ÇMO: ÇEVRE DENETİMİNE İKİNCİ DAVA
Çevre Denetimi Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler üzerine Çevre Mühendisleri Odası 22 Aralık 2009 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
ÇEVRE DENETİMİNE İKİNCİ DAVA
Çevre Denetimi Yönetmeliği ilk defa 05.01.2002 tarih ve 24631 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanmış, ardından bir yıl içinde 3 kez değişikliğe uğramıştır. Yaklaşık olarak 7 yıl boyunca etkin olarak uygulanmayan Yönetmelik 21.11.2008 tarihinde yeniden yayımlanmış ve 1.1.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte, ülkemizde uzun yıllardır verilen çevre mühendisliği eğitiminin görünmezden gelinmesi nedeniyle Danıştay‘da iptal davası açılmıştır. Ancak 22 Ekim 2009 tarih, 27384 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Çevre Denetimi Yönetmeliği‘nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile artık belirgin bir şekilde çevre mühendisleri için hak gaspı, Odamız için ise yetki gaspı yaşanmıştır.
Konu hakkında gerek Oda Yönetim Kurulumuzun ve gerekse üyelerimizin Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın çeşitli kademelerindeki ilgililerle yaptığı görüşmelerde Bakanlık tarafından değişiklik ile ilgili tutarlı bir gerekçe sunulamamıştır. Hatta gerekçesi anlaşılmayan değişiklik, Bakanlığın üst düzey yöneticileri tarafından "bir hata" olarak dahi dile getirilmiş, kısa sürede mevzuatta gerekli değişikliklerin ve iyileştirmelerin yapılacağı beyan edilmiştir. Olumlu geçen tüm bu görüşmelere rağmen hala somut sonuçlar elde edilememesi üzerine Odamız tarafından Çevre Denetimi Yönetmeliği ile ilgili ikinci bir dava açılması zorunluluk olmuştur. Çevre Denetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik‘in usule, hukuka ve bilimsel gerçekler ile kamu düzeni ve kamu yararına aykırı olması gerekçesiyle, 21 Aralık 2009 tarihinde, Odamızca, iptal davası açılmıştır.
Çevre sorunu toplumsal bir konu olsa da teknik çözümler ihmal edilmemelidir. Avrupa Birliği‘ne tam üyelik müzakerelerinde çevre faslının açıldığı bugünlerde konunun teknik boyutu çok daha öne çıkmaktadır. Ülkemizde 1975‘de başlayan çevre mühendisliği eğitimi ile bugün önemli bir bilimsel ve teknik birikim yaratılmış olmasına rağmen Çevre Denetimi Yönetmeliği ile bu birikim Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yok sayılmaktadır. "Çevre görevlisi" gibi belirsiz tanımlar üzerinden çevre mühendisliği hizmetlerinin yürütülmeye çalışılması göz ardı edilemeyecek önemli bir hatadır. Bu hatanın doğuracağı maddi bedelin yanında doğal varlıklar üzerinde yaratacağı tahribatın geri dönüşü imkansız sonuçlara yol açacağı aşikardır.
14 binin üzerindeki çevre mühendisliği mezununun oluşturduğu iş gücü, bu ve benzeri yasal düzenlemelerle atıl bırakılmakta, ülkemizin ihtiyaç duyduğu kamusal çevre yönetimi anlayışını harekete geçirecek büyük bir potansiyel "yeni" düzenlemelerle "yine" etkisiz hale getirilmektedir.
Meslektaşlarımızın birçoğunun doğru istihdam, işsizlik, iş güvencesi, mesleki tanınırlık, ücret yetersizliği ya da dengesizliği gibi sorunları hala devam etmektedir. Bu noktada sorun Türkiye‘nin çevre sorunlarını çözecek politikalar ve bu politikaları oluşturacak, uygulayacak çevre mühendislerini doğru alanlarda istihdam etme sorunudur.
Üyelerimizin karşılaşacakları haksız her türlü işlem ve davranışa karşı önlemler almak, çevre mühendislerinin çalışma olanaklarını artırmak ve mesleki etkinliğini sağlamak amacıyla hukuksal süreçleri işleten Odamız, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının bir insan hakkı olarak algılanması ve çevre hizmetlerinin kamusal bir anlayışla ele alınması için çalışmalarını sürdürecektir.
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu