TÜRKİYE ÇEVRE AJANSININ KURULMASI VE 2872 SAYILI KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPAN KANUN TEKLİFİ HAKKINDA ÇMO GÖRÜŞÜ

18.10.2020

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ve 2872 Sayılı Kanunda değişiklik yapan kanun teklifi hakkında 17 Ekim 2020 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Ön bilgi:

Konu ile ilgili olarak, bu ‘Ajans`ın gerekliliği, bu gerekliliği doğuran gerekçelerin bilimselliği, yeterliliği konularının tartışılmasının öncelikli olduğunu düşünüyoruz.

Bu yönden bakıldığında, 14 binden fazla personele sahip bir bakanlığın varlığına rağmen, bu kadroların teknik yeterliliklerinin arttırılması yerine, yüksek maaşlı yeni kadrolar ile neden bir ‘ajans`?

Yine, Sayıştay raporlarında yer alan ilgili bakanlıkça"şartlı bağış"ların amacına uygun kullanılmadığına dair usulsüzlük tespitlerine rağmen; bakanlıktan çok daha serbestiye sahip, çok daha fazla muafiyetlerle donatılmış bir ajans neden?

Aynı şekilde bakanlık ile ilgili sayıştay raporlarında yer almış denetim usulsüzlüklerine rağmen, bakanlığın denetim yetkilerini muafiyetleri olabildiği kadar genişletilmiş, özel sektörün, bağışçıların içine alındığı bu yapıya neden gerek görülmüş?

Bu ve benzeri sorulara yeterli ve olumlu gerekçeli cevaplar verilemedikçe, kamu yararı ve kamu yararına, doğanın yanında yürütülmesi esas çevre politikaları açısından ‘ajans`ın varlığı bir kaygı kaynağı olarak kalacaktır.

Yasa teklifi ekinde verilen "Gerekçeler" ve "Madde Gerekçeleri" başlıkları altındaki metinler incelendiğinde bu kaygılara yönelik gerekçeler bulunmamaktadır.

Bu açıdan bakıldığında, asıl konu olan "ajansın gerekliliği"nin tartışılması bitirilmeden teklif içeriğinde yer alan kanun değişikliklerinin tartışılması bir anlam ifade etmeyecektir. 

Genel Değerlendirme:

2872 sayılı kanunda değişiklikhakkında yukarıda değindiğimiz ön değerlendirmede belirttiğimiz gibi;"gerekçe" olarak sunulan maddeler gerekçe niteliğini taşımamakta olup, maddeler yalnızca değişiklik maddelerinin farklı ifadeleridir. Somut bir gerekçe ile karşılaşamamış olmak bizi değişiklik hakkında görüş bildirme imkânından uzak tutuyor. Gerekçesi belirtilmeyen bu taslağa dair söylenebilecekler ancak maddeleri yorumlamakla sınırlı olabilir. Hükümetin çevre politikalarının bugüne değin yarattığı sonuçlara bakacak olursak; yorumumuz olası tehlikeleri işaret etmek durumundadır. Görüş niteliğinde söylemlerimiz, ancak taslak hakkında gerçek gerekçelerin ortaya çıkması ile mümkün olacaktır.

Bu doğrultuda netleşmesini beklediğimiz hususlardan birkaçını kaygılarımız ile birlikte sıralamak gerekirse; 

• Ajans olarak tanımlanmış kuruma dair gelirler başlığı altında bağış ve yardımlar "şartlı" ve "şartsız" olarak ayırılmış. Şartlı ve şartsız bağışların nitelikleri ise açıklanmamış. Birazdan yeniden inceleyeceğimiz üzere bu kavramlar kurumu mali açıdan bağımlı bir hale getirme tehlikesi taşımaktadır. YK`nın ajans bütçesini hazırlayarak yıllara sarih harcama yetkisine sahip olması, kararların geleceğe dair de bağlayıcı olacağı sonucunu doğurabilir. Olası YK değişikliklerinde bir önceki dönemde yapılan yanlış harcamaların durdurulması noktasında engel teşkil edebilir. Yapılan hatalardan geri dönüş ve denetimi söz konusu olamayacaktır (Madde 8).

• Teklif,ajansın herkesten bağış alabilirliğini getirmektedir. Denetleme yetkisi olan bir kurumun bağış toplaması ve bağışçıların sınırsız oluşu kurumun dışarıdan müdahalelere açık ve kolay hegemonya kurulabilir bir hale gelmesine sebebiyet verir. Böylece kurum mali olarak bağımlı hale geldiğinde denetçi vasfını sürdüremez (Madde 9).

