
TÜRKİYE ULUSLARARASI JEOFİZİK KONGRE VE SERGİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası’nın iki yılda bir düzenlediği Türkiye Uluslararası Jeofizik Kongre ve Sergisi’nin 19’uncusu 23-26 Kasım 2010 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.
Kongrenin açılışında; Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Selma Kadıoğlu, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, SEG Global Inc. Üyesi Guillaume Cambois, BOTAŞ BİL Müdürü İbrahim Palaz, TPAO Yetkilisi Yurdal Öztaş, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Mehmet Ersoy, Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Selahattin Çimen birer konuşma yaptılar.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı konuşmasında özetle şunları söyledi:
Sevgili Arkadaşlar,
Jeofizik mühendisliği ülkemizde sorunlu olan bir mühendislik alanıdır. Odamızın yaptığı araştırmalara göre jeofizik mühendislerinin %41‘i ya meslek dışı bir işte çalışmakta ya da işsizdir. Bu durum üniversitelerimizde jeofizik mühendisliği bölümlerinin bir planlama dahilinde açılmadığını göstermektedir. Yeni bölümlerin açılmasında, mutlaka odamızın görüşleri alınmalı ve bu görüşlere değer verilmelidir. Mevcut bölümlerimizin eğitim düzeyi yükseltilmelidir. İşsiz üyelerimizin iş sorununun çözülmesinde mevcut kanun ve yönetmeliklerin revize edilmesi önemlidir. Yaşanan her doğa olayının afete dönüştüğü ülkemizde, mühendislik bilgi birikiminin kullanımı ile bunun değiştirilebileceği bilinmeli ve meslektaşlarımızın kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı zorunluluk olarak görülmelidir.
Değerli Konuklar,
10 yıldır pilot olarak 19 ilde uygulanan yapı denetimi Bakanlar Kurulu kararıyla 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren 81 ilde hayata geçirilecektir. TMMOB en başından itibaren yapı denetim sisteminin tüm ülkeye yaygınlaştırılması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, sistemin yaygınlaştırılmasından önce yanlışlıkların giderilmesi büyük önem taşımaktadır.
TMMOB ve Odalarımız, yapı denetimi ile desteklenen "sağlıklı bir yapı üretim süreci" konusundaki önerilerini, her fırsatta yetkililere iletmiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır.
Güvenli ve nitelikli bir yapılaşmanın ilk adımının öncelikle topografik ve jeolojik tespitler dikkate alınarak oluşturulan "İmar planlarının elde edilmesi sürecinde" atıldığı bilinmelidir.
İmar planlarındaki arazi kullanım kararlarının ve yapılaşma şartlarının belediye meclisleri tarafından kolaylıkla değiştirilebiliyor olması engellenmelidir. Yakın zamanda, "Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı"nın Sakarya-Akyazı fay hattındaki koruma bandını 150 metreden 20 metreye indirme kararı, siyasi etkilerin bilimsel ve teknik kararlar üzerindeki gücünü ve düzeyini açıkça sergilemektedir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle imar planlamasında görevli belediye teknik kadrolarının sorumluluğu arttırılırken, görevleri sırasında oluşabilecek baskılara karşı yasayla korunan güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmalıdır.
Yapı üretim süreci bir bütün olarak algılanmalıdır. Bu üretim zincirinde ilk halka olan "projelerin tasarımı" safhasından başlayarak "projelerin uygulanması" ve "uygulamanın denetimi"nin aynı titizlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kayıt dışı yapılaşma, yapı stokumuzun %67‘si düzeyindedir. İmar afları ile desteklenen bu büyük dilimin oluşmasına neden olan politikaların engellenmesi, en az yapı denetimi konusunda yapılan çalışmalar kadar önem taşımaktadır. Yasa dışı oluşan bu tip yapılara yeni torba yasalar çıkararak elektrik-su gibi alt yapı hizmetlerinin götürülmesi, yapı denetiminin geleceğini de tehlikeye atacaktır.
Yapı denetiminde meslek odalarının sürece daha etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeline ihtiyaç vardır. 4708 Sayılı Yapı Denetim Yasası ile 3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuatın bu model esas alınarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Yapı denetiminin anahtarı "mesleki denetim", onun olmazsa olmaz koşulu da TMMOB‘ye bağlı meslek odalarının yürüttüğü "yeterlilik ve belgelendirme" faaliyetleridir. Bu nedenle yapı denetimi ile ilgili kamusal yapılanmalarda TMMOB‘ye bağlı ilgili Odaların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanarak temsilleri sağlanmalıdır. Denetçi belgelerinin verilmesi ve takibi TMMOB‘ye bağlı Odalar tarafından yapılmalı, yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB‘ye bağlı ilgili Odalarca gerçekleştirilmelidir.