BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI`NDAN TMMOB`YE DESTEK

12.07.2013

BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası, yasa değişikliği ile TMMOB`nin yetkilerinin kısıtlanmak istenmesi üzerine TMMOB`ye destek mesajı gönderdi.

 

Demokrasiden Korkup Torbaya Sığınmak...

 

Hükümetin meşhur torba yasaları  yine gündeme oturdu. Demokratik ülkelerde pek fazla bilinmeyen bu torba yasa  uygulamaları ile siyasi iktidarın şapkadan ne tavşanlar çıkardığını çok iyi  bilen metal işçileri olarak, TMMOB‘nin işini bitirmek adına gece yarısı  yangından mal kaçırırcasına yaptığı yeni düzenlemeyi şiddetle  kınıyoruz.

Torba yasaya son anda eklenen söz  konusu düzenlemeyle imar planlarına yönelik harita, plan ve projelerde TMMOB‘nin  vize yetkisi dolayısıyla fenni denetim kaldırılıyor. Mühendis ve mimarlar devre  dışı bırakılarak, her şeye iktidarın karar vereceği bir düzenlemeye  geçiliyor.

Böylece hükümet bir taşla iki kuş  değil, tam anlamıyla kuş katliamı gerçekleştiriyor. Rant furyasıyla yandaş  firmalara kapılar sonuna kadar açılıyor. Taksim Gezi Parkı‘na sahip çıkan  TMMOB‘ni bir türlü sindiremediği için yetki ve gelirleri kısıtlanarak  cezalandırılıyor, sanki halka iyilik yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor  ve böylece kendisi gibi düşünmeyen herkese aba altından sopa gösterilmiş oluyor.  Son olarak da vatandaşın cebine bir kez daha el  atılıyor.

Ücretsiz değiştirilmesi gereken ehliyetlerin yenilenmesi adı altında 101 TL gibi fahiş bir rakamı belirlediğinde  tepkiyle karşılaşınca maliyete göre yeniden değerlendireceğiz deyip rakamı 15  TL‘ye çekmek zorunda kalan bir zihniyetin bundan böyle TMMOB‘den aldığı yetkiyi  nasıl kullanacağını düşünmek bile  istmiyoruz.

Ne yazık ki bu hükümetin 10 yıllık  yönetimi boyunca "cezalandırmak" esas yöntemi haline gelmiştir. Başta benzin de  ülkemizi dünya birinciliğine taşıyan vergiler ve vergi cezaları olmak üzere,  giderek sinsileşen ve bir talana hatta soyguna dönüşen trafik cezaları, zorunlu  olduğu için kimsenin kaçamadığı trafik sigortaları, işine gelmeyenleri faşizan  bir şekilde susturmak adına çeşitli uydurma isimlerle açılan ceza davaları, ev  baskınları, gözaltılar, tutuklamalar...

Ancak bu hükümetin en vahim ve  asla kabullenemeyeceğimiz cezalandırma yöntemi kendi vatandaşlarına uyguladığı  ve ölümlere kadar uzanan zulümdür. Dün beşinci gencimizi de "kimliği belirsiz"  eli sopalı katillerin saldırısı sonucu kaybettik. 

Bu kadar masum, bu kadar haklı ve  yasal bir eylemin sonucunda gencecik insanlar halkın gözleri önünde  kurşunlanıyor, sokak aralarında sopalarla dövülerek haince katlediliyor ve ne  fail ne şüpheli kimse bulunamıyorsa kimse bu ülkede demokrasiden söz etmesin.  Ayrıca kimse de darbe korkusu salarak yaptıklarına kılıf hazırlamasın. Çünkü  demokrasinin olmadığı yerde darbeye zaten ihtiyaç yoktur. Darbecilerin iktidarda  olduğu yerde ise darbeye hiç mi hiç gerek  yoktur.

Nitekim 12 Eylül 1980 askeri  darbesinin bile susturamadığı TMMOB, bugün susması için elindeki yetkiler  alınarak sindirilmeye çalışılıyorsa ve sokak ortasında hunharca öldürülen pırıl  pırıl geçlerimizin birinin bile katilleri  bulunamıyor veya yargı önün çıkartılamıyorsa, eli satırlı insanlar  cezalandırılamıyorsa bu ülkede halkın korktuğu tek güç bu iktidardır. Bu  iktidarın ise en büyük korkusu  demokrasidir.

Biz DİSK/Birleşik Metal-İş  Sendikası olarak haklı, yasal ve demokratik haklarını kullanan insanların  öldürülmediği, kör edilmediği, gaz yemediği, kimyasal zehir katılmış sularla  ıslatılmadığı, yasadışı gözaltı, tutuklama ve soruşturmalara uğramadığı ve  anayasal olarak kurulmuş kurumların yasa dışı yönetmelerle ellerinden  yetkilerinin alınıp susturulmaya çalışılmadığı gerçekten demokratik bir ülke  istiyoruz.

 

BİRLEŞİK  METAL-İŞ SENDİKASI Genel  Yönetim Kurulu