mühendisleri Odası’nın 13-14 Mart 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen 10. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi yayımlandı.
TMMOB TEKSTİL MÜHENDİSLERİ ODASI
X. OLAĞAN GENEL KURUL
SONUÇ BİLDİRGESİ
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası 10. Olağan Genel Kurulu, delegelerimiz ve konukların katılımları ile 13 Mart 2010 tarihinde İzmir‘de gerçekleştirilmiştir.
Sektörümüzün 2008 - 2009 dönemindeki ihracat rakamları incelenecek olursa hazır giyim ve konfeksiyon alanında %15, tekstil ve hammaddeleri alanında ise %19‘luk bir daralmanın olduğu görülmektedir.
Yaşanan kriz ortamında maliyetleri düşürme bahanesi ile öncelikli olarak nitelikli ve göreceli olarak yüksek maaşlı işgücünü oluşturan mühendislerin işten çıkarıldığı görülmektedir. Bu durum orta vadede ülkemiz tekstil sektöründe çok ciddi üretim ve kalite sorunlarına yol açacaktır.
Yaşanan istihdam sorunlarına çözüm aranmaksızın üniversitelerde yeni Tekstil Mühendisliği bölümlerinin açılması nitelikli işsiz sayısının artmasına sebep olacaktır. 2009 rakamlarına göre 14 üniversitedeki tekstil mühendisliği bölümlerinin toplam kontenjanı 1200 kişiye ulaşmıştır. İstihdam sorununa çözümler üretmeden sadece yeni bölümler açarak piyasaya yeni mühendisler sunmak her geçen gün istihdam sorununun daha da artmasına sebep olacaktır. Yeni tekstil mühendisliği bölümlerinin açılması yerine mevcut bölümlerin eğitim kalitelerinin yükseltilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Ülkemiz tekstil hammaddeleri üretiminde de çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bir tarım ülkesi olan Türkiye‘de son yıllarda pamuk üretiminde %70‘lere varan bir daralma söz konusudur. Yıllık bazda 1 milyar $‘a yaklaşan pamuk ithalatımız bu durumun acı bir sonucudur.
2009 yılında gerçekleştirilen bazı yönetmelik hazırlıkları kapsamında tekstil sektörü tehlikeli çalışma ortamlarının bulunduğu sektörler kategorisinden çıkarılmıştır. Oysaki örnek olarak denim ağartma işçilerinin yaşadığı trajik durumlarının medyada yer aldığı bir ortamda sektörümüz için bu tür bir değerlendirmenin Tekstil Mühendisleri Odası‘na görüş sorulmaksızın alınması da çarpıcı bir durumdur.
Sümerbank‘ın yok edilmesinin ardından Tekel işçilerinin direnişinin gündemde olduğu bir ortamda, Tariş İplik Fabrikalarının da faaliyetine son vermesi üretime yönelik uygulanan yanlış politikalarının son halkasıdır. Bugün işçilerin yanı sıra tekstil mühendisi meslektaşlarımız da Tariş sorunundan büyük ölçüde etkilenir haldedir.
Tekstil mühendislerinin aldığı ücretler karşılığında çalıştığı saatler son derece fazla, çalışma ortamlarının kalitesi ise çoğu zaman dünya standartlarının altında kalmaktadır. İstihdam sorunundan dolayı işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan meslektaşlarımız bu çalışma saatlerine ve çalışma koşullarına itiraz edememektedir. Çalışma koşullarının gerekli denetleme mekanizmaları kullanılarak denetlenmesi gerekmektedir.
Üretim maliyetleri incelendiğinde Türkiye‘deki enerji giderlerinin toplam giderlerdeki payı çok yüksektir. Bazı alanlarda % 35-40‘lara yaklaşan enerji maliyetleri dikkat çekicidir. Tekstil sektörünün uluslar arası rekabetini engelleyici nitelikte olan enerji maliyetlerini düşürücü çalışmalar yapılmalıdır.
İstihdam üzerindeki vergi yükü işsizliği ve kayıt dışı istihdamı körüklemektedir. Üretim üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir.
İthalat ve ihracat prosedürlerinin onay aşamalarında, yurt dışı teknoloji satın alımlarında, istihdam prosedürlerinde tekstil mühendislerine imza yetkisi tanınmalıdır. Örneğin küçük ölçekli gıda üretim tesislerinde bile gıda mühendislerinin çalıştırılma zorunluluğu göz önüne alındığında milyon $‘lık üretim ve ihracat yapan firmalarda tekstil mühendisi istihdam etme zorunluluğu hayata geçirilmelidir.
Tekstil sektörü açısından her türlü teknolojik altyapının ve nitelikli işgücünün bulunduğu ülkemizde ithalatın kontrolsüz bir şekilde serbest bırakılması tekstil endüstrisine olumsuz etki yapmakta ve kapasitelerin verimli bir şekilde kullanılmasının önüne geçmektedir.
Odamızın IX. Genel Kurul sonuç bildirgesinde dile getirilen Türkiye‘den yurt dışına kayan tekstil yatırımlarının verimsizliği ve yaşattığı sıkıntılar bu dönemde görülmüştür. Önümüzdeki süreçte yurt dışındaki bu yatırımların yurt içine kaydırılarak tekrar istihdama kazandırılması sağlanmalıdır.
Bölgesel teşvik uygulamaları dengesiz istihdam sonuçlarını doğurmaktadır. Sektörel birikimlerin bölgesel bazda farklı olması sebebiyle yeni yatırımların üretim ve işgücü açısından doğru bir şekilde teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
Teknik tekstiller, nanoteknoloji ve yeni nesil malzemeler gibi konularda yapılacak Ar&Ge çalışmaları ve yatırımlar sektörün önümüzdeki dönemde yüksek katma değerli ürünler üretmesini sağlayarak ülke ekonomisine olan katkısını arttıracaktır.
Ülkemiz tekstil sektörü çok uluslu firmaların fasoncusu durumundadır. Tasarım, markalaşma ve koleksiyon oluşturma çalışmaları ile sektörün bu yapısı değiştirilmelidir.
Üretim potansiyeli ve işgücü sayısı bakımından ülkemizin en büyük sektörü olan tekstil sektörü gözden çıkarılamayacak konumdadır. Ulusal kazanç açısından sektörün kazanımları toplumun çok büyük bir kesimini ilgilendirmektedir. Bu kadar önemli bir sektörde mühendislerinin daha fazla söz sahibi olması açısından TMO öncü bir rol üstlenmelidir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
X. Genel Kurulu