EMEK DEMOKRASİ GÜÇLERİ'NDEN SİVAS DAVASINA KİTLESEL KATILIM ÇAĞRISI
Emek Demokrasi Güçleri, Sivas katliamının firari sanıkları ve hükümlüleri için devam eden ek davada savcının zaman aşımı talebine karşı 13 Mart Salı günü Ankara Adliyesi’nde yapılacak duruşmaya kitlesel katılım çağrısında bulundu. Emek Demokrasi Güçlerince Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde 9 Mart Cuma günü düzenlenen basın toplantısına TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç de katıldı.
Basın toplantısında, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Cemal Şahin aşağıdaki açıklamayı yaptı.
BASIN VE KAMUOYUNA
İNSANLIK SUÇLARINDA ZAMANAŞIMINA HAYIR!
2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı bir insanlık suçudur. İnsanlık suçlarında zamanaşımına hayır!
Sivas Madımak Katliamında yitirdiğimiz canlarımızın değerli aileleri,
19 yıldır bizimle birlikte olan Emek ve Demokrasi Güçlerinin değerli yöneticileri,
Ve siz değerli Basın Emekçileri;
Hepinizi Pir Sultan‘ın inancı, bilinci ve direnci ile selamlıyorum.
Bütün dünyanın da bildiği gibi, 2 Temmuz 1993‘te aralarında; aydın, yazar ve semahçıların da bulunduğu 35 canımız Sivas Madımak Katliamında yakılarak katledildiler. Katliam sonrası 128 kişi hakkında: "Laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçundan dava açıldı.
33 sanık idam cezasına çarptırıldı. Sanıklardan 12‘si yurt dışına kaçmıştır. Uluslararası arama emrine rağmen, her ne hikmetse kaçan hiçbir sanık yakalanmadı, hiçbiri Türkiye‘ye iade edilmedi.
Yakalanamadıkları için dosyaları ayrılan 7 kişi (Cafer Erçakmak, Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu) için ayrı bir dava açıldı. Bunlardan 18 yıldır aranan Erçakmak‘ın ise, Sivas‘ta kendi evinde geçtiğimiz yıl öldüğü söylendi. Cafer Erçakmak bu davanın bir numaralı sanığı idi.
Mahkeme Savcısı Hakan Yüksel ise, 21 Haziran 2011‘de mahkemeye verdiği mütalaasında: Sanıklar "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak suçu ile yargılanıyor. Bu suçların zamanaşımı 15 yıl. Bu yüzden 6 sanık hakkındaki davanın düşmesini talep ediyoruz." dedi.
İnsanlık suçlarında zamanaşımına hayır!
Yurt dışında ellerini, kollarını sallayarak ticaret yapan, oturma izni alarak yaşayan katillerin, iadesi için yapılan girişimler, Adalet Bakanlığı tarafından ilgili makamlara, sağlıklı bir bilgilendirme yapılmadığı için, sonuçsuz kalmıştır.
Gelişmiş demokratik ülkelerde, insanlık suçu işleyenlere zamanaşımı olmaz. Çünkü bilirler ki, insanlığa karşı yapılacak en büyük kötülük, insanın yaşam hakkının elinden alınmasıdır.
Evrensel hukukta insanlık suçu şöyle tanımlanıyor: "Siyasal, felsefi, ırki, dini saiklerle; sivillere, toplumun bir grubuna karşı, bir plan doğrultusunda, yaygın ve çok sayıda mağdura, doğrudan, ağır şekilde, çok kalabalık bir grup tarafından, geniş çaplı, bilinçli istemli bir eylem, insan türünün onuruna karşı, top yekûn bir kıyım ve aykırılık, evrensel etik değerleri ihlal, insanlık vicdanında onulmaz yara açan olaydır." diyor.
AKP Hükümeti ve bizzat Başbakanın son yıllarda, Alevilere yönelik ayrımcılık ve nefret dolu söylemi, Alevi açılımı adı altında, Alevilere yönelik itibarsızlaştırma ve asimilasyon girişimleri, Sivas ve Maraş katliamlarını lanetleme mitinglerinde, Alevilere yapılan saldırılar Alevileri, sürekli olarak hedef tahtası haline getirmektir. Yapılanlar, bizleri ortak yaşam konusunda kaygılandırmaktadır.
Bu tutum ise, Madımak Katliamı sanıklarını, mahkemelerde "avukat sıfatıyla" savunanların; AKP Hükümetinde, bürokraside ve yerel yönetimlerde yükselmelerine zemin hazırlamıştır.
Ancak şurası bilinmelidir ki; Adalet herkese gereklidir. Adalet vazgeçilmezdir. Adalet yerini bulmazsa zulüm yapanlar, haksızlık yapanlar, katiller, caniler zamanaşımı sayesinde ceza almaktan kurtulurlarsa, bu durum ülkeyi karanlığa sürükleyecektir.
Bir ülkede, adaletin varlığından söz edebilmek için; yasaların ve genel olarak hukukun, yaşam hakkını temel alması, insan haklarına saygılı olması ve insan onurunu koruması gerekmektedir.
Bilinmelidir ki, katliamı yapan örgütler ortaya çıkartılmadıkça, yeni katliamlar kaçınılmazdır.
İnsanlık onuru katliamlarla, işkencelerle yüzleşmelidir.
Mahkemeyi; insanlık suçu karşısında, uluslararası hukuku uygulamaya davet ediyoruz. Alınacak karar insanlık için, adalet için onurlu bir adım olmalıdır.
İnsanlık suçu işleyenlerin cezalandırılması için, bütün gücümüzle 13 Mart Salı günü, saat 9.30 da Ankara Adliyesi önünde buluşalım ve katillere zamanaşımı uygulamasını engelleyelim!
9 Mart 2012