BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANI'NA "MESLEKİ DENETİM" KONULU GÖNDERİLEN YAZI
Konu: Odalarca yapılan mesleki denetim hk.
Sayın Bakan;
Makamınızca, Odalarca mesleki denetim yapılmayacağına ilişkin genelge ve yazılarınızın çoğalması üzerine işbu yazının yazılması zorunlu olmuştur.
İlgi genelge ve yazılarınızda, "Tüm Valiliklere ve Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına iletilen 08.07.2002 tarihli ve 13946 sayılı Genelgemizde; Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve bağlı meslek odalarının Anayasa‘nın 135‘inci maddesi uyarınca kamu kurumu niteliğinde kamu tüzelkişiliği, yöneticilerinin de yine Anayasa uyarınca kamu görevlisi oldukları, vize anlamına gelen mesleki denetim ve uygulaması yapmalarının yasal dayanağı olmadığı hususunun Danıştay kararlarına da konu olduğu hususunun unutulmaması gerektiği" belirtilmektedir.
Birliğimizin ve Odalarımızın bugüne kadar mesleki denetim uygulamasını yeterince açıkladığımızı düşünüyor olmamıza karşın, yeterince anlaşılamadığımız kanısındayız. Çünkü bu konudaki hassasiyeti Bakanlığın da en az bizim kadar gösterdiğini düşünüyorduk. Gelinen nokta da, yanlış algılamalara yol açacak bu karışıklığın öncelikle karşılıklı diyalogla çözümleneceğine inandığımızı belirtmek isteriz.
Birliğimize bağlı Odalarca yapılan mesleki denetim işlemi, Bakanlığınız ve belediyelerce "vize" olarak adlandırılmaktadır. Öncelikle, bu yanlışlığın giderilmesini arzu ediyoruz. Birliğimize bağlı Odalarca yapılan mesleki denetim işlemi 3. kişileri alakadar eden bir işlem değildir. Çünkü bu işlem, üyesi ve odası arasında bir işlem olup, üyelik denetimine yöneliktir. Yani, belediyeleri, işvereni, kooperatifi veya başka bir kurum ve kişinin müdahil olduğu ya da müdahil olması gereken bir konu değildir. Genelge ve yazılarınızda bahsettiğiniz yargı kararı da yanlış algılamalara yol açmaktadır. Bahsettiğiniz yargı kararı, Mimarlar Odası hakkında verilmiş olup, Oda‘nın proje içeriğini denetleyemeyeceği yönündedir. Danıştay, müellifin eserinin içeriği denetimi ile mesleki denetimi ayırmıştır. Odaların mesleki denetim yapamayacağına ilişkin bir karar mevcut değildir. Aksine, mesleki denetim işleminin hukuka aykırı bir yönünün olmadığına ilişkin kararlar verilmiştir. Danıştay 8. Dairesi nezdinde Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönetmeliği‘nin iptali istemi ile açılan davada, Dairece verilen 2002/3127 Esas, 2003/5911 sayılı kararda (Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca da onanmıştır),
"Anılan Yasanın 19. maddesinde, Odaların, Yasanın 2. maddesinde belirtilen amaç için Birlik Umumi Heyetince kararlaştırılan işlerden yalnız Odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevli oldukları; 33. maddesinde, Türkiye‘de mühendislik ve mimarlık meslek mensuplarının, mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri için ihtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza: etmek mecburiyetinde oldukları hükümlerine yer verilmiştir.
Gerek anayasal ve gerekse yasal: zemin karşısında, nitelik ve yetki kuralları açısından, dava konusu yönetmelikte genel bir metin olarak hukuka aykırı bir yön yoktur.
Anılan yönetmeliğin maddeler yönünden incelenmesine gelince; Uyuşmazlığa konu yönetmeliğin 18, 19, 20.,. 21, 30, 31. maddesinin b,d,d.g bentlerinde ve geçici 1. maddesinde; yapılacak denetimin mesleki niteliği vurgulanarak, başvuru ve denetim yöntemi ile denetim uygulamasını yürütecekler açıklanmaktadır.
Anılan maddelerle getirilen ve Mesleki denetimle sınırlı olan kuralların, ilgili yasanın öngördüğü meslek mensubu olmanın, gerekleri kapsamındaki ilkeleri içeren ve içerik incelemesi dışında kalan bir denetim olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, meslek örgütü olan bir kurumun meslek yeteneğini kazanmış mensubunun yeterliliğini irdeleyemeyeceği yolundaki Dairemizin yerleşik kararlarıyla da uyuşmaktadır.
Yönetmeliğin 22. maddesinin birinci cümlesinde ise, mesleki denetim ücretinin hesaplanmasında nispi ücret ilkesi getirilmiştir. Yukarıda belirtilen ve hukuka uygun bulunan kurallarla mesleki denetim getirildiğine ve içerik incelemesi yapılamayacağına, göre, mesleki denetimin gerekleri ve sınırları göz önünde tutulmadan: peşin ödeme yapılmak üzere nispi ücret belirlenmesinde hukuka uyarlık yoktur.
Kaldı ki, peşin ve nispi ödem, kazanılmış bir ücreti ve yürütülen işlerin içeriksel niteliğinin ve niceliğinin saptanmasını gerekli kılar. Benimsenen denetim ise proje ücretine hak kazanılmadan yapılan mesleki, bir incelemeyle sınırlı olduğundan ve peşin ödemeyi gerektirdiğinden, maktu olmalıdır."
Yukarıda ve ekte sunmuş olduğumuz yargı kararından da anlaşılacağı üzere, Odaların mesleki denetim yapma yetkisi yasaldır, hukuka uygundur. Danıştay, sadece mesleki denetimde alınacak ücretlerin maktu olması gerektiği yönünde hüküm kurmuştur. Odaların yapmış olduğu mesleki denetim, meslek mensuplarınca üretilmiş eserin içerik denetlemesi olmadığını hem Birliğimiz hem de yargı yeri belirlemiştir. Hal böyle olmakla birlikte, Bakanlığınızca tüm il valilik ve belediyelere göndermiş olduğunuz "Genelge" ve yazılarınız tarafımızca anlaşılamamaktadır.
Bildiğiniz üzere, Belediyeler tıpkı Birliğimiz ve bağlı Odalar gibi yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Anayasal idari sistem içinde, Belediyelerin Birlik ve Odalar üzerinde hiyerarşik bir denetim yetkisi bulunmamaktadır. İdari sistem içinde eşit konumda olan kurumlar arasında fiili bir hiyerarşi yaratmak hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, yasal olarak mesleki denetim konusunda Birliği güçlendirmekle yükümlü olan Bakanlığınızın, Belediyelere, Birliğin işlemlerine uymama yönünde telkin, açıklama ve genelge göndermesi anlaşılabilir olmaktan da uzaktır.
Merkezi İdare, açık anlatımla Bakanlığınızın, TMMOB ve Odaların düzenleyici işlemlerini genelge yoluyla etkisiz kılması o işlemin hukuk âleminde yok sayılacağı anlamına gelmemektedir. TMMOB, genel idare sistemi içinde bir idari kuruluş ve kamu tüzel kişiliğine sahip ise, kuruluş amacı doğrultusunda karşı tarafın iznine, karşı tarafın rızasına, yani ilgilinin onayına bağlı kalmadan onun hakkında bağlayıcı karar alabilme yetkisine sahiptir. Burada özel hukukta olduğu gibi karşı tarafın rızası aranmaz. Bakanlık, TMMOB‘nin idari bir kuruluş olduğunu görmezden gelerek, Birliğin veya Odaların üyelerini bağlayan kararlarının yargı denetiminden geçmiş olmasına karşın, Genelgeler yoluyla etkisiz kılma yoluna gitmektedir. Hukuka uygun davranma yetisini kazanamamış Belediyeler de bu Genelge ve yazıları ilgi tutarak, meslek mensuplarını yanlış bilgilendirerek ve yönlendirerek 4708 sayılı Yasa‘nın dahi uygulanmasını engellemektedirler. Ankara Büyükşehir Belediyesi dahi, Bakanlığınızın yazılarından güç alarak, 4708 sayılı Yasa‘nın emrettiği sicil durum belgesini aramadığını ilan etmiştir. Başkent Belediyesi‘nin hukuk tanımaz tavrının, yurdun ücra köşelerinde bulunan Belediyelerce nasıl yorumlanacağını ve uygulanacağını takdirinize bırakıyoruz.
Sonuç olarak; Bakanlığınızdan talebimiz, belediyelerce kasıtlı-kasıtsız yanlış algılamaların ve uygulamadaki karışıklığın giderilmesi için, genelge ve yazılarınızı yargı kararları doğrultusunda düzeltmenizi, bu konuda diyalog talebimizin olumlu karşılanması durumunda toplantı çağrınızı beklediğimizi arz ederiz.
Saygılarımızla,
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı