ÇMO: ORMAN YANGINLARINDAN HALA DERS ALINMIYOR

29.07.2009

Çevre Mühendisleri Odası 2009 yılında meydana gelen yangınlar üzerine 28 Temmuz 2009 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

ORMAN YANGINLARINDAN HALA DERS ALINMIYOR

2009 yılı Temmuz ayında; Aydın‘ın Söke ilçesi, Antalya‘nın Alanya ilçesi Paşa köyü, Antalya Kemer yolu Çamdağı tüneli üzeri, Antalya‘nın Kaş ilçesi Kasaba Beldesi Kemer Köyü yakını, Muğla‘nın Bodrum ilçesi Mumcular beldesinin Yeniköy mevkii, Muğla‘nın Milas ilçesi Ketenderesi mevkii, Muğla‘nın Marmaris ilçesi İçmeler beldesi, Muğla‘nın Bodrum ilçesi, Çanakkale‘nin Ayvacık ilçesi,  Osmaniye‘nin Bahçe ilçesi, İzmir‘in Foça ilçesi Kilisetepe mevkii, İzmir‘in Bornova İlçesi‘ne bağlı Çiçekli Köyü yakını, Balıkesir‘in Bigadiç ilçesi, Sakarya‘nın Pamukova ilçesi orman yangınlarına teslim edildi. Yangınlarda onlarca hektar ormanlık alan, tarım arazisi, zeytinlik ve makilik yok oldu.

Muğla Orman Genel Müdürlüğü‘nün verilerine göre, sadece Muğla‘da 2009 yılında çıkan 122 yangında yaklaşık 140 hektar ormanlık alan zarar gördü.

Yaz sıcaklarının artması ile birlikte bu yıl da orman yangınlarında artışlar başladı. Ve sürpriz olmayan bu gelişme önümüzdeki günlerde devam edecek olan sıcaklık artışları ile birlikte "muhtemel yangınlar"ın da habercisi oluyor. Bu noktada önemli olan çıkma olasılığı olan yangınlarla ilgili yapılması gerekenler. Ancak, bu gereklilik ülkemizde sadece araç-gereç ve personel donanımına indirgendiğinden kayıplar göz ardı edilmeyecek boyutlara ulaşıyor.

Çünkü Türkiye‘de; ormanların yapısal özellikleri, iklim koşulları, orman-halk ilişkilerinin niteliği, ormancılık politikaları,  ormancılık uygulamaları ve yürütülen orman yangınlarıyla "mücadele" stratejileri daha az orman yanmasını tümüyle rastlantılara bırakıyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın 2008 Çevresel Göstergeler Raporu‘nda; "Türkiye‘de orman yangını istatistiklerine bakıldığında 2007 yılında çıkan toplam 2829 adet yangının 1642‘si ihmal, 292‘si kasıt, 895‘i ise doğal ve sebebi bilinmeyen unsurlardan" kaynaklandığı belirtilmektedir. Yine söz konusu raporda "son on yıllık dönemde toplam ormanlık sahanın %0,4 oranında (88.596 hektar) yandığı"nın gözlendiği belirtilmekte, orman yangılarının 2005 yılından bu yana sürekli bir artış gösterdiği görülmektedir.

 2005 yılı         2.821 ha

2006 yılı          7.762 ha

2007 yılı          11.665 ha

Ülkemizde orman yangını çıkma olasılığının en aza indirilmesi ve en az zararla söndürülmesi için; daha anlamlı, ayrıntılı ve sürekli veri tabanı oluşturulmasına, orman yangınlarıyla "mücadeleden" sorumlu yönetsel yapının etkinleştirilmesine, başta yangınlara karşı dirençli yapıların oluşturulması olmak üzere orman yangını çıkma olasılığını azaltabilecek ormancılık uygulamalarına ağırlık verilmesine, öncelikle ormanlarımızın içinde ve bitişiğinde yerleşik olanlar olmak üzere yurttaşlarımızın ormancılığımızla barıştırılmasına yönelik düzenlemeler için uğraş verilmesi gerekmektedir. Bu gerek yerine getirilmediği sürece, ormanlarımız yanmaya devam etmekte; çıkabilecek yangınların sayısı ve yanabilecek ormanlarımızın genişliği her yıl artarak katlanmakta ve büyük ölçüde rastlantılara kalmaktadır.

Öte taraftan doğal ve kültürel varlıklarımızı, ekolojik yaşamı, tarım arazilerini ve insan yerleşimlerini tehdit eden yangınların pek çoğunun nedeni belirlenemezken belirlenenler de bir başka kanayan yaramızı gözler önüne sermektedir. Özellikle yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla sıklıkla rastlanması muhtemel tehlike olan çöp sorunu böylelikle bir kez daha gündeme gelmektedir. Belleklerimizden hala silinmeyen 1993 yılında onlarca yurttaşımızın hayatını kaybettiği Ümraniye Çöplük Faciası, 2003 yılında İstanbul Burgazda‘da meydana gelen çöplükten kaynaklı orman yangını, 2006 yılında Bodrum‘un Turgutreis Beldesi‘nde düzensiz katı atık alanında meydana gelen ve önemli tarım arazisi ile makilik alanı tahrip eden yangın... Ve bugün Muğla Bodrum‘da Düzensiz Çöp Depolama alanından kaynaklanan orman yangını !

Bugün, Türkiye‘nin değişik bölgelerinde yüzlerce düzensiz çöp depolama alanından kaynaklı bir dizi çevresel sorun yaşanmaktadır. Tarım ve orman arazilerini, yaşam alanlarımızı tehdit eden bu alanlar, görüntü kirliliğinden koku kirliliğine, yer altı ve yüzey sularından toprak kirliliğine ve çevre ve halk sağlığı sorunlarına kadar pek çok tehlikeyi beraberinde getirmektedir. Meteorolojik değişimlerin çevresel bir faciaya dönüşmesi için de önemli bir potansiyel taşımaktadırlar. Kentlerimizde, çöplerin toplanması, taşınması ve bertarafı konusunda bir dizi karmaşa yaşanmaktadır. "Düzenli Çöp Depolama Sahaları" ülkemizde yok denecek kadar azdır. Genel olarak vahşi depolama şeklinde olan çöp alanları, kentlerin hızla gelişmesiyle birlikte büyük tehdit yaratmaktadır. Ülkemizde her yıl miktarı milyon tonlarla ifade edilen atık kontrolsüzce doğaya verilmekte ve bu konuda doğal olarak herhangi bir veri ya da kayıt da bulunmamaktadır. Yine Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın 2008 Çevresel Göstergeler Raporu‘nda "2006 yılında belediyeler tarafından toplanan katı atıkların %60‘ının vahşi depolama" yapıldığı ifade edilmektedir.

Bu noktada, çöplüklerden kaynaklı orman yangınları da gerekli tedbirler alınmadığı sürece kaçınılmazdır.

Çözüm için düzensiz (vahşi) çöp depolama alanları bir an önce rehabilite edilmeli, çöplerin toplanması, taşınması ve bertarafı konusundaki bilimsel ve akılcı yatırımlara hız verilmelidir.

Sorunun ve tartışmaların, yangınların çıkmasına ve ormanların yanmasına indirgenmemesi ve her yıl özelikle yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan bu yangınlardan ders çıkarılması gerekmektedir.

Bir çevresel sorun bir diğerini tetiklemektedir. Bu noktada çevresel sorunların bir bütün olduğu unutulmamalıdır. Bütünü gören bir çevre politikası olmadığı sürece her sorun alanı parçacı ve rantçı yaklaşımlara mahkum olacaktır. Konu ekolojik, teknik ve teknolojik, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal süreçlerle birlikte ele alınmalıdır. Bunun için kamu yararını öncelikli gören korumacı ve iyileştirici yaklaşımların geliştirilmesi ve ilgili kurumların çok boyutlu kurumsal, teknik ve hukuksal düzenlemeleri hayata geçirmesi gerekmektedir.

TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu