8. GIDA MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ/7-9 KASIM 2013/ANKARA
Değerli Konuklar
Yaşam için vazgeçilmez bir ihtiyaç olan gıda, dünyanın geldiği noktada bugün çok daha stratejik bir önem taşımakta.
Son 30 yıldır içine sokulduğumuz kapitalist küreselleşmenin sonuçları ortadadır: 1 milyar kişinin günde 1 dolardan az kazandığı, dünya nüfusunun zengin %2‘sinin dünya servetin yarısına el koyduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalizmin dünyada yarattığı en büyük sorunların başında da açlık geliyor.
İnsanların aç kalmadığı, yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanabildiği bir dünya hepimizin özlemi. Ancak, bilimsel ve teknik gelişmelere ve bu alandaki olumlu çalışmalara rağmen Dünya‘da en büyük sorunların başında hala açlık gelmektedir. Dünya üzerinde yaklaşık 1 milyar insan açlıkla mücadele etmektedir. Bundan çok daha fazla sayıda insan da gizli açlık çekmekte, yetersiz beslenmektedir.
Dünyadaki açların sayısını 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltmayı öngören Dünya Gıda Zirvesi ve bununla ilişkili "Binyıl Kalkınma Hedefi"nin gerçekleşmesi için yeterli mesafenin alındığını söylemek olası mıdır? Yaşadığımız kapitalist küreselleşme döneminde bunun mümkün olması olası mıdır? Eşitsizliği yeniden üreten, var olan politikalarla bu sorunlara çare bulunacağı şeklinde ham hayaller peşinde koşanların öncelikle bunu kabul etmesi gerekir.
Somali‘de ve Afrika kıtasının birçok ülkesinde yaşananlar iklim ve kuraklığın bir sonucu olarak yansıtılmakta, açlık bu kıtada yaşayanların kaderiymiş gibi sunulmaktadır. Açlık ne küresel iklim değişimin bir sonucu, ne de insanların kaderidir. Açlığın sebebi, gelişmiş ülkelerin daha fazla sömürme isteği, kapitalizmin yarattığı adaletsiz bölüşüm sistemidir.
Dünya ekonomik sistemi nedeniyle ürün ve üretim tercihlerindeki değişiklikler sonucu tarımdan çekilen insan gücü, bitmeyen savaşlar, hastalıklar ve tüm bunların altında yatan ekonomik sistemdir açlığı yaratan.
Sevgili Arkadaşlar,
Uygulanan neoliberal iktisat politikaların bir sonucu olarak, 1980‘li yıllardan bu yana, tarımsal üretim artışı nüfus artış hızının altında kalmaktadır. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü‘nün dayattığı "politikalar" Türkiye‘yi de giderek tarım ürünleri dışalımcısı konumuna sürüklemiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili, verimli arazilere ve geniş bitki örtüsüne sahip ülkemiz, kapitalizmin aktörlerinin dayattığı bu yanlış politikalar sonucunda bugün gıda alanında giderek artan sorunlarla baş başadır.
Bugün bu kongrede bu sorunlar ve çözüm önerileri, uygulanması gereken gıda politikaları, gıda güvenliği, gelişen gıda teknolojileri, gıda mühendisliği eğitimi gibi birçok konu uzmanlarca tartışılacak.
Ben kongre sonuçlarının siyasi karar vericilerce önemsenmesi gerektiğini belirtiyor, bu etkinliği düzenleyen Gıda Mühendisleri Odamızın Yönetim Kuruluna ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı