İMO'DAN 6223 SAYILI YETKİ YASASI VE 636 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

22.06.2011

İnşaat Mühendisleri Odası, 6223 Sayılı Yetki Yasası ve 636 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olarak 22 Haziran 2011 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye halkı mevcut siyasi partiler yasası ve seçim yasası gölgesinde adaletsiz ve gayrı meşru bir seçimi daha geride bırakmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi tıpkı İtalya ve Fransa‘da olduğu gibi, liberal muhafazakâr bir parti olarak %50‘ye yakın bir oy oranıyla yeniden hükümet olma yolundadır. Seçim sonuçları, hiçbir yakıcı soruna çözüm üretmeksizin "yaptıkları yapacaklarının teminatı olan" bir iktidar ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğini gözler önüne sermektedir.

Seçim öncesi iyice pervasızlaşan ve totaliter rejimleri aratmayan uygulamalarıyla dikkati çeken siyasi iktidarın anti-demokratik uygulamaları, kamu hayatını düzenleme hususunda da Odamıza ve Birliğimize yönelik saldırılarla somutlanmaktadır.

6 Nisan 2011 tarihli oturum ile TBMM  "Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri İle Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu"nu kabul ederek Hükümete 6 ay süreliğine Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi vermiştir.

Hiçbir demokratik sistemde meclis faal durumdayken yürütüme erki, meclise danışmadan ve tartışmadan 6 ay süreliğine Kanun Hükmünde Kararname çıkarma gibi bir yetkiyi alamaz. Ancak savaş durumunda alınabilecek söz konusu yetki yasası hükümetin kimlere savaş açtığını gözler önüne sermektedir.

Yetki yasası özü itibariyle; mevcut bakanlıkların birleştirilmesi ve yeni bakanlıklar kurulması, bakanlıklara bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların ilgileri, hiyerarşik ilişkileri, görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesi, kamu kurum/kuruluşlarında istihdam edilen personelin çalışmalarında etkinliği artırmak üzere atanma, nakil, görevlendirme, görevden alınma, emekliye sevk edilme gibi konuların usul ve esaslarının belirlenmesini içermektedir.

Böylesine geniş bir yetkiyle donatılan hükümet genel seçim öncesi 11 KHK çıkarmıştır. Bunlardan biri de meslek odamızı da yakından ilgilendiren, 08.06.2011 resmi gazetede yayınlanan Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı‘nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 636 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamedir.

Kararname, kurulacak olan yeni bakanlığın, bağlı hizmet birimlerinin ve genel müdürlüklerinin  görev ve yetkilerini düzenlemektedir. 636 sayılı "Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"de bakanlığın görevleri "Yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair imar, çevre, yapı ve yapım mevzuatını hazırlamak, uygulamaları izlemek ve denetlemek, Bakanlığın görev alanı ile ilgili mesleki hizmetlerin ve bu meslek mensuplarının kayıtlı oldukları meslek odalarının mevzuatım, norm ve standartlarını hazırlamak, geliştirmek, uygulanmasını sağlamak, ilgililerin kayıtlarının tutulmasını sağlamak", olarak belirlenmiştir. Söz konusu bakanlık bünyesinde kurulacak olan "Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü‘nün görevleri arasında da aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

a) Yerleşme ve yapılaşmaya yönelik mimarlık, mühendislik, müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerine ilişkin düzenlemeleri yapmak, uygulamaları denetlemek ve izlemek.

b) Planlama, harita yapımı, arazi ve arsa düzenlemesi, değerleme, parselasyon, etüt ve proje müellifliği, harita plan, proje ve yapım kontrol müşavirliği, bilirkişilik, her türlü altyapı ve tesisat dâhil olmak üzere yapı müteahhitliği gibi hizmet alanlarında çalışan gerçek veya tüzel kişilerin görev, yetki ve sorumluluklarına ve kayıtlarının tutulmasına ilişkin esasları belirlemek, mesleki yeterlilikleri ile kuruluş yeterliliklerini değerlendirerek bunlara tescil ve yeterlik belgeleri vermek veya verilmesini ve kayıtlarının tutulmasını sağlamak.

ç) Bakanlığın görev alanına giren konularla ilgili olarak mimarlık ve mühendislik meslek kuruluşlarına ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmak ve denetlemek.

Bir fetva niteliğini taşıyan ve hem Anayasa‘nın 135.maddesine hem de çıkarma yetkisini aldıkları "Yetki Yasasına" aykırı olan bu düzenlemeler Birliğimizi ve Odamızı hedef almaktadır.

Odamız kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur ve bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir, idari ve mali yönden devlet karşısında özerktir, faaliyetlerinin finansmanını sağlayacak bütçeye sahiptir, teşkilatın yönetimi ve faaliyetlerin yürütülmesinde söz sahibidir, merkezi hiyerarşik gözetim ve denetimine tabi olmayıp, vesayet denetimine tabidir. Söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, Anayasanın 135. Maddesi ve yürürlükte olan 6235 sayılı TMMMOB yasası ile güvence altına alınan bu hususlar ile çelişmektedir.

2009 yılında Devlet Denetleme Kurulu Raporu ile başlayan hedef alma süreci, genel seçim öncesi büyük bir hızla yürürlüğe konan söz konusu Kanun Hükmünde Kararname ile devam etmektedir. Belli ki siyasi iktidar gerek çalışma yaşamında, gerek kamu yararı ilkesine aykırı politikalarında ve gerekse çevrenin tahribatına yol açarak uygulamayı tasarladığı projelerinde Birliğimizi ve Odamızı bir engel olarak görmektedir.

Odamız ve Birliğimiz tek ilkesi ve değeri serbest piyasa ekonomisinin vahşeti olan siyasi iktidarın yaşamın her alanına yönelik saldırılarına karşı mücadele ettiği için hedef alınmaktadır.

Birliğimiz ve Odamız sürdürdüğü mücadele ile ne rant uğruna kentlerimizin talan edilmesine ve geri dönüşü olmayan çevre tahribatlarına, ne de kar uğruna güvencesizleştirmeye ve ölüme neden olan çalışma koşullarına sessiz kalmayacak, mücadelesini sürdürecektir.