ÇMO'DAN "22 NİSAN DÜNYA GÜNÜ" AÇIKLAMASI

20.04.2007

Çevre Mühendisleri Odası, "22 Nisan Dünya Günü" dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Çevre olgusu, çevre sorunları ve bu sorunların çözümü yönündeki politikalar, son dönemde politik-ekonomik tartışmaların odağına yerleşmiştir. Çevre sorunlarının doğal yaşamı ve insanlığı tehdit eder noktaya gelmesi, sorunun yaşamsal önemini de ortaya koymuştur. Böylece erozyondan su kirliliğine, küresel ısınmadan radyoaktif atıklara kadar uzanan bir dizi çevresel sorun, konuya bütünsel ve çevrebilimsel bir yaklaşımla çözüm getirme gereğini tartışılmaz kılmıştır.

Çevresel sorunlara ilginin başlangıcı ise 1960‘ların başlarına kadar gitmektedir. Ancak, sorunun resmen kabulü için 1970‘leri beklemek gerekmiştir. Çevre sorunlarının doğal kaynakları tahrip etmesi, tüketmesi ve kalkınmayı engelleyebileceği kaygısından hareketle, bir grup sanayici, işadamı ve aydının girişimi ile bilim çevrelerine bir rapor hazırlatılmıştır. Dünya kamuoyuna "Büyümenin Sınırları" adıyla açıklanan ve Roma Kulübü Raporu olarak da bilinen bu çalışmada, insanlığın geleceği için karanlık bir tablo çizilmiştir.

Bu rapora göre, "…doğal kaynaklar nüfusun hızlı artışına yetmeyecek ve içinde yaşadığımız çevre, 150 yıla varmadan yaşanabilirlik niteliğini yitirecektir. Bu nedenle çevreyi korumak ve geliştirmek amaç ise, gelişme hızla yavaşlatılmamalı, hemen durdurulmalıdır. Çünkü mevcut gelişme seyri, insanlığı acı bir sona doğru yaklaştırmaktadır"…

Öncelikle raporu hazırlatan işadamı ve sanayicileri şaşırtan bu yaklaşım, geniş tepkilere yol açmıştır. "Sıfır Büyüme" olarak da bilinen rapor, gelişmiş sanayi ülkelerinden yoğun eleştiri alırken, az gelişmiş ülkeler açısından da bu ülkelerin kalkınma girişimlerini önleme yolunda bir komplo olarak değerlendirilmiştir.

Kapitalizmin kriz dönemini yansıtan Roma Kulübü Raporu, hiç kimseyi memnun etmemekle birlikte, önemli bir tanıda bulunmakta ve sistemin "akıllı savunucuları"nın ilk kez çevresel kaygıları dile getirdiği ve tehlikelere işaret ettiği yeni bir duyarlılık zeminini simgelemiştir.

Bu değişimin yanı sıra, özellikle 1968 gençlik hareketlerinin sistemi sorgulayan mesajları arasında nükleer denemeler önemli bir yer tutmuştur. Çevre sorunu bilimsel kaygıların yanında sosyo-politik alanda ve sokakta da önemli bir odak noktası olmaya başlamıştır. 1970‘lerin başında (22 Nisan 1970) ABD‘de 2 milyon kişinin katıldığı Dünya Günü gösteriler, insanların geleceğe sahip çıkmaları yönünde önemli bir toplumsal çıkış olmuştur.

22 Nisan 1970‘de, ABD‘de 2 milyon kişinin çevre sorunlarına dönük kaygılarını dile getirdiği büyük miting ve eylem, dünyanın kaderine sahip çıkma yanında insanlığın ortak aklının da bir ifadesi olarak önemlidir. Büyük eylemin yapıldığı tarih, yıllar sonra DÜNYA GÜNÜ ilan edilmiş ve özellikle sivil, demokratik gruplar 22 Nisan Dünya Günü‘nü geleceğe ve yaşama sahip çıkma noktasında benimsemişlerdir.

Bugün, dünyamız neoliberal küreselleşme politikalarının kıskacında, büyük bir yıkım ve tahribat ile karşı karşıyadır. ABD emperyalizmi, Irak halkını öldürerek ve bölge halklarını tehdit ederek, Ortadoğu petrollerini ele geçirmiştir. Irak Savaşı‘nın sis perdesi dağılmamışken, henüz yaralar sarılmamışken ve bir dizi belirsizlik sürerken ortada olan, gerçek barbarların dünyayı işgal etme emellerinin artık çok daha belirgin olduğudur. Irak Savaşı‘nın ortaya çıkardığı gerçek, petrol tekellerinin ve silah sanayinin zaferidir... Binlerce masum insanın katledilmesi, çocuklara kıyılmasıdır. Doğanın tahribi, binlerce yıllık ortak kültürel mirasın yakılması ve yok edilmesidir...

Bugün, savaşların yarattığı yıkım yanında, bir milyar insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşamaktadır. 200 milyon insan ise evsiz ve barınaksızdır. Temel insani gereksinimlerinden yararlanamayan, sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veren, örneğin temiz ve kullanılabilir suya sahip olamayan insanların sayısı 1 milyar civarındadır. Dahası, bu koşullara mahkum olanların, mahkum edilenlerin büyük bir bölümünü çocuklar, gelecek kuşaklar oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, 22 Nisan Dünya Günü felsefesi, geleceğe ve yaşama sahip çıkma anlayışı bir kez daha önem ve öncelik kazanmaktadır.

1970‘li yıllarda gelişmeye başlayan çevre bilinci o dönemde sadece yerel ölçekte karşılaşılan çevre sorunlarına dikkat çekmekten ibaretti. Ancak 1990‘lı yıllarda kirleticilerin ülke sınırlarını tanımadığı, ekolojik sistemin herhangi bir noktasında meydana gelen çevre sorununun bütün sistemi etkileyebileceğinin farkına varıldı. Sonrasında ekolojik yapının birbirinden ayrılmaz parçalardan oluştuğu ve önemsiz gibi görünen çevre sorunlarının zamanla başka bölgelerde daha büyük sorunlara yol açacağı kabul edildi.

Bütün bunlara rağmen, örneğin, "küresel ısınmaya bağlı küresel iklim değişikliği" olgusunun tek başına ele alınarak çözülebilecek bir sorun olarak görülmesi yaklaşımı devam ediyor. Bu noktada, bir başka örnek Kyoto Protokolü tartışmalarında yaşanıyor: Kyoto Protokolü ile yürütülmeye çalışılan süreçte hayatın vazgeçilmez öğesi soluduğumuz hava ve onu içinde barındıran atmosfer alınır-satılır, ticari bir metaya dönüştürülmeye çalışıyor. Çağlar boyunca doğaya hakim olabileceğini, ona hükmederek şekillendirebileceğini düşünen insanoğlu hala doğanın bir parçası olduğunu ve onun milyonlarca yılda oluşturduğu denge içinde doğanın kuralları ile yaşaması gerektiğini kabul edemiyor.

Küresel kapitalizm ve tüketim çılgınlığı girdabında insanlar, doğayla yürüttüğü bu hakimiyet mücadelesinde yaptığı her etkinin karşılığında doğadan defalarca aldığı uyarıları görmezden gelmeye devam ediyor. Ozon tabakasındaki incelmeyle verilen uyarı küresel bazda ısınmayla devam ediyor. İçinde yaşadığımız dünyanın karmaşık ve canlı yapısını tam anlamıyla çözerek yönetmeyi başaramayan insanoğlunun yeni senaryosu küresel ısınmanın giderek devam edeceği ve sonunda yaşamın son bulacağı üzerine kurulmuş durumda.

Bu noktada, DÜNYAMIZIN DOĞUM GÜNÜ‘nde gelecek kaygısı, ne yazık ki öne çıkıyor. Bugün, daha güzel ve yaşanabilir bir dünya için, ekolojik krizin nedenlerini tartışmak ve köklü çözümler oluşturmak gereği her zamankinden daha çok aciliyet kazanıyor.

NİCE YAŞLARA GÜZEL VE YAŞLI DÜNYA..

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu