GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

17.09.2002

SAVAŞA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTMEK İÇİN, BAĞIMSIZLIK, DEMOKRASİ ve BARIŞ İÇİN, HALKIMIZIN İNSANCA YAŞAMASI İÇİN, ÜLKEMİZE, MESLEĞİMİZE, GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! 20 Ekim 2002 TMMOB mitingine çağrı amacıyla basın açıklaması yapıldı.

Mühendislerin, mimarların ve şehir plancılarının eğitiminden istihdamına, meslek uygulama alanlarından, ekonomik, demokratik ve sosyal haklarına kadar temel sorunlarının, ülkemizin koşullarından ve uygulanan politikalardan kaynaklandığı bilinen bir olgudur. Bu nedenle, en az otuz yıldan beri belirttiğimiz gibi, sorunların temel çözümü, bağımsızlıktan, demokrasiden, barıştan, emekten, sosyal devletten, üretimden ve hakça paylaşımdan yana bir siyasi iradenin oluşması ve bu iradenin iktidara taşınmasından geçmektedir.

*Çünkü, yatırım ve üretim yapılmayan bir ülkede mühendislerin ve mimarların varlık nedenleri sorgulanır hale gelmektedir.

*Çünkü, temel politikası borç ve faiz ödemeye odaklanmış, temel amacı faiz dışı bütçenin fazla vermesi olarak belirlenmiş bir bütçe yönetimiyle milyonlarca işsize, bu arada yüz binlerce mühendis ve mimara iş alanı açılması beklenemez, beyin göçü yoluyla gelişmiş ülkelere kaynak transferi engellenemez.

*Çünkü, böyle bir anlayışla, halkımızın insanca bir yaşam için hak ettiği sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, altyapı hizmetleri verilemez.

*Çünkü, uluslararası sermayenin ve ona eklemlenmiş yerli sermayenin, doğrudan ya da IMF, Dünya Bankası, vb. kuruluşlar aracılığıyla dayattığı politikaları reddedecek bağımsız bir yapı olmadan, halkın alınan kararlara katılımını ve etkisini sağlayacak demokratik bir düzen olmadan sorunlarımıza çözüm bulunamaz.

*Çünkü, ABD‘nin 11 Eylül bahanesiyle, uluslararası hukuku hiçe sayarak, doğal kaynaklar üzerindeki denetimini pekiştirmeye yönelik saldırılarına dur demeden, emperyalizmin insanı uluslararası tekellerin kar arayışlarına teslim eden girişimlerine karşı çıkmadan, barışı ve kardeşliği egemen kılmadan, halkımızın insanca yaşama özlemlerini gidermek mümkün değildir.

*Çünkü, adaletsiz gelir dağılımını düzeltmeden yoksulluk karşısındaki utancımızdan kurtulmanın çaresi yoktur.

*Çünkü, mühendislerin, mimarların ve şehir plancılarının mesleki, ekonomik sosyal haklarını ilerletmek için yapılan çalışmalarımız ve girişimlerimiz siyasi iradeyi aşamamaktadır.

Bütün bu nedenlerle TMMOB seçimlere, insanı ve emeğini öne çıkaran görüşleriyle, mühendislik ve mimarlık alanlarındaki politikalarıyla ve yaklaşımlarıyla müdahale etme kararlılığını sürdürmektedir.

Uluslararası sermayenin yıllardır doğrudan ya da IMF ve Dünya Bankası vb. örgütler aracılığıyla belirlediği politikaların kıskacında bırakılarak üretimden koparılan, ekonomik bunalımlara ve ağır toplumsal çöküntülere sürüklenen ülkemizin, işsizlik ve yoksulluk koşullarına mahkum edilen halkımızın, tüm bu sorunların üstesinden gelecek kaynakları ve birikimi vardır. Ama öncelikle, siyasi iradenin uluslararası sermayeye değil halka hizmet etmesi yönünde belirmesi gerekmektedir.

TMMOB bu amaçla, bugüne dek olduğu gibi kendi meslek alanları ile ilgili olarak, örgütlü olduğu tüm birimleri ve üyeleri ile birlikte, ülke gerçeklerini tanımlama, sorunları saptama, çözüm önerilerini üretme ve bunları üyelerinin ve kamuoyunun bilgisine sunma görevini yerine getirmeye devam edecektir.

TMMOB diyor ki:

Irak operasyonu ile ilgili olarak meydana gelecek sıcak savaşın bölge halklarına büyük bir yıkım getireceği ortadadır. Emperyalizmin dünya çapında egemenliğini ve doğal kaynaklar üzerindeki denetimini pekiştirmeye yönelik uluslararası hukuka aykırı savaş senaryosuna karşı, barışın, dostluk ve kardeşliğin egemen kılınması bir önşarttır.

Bağımsız, demokratik ve sosyal hukuk devletinin gerçekleşmesi için öncelikle 1982 Anayasası yürürlükten kaldırılmalı, demokratik katılımla, çağdaş, çoğulcu, laik, emekçi halkımızın çıkarlarını gözeten, devleti değil insanı öne çıkaran, insan haklarına dayanan, hak ve özgürlükler temelinde yeni bir Anayasa hazırlanmalıdır. Yasalardaki anti-demokratik hükümler ayıklanmalı, demokratikleşmeye katkı sağlayacak yeni yasalar çıkarılmalı, uygulamaların demokratik bir anlayışla gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, hukukun üstünlüğü sağlanmalı, her alanda grevli ve toplu sözleşmeli sendikal haklar yasal güvenceye alınmalıdır. Yargı bağımsızlığı sağlanmalı, yargı kararları eksiksiz ve zamanında uygulanmalıdır. Kürt sorunu siyasal çözüme kavuşturularak sağlanan barış ortamı kalıcı hale getirilmelidir.

Ulusal bilim ve teknoloji politikaları temelinde insan ve doğal kaynaklarımızı üretime yönlendirecek, bir ulusal kalkınma stratejisi benimsenmelidir. Rant ekonomisinin yerine, planlı, üretim ve istihdama, dengeli kalkınmaya dayalı bir ekonomik anlayış benimsenmelidir. Temel mal ve hizmetlerden herkesin eşit yararlanabileceği bir yapı oluşturulmalıdır. IMF, Dünya Bankası vb. tarafından dayatılan dışa bağımlı ve AB destekli politikaların uygulanmasından zaman yitirilmeden vazgeçilmelidir. Özelleştirmeler durdurulmalıdır, kamusal alan titizlikle korunmalıdır. İç ve dış borçlar yeniden takvimlendirilmelidir.

Bilim ve teknolojide yetkinleşme ve bunu toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme istemiyle sistemik bütünlülük, siyasi kararlılık ve süreklilik içerisinde ulusal politiklar belirlenmeli, ulusal ölçekte teknoloji öngörü çalışmalarını hızlandırılmalıdır.

Bütün sektörlerde ulusal politikalar ve stratejik planlar belirlenmelidir. İnsandan, emekten ve yaşama çevresinden yana bir üretim ve sanayileşme politikası, toplumsal bir proje çerçevesinde tüm ilişkileri yeniden düzenleyerek ele almalıdır. Kamu kaynakları üretime ve yatırımlara yönlendirilmelidir.

Tarımda destekleme kurumları korunmalı, kırsal alanın ve tarımın kalkınması için; en önemli çözüm yolu üreticinin örgütlenmesinden geçtiği gözardı edilmemeli, toprakların arazi kullanım planlaması yapılmalıdır. Bütün alanlarda olduğu gibi tarımda da araştırma ve geliştirmeye kaynak ayrılmalıdır.

Doğal kaynakların tasarruf hakkının kamuda olmalıdır. Kamu, bu kaynakların halkımızın ve insanlığın hizmetine nasıl sunulacağına karar verme yetkisini korumalıdır.

Enerji sektöründeki tüm imtiyazlar iptal edilmelidir. Enerjiyi ucuza üretebildiğimiz ölçüde sanayi ürünlerimizin rekabet şansını arttırabileceğimiz unutulmamalıdır.

Kentlerimiz, ulusal, bölgesel ve yerel ölçekteki planlamalarla bilime ve tekniğe dayalı, doğal ve kültürel varlıklarımızı koruyacak bir anlayışla ele alınmalı, kamu arazileri bütçe açıklarını kapatmak için kaynak paketi adı altında satılmamalı; yurttaşlarımızın eşit yararlandırılacağı düzenlemeler için kamu elinde tutulmalıdır.

Ulaştırma sektörü, toplu taşımacılığa yönlendirilmeli, demiryolu ve denizyolu ağırlıklı bir yapılanma sağlanmalıdır.

Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı hayata geçirilmelidir.

Eğitim, yaşamın her alanında bir bütün olarak ele alınıp halkımızın çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir. Üniversitelerde bilimsel ve yönetsel özerklik sağlanmalı, eğitim her kademede eşitlikçi ve parasız olmalıdır.

TMMOB ve üyeleri

Emperyalizminin Irak operasyonuyla, Filistin halkına karşı saldırılarıyla yarattığı savaş ortamına karşı barışı bölgemizde ve tüm dünyada savunmak için,

12 Eylül Anayasası‘nın temelini oluşturduğu anti demokratik düzene karşı demokratik bir düzeni gerçekleştirmek için,

Halkın isteklerini yok sayarak IMF yasaları ile üretim ekonomisi yerine rant ekonomisini hayata geçirerek bütün emekçileri, bizleri işsizlik ve yoksulluk düzenine mahkum etmeye çalışanlardan hesap sormak için,

Üretimden koparılan, işsiz bırakılan arkadaşlarımıza sahip çıkmak için, meslektaşlarımızın ve tüm çalışanların özlük haklarını insanca bir yaşama elverişli düzeye çıkarmak için,

Üniversitelerin ve öğrenci gençliğin sorunlarına sahip çıkmak için,

İllerde ve ilçelerde yaptığımız toplantılarda üyelerimizle paylaştığımız bu görüşleri hep birlikte bir kez daha dile getirmek için,

İsteklerimizi kulakları emekten yana politikalara kapalı olanlara duyurmak için,

İnsanlık dışı düzenlere karşı birlikte mücadele etmenin onurunu, heyecanını ve coşkusunu yaşamak için:

20 Ekim 2002 Pazar günü üyelerimizle birlikte Ankara‘da alanlardayız. Mitingimiz Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birliği‘nin ilk Genel Kurulunun yapıldığı (18 Ekim 1954) gününü kapsayan 14-20 Ekim Mühendislik Mimarlık Haftası içersinde gerçekleştirilmektedir. Birliğimizin kuruluşunun 48. yılında mühendis, mimar ve şehir plancıları bağımsızlık, demokrasi ve barış için alanlarda olacaktır.

ŞİMDİ; BİZLERİ İŞSİZLİĞE VE YOKSULLUĞA MAHKUM EDEN,
KENDİMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ULUSLARARASI SERMAYEYE İPOTEK EDEN,
ÜLKEMİZİ SAVAŞA SUÇ ORTAĞI YAPMAYA ÇALIŞAN,
SİYASAL İKTİDARLARDAN ve ANLAYIŞLARDAN
ve SİYASETÇİLERDEN
HESAP SORMA ZAMANIDIR
ÇÖZÜM IMF PROGRAMLARINDA DEĞİL, EMEK PLATFORMU PROGRAMINDADIR.
İŞSİZLİK VE YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR
BAŞKA BİR TÜRKİYE MÜMKÜNDÜR
BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK, BARIŞ İÇİNDE, ÜRETEN, SANAYİLEŞEN VE HAKÇA PAYLAŞAN BİR TÜRKİYE YARATABİLİRİZ
SÖZÜMÜZ VAR, ÇOCUKLARIMIZA ONURLU BİR GELECEK BIRAKACAĞIZ
BAĞIMSIZLIK, DEMOKRASİ ve BARIŞ İÇİN,
HALKIMIZIN İNSANCA YAŞAMASI İÇİN, ÜLKEMİZE, MESLEĞİMİZE, GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ
SAVAŞA HAYIR
YAŞASIN BAĞIMSIZ VE DEMOKRATİK TÜRKİYE