ÇMO'DAN DÜNYA SU GÜNÜ AÇIKLAMASI

21.03.2008

Çevre Mühendisleri Odası, Dünya Su Günü dolayısıyla 21 Mart 2008 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

SAHİBİNDEN İHTİYAÇTAN
SATILIK DEĞİLDİR!

"20. Yüzyıl‘da petrol, devletler ve şirketler için ne ifade ettiyse, 21. Yüzyıl‘da da ülkelerin varlık düzeyini belirleyecek, değerli bir meta olan su aynı değerde olacaktır." öngörüsüyle yola çıkan hükümetler, sektördeki ulus ötesi şirketler ve uluslararası örgütler bir araya gelerek, 1996 yılında "Dünya Su Konseyi"ni kurmuşlardır. Konseyin kuruluş amacı dünya genelinde devletleri ve suyu yönlendirecek temel politikaları bu yapı içinde belirlemektir. Dünya Su Konseyi, her üç yılda bir düzenlediği ve en son 2006 yılında Meksika‘da topladığı "Dünya Su Forumu" ile suyun ticari bir meta olduğunu yineleyerek, temiz kullanılabilir suya ulaşım sorununun özelleştirmeler yoluyla çözüleceğini vurgulamaktadır.

Suyun bir ihtiyaç olarak tanımlanarak metalaşması ve özelleştirilmesi, her insanın temiz içilebilir suya erişim hakkını göz ardı etmektedir. Diğer yandan dünya nüfusunun sadece % 5‘i suyunu, ulusötesi şirketlerden alırken, yine de bu şirketlerin yıllık gelirleri dünya petrol ticaretinin yıllık gelirinin yarısına ulaşmış durumdadır. Sadece bu potansiyel bile suya ulaşma hakkının nasıl bir tehdit altında olduğunu göstermek için yeterlidir. Sağlıklı suya erişim sorunu, kaynak yetersizliklerinin bir sonucu olmaktan çok hizmetin artan fiyatını ödeyebilme sorunu ve ötesinde bir toplumsal adalet, bir eşit paylaşım sorunu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Cakarta, Manila, Lima ve Nairobi‘de dar gelirli aileler, su tüketimleri karşılığında New York, Londra ve Roma‘da refah içinde yaşayan insanlara göre 5-10 kat daha fazla bedel ödemektedir. Dar gelirli hane halkının ödeyemediği su faturaları ile yoksulluk ve alt yapı yetersizlikleri ve kamusal bir görev olan su hizmetlerinin özel sektöre devredilmesiyle ortaya çıkan yoksunluk insanların suya erişimini engelleyen önemli sorunlardır.

2009 yılında, uluslar arası tekellerin kontrolünde ve güdümünde, "Dünya Su Konseyi" nce Türkiye‘de Dünya Su Forumu‘nun toplanması ise ilginç bir tesadüf olarak görülmemelidir. Türkiye, su tekelleri açısından iyi bir pazar olarak "iştahları" kabartmaktadır. Bu noktada, önümüzdeki süreçte, su politikaları büyük bir önem ve öncelik kazanacaktır.

Odamızın, "herkesin ücretsiz, temiz su hakkı" üzerine tesis etmeye çalıştığı politikaları ve su yönetimi üzerine görüş ve önerileri şunlardır;

- Ulusal ve yerel ölçekte, kamucu bir su politikası oluşturulmalı, su varlıklarının korunması, geliştirilmesi, doğru ve planlı kullanımında, yasal düzenlemeler bilim ve toplum yararı ekseninde yapılmalıdır.

- Su varlıklarının korunması ve gelecekteki ihtiyaçların karşılanması için, gerekli araç ve teknikler geliştirilmeli, bu noktada yeni bir bakış açısı öne çıkarılmalıdır.

- Bireysel ve küresel ölçekte, eşitlikçi, doğa korumacı uluslararası bir su politikasının tesisinde Türkiye öncü ülke olmalıdır.

- Su politikası ve yönetiminde, görev ve yetki karmaşasını çözecek merkezi, yerel örgütlenmeler ve tüzel düzenlemeler, yeni bir anlayışla ele alınmalıdır.
- Mevcut su kaynakları, miktar ve kalite olarak korunmalı ve iyileştirilmelidir.

- Ülkemiz yeraltı ve yüzey suyu envanteri, kullanım ve tüketim senaryoları, kamusal bir bakışla ve katılımcı bir anlayışla yapılmalıdır.

- Hükümetler, ilgili kamu kurumları, üniversiteler ve meslek odaları ile işbirliğini, özellikle su konusunda acil ve öncelikli bir yaklaşım olarak ele almalıdır.

- Tarımda, sanayide ve konutlarda, suyun verimli kullanımına yönelik program ve projeler geliştirilmelidir.

- Su varlıklarının, atık sular, katı atıklar, tarımsal ilaç ve gübre kullanımı ile kirlenmesinin önüne geçilmeli, bu alanda proje ve yaptırımlar öncelikle tesis edilmelidir.

- İller Bankası ve DSİ Genel Müdürlüğü gibi kurumların, su politikaları ve su yönetimi alanındaki görev ve sorumlulukları yeniden tanımlanmalı, havza yönetimi temelinde yetkileri genişletilmelidir.

- Uluslararası su tekellerinin, kent ölçeğindeki su yönetimi politikalarına, bu alandaki projelerine karşı, kentsel su dağıtım şebekeleri ve arıtım sistemleri kamulaştırılmalı, İller Bankası ve belediyeler eli ile yönetilmelidir.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu