ÇMO: YİNE DOĞAL BİR OLAY "YAPAY AFETE" DÖNÜŞTÜ!
Çevre Mühendisleri Odası, ülke genelinde yaşanan fırtına üzerine 19 Nisan 2012 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
YİNE DOĞAL BİR OLAY "YAPAY AFETE" DÖNÜŞTÜ!
18 Nisan 2012 günü özellikle İç Anadolu bölgesini çok kuvvetli etkileyen fırtına ve ve buna bağlı tozlar Kuzey Afrika`dan 17 Nisan günü kalkan tozlar nedeni ile oluşmuştur. Genellikle Güney Doğu Anadolu bölgesinde bahar ve yaz dönemlerinde daha sık olmak üzere izlenebilen bu denli yoğun toz taşınımları nadiren de olsa iç ve batı bölgelerde de izlenebilmektedir. Toplumda ve bazı yayın kuruluşlarında yanlış bir algılama ile çöl kumu olarak adalndırılan bu tozlar aslında Sahra`nın en verimli kesimi olan kil minerallerinden oluşmaktadır. Tozların yerden kalkıp uzun mesafeler katedebilmesi meteorolojik koşullara bağlı olarak değişmektedir. Ancak günümüzde bu tozların nereden nereye taşınacağı modeller aracılığı ile en az üç gün önceden kesine yakın bir doğrulukla tesbit edilmektedir. Yoğun toz çıkışının 17 Nisan`da başlayacağı modeller tarafından öngörülmüş (Şekil 1) ayıca günümüz teknolojisinde verilerine çok kısa bir zaman sonra ulaşılabilen uydu verileri ile de net bir şekilde izlenmiştir.
Şekil 1. BSC DREAM 8b Toz model öngörüsü ve 17 Nisan 2012 gününe ait uydu verisi. Libya`dan çıkan tozların Yunanistan ve Ege`üzerinden Anadoluya ulaşacağı öngörüsü uydu verileri ile de kanıtlanmaktadır.
18 Nisan günü ise Ege üzerinde oluşan 990 mbar lık alçak basınç merkezi ile Doğu karadeniz üzerindeki 1018 mbar seviyesindeki yüksek basınç merkezine (Şekil 2) bağlı olarak özellikle yurdun batı ve iç kesimlerinde kuvvetli güneyli rüzgarlar fırtına şekilinde esmiştir. Rüzgarın atak hızı Hacettepe Beytepe yerleşkesinde saat 14:00 itibarı ile 93.3 km hıza kadar yükselmiştir. Anadolunun batısındaki alçak ve doğusundaki yüksek basınç merkezleri nedeni ile oluşan bu fırtına Kuzey Afrika`dan çok yoğun olarak çıkan tozların normal koşullarda Akdeniz`i geçerken kat etmesi gereken 600-700 km mesafede büyük oranda denize çökmesi yerine yoğun bir şekilde Anadolu`ya taşınmasına neden olmuştur.
Şekil 2. 18 Nisan 2012 günü Anadolu üzerinde etkili olan rüzgarların oluşmasına neden olan 990 mbar seviyesindeki alçak basınç ve 1018 mbar seviyesindeki yüksek basınç merkezlerini.
Bu doğal nedenlerden dolayı 18 Nisan günü Anadolu çok yoğun toz taşınım olaylarına şahit olmuş ve görüş mesafesi yer yer sıfır seviyesine kadar düşmüş ve bildiğimiz gibi İç Anadolu`da can kayıplarına neden olan trafik kazalarına neden olmuştur. 18 Nisan günü kaydedilen uydu görüntüleri özellikle İç Anadolu`da etkili olan toz taşınımını net bir şekilde göstermektedir. (Şekil 3)
Şekil 3. NOAA MODIS uydu verilerine göre 18 Nisan ünü özellikle İç Anadolu`da etkili olan fırtına ve toz taşınımı olaylarının uydudan görünüşü.
Yapılan araştırmalar bu tozlarla birlikte gelen bakteri ve mantarların boyutları nedeni ile akciğerlerimize yerleşebildiğini ve solunum yolu rahatsızlıklarına neden olduğunu göstermiştir. Toz taşınımı sürecinde migren ağrılarının tetiklendiği de ülkemizdeki bilim insanları tarafından bilim dünyasına tanıtılan bir gerçektir. Bu gibi doğal olaylarda, kamuoyunun önceden bilgilendirilmesi halk sağlığı ve sosyal yaşam açısından oldukça önemlidir. Ne yazık ki böylesine doğal ve modelleme çalışmaları ile önceden ön görülebilen olaylara karşı ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşlar yetersiz kalmış ve sorumluluklarını yerine getiremeyerek, halk sağlığının tehdit edilmesine seyirci kalmışlardır.
Öte yandan, toz taşınımı ve sonrasında izlenen yağışlar ise tozların bereketli yönü olmaktadır. Özellikle Kuzey Afrika kökenli tozların bulut içerisinde geçirdiği ve güneş ışığı ile de desteklenen bir dizi reaksiyon sonucunda doğaya kullanılabilir demir ve kil minerali yapısında bulunan diğer tüm eser elementleri ve ayrıca bulut içerisinde bakteri ve mantarlar tarafından oluşturulan amino asitleri verdiği de yine Türkiye`deki bilim insanları tarafından gösterilen bir yeni olgudur.
İşe bu nedenle 2012 yılında da ormanlarımızdaki gelişmenin ve diğer tarımsal faaliyetlerdeki rekoltenin artması beklenmektedir. Bu olumlu beklentilerin dikkatsizlik sonucunda meydana gelen ve rüzgar etkisi ile de genişleyen orman yangınları ile olumsuz hale dönüştürülmemesi için önlemlerin alınması gerekmektedir.
Toz taşınımının yoğun olması şehirlerdeki görsel manzarayı da olumsuz etkilemekte ve nadiren de olsa 18 Nisan günü özellikle Başkenimizde izlendiği gibi gökyüzünün sarı bir renge bürünmesine hatta güneş ışığının da büyük oranda maskelenmesine de neden olabilmektedir. Bu olayların normal olarak halen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde işletilen ve her ilde mevcut olan Hava Kalitesi İzleme İstasyonları aracılığı ile takip edilmektdir. Ancak dün Ankara genelinde izlendiği üzere havadaki toz oranı gözle görülür hatta koklanır hale gelmesine rağmen bu istasyonların bazıları tarafından algılanmamış olması dikkat çekicidir. Sağlıklı ve güvenilir veriler üretmek ülke menfaatlerinin korunması açısından son derece önemlidir. Bu doğal olayları çeşitli şekillerde yok olarak göstermek yerine bizim gibi Kuzey Afrika çöl kuşağına yakın ülkelerin uluslar arası hava kalitesi standartlarına uyumuna yönelik önlemler alınması veya standartların ülke koşullarına göre belirlenmesi daha gerçekçi olacaktır.
Sonuç olarak tamamen doğal bir süreç içerisinde gelişen bu atmosferik olayın olumlu ve olumsuz yönlerini bilmek ve topluma zamanında ve doğru bilgileri aktarmak, devlet kurumlarının temel görevleri arasındadır.. Bu doğal olaydan kaynaklı olarak kentlerimizde yaşanan maddi ve manevi zararların önüne geçilmesi hiç kuşkusuz mümkündür.
Ne yazık ki, belediyeler, valilikler ve diğer ilgili kurumlar bu konuda yeterince önlem almamış, kamuoyunu yeterince bilgilendirmemiş, kentlerde yaşayan halkımız kaderine terk edilmiş, kendi başına çözümler üretmeye çalışmıştır. Sadece tozdan kaynaklı olarak değil, belediyenin ve valiliğin kazalara müdahalede yetersiz kalması nedeniyle de halk sağlığı tehdit edilmiştir. İlgili kurum ve kuruluşların, deprem, afet ve hava olayları gibi doğal süreçlerin, "yapay afetlere" dönüşmemesi için önceden bilimse-teknik çalışmalar yapması, ön görülerini kamuoyu ile paylaşması ve önlem alması gerekmektedir. İlgili kurum ve kuruluşlardan, valilik ve belediyelerden varlık nedenleri olan kamu yararı gözeten çalışmalar yapmaları konusunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi bir kere daha vurgulamak isteriz.
Saygılarımızla,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası