
4+4+4 YASASI İLE OKULA BAŞLAMA YAŞININ 60-66 AY ARALIĞINA ÇEKİLMESİ ÇOCUKLARIMIZA VE EĞİTİM SİSTEMİNE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR!
4+4+4 eğitim modeli ile açığa çıkacak sorunlara ilişkin aralarında TMMOB’nin de yer aldığı emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin çağrısıyla 5 Haziran 2012 tarihinde Mülkiyeliler Birliği’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına TMMOB adına Genel Sekreter N. Hakan Genç katıldı.
4+4+4 YASASI İLE OKULA BAŞLAMA YAŞININ 60-66 AY ARALIĞINA ÇEKİLMESİ ÇOCUKLARIMIZA VE EĞİTİM SİSTEMİNE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR!
Bilindiği gibi AKP hükümeti, iktidar olduğu ilk günden bu yana eğitim sistemini, tamamen kendi siyasal ve ideolojik hedeflerine uygun olarak baştan aşağı değiştirecek adımlar atmıştır. Bu adımlardan en sonuncusu ve belki de çocuklarımızın geleceği açısından en tehlikelisi, toplumun önemli bir bölümünün, bilim insanlarının, üniversitelerin, eğitim örgütlerinin ve sendikaların bütün itirazlarına rağmen yasalaşan 4+4+4 zorunlu kademeli eğitim düzenlemesidir.
Zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran düzenlemeye, 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı‘ndan itibaren geçilecektir. 4+4+4 düzenlemesine ilişkin olarak ileri sürülen bütün itirazların AKP hükümetince yok sayılmış olmasının, kademeli eğitimin uygulanması aşamasında birçok sorunun yaşanmasına neden olacağı açıktır.
2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı‘nda başlaması düşünülen 4+4+4 kademeli eğitim uygulamasının en çok eleştiri alan yönü, çocukların okula başlama yaşının 72 aydan 60-66 ay aralığına çekilmiş olmasıdır. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bu düzenleme ile 60-66 ay aralığında olan çocuklar velisinin onayıyla, 66 ayını dolduran çocuklar ise zorunlu olarak 1. sınıfa kayıt yaptıracaktır.
Çocuk gelişimi ile ilgili bilimsel veriler, çocukların somut işlem dönemini 6-11 yaş olarak ortaya koymaktadır. 12 yaştan itibaren, çocukların soyut işlem dönemine geçmesi nedeniyle, öğrendikleri kavramların ve becerilerin düzeyinde bir farklılık olması doğaldır. 4+4+4 modelinin ilk kademesi çocukların somut işlem döneminin ortasına denk gelmektedir. Bunun üzerine zorunlu eğitime başlama yaşının 5‘e (60 ay) alınması, çocukların gelişimsel olarak önemli bir dönemi tamamlayamadan 9 ya da 10 yaşında ikinci kademeye geçmeleri, daha soyut ve üst düzey eğitim vermeyi amaçlayan ikinci kademeye gitmeleri anlamına gelmektedir. Bu durumun çocuklar üzerinde yaratacağı olası olumsuz etkileri görmezden gelmek mümkün değildir.
4+4+4 eğitim düzenlemesi ile ilköğretime başlama yaşı bir yıl öne alınırken, okulöncesi eğitime vurgu yapılmamış olması dikkat çekicidir. Yapılan araştırmalar, okulöncesi eğitim almış çocukların, bu eğitimi almamış akranlarına kıyasla hem ilköğretime daha iyi uyum sağladıklarını hem de üst öğrenim basamaklarında daha başarılı olduklarını göstermektedir. Dünyadaki birçok ülkede en az 72 aylık çocukların ilköğretime başlatılmaları ve ilköğretim öncesinde okulöncesi eğitim uygulamaları bir tesadüf değildir. Kaldı ki Türkiye‘de 1983-1985 eğitim-öğretim yıllarında beş yaş çocuklarının ilköğretime alınmaları denenmiştir. Bu uygulamanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine hemen vazgeçilmiş olduğu hatırlanmalıdır.
Çocukların zihinsel ve psikolojik olarak gelişmiş olmasının yanı sıra, sosyal yönden kendini ifade edebilmesi, diğer çocuklarla üretken ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi, kendisini tanıması, haklarını koruyabilmesi gerekir. 6 (72 ay) yaş öncesi çocukların okumayı öğrenmeleri, bu çocukların ilköğretime başlamak için yeterli fiziksel, zihinsel, sosyal ve psikolojik olgunluğa ulaştığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğunda çocuklar ilköğretime 6 (72 ay) yaşında başlamaktadır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, bütün itirazlarımızı ve bilimsel gerçekleri yok sayarak, okula başlama yaşını 1 yıl erkene almıştır. Bu karar, çocukların 4+4+4 sisteminin uygulanmasında kobay olarak kullanılmasından başka bir anlam taşımamaktadır.
72 ay altındaki çocukların ailelerinin tercihiyle ya da zorunlu olarak ilkokula başlatılması eğitim bilimine, pedagojiye karşı suç işlemek anlamına gelmektedir. Türkiye‘de ilköğretime başlama yaşı 6 (72 ay) olarak yıllardır uygulanmaktadır ve bununla ilgili bir sorun yaşandığı konusunda hiçbir bilimsel veri yoktur. Bu nedenle okula başlama yaşı 6 olarak devam etmeli, okulöncesi eğitim zorunlu hale getirilerek "dindar" ve "itaatkar" nesiller değil, fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için çalışılmalıdır.
Bilimsel gerçekler yok sayılarak, 6 yaş (72 ay) altındaki çocukların ilkokula başlatılması çocuklarımıza ve ailelerine yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Türkiye, sonradan pişman olacağı böylesine büyük bir yanlışın içine kesinlikle girmemelidir.
Bizler, başta eğitim alanında faaliyet yürüten örgütler olmak üzere, siyasi partiler, emek örgütleri, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri olarak, çocuklarımızın bugünü ve geleceği ile oynanmasına izin vermeyeceğimizin, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimizle bu uygulamanın geri alınması için bütün gücümüzle mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Velilerimize 72 ay altındaki çocuklarını ilkokula değil, okulöncesi eğitim kurumlarına gönderme çağrısı yapıyoruz.
Ortaklaşılan Kurumlar Adına Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız
EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI (EĞİTİM SEN)
EĞİTİMCİLER DERNEĞİ (EĞİT-DER)
TÜM ÖĞRENCİ VELİLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ (ÖV-DER)
TÜM ÖĞRETMENLER BİRLEŞME VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (TÖB-DER)
FELSEFECİLER DERNEĞİ
KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ (TMMOB)
ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ (ÖDP)
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ (TKP)
HALKEVLERİ
EMEK PARTİSİ (EMEP)
BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ (BDP)
DEMOKRATİK SOL PARTİ (DSP)
SOSYAL İŞ
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