ODALARDAN MÜHENDİS-MİMAR ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜN 100. YILI DOLAYISIYLA YAPILAN BASIN AÇIKLAMALARI
Ülkemizdeki mühendis ve mimar örgütlülüğünün 100., TMMOB örgütlülüğünün 54. yılı dolayısıyla Maden Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası birer basın açıklaması yaptı.
MADENMO: MÜHENDİS - MİMAR ÖRGÜTLÜLÜĞÜ 100 YAŞINDA (1908-2008)
Ülkemizdeki ilk Mimar ve Mühendis örgütlenmesi olan Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti 18 Eylül 1908 tarihinde kurulmuştur. Bu yıl ülkemizdeki Mimar ve Mühendis örgütlenmesinin yüzüncü yılını kutlamaktayız.
Ülkemizde bugünkü anlamda mühendis yetiştiren ilk üniversite, Mühendishane-i Bahr-i Hümayun adıyla 1773 yılında kurulmuştur. Gemi inşaatı ve haritacılık öğretimi yapan bu kurumdan sonra kara ordusunun teknik kadrosunu yetiştirmek amacıyla 1795 yılında Mühendishane-i Berr-i Hümayun kurulmuştur. Bu okul, 1847‘de mühendislik eğitimi yanında mimarlık alanında da eğitim vermeye başlamış, 1883 yılında kurulan Hendese-i Mülkiye, 1909‘da Mühendis Mekteb-i Alisi adını alarak ülkenin alt yapı inşaatlarında görev alan kadroları yetiştirmiştir.
Avrupa‘da ve ABD‘de 19. yüzyılın ortalarında başlayan mühendis ve mimar örgütlenmesi, ülkemizde II. Meşrutiyetle birlikte başlamıştır. 1908‘ de İstanbul‘da çok sayıda bulunan sivil örgütlenmelerden birisi de Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyetidir. Osmanlı‘ nın son dönemlerinde yaşanan açılımların bir parçası olarak kurulan Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti‘ nin ardından, üyelik için "Osmanlı tabiiyetine haiz bulunma" koşulu bulunmayan " Association des Architectes et Ingeniuers en Turquie " ( Türkiye‘deki Mimar ve Mühendisler Derneği ) adlı örgüt 1912 yılında kurulmuştur.
1919 yılında " Mühendis Birlik Yurdu ", 1923 yılında " Türk Mühendisleri Ocağı " kurulmuştur. Cumhuriyetten sonra ilk örgütlenmeler; 1925 yılında Türk Mimar ve Mühendis Cemiyeti ve 1926 yılında kurulan ve merkezleri Ankara‘da bulunan Türk Mühendisler Birliği ve Türk Yüksek Mühendisler Birliği olduğu bilinmektedir. Bu örgütlenmeleri 1927 tarihinde kurulan Türk Yüksek Mimarlar Birliği izlemiştir.
1908 yılında ülkemizdeki ilk mühendis - mimar örgütlenmesinin üzerinden 22 yıl geçmeden o yıllarda Türkiye‘ de madenciliğin nerede ise tamamının yapıldığı Zonguldak Taşkömürü Havzası‘ nda " memlekette maden sanayinin, ilerlemesine hizmet edebilmek emeli " ile Zonguldak Yüksek Maden Mühendisi Mektebi‘ nden mezun olan mühendislerin Taşkömürü Havzası‘nda çalışmaya başlamalarının ardından 1930 yılında merkezi Zonguldak‘ ta bulunan " Türk Yüksek Maden Mühendisleri Cemiyeti " kurulmuştur.
Türk Yüksek Maden Mühendisleri Cemiyeti‘nin 1930 yılında düzenlenen tüzüğünün, Cemiyetin amaçlarını belirten ikinci maddesinde "memleket maden servetlerinin israfını önlemek ve mesleği himaye etmek gayesi ile maden ocaklarının mühendis nezareti altında çalıştırılmasını sağlayacak kanuni hükümleri elde etmeye çalışmak" olarak belirtilmiştir.
1950‘li yıllarda aralarında Türk Yüksek Maden Mühendisleri Cemiyeti‘nin de bulunduğu çeşitli mühendis ve mimar örgütlenmeleri bir araya gelerek 1954 yılında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği kurmuşlardır.
TMMOB‘ni oluşturan ilk Odalardan biriside Maden Mühendisleri Odasıdır. Uzun yıllar boyunca Odamız Metalürji, Petrol, Seramik, Jeoloji ve Jeofizik Mühendislerini bünyesinde barındırmıştır. TMMOB Maden Mühendisleri Odası kurulduğu 1954 yılından bugüne, yurt içinde ve dışında maden mühendisliği öğretimi yapan fakülte ve bölümlerden mezun olarak diploma almış, ülkemiz sınırları içinde mesleklerini uygulamaya yasal yetkili olup, mesleki çalışmalarda bulunan tüm maden mühendislerini temsil etmektedir.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, genel olarak; madencilik sektörünün geliştirilmesine yönelik oluşturulacak amaç ve hedefler ile uygulamaların bilimsel ve teknik temeller üzerinde geliştirilmesi, sektörün planlanmasında ülke sanayi sektörleri ile entegrasyonun ön planda tutulması, ülke ihtiyacı enerjinin yerli kaynaklardan karşılanması, aramadan uç ürüne kadar her aşamada ileri teknoloji kullanımının artırılması, sektörde çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına ya da yenilenmesine yönelik önlemlerin alınmasını amaçlayan ve gerek madencilik mesleğinin gelişmesi gerekse üyelerinin meslek onurları ile hak ve yetkilerinin sağlanması ve korunmasına yönelik etkinlik ve girişimlerde bulunmaktadır.
Bugün 100. yılını kutladığımız mühendis mimar örgütlülüğünün en önemli parçalarından birisi de 12.000‘ i aşan üye sayısı ile TMMOB Maden Mühendisleri Odası‘dır. Bu yüzyıllık dilimin yaklaşık 78 yılında örgütlü bir yapı içinde yer alan maden mühendisleri ülkemiz madencilik sektörünün en etkin unsurlarından biri olarak kabul görmüştür. Söz konusu süreçte Maden Mühendisliği örgütlülüğü, her zaman madenciliğin bilimsel ve teknik yönünü ön plana çıkartarak, ülkemiz madencilik sektöründe yaşanan her gelişmeye ilişkin oluşturduğu politikaları, toplumun ortak yararına odaklanmış çözüm önerilerini yine toplumun önüne seçenek olarak koymuştur.
Günümüzde maden mühendislerinin örgütlü yapısı olan Maden Mühendisleri Derneği ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası‘ nın yürüttüğü bu çalışmalarda sahip olduğu etkin üye tabanının katkıları son derece önemlidir. Maden mühendisleri örgütlülüğünün madencilik sektöründe bu denli etkin olabilmesinin arkasında, sahip olduğu bu üye tabanı bulunmaktadır.
Yaşasın Mühendis - Mimar Örgütlülüğü !
Yaşasın Maden Mühendisliği Örgütlülüğü !
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
MMO BASIN AÇIKLAMASI
Mühendis ve Mimar Örgütlülüğünün 100., TMMOB Örgütlülüğünün 54. Yılında Gıdadan, Kentleşme, Sanayileşme ve Tarıma Dek Mühendislik-Mimarlık-Şehir Plancılığı Uygulamalarında Bilimsel-Teknik Ölçütler ile Meslek Örgütlerinin Ulusal/Uluslararası Standartlar Doğrultusundaki "Mesleki Denetim Esasları", Bütün Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Benimsenmelidir.
Sanayi, Çalışma Yaşamı, İş Sağlığı ve Güvenliği, Yapı Denetimi, İmar, Tarım, Orman, Su Kaynakları, Çevre ve Kentleşme ile İlgili Yasalar, Yasa Tasarıları ve İlgili Yönetmelikler, Anayasal Mesleki Kuruluşlar Olan Mühendis-Mimar Odalarının Önerileri Doğrultusunda Değiştirilmelidir.
Ülkemiz Mühendis ve Mimarlarının Aleyhine Olan "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı" TBMM Gündeminden Geri Çekilmeli, TMMOB Tarafından Hazırlanan "Yetkili Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Belirlenmesi ve Belgelendirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı" İvedilikle Yasalaşmalıdır.
Ülkemizdeki mimar ve mühendis örgütlülüğünün 100. yılını, aralarında Makina Mühendisleri Odası‘nın da bulunduğu 23 Odanın bağlı bulunduğu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği - TMMOB‘nin ise 54. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.
1954 yılında 6235 Sayılı Yasa ile kurulan Birliğimiz TMMOB, kökleri 1900‘lü yılların başına dayanan bir örgütlenme, birlik ve mücadele geleneğinin ürünüdür. TMMOB, 54 yılda ülkemizde, devraldığı mühendis-mimar örgütlülüklerinin de mirasıyla bir yandan meslek ve meslektaş haklarının korunması, geliştirilmesi, diğer yandan mesleki bilgi birikimi ve örgütsel gücünün ülke kalkınması, sanayileşmesi ve toplumun yararına sunulması doğrultusundaki bir çalışma perspektifinin taşıyıcısı olmuştur. Birliğimiz, insanların içinde yaşadıkları mekanların, kullandıkları ürünler ve üretim tekniklerinin planlama, tasarlama, üretim, işletme ve denetim evrelerinin her birinin öznesi olan meslek gruplarının örgütlü gücüdür. Bu doğrultuda bizler, faaliyetlerini gerçekten gelişmiş bir ülke ve insanca bir dünyada yaşanması için bilim ve teknolojideki tüm gelişmelere kendisini adapte etmeyi, bilim ve teknolojiden beslenen ve onu besleyerek büyüten bir çizgiyi benimsiyoruz.
Mimar ve mühendislerin insan yaşamındaki yeri ve işlevi böylesine kapsamlı iken, ekonomik ve mesleki konumları insanca yaşam standardında olmaktan uzaktır. Yapılan çeşitli araştırmalarda mühendis ve mimarların çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadıkları tespit edilmiştir.
Mesleki düzlemde bilim, teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, sanayi, enerji, çevre ve kentleşme politikalarının dinamik gücü olması gereken mühendis ve mimarlar, kamu iradesini taşıyan iktidarlar tarafından ikinci plana itilmiş, bazı alanlarda yetkiler uluslararası sermaye kuruluşlarına devredilmiş, bazı alanlar ise neredeyse ortadan kaldırılmıştır. Ar-Ge faaliyetleri ile mühendislik arasındaki bağ unutulmuş, mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin ana sektörleri kamusal fayda anlayışından çıkarılıp serbestleştirme, özelleştirme, ticarileştirmenin arpalıkları haline getirilmiş; kentler rantlara göre şekillendirilmiş ve plansızlık egemen kılınmıştır.
Sanayileşme ve ülke kaynaklarının ülkemiz insanlarının çıkarlarına kullanılmaması v.b. sorunlar yanı sıra sanayi ve çalışma yaşamının büyük kısmının iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin dışında tutulması, insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, enerji, tarım, orman, su kaynaklarımızın ve kentlerin yönetimi gibi sorunlarda mühendislik-mimarlık-şehir plancılığının gerektirdiği mesleki denetim ve bilimsel-teknik kriterler devre dışı bırakılmaktadır.
Ancak unutulmamalı ki insanca yaşam, sağlıklı kentleşme, parasız eğitim ve sağlık, enerji kullanımı ve ulaşımın kamusal hizmet kapsamında olduğu bir sistem, ülke çıkarlarının gereksindiği bağımsızlık, planlama, sanayileşme ve kalkınma, güvenli ve ergonomik çalışma koşulları, mühendislik, mimarlık, hekimlik gibi meslek örgütlerinin uluslararası standartlar ve bilimsel teknik uygulama ve önlemler eşliğindeki mesleki denetimini benimseyen anayasal, sosyal bir devlet sistemi ve onun güvenceleri kapsamında gerçekleştirilebilecektir.
Bu nedenle mühendis ve mimar örgütlülüğünün 100. yılında; sanayi, çalışma yaşamı, iş sağlığı ve güvenliği, yapı denetimi, imar, tarım, orman, su kaynakları, enerji, çevre ve kentleşme ile ilgili yasa, yasa tasarıları ve ilgili yönetmelikler, anayasal mesleki kuruluşlar olan mühendis-mimar odalarının önerileri doğrultusunda değiştirilmeli, ülkemiz mühendis ve mimarlarının aleyhine olan "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" TBMM gündeminden geri çekilmeli; TMMOB tarafından hazırlanan "Yetkili Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Belirlenmesi ve Belgelendirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı" ivedilikle yasalaşmalıdır.
Ancak böylece mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve hatta hekimlik, öğretmenlik ve kamu yararına olan meslekler toplum nezdinde yeniden saygın ve güvenilir kılınabilecektir.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, yürüttüğü mesleki denetim, teknik hizmet ve ölçümler ve mühendislik uygulamalarının ulusal ve uluslararası standartlar doğrultusunda gerçekleştirilmesi ile akreditasyon ve onaylanmış kuruluş olma çalışmalarını, yukarıda belirttiğimiz sosyal sorumluluk yaklaşımı ile sürdürmeye devam edecektir.
TMMOB
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Yönetim Kurulu Başkanı
Emin KORAMAZ