İMO: SİYASİ İKTİDAR UNUTMAMALI; YAŞAM, EN TEMEL İNSAN HAKKIDIR
İnşaat Mühendisleri Odası, 21 Mayıs 2008 tarihinde iş kazaları ve iş güvenliği ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
İş güvenliği konusu ve iş kazaları, çalışma yaşamının en temel sorunlarının başında geliyor. Tuzla cinayetleri"yle kamuoyunun ilgi alanına giren iş kazaları, başta inşaat sektörü olmak üzere ivedilikle çözüm bekliyor. Toplam iş kazalarının yüzde 25‘inin inşaat sektöründe yaşandığı dikkate alınırsa, bu konudaki hassasiyetimiz ve acil önlem alınması yönündeki çağrımız daha net anlaşılabilir.
Toplamdaki iş kazalarının ortaya çıkardığı vahim durum, son birkaç ayda Tuzla Tersanelerinde peş peşe gerçekleşen ölümlü kazalarla kapkara bir tabloya dönüştü.
İlginç ki, bırakalım siyasi iktidarın önlem alma noktasında harekete geçmesini, büyük bir vurdumduymazlık içinde bulunmaktadır. Ölüm listesi uzadıkça uzamakta ancak siyasi iktidarın duyarsızlığı sürmektedir.
Rakamlar çarpıcı ve düşündürücüdür. Son 17 yılda 95 işçi yaşamını kaybetmiştir. Bu ölümlerin 46‘sı AKP Hükümetleri dönemindedir. Son dokuz ayın bilançosu ise 24 ölüdür. Ölümlerin 20‘si ise ‘Yatıyoruz Tuzla, kalkıyoruz Tuzla‘ diyen Çalışma Bakanı Faruk Çelik‘in dönemine aittir. Rakamlar sorunu alenileştiriyor ancak, siyasi iktidar emek dünyasına karşı takındığı uzak tavrı iş güvenliği konusunda da sürdürüyor ve sorunun abartıldığına kanaat getirdiği görülüyor.
İş kazaları konusundaki bu tutumun, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı" hazırlanma sürecinde de kendisini gösterdiğine işaret etmek gerekiyor. Siyasi iktidar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili işverenin yükümlülüğünü azaltan, somut ve etkin kurallar yerine, soyut ve doğrudan uygulama gücü bulunmayan hükümler içeren, mesleki riskler konusunda standart belirlemeyen, işçi ve işveren kesimlerinin bilgilenmesine ve bilgilendirilmesine yönelik koruyucu hükümler içermeyen bir yasa hazırlamıştır. Yeni yasanın iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yaşanan sorunları ortadan kaldırması mümkün görünmemektedir.
Sorun, ertelemez bir şekilde kendisini dayatmaktadır. Siyasi iktidar çözümden uzak açıklama ve uygulamalar yerine bir an önce uzmanların, meslek örgütlerinin ve sendikaların çözüm önerilerini dikkate almalı ve uygulamaya başlamalıdır. Gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, işçilerin çalışma koşulları yeniden oluşturulmalı, güvenli çalışma koşulları bulunmayan işyerlerine caydırıcı yaptırımlar devreye alınmalıdır.
Siyasi iktidar, gerekli önlemleri almadığı takdirde, "cinayetler" devam edecektir. İşçilerin can güvenliği sermayenin insafına bırakılamaz. Siyasi iktidar yaşamın en temel insan hakkı olduğunu unutmamalıdır.