· Topluca, ÇED ile ilgili maddeleri hakkında isetaslak EK1, EK2 ve kapsam dışı kuruluşların izlemesi gereken ÇED prosedüründe değişiklik getiriyor. Özet olarak Proje Tanıtım Dosyalarının kaldırılmasını ve yerine ÇED Başvuru Dosyasının getirilmesini ön görüyor. Bu değişiklik ile beraber "ÇED gerekli değildir"in kaldırılarak; tüm kuruluşlar için ÇED raporu hazırlanması ve sonuç olarak ÇED olumlu ve ÇED olumsuz kararlarının çıkmasını ön görüyor. Gerekçesiz bir biçimde ele alındığında hakkında görüş vermenin en zor olduğu maddelerden biri de bu. Zira madde Kapsam dışı kuruluşların da ÇED raporu alma zorunluluğu getirmek gibi pozitif bir uygulama yaratıyor görüntüsüne sahip olsa da, ülkedeki çok sayıda yıkım projesi hakkında ÇED olumlu kararının çıkmış olduğu gerçeği bu uygulamanın da kapsam dışı kuruluşların EK-2 muamelesi görmesinden çok EK-2‘deki kuruluşların fiili olarak kapsam dışı muamelesi görmesi sonucunu doğuracağı endişesini yaratmıştır.Teklifte yer alan ÇED BAŞVURU Dosyası‘nın somut içeriği (hangi şartların arandığı, hangi değerlendirme kriterlerinin istendiği vs) teklifte yer almadığı için olumsuz yorumlara açık bir uygulama olduğunu ayrıca not gereği duymaktayız.Torba yasa ile getirilecek değişiklik, yasa ve yönetmelik uyumsuzluğu yaratacak, yönetmelik yasanın yeni haline uyumlanırken de Ek2‘nin içi boşaltılacaktır.Bu boşaltma Ek2 de yer alan faaliyetlerin "kapsam dışı" faaliyetlere doğru yapılırsa -ki mevcut politika bu yönde seyretmektedir- sonuç bir felaket olacaktır.Yapılmak istenen değişiklik; Ek2‘nin içi Ek1‘e taşınarak boşaltılması ise -ki bugüne kadar olan uygulamalardan bunun böyle olmayacağı kanaati yüksektir- o zaman hep birlikte alkışlayacağımız bir sonuç ortaya çıkacaktır.

Anlaşılabilirliği arttırmak adına;

Ek1: Çevresel etkileri çok kuvvetli, çok hassas değerlendirme gerektiren, çevresel etki anlamında çok önemli faaliyetler

Ek 2: Çevresel etkileri kuvvetli, hassas değerlendirme gerektiren, çevresel etki anlamında önemli faaliyetler Bu ikisi çevresel etki değerlendirme yapılması zorunlu faaliyet gruplarıdır. "Kapsamdışı faaliyetler" ise; adı üzerinde çevresel etki değerlendirmeye ‘yasa‘nın gerek görmediği faaliyetlerdir.

• Sözgelimi, "depozito yönetim sistemi "nin kurulması ve işletilmesi Türkiye Çevre Ajansı`na bırakılıyor (Madde3).Bu yetki devri ile ilgili yönetmelik çıkmadan yorum yapmak yine mümkün değildir.

• "Ajans 7 kişilik yönetim kurulu, başkan ve danışma kurulundan oluşacak. Yönetim Kurulu başkan ve üyeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından atanacak ve bakan isterse 3 yıllık süreyi tamamlamadan görevden de alabilecek. Yönetim Kurulu başkanı, ajansın başkanı da olabilecek." (Madde 5). Ajansın kurulması noktasında ısrarın söz konusu olması durumunda sağlıklı bir yapının oluşturulması için taslağın yukarıdaki önerilerine ek olarak bağımsız ve kamu tüzel kişiliğine sahip başta TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olmak üzere TMMOB un ilgili odaları ile ilgili meslek örgütlerindengözlemci katılımı sağlanmalıdır.

• Düzenleme ile bölge otoparkı yapma yetkisinin ilçe belediyelerine verilmesi, ilçe belediyelerinin proje onayı aşamasında aldığıbedellerin büyükşehir belediyelerine aktarmak zorunda kalmaması, tahsil edilen gelirlerin ilçe belediyelerinin kontrolünde olması, bu kaynağınotopark amaçlı gerekli arsa alımları ve inşasında kullanılabiliyor olmasına işaret edilmesi geçmişte kadrolaşma, örgütlenme odağı ve mali kaynak olarak kullanılmış bu alanların tekrar ilçe belediyeler aracılığı ile ele geçirilmesi anlamına da gelebileceği kaygısına yol açmaktadır (Madde 31,32,33). 

Son olarak; Ajans kurulumu, süreçler değerlendirildiğinde çevre politikalarının kamu denetimi ekseninden uzaklaştırılarak, çevre denetim süreçlerinin de özelleşmesinin önünü açacak politikalardır.

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası