BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI`NDAN TMMOB`YE DESTEK
BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası, yasa değişikliği ile TMMOB`nin yetkilerinin kısıtlanmak istenmesi üzerine TMMOB`ye destek mesajı gönderdi.
Demokrasiden Korkup Torbaya Sığınmak...
Hükümetin meşhur torba yasaları yine gündeme oturdu. Demokratik ülkelerde pek fazla bilinmeyen bu torba yasa uygulamaları ile siyasi iktidarın şapkadan ne tavşanlar çıkardığını çok iyi bilen metal işçileri olarak, TMMOB‘nin işini bitirmek adına gece yarısı yangından mal kaçırırcasına yaptığı yeni düzenlemeyi şiddetle kınıyoruz.
Torba yasaya son anda eklenen söz konusu düzenlemeyle imar planlarına yönelik harita, plan ve projelerde TMMOB‘nin vize yetkisi dolayısıyla fenni denetim kaldırılıyor. Mühendis ve mimarlar devre dışı bırakılarak, her şeye iktidarın karar vereceği bir düzenlemeye geçiliyor.
Böylece hükümet bir taşla iki kuş değil, tam anlamıyla kuş katliamı gerçekleştiriyor. Rant furyasıyla yandaş firmalara kapılar sonuna kadar açılıyor. Taksim Gezi Parkı‘na sahip çıkan TMMOB‘ni bir türlü sindiremediği için yetki ve gelirleri kısıtlanarak cezalandırılıyor, sanki halka iyilik yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor ve böylece kendisi gibi düşünmeyen herkese aba altından sopa gösterilmiş oluyor. Son olarak da vatandaşın cebine bir kez daha el atılıyor.
Ücretsiz değiştirilmesi gereken ehliyetlerin yenilenmesi adı altında 101 TL gibi fahiş bir rakamı belirlediğinde tepkiyle karşılaşınca maliyete göre yeniden değerlendireceğiz deyip rakamı 15 TL‘ye çekmek zorunda kalan bir zihniyetin bundan böyle TMMOB‘den aldığı yetkiyi nasıl kullanacağını düşünmek bile istmiyoruz.
Ne yazık ki bu hükümetin 10 yıllık yönetimi boyunca "cezalandırmak" esas yöntemi haline gelmiştir. Başta benzin de ülkemizi dünya birinciliğine taşıyan vergiler ve vergi cezaları olmak üzere, giderek sinsileşen ve bir talana hatta soyguna dönüşen trafik cezaları, zorunlu olduğu için kimsenin kaçamadığı trafik sigortaları, işine gelmeyenleri faşizan bir şekilde susturmak adına çeşitli uydurma isimlerle açılan ceza davaları, ev baskınları, gözaltılar, tutuklamalar...
Ancak bu hükümetin en vahim ve asla kabullenemeyeceğimiz cezalandırma yöntemi kendi vatandaşlarına uyguladığı ve ölümlere kadar uzanan zulümdür. Dün beşinci gencimizi de "kimliği belirsiz" eli sopalı katillerin saldırısı sonucu kaybettik.
Bu kadar masum, bu kadar haklı ve yasal bir eylemin sonucunda gencecik insanlar halkın gözleri önünde kurşunlanıyor, sokak aralarında sopalarla dövülerek haince katlediliyor ve ne fail ne şüpheli kimse bulunamıyorsa kimse bu ülkede demokrasiden söz etmesin. Ayrıca kimse de darbe korkusu salarak yaptıklarına kılıf hazırlamasın. Çünkü demokrasinin olmadığı yerde darbeye zaten ihtiyaç yoktur. Darbecilerin iktidarda olduğu yerde ise darbeye hiç mi hiç gerek yoktur.
Nitekim 12 Eylül 1980 askeri darbesinin bile susturamadığı TMMOB, bugün susması için elindeki yetkiler alınarak sindirilmeye çalışılıyorsa ve sokak ortasında hunharca öldürülen pırıl pırıl geçlerimizin birinin bile katilleri bulunamıyor veya yargı önün çıkartılamıyorsa, eli satırlı insanlar cezalandırılamıyorsa bu ülkede halkın korktuğu tek güç bu iktidardır. Bu iktidarın ise en büyük korkusu demokrasidir.
Biz DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası olarak haklı, yasal ve demokratik haklarını kullanan insanların öldürülmediği, kör edilmediği, gaz yemediği, kimyasal zehir katılmış sularla ıslatılmadığı, yasadışı gözaltı, tutuklama ve soruşturmalara uğramadığı ve anayasal olarak kurulmuş kurumların yasa dışı yönetmelerle ellerinden yetkilerinin alınıp susturulmaya çalışılmadığı gerçekten demokratik bir ülke istiyoruz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI Genel Yönetim Kurulu