"İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ YÖNETMELİĞİ NELER GETİRİYOR" PANELİ DÜZENLENDİ
Önlem dergisi tarafından düzenlenen“İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik Neler Getiriyor?” başlıklı panel 12 Eylül 2009 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Panele TMMOB adına konuşmacı olarak Yönetim Kurulu Üyesi Alaeddin Aras katıldı.
Marmara Belediyeler Birliği toplantı salonunda düzenlenen ve Önlem dergisi adına Serkan Küçük‘ün yönettiği panelde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına Adnan Ağar, MESS adına Altan Çetinkan, TMMOB adına Alaeddin Aras ve TTB adına Bülent Aslanhan konuşmacı olarak yer aldılar.
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Alaeddin Aras‘ın panelde yaptığı konuşma şöyle
Yaşama hakkı ve çalışma hakkı en önemli insan hakları arasındadır. Bu hakların toplumsal yaşamda kullanılabilmesi hukuki düzenlemelerin yapılması ve yazılı metinlerin ortaya çıkması ile mümkün olmaktadır.
Günümüzde, toplumun önemli bir bölümünü oluşturan çalışanların sağlıklarının ve bedensel bütünlüklerinin korunması, çalışma koşullarının düzenlenmesi ve kaza risklerinin ortadan kaldırılması için önlemler alınması kabul gören genel bir anlayıştır. Bu nedenle çalışma yaşamında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemler vazgeçilmez - ertelenemez olarak kabul edilir. Bu anlamda işveren ve çalışan yanında işyeri hekimi ve iş güvenliği mühendisi de olmazsa olmaz koşul olarak yer edinmiştir.
Ancak buna ilişkin ülkemizdeki uygulamalar, ne çağdaş ülkelerdeki uygulamalar gibi ne de İLO normlarına uygun işliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, "İşyeri Sağlık ve Güvenlik Biriminin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" taslağına ilişkin, 4857 sayılı Yasa‘ya dayalı olarak 28 Kasım 2008 tarih ve 55478 sayılı yazısı ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nden görüş istemiştir.
TMMOB, Bakanlığa adı geçen yönetmelik taslağı ile ilgili olarak görüş ve önerilerini madde madde karşılaştırmalı olarak 23 Aralık 2008 tarih ve 23000 sayılı yazısı ile iletmiştir.
Bakanlığın sunduğu bu yönetmelik taslağı, daha önce 28.03.2006 tarihinde Danıştay 10. Dairesi‘nce oybirliği ile iptal edilen 20.01.2004 tarih ve 25352 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanan "İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"ten daha geri konumdadır.
Örneğin Danıştay, "iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanların "iş güvenliği Uzmanı" adı altında yeni bir statüde birleştirilmesini hukuka uygun bulmaması nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan "iş güvenliği uzmanı" ibaresine yer verilen Yönetmeliğin 5. maddesini, niteliklerinin belirlendiği 7. madde, sertifika sınıflarının düzenlendiği 8.madde, iş güvenliği uzmanının eğitimi ve sınava ilişkin koşullara yer veren 9. madde, görev alanının öngörüldüğü 10. madde, hizmet süresinin saptandığı 11.madde, görevlerinin sayıldığı 12.madde ile yetkilerin kurala bağlandığı 13 ve sorumlulukların belirlendiği 14.madde ile iş güvenliği uzmanının işverenlerce görevlendirilmesini öngören 15.maddeyi dayanağı yasa hükümlerine ve hukuka uyarlılık görmediğini" oybirliği ile karara bağlamıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, önceki yönetmelikteki iptal kararının gerekçelerini gidermeden "İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik" 15.08.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlayarak yürürlüğe sokmuştur. Bu yönetmelikte iptal gerekçeleri giderilmediği gibi "İş Güvenliği Uzmanı"nın tanımı meslek okulları düzeyine indirilmiştir.
Belirli bir kesimin çıkarlarını koruyan bu yönetmelik, işleyişi ile de çelişkili ve uygulamadan yoksun kalacaktır. 2006 yılındaki yönetmelik iptalinden sonra işyerleri, zorunluluk olmaması nedeniyle iş güvenliği uzmanları ile sözleşme yapmamıştır.
Yeni yönetmelikteki 47. maddede, eğitimci olabilmenin tanımı kimler için yapıldı ve bu tanıma dayalı olarak kimler kapsam dışına çıkarılmak istendi?
Örneğin, 47. maddenin (b) bendi ile "pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine sahip, en az üç yıl (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ile iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yaptığını belgeleyen (A) sınıfı iş güvenliği uzmanları" tanımına uyan kaç kişi vardır? Yukarıda da belirtildiği gibi yönetmelik iptali nedeni ile adı geçen uzmanların işverenlerce zorunluluk olmadığı için çalıştırılmadığı aşikardır.
Bakanlık bu yönetmeliği yayımlamadan önce bir "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" taslağı hazırladı ve Birliğimizden de görüş istedi. TMMOB 8 Ekim 2008 tarih ve 1838 sayılı yazı ile görüşlerini iletti. Ancak taslak, oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi‘ne bile getirilmeden Başbakanlığa gönderildi. Fakat akıbeti belli değil. Yönetmeliğin, bu yasalaşacak kanundan sonra çıkarılması gerekirken, alelacele çıkarılmasının gerekçesini anlamış değilim.
Bakanlık bu yönetmeliği, 5753 sayılı Yasa ile (istihdam paketi) ÇASGEM‘e verilen yetkiye dayalı olarak yayınladı. Hukuka karşı hile yöntemi ile yargı kararlarını işlevsiz kılan bu kanun, ilgili meslek kuruluşlarının halen yürürlükteki kanuni yetki ve sorumluluklarını gasp etmiştir. Oysa, Mesleki Yeterlilik Kurumunun kuruluş kanununa göre mühendis ve mimarları ancak meslek kuruluşları eğitebilir.
TMMOB‘ye bağlı Odalarımızın meslek içi eğitim yönetmelikleri yürürlüktedir ve buna uygun eğitimler ve belgelendirmeler yapılmaktadır. Ancak bu belgeler ve ayrıca Maden Mühendisleri Odamızın Bakan imzalı protokollere dayalı verdiği iş güvenliği mühendisliği belgeleri, yeni çıkan yönetmeliğin geçici 1. maddesine göre yok sayılmaktadır.
Mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları, yasalarla yetkilendirildikleri alanlarda hizmet vermekten ve yaptıkları işlerden sorumlu kişilerdir. İş güvenliği konusunda bir yeterlilik tanımlaması yapılacaksa "İş Güvenliği Mühendisi" (Bu tabir mühendis, mimar ve şehir plancısını içeriyor) kavramı dışında bir tanımlama yapmaya gerek yoktur. Mühendisler yaptıkları işin bilime, teknolojiye ve hukuka uygunluğu konusunda meslek odaları vasıtası ile ve yargı yolu ile denetlenirler. Aldıkları akademik eğitimin kazandırdığı bilginin ve değerlerin korunması da Odalar aracılığı ile yaşam boyu meslek içi eğitim ve meslek gelişimi çalışmaları ile sağlanmaktadır.
Yeni yayınlanan yönetmelik, yine çalışanın canını, sağlığını ve güvenliğini yok saymıştır. Öncelikle iş kazalarının sık yaşandığı işyerleri kapsam dışı bırakılmış, mühendislerin eğitimi ve sunacakları hizmet piyasa koşullarına teslim edilmiştir. Bir bakıma işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı bir pazar, aktörler de tacir konumuna getirilmiştir. Her şeyden önce bireye, ailesine, toplumsal işgücü kaybına, işletmeye ve ülke ekonomisine ağır fatura çıkaran bu konu piyasalaştırılamaz.
İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda "önce insan" anlayışının dışındaki her türlü düzenleme yanlıştır.
TMMOB, bu yönetmeliğe karşı yargıya başvuracaktır.