İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNDE HUKUKSUZLUK, NEREYE KADAR?

25.06.2010

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen torba yasa ile iş güvenliği alanının piyasalaştırılmak istendiğini belirterek, milletvekillerinin teklifi reddetmelerini istedi. Mehmet Soğancı, konuya ilişkin olarak 25 Haziran 2010 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNDE HUKUKSUZLUK, NEREYE KADAR?

İş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin düzenlemeleri bir türlü hayata geçirmeyen Siyasal İktidar, şimdi de 4 milletvekilinin imzasıyla sunulan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda kabul edilen torba yasa ile iş güvenliği alanını piyasalaştırarak, iş güvenliği ve işçi sağlığı üzerinden para kazanmayı bekleyen çevrelere hizmet etmeyi amaçlıyor.

4857 sayılı İş Yasası 22.05.2003 tarihinde kabul edilmiştir. İş Yasası‘nın genel gerekçesinde, "Yasanın kabul tarihi ile Türkiye‘nin yeni bir dönemecin başına gelmiş olmasının güzel bir tesadüf olduğu" belirtildikten sonra, " Bu gelişme Ülkemizin Avrupa Birliğine aday ülkeler arasına alınmasıdır. Bu yeni süreç içinde Avrupa Birliğinin sosyal hukuk alanında da kendine özgü hukuk normlarına sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle Ülkemizin onayladığı uluslararası çalışma sözleşmelerinin gereklerini yerine getirme çabalarını sürdürürken Avrupa sosyal normlarına da uyum sağlanması gereği ortaya çıkmıştır" denilmektedir. Yasa‘nın 5. Bölümü İş Sağlığı ve Güvenliği başlığını taşımakta olup, bu bölümün 81 ve 82. maddeleri işyeri hekimi ve iş güvenliği mühendisleri tanımlarını düzenlemekte idi.

Siyasal İktidar, kendi döneminde kabul edilen "İş güvenliği mühendisliği" tanımını düzenleyen 82. maddenin bir türlü hayata geçmesine izin vermemiştir. İş güvenliği mühendislerinin nitelikleri, eğitimleri, çalışma koşulları, görev ve sorumlulukları belirlenirken, konunun doğrudan tarafı olması ve demokratik katılımın gereği TMMOB‘nin görüşünün alınması ve süreçte aktif rol alması aklın ve iş yaşamının zorunlu kıldığı bir durum olmasına karşın, Siyasal İktidar temsilcileri, yasayla güvencelenen demokratik katılımı bir türlü içlerine sindirememişlerdir. Bu nedenle, önce uygulama yönetmeliklerinde meslek odalarını sürecin dışında tutmayı denemişlerdir.

2004 yılında iş güvenliği mühendislerine yönelik çıkarılan uygulama yönetmeliği (İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik) ile önce mühendis tanımı, mühendislerin eğitimi, yetkilendirilmesi, çalışma koşullarına yönelik düzenlemeler Yasa‘ya aykırı olarak yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yönetmelik tarafımızca dava konusu yapılmış ve hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Siyasal İktidar, İş Yasa‘nın gerekçelerine uygun düzenlemeler yapmak yerine, 15.5.2008 tarihinde istihdam paketi ile anılan torba yasa içinde, iş güvenliği ile görevli mühendis ve işyeri hekimleri ile ilgili düzenlemeleri değiştirme yoluna gitmiştir. Bununla da kalmamış Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM)‘nin Teşkilat Yasası‘nda da değişiklik yaparak mühendis, mimar ve hekimleri eğitme hakkını elde etmiştir.

Bilim, teknik ve aklı reddederek hak ve yetki elde etmek TBMM‘de parmak hesabına indirgenmiştir.

Bakanlık, hukuka ve bilme aykırı olarak elde ettiği yetkiye dayanarak 15.08.2009 tarihinde  "İşyeri Sağlık Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliği" yürürlüğe sokmuştur. Bu Yönetmelik de tarafımızca dava konusu edilmiş ve yargı yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

Yargı tarafından verilmiş yürütmenin durdurulması kararını aşmak için yine aynı hukuksuz yola başvurulmakta ve hukuksuz yol TBMM‘ye teklif edilmektedir. 4 milletvekilinin imzası ile TBMM Başkanlığına "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" adı altında sunulan torba yasanın 10, 11 ve 12. maddeleri iş sağlığı ve iş güvenliğini ilgilendiren maddeler olup, İş Yasası‘nın 2. maddesine "iş güvenliği uzmanı, ortak sağlık ve güvenlik birimi, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarını eğitecek eğitim kurumları" tanımı eklenmiştir. Söz konusu düzenlemeyle, İş Yasası‘nın 81. maddesinden mühendis ve mühendislerin örgütü olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği taraf olmaktan çıkarılarak yok sayılmıştır. Bugün itibariyle, bu teklifin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda aynen kabul edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Yasa teklifinin gerekçeleri incelendiğinde, toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanan bir değişiklik gibi sunulmaktadır. Bu sunuş tarzı dahi, yasama organına ve yargıya saygının olmadığını ortaya koymaktadır. Bu değişiklikler, toplumsal bir ihtiyaçtan değil, iş güvenliği ve işçi sağlığı üzerinden para kazanmayı bekleyen çevrelerin ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, İş Yasası‘nın mutabakatla kabul görmüş maddelerinin amacı ve gerekçesi sakatlanmıştır.

İktidar, hiçbir demokratik yönetimde kabul edilemez yol ve yöntemlerle kamu yararına ne varsa yok ederek düzenleme yapmaktadır. Bunu yaparken de hiçbir sınır tanımamaktadır. Oysa, hukuk devletinde öncelikle yönetenler hukuka uymak ve yargı kararlarını yerine getirmekle yükümlüdürler. Ülkemizde ise, yargının iptal ettiği her düzenleme ve işlemi, "hukuka" değil "yasaya" uydurmak için bir günde yasalar değişmektedir. Bu durum ürkütücüdür, korkutucudur ve hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaktadır.

Ülkemizin en ciddi sorunlarından biri olan işçi sağlığı ve güvenliği olgusu, iktidarın ele aldığı yöntemle çözüme kavuşturulacak bir sorun değildir. Kamu düzeni, güvenliği ve sağlığını ilgilendiren bu konu kamusal hizmet anlayışı ile ele alınmadığı sürece çözümü olanaklı değildir. Her şeyden önce bireye, ailesine, toplumsal işgücü kaybına, işletmeye ve ülke ekonomisine ağır fatura çıkaran bu konu piyasalaştırılamaz. Piyasalaştırılırken dahi hukuksuzluğun sınırları bu kadar genişletilemez ve gerçeğe aykırı gerekçe üretilemez. 

Siyasal iktidardan değil ama TBMM‘den  "Her şeyin ticarileştirilemeyeceğini, ‘kamu yararı‘ diye bir kavramın sosyal hukuk devletinin olmazsa olmazı olduğunu hatırlamalarını" diliyoruz ve teklifi reddetmelerini bekliyoruz. Aksi halde soracağız, "Hukuk, kime ne kadar?"

 

Mehmet SOĞANCI
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı